Mısır: Darbe Hükümeti Bağımsız Sendikaları Neden Yok Etmek İstiyor?

Mısır’daki Giulio Regeni anmasından bir kare | Foto: Aya Nader

Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!
Bu yazıyı, Mısır’daki işçi hakları ve sendikal hareket üzerine yazdığı haberleri farklı bir mahlasla Il Manifesto gazetesinde yayımlayan, yazıları ve araştırmaları nedeniyle Mısır halk kalkışmasının 5. yıldönümünde (25 Ocak) kaybedilen ve işkence edilmiş bedeni 3 Şubat Çarşamba bir su kanalında bulunan İtalyan asıllı 28 yaşındaki doktora öğrencisi Giulio Regeni’ye ithaf ediyoruz.

7 Şubat Pazar, Bağımsız Sendikaların Kapatılması İstemiyle Açılan Dava Başladı

Mısır bağımsız sendikalarının kapatılması istemiyle devlet kontrolündeki işbirlikçi sendika Mısır İşçi Sendikaları Federasyonu (ETUF) tarafından açılan davanın ilk oturumu 7 Şubat Pazar günü gerçekleşti.
Sarı sendika ETUF, bağımsız sendikaların iç yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kapatılmaları istemi ile dava açtı. Öte yandan bağımsız sendikaların avukatları ise ETUF yöneticilerinin devlet tarafından atandığını belirterek asıl gayrimeşru olanın Mısır İşçi Sendikaları Federasyonu olduğunu savundular.
Mahkeme devlet sendikası olan Mısır İşçi Sendikaları Federasyonu’nun 2006 yılı sonunda gerçekleştirmiş olduğu seçime ilişkin belgeleri hazırlaması için 13 Mart’a ertelendi. Ancak ne var ki bahsi geçen seçimlerin geçerliliği 2011 yılı itibari ile doldu ve son beş senedir ETUF yönetimi Mısır Çalışma Bakanlığı tarafından atanıyor.
Dava, Mısır İşçi Sendikaları Federasyonu’na bağlı Vergi, Finans ve Gümrük Çalışanları Sendikası tarafından Mısır Bağımsız İşçi Sendikaları Federasyonu (EFITU) ve bu çatı altındaki diğer bağımsız sendikalara karşı açıldı.

Mısır Bağımsız İşçi Sendikaları Federasyonu

Haberlere göre devlet sendikası ETUF’un avukatı Ahmed Mortada Mansour, Bağımsız Sendikalar Federasyonu çatısı altındaki bütün sendikaların ve her türlü faaliyetlerinin yasaklanmasını savunuyor.
1957 yılında kurulmuş olan ETUF, 25 Ocak 2011 halk isyanına kadar ülkedeki tek yasal olarak tanınan işçi sendikaları federasyonuydu. Ancak 25 Ocak halk kalkışmasını takiben kurulan bir çok bağımsız sendika ve EFITU, işbirlikçi ETUF tekeline karşı meydan okudu.
Her ne kadar 2011 yılında Çalışma Bakanlığı bağımsız sendikaların tanınmasına yönelik bir yasa tasarısı hazırlamışsa da bu tasarı son beş yılın peş peşe gelen hükümetleri tarafından rafa kaldırıldı. ETUF, bağımsız sendikaların yasadışı olduğunu iddia ederken, buna karşılık Sendika ve İşçi Hakları Merkezi (CTUWS) de 2014 Anayasası uyarınca işçilerin kendi sendikalarını kurma hakkına sahip olduğunu savunuyor. Sendika ve İşçi Hakları Merkezi’ne göre anayasadaki 76 sayılı kanun kapsamında işçiler bağımsız sendika kurma ve örgütlenme hakkına sahipler.

Sendika ve İşçi Hakları Merkezi (CTUWS)

Dahası 1950’den beri Mısır Devleti, Uluslararası İşçi Örgütü’nün (ILO) örgütlenme ve sendika kurma özgürlüğünü tanıyan 87 sayılı Sözleşmesi ile işçilerin kendi seçtikleri sendikada örgütlenme ve toplu sözleşme yapma hakkını tanıyan 98 sayılı Sözleşmeyi onaylamış durumda. Dolayısıyla taraf olduğu uluslararası anlaşmalar gereği bağımsız sendikaları işbirlikçi federasyon eliyle yasaklamaya çalışan Mısır Devleti aslen suç işliyor.

Peki Mısır Devleti Bağımsız Sendikalardan Neden Bu Kadar Çok Korkuyor?

Giulio Regeni’nin Il Manifesto’da yayınlanan ölmeden hemen önce kaleme aldığı son yazısı bu korkunun sebeplerini titizlikle ortaya koyuyor. Bu yazı, Sendika ve İşçi Hakları Merkezi (CTUWS)’nin çağrısıyla düzenlenen, ülkenin dört bir yanından gelen eylemcileri ve sendikacıları toplayan bir buluşmanın izlenimlerini içeriyordu. Toplantıda hükümetin bağımsız sendikaları yok etme ve işçileri ötekileştirme çabası tartışıldı. Ancak toplantının asıl ilham verici yanı 3 Temmuz 2013 askeri darbesi sonrası iyice kuşatılan bağımsız sendikaların baskı rejimi karşısında birleşme ve ortak mücadele üretme talebinin yükseltilmesiydi.
Mübarek dönemindeki usulsüz özelleştirmeler 2011 sonrası yargı tarafından bozulmuş olsa da işçilerin kaybedilen hakları iade edilmiş değil. Bu hakların iade edilmesi için bütün Mısır’da birbirinden bağımsız grevler gerçekleştiriliyor. Ne var ki giderek büyüyen polis baskısı ve devlet şiddeti karşısında sendikaların ve dahası her türlü muhalif yapılanmanın ayakta kalabilmesi için birleşik bir mücadele örmek şart. Sendika ve İşçi Hakları Merkezi (CTUWS)’nin çağrısı ile gerçekleşen toplantı, darbe hükümetine karşı sınıf mücadelesi tabanında yeniden bir halk kalkışması örgütlemenin yollarını arayan, tartışan ve programını ortaya koyan bir zirve oldu. Bölgesel konferanslar, birkaç ayda bir yapılacak ulusal toplantılar ve birleşik sınıf mücadelesinin yürütülebilmesi için bir temsilci komitesi kurulması kararıyla sonlanan toplantının kapanış bildirgesini bütün Mısır’dan ve sektörlerden gelen 50 muhalif sendika imzaladı.
2011 kalkışmasında olduğu gibi “Ekmek, Özgürlük, Sosyal Adalet” şiarıyla yükselen emek hareketi birleşerek ve tabandan örgütlenerek Mübarek döneminden Sisi yönetimine kadar hiç değişmeden devredilen neoliberal politikalara karşı bir güç oluşturmakla kalmayacak, kendine güvenen örgütlü bir halkın militarizme ve baskı rejimine meydan okumasının da yolunu açacak. İşte bu yüzden bağımsız sendikaların birleşik mücadelesi Mısır Devleti için bu kadar korkutucu ve hiç şüphesiz ki Giulio Regeni cinayeti de bir siyasi cinayettir. Her ne kadar Batılı bir araştırmacının ölümü uluslararası kamuoyunun ilgisini daha fazla çekse de Mısır’da farklı siyasetlerden en az 50 muhalif eylemci her gün kaybediliyor. Geçtiğimiz hafta, 4-5 Şubat tarihleri arasında İskenderiye’de 20 gencin güvenlik güçleri tarafından kaybedildiği rapor edildi. Siyasi cinayetler ve zorla kaybetmeler Mısır baskı rejiminin rutin uygulamaları haline gelmiş durumda.
Bağımsız sendikalar özellikle kamu çalışanlarını hedef alan 18 sayılı kanun karşısında harekete geçme planı yapıyor. Sağcı ya da sözüm ona ‘solcu’ hükümetlerin çıkartmaya uğraştıkları iş yasalarına karşı yükselen emek hareketi her sektörden ve iş birlikçi olmayan her sendikadan işçileri birleştirme potansiyeline sahip. Çünkü Yunanistan’da, Arjantin’de, Güney Kore’de, Güney Afrika’da, Mısır’da, Türkiye’de… çıkarılmaya çalışılan bu yasaların tek bir gündemi var; o da kapitalizmin sistemsel krizinin yükünü emekçilerin üzerine atmak. Bu yasalara karşı örgütlenen taban hareketlerinin birleşik bir mücadeleyi örmeleri durumunda ise yeniden halk isyanlarının fitilinin ateşlenmesi kaçınılmaz.
Giulio Regeni ve daha nice kayıp Mısırlı devrimci anısına…
Türkiye’de kıdem tazminatı fonu ve kiralık işçi yasasına karşı birleşik mücadele ve örgütlenme, dünyadaki bütün devrimci, halkçı sendikalarla uluslararası dayanışma!

Haber: isyandan.org

Kaynaklar:
  1. http://www.evrensel.net/haber/272266/misirda-sendikalar-yeniden-doguyor
  2. http://www.madamasr.com/sections/politics/why-are-egypts-independent-trade-unions-trial
  3. http://www.madamasr.com/news/least-20-alexandrian-young-people-forcibly-disappeared-last-week
  4. http://egyptianstreets.com/2016/02/06/flowers-laid-for-killed-italian-student-in-egypt/

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.