İsyanın Beşinci Yıldönümünde Mısır

WARNING: unbalanced footnote start tag short code found.

If this warning is irrelevant, please disable the syntax validation feature in the dashboard under General settings > Footnote start and end short codes > Check for balanced shortcodes.

Unbalanced start tag short code found before:

“2013 yılında Müslüman Kardeşler terörist ilan edilirken 2014 yılında da ‘6 Nisan Hareketi’ yasaklandı. İsyanın beşinci yıldönümünde 2011 yılının görkemli kitleselliği yoktu.Bunun yerine devrik Müslüman Kardeşler yanlısı eylemciler, polisi şaşırtmak amacıyla yaklaş…”

Foto: AFP Arşivi

25 Ocak 2011 tarihinde iki milyonun üzerinde Mısırlı Hüsnü Mübarek yönetimine son verilmesi talebiyle Tahrir meydanını doldurmuştu. Ancak talepleri politik özgürlükten ibaret değildi. Tunus’ta başlayan kalkışmayı ateşleyen kıvılcım gibi Mısır’daki hareket de sosyoekonomik eşitsizlikler ve yoksulluk ile bilenmişti.
Haftalarca süren protestolar sonucunda Sağlık Bakanlığı verilerine göre 840 kişi hayatını kaybetti, 6.500 kişi yaralandı. Ancak 2011 isyanına katılan eylemciler Sisi hükümetinin Mübarek döneminden daha acımasız ve baskıcı olduğunun altını çiziyor.
Mübarek’in devrilmesinin ardından 2012’de yapılan seçimleri az bir farkla Muhammed Mürsî kazanmış fakat gerek ekonomik gerekse demokratik açılım programlarının halkı memnun etmemesi üzerine 2013’te Müslüman Kardeşler yönetimine karşı protestolar baş göstermişti. Bununla beraber kimse 3 Temmuz 2013’de Mısır Ordusunun Mürsî’yi devirip yerine geçici olarak Adli Mansur’u atamasıyla başlayan ve Abdülfettah Said Hüseyin Halil el-Sisi’nin 2014’ün Haziran ayında başa geçmesiyle devam eden sürece hazırlıklı değildi. Sisi yönetimi her kesimden eyleme, protestoya Mübarek yönetiminden de daha sert cevap verecekti.
Sisi döneminde çoğunluğu barışçıl olan gösterilerde 1.250’den fazla eylemci öldürüldü. Türkiye’de en çok Müslüman Kardeşlere yönelik baskılar haber yapılsa da Sisi yönetiminin işkencelerinden, polis şiddetinden, tutuklamalarından ve baskılarından sekülerler, solcular ve gençlik hareketleri de payını aldı.**https://isyandan.org/haberler/misir-devrim-ruyasini-koruyan-genc-devrimciler//**2013 yılında Müslüman Kardeşler terörist ilan edilirken 2014 yılında da ‘6 Nisan Hareketi’ yasaklandı.
İsyanın beşinci yıldönümünde 2011 yılının görkemli kitleselliği yoktu.Bunun yerine devrik Müslüman Kardeşler yanlısı eylemciler, polisi şaşırtmak amacıyla yaklaşık 1000 kişilik gruplar halinde, Gize’de üç farklı noktada yürüyüş düzenlediler.**http://www.middleeasteye.net/news/egyptians-defy-tightened-security-scattered-protests-uprising-anniversary-928659699/**
İki senelik baskı ve yıldırma politikalarının eseri olarak neredeyse bütün muhalif hareketlerin liderleri hapis cezasına çarptırıldı. Yeni parlamento Mansur ve Sisi yönetimlerince çıkartılmış faşist anti-terör ve hapishane yasalarını çoktan onayladı. İnsan hakları örgütleri ise parlamentodan, tasdik bekleyen ‘gösteri yasası’nı reddetmesini talep ediyor.
Anti-terör yasası özel mahkemelerin kurulmasını, ‘terörle ilişkili’ faaliyetlerde bulunanlar için yeni cezaları ve ‘resmi verilerle’ çelişen bilgilerin yayınlanmasına yönelik yaptırımları içeriyor. Bu yasa uyarınca resmi söylemle ters düşen gazeteciler de dahil herkes cezalandırılabilir. Hapishane yasası ise hapishane yönetimine mahkumlara yönelik daha ağır yaptırımlar uygulama yetkisi tanıyor.
İsyanın beşinci yıldönümü yaklaşırken devlet giriştiği operasyonlarla rejim muhaliflerine büyük bir göz dağı verdi. Tahrir Meydanı yakınında oturanların sosyal medyada yaptıkları beyanlara göre polis 16 ve 17 Ocak’ta yaklaşık 5.000 evi aradı. 2014-15 yılları arasında güvenlik güçleri en az 761 üniversite öğrencisini tutukladı. Müslüman Kardeşlerle ilişkili çoğu üyesi öldürülmüş veya tutuklanmış olan öğrenci grupları gösterilerden uzak durmayı tercih etti. Devrimci Sosyalistler ile liberal Anayasa Partisini destekleyenler ise öğrenci sendikalarına yoğunlaşarak politik faaliyetlerini yürütmeye yöneldi.
Beş yıl önce Arap isyanlarının ilk kıvılcımının çakıldığı Tunus’ta 16 Ocak’tan beri süren yoğun protestolar sonucu süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edilir ve sadece hafta sonu 300, toplamda ise 1000 kişi işsizlik eylemlerinde tutuklanırken**http://www.middleeasteye.net/news/over-1000-people-arrested-during-tunisia-unrest-578785967 /**kalkışmasının yıldönümü olan 25 Ocak’ta Mısır’da, üç yürüyüş hariç sokaklara rejimin kitlelere saldığı korku ve sessizliğin hakim olduğu söylenebilir. Ancak beş yıl önceki isyanı ateşleyen koşullar hala varlığını koruyor, hem de daha da ağırlaşmış bir biçimde. Sisi yönetiminin baskı ve korku rejimini derinleştirmesinin sebebi de devrimi tetikleyecek koşulların varlığından kaynaklanan korku. Her ne kadar 26 Kasım 2013’te Kahire’deki Gösteri Yasası eylemlerinde tutuklanan eylemci Alaa Abd El Fattah’ın yazdığı hüzünlü mektup**http://www.madamasr.com/opinion/politics/jan-25-5-years-only-words-i-can-write-are-about-losing-my-words/**yenilgiyi kabul eder nitelikte olsa da egemenlerin devrimin koşullarından duyduğu çekince, ironik bir şekilde, devrimci öznelerin ve kitlelerin örgütlenmesi ile yeniden ateşlenebilecek halk kalkışması ihtimalini bu baskı rejiminde bile sağ tutuyor. Mısır’ın ilerici devrimci güçleri yeniden örgütlenene, kalkışmayı örene dek, devrim yenilmedi, yenilmeyecek.

Haber: isyandan.org

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.