Meksika seçimlerinde yaygın boykot kampanyası oldukça etkili oldu. Örgütlü Halk Hareketinin olduğu yerlerde seçimler iptal oldu, diğer yerlerde seçime katılım düşük düzeyde kaldı.
Halk hareketinin seçimleri aktif biçimde boykot etmesinin tarihsel arka planı nedir? Biraz geriye gidip son 10 yılda yaşananlara kısaca bir göz atalım.
2006 yılında ABD’nin desteğinde seçim hileleriyle ve başkanlık dayatması ile karşı karşıya kalan Meksika’da, seçim hilelerine ve ABD dayatmalarına karşı milyonları kapsayan bir hareket yükseldi. Bu hareket, seçimleri kaybeden burjuva PRD partisi adayı Obrador’un etrafında gelişse de, Obrador’u aşarak Meksika burjuvazisinin saldırı, katliam ve aldatmacalarına tepki duyan yığınları mücadeleye çekti. Yine 2012 seçimlerinde de açık hile yapıldığının kanıtlanmasına rağmen oyların yeniden sayılmaması seçime olan güvensizliği iyice derinleştirdi.
22 Mayıs 2007’de öğretmenlerin ekonomik taleplerle başlattığı grev, 14 Haziranda Oaxaca eyaleti silahlı kuvvetlerinin kanlı saldırısından sonra giderek büyüdü ve Oaxaca’lı işçi, emekçi, öğrenci, yoksul köylü ve yerli halkların desteğini alarak, saldırılardan sorumlu vali Ulises Ruiz Ortiz’in istifası talebiyle büyük bir isyana dönüştü. Oaxaca işçi ve emekçilerinin bu birleşik isyanı büyütmek için kurdukları Oaxaca Halk Meclisi (APPO), kısa zamanda halk iktidarının organına evrildi. Kenti 6 aya yakın bu meclis yönetti.
Güneyinde Chiapas’ta Zapatista işgali, Oaxaca’da Komün, başkentte seçim hilelerine karşı mücadeleyle sarsılan Meksika’da işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen yerli halkların ABD emperyalizmine göbekten bağlı Meksika burjuvazisinin yıkım politikalarına, baskılara ve zulme, rüşvete, yolsuzluğa, yoksulluğa, açlığa isyanı, halkın egemen sınıfın temsilcilerini tanımayarak sokaklarda kendi temsilcilerini, kendi hükümetini ilan ettiği, Meksika burjuvazisinin halkın en asgari taleplerini dahi karşılamaktan aciz kalarak eskisi gibi yönetemediği bir politik krizin içine yuvarlandığı devrimci bir durumun varlığını ve sürekliliğini gösteriyordu.
Sorunları çözemeyen hükümet kendi gözetiminde büyüyen, devasa boyutlara ulaşan uyuşturucu kartellerine 2007 de savaş ilan etmek zorunda kaldı. Şimdiye kadar 100.000 den fazla insan öldürüldü. Meksika devlet aygıtının uyuşturucu kartelleri ile iç içe geçmesi on binlerce insanın vahşice öldürülmesi kaybedilmesi sonucunu doğurdu.
Meksika halkı öz savunma örgütlenmeleri ile derinleşen krize karşı, şiddetlenen karşı devrimle cevap veriyordu. 26 Eylül 2014 yılında 43 öğrencinin kaybedilmesi Meksika hükümetinin uzun zamandan beri içinde olduğu meşruiyet krizini derinleştirdi. Yürütülen mücadeleler sonucunda 2015 Yılı Ocak ayında onlarca yerleşim birimi yaklaşık yirmi yıldır faaliyette bulunan kendi öz savunma sistemlerinin devlet tarafından tanınması için girişimde bulundu. Devlet bunu kabul etmek yerine öz savunma birimlerinin silahlarını teslim etmesi yönünde sürekli baskı yapmayı tercih etti. Öz savunma grupları uyuşturucu kartellerinin halen aktif olduğu gerekçesi ile bu silahsızlanmaya karşı çıkmayı sürdürmektedir.
1995 yılında kırsal öz savunma örgütlenmelerinden biri olarak ortaya çıkan İsyancı Halkın Devrimci Ordusu (ERPİ) 43 öğrencinin öldürülmesinden sonra narko-devlete ve uyuşturucu karteli Birlik Savaşçılarına karşı “26 Eylül Adaleti Halk Tugayı”nı kurdu.
21 Mart’ta asker ve polis paramiliter gruplarla birlikte eko-turizm bölgesi yapılmak üzere Otonom Zapatista bölgesine saldırı düzenleyip komünal binaları yaktı. 2007 yılından beri Maya Yolu adlı mega turizm planını hayata geçirmeye çalışan hükümete karşı direnişte yüzlerce insan tutuklandı, hareketin iki lideri öldürüldü.
9 Mayıs’ta Aşağı Kaliforniya Eyaleti San Quintin Vadisinde gündelik işçilerin yaşadığı bölgeye saldıran polis 60’a yakın işçinin yaralanmasına sebep oldu.
Bu koşullar altında muhalif siyasetçilerin suikasta uğraması geniş yığınlarda ki memnuniyetsizliğin giderek çok daha aktif bir direnişe yönelmesine neden olmuştur. Tarihsel olarak kırsal ayaklanma ve mücadele geleneği de olan Guerrero, Oaxaca, Chiapas, Yucatán ve Puebla eyaletleri ağırlıklı olmak üzere seçimleri boykot kampanyası örgütlendi.
Boykot Kampanyasını sürdürenler “Çok fazla partinin olması çok fazla seçenek olduğu anlamına gelmiyor.”diyerek burjuva partilerinin aynılaştığını bir kere daha teyid etmişlerdir. Boykot Kampanyasının örgütleyicilerinden olan Eğitim İşçileri Ulusal Birliği (SNTE) sözcüsü Profesör Muhammed Otaqui Toledo; “Eğitim yasasına, yolsuzluklara ve uyuşturucu kartelleri ile iç içe geçen devlet politikalarına karşı mücadele edeceklerini, boykot kampanyasının da bu mücadelenin yeni bir aşaması olduğunun” altını çiziyor.
Zapatistalar “Bize sorarsanız burada bir açmaz söz konusu çünkü seçimleri düzenleyen; adayları belirleyen; nerede, nasıl, ne zaman oy vereceğinizi söyleyen; kazananı açıklayan ve seçimlerin geçerli olup olmadığına karar veren, tek ve aynı yönetici. Yine de seçimlerin bir işe yarayabileceğini düşünen insanlar var. Tamam. Hayır demiyoruz, ama evet de demiyoruz.
İsterseniz bir renge ya da çoktan solmuş renklerden birine oy verin, isterseniz hiç oy vermeyin; biz tek bir şey söylüyoruz: Örgütlenmemiz, bizi kimin yöneteceği kararını başkalarına bırakmamamız ve seçtiğimiz kişinin halka itaat etmesini sağlamamız gerek.” diyerek kendileri örgütlenme ve direniş saflarında yer almış, herkesi de oy kullansın, kullanmasın örgütlenme ve direnmeye çağırmışlardır.
Katolik Kilisesinin ilerici kesimleri de boykot kampanyasına destek veriyor.
Kampanya Nasıl başladı?
Meksika’da eğitim reformunu protesto eden öğretmenler, Uluslararası Santa Cruz Xoxocotlan Havaalanı’nı işgal ederek hafta sonu yapılacak ara seçimleri boykot çağrısında bulundu. Kampanyanın seçim öncesi sürdürülme biçimi de militan bir karaktere sahiptir.
Başta öğretmenler sendikası ve öğrenciler olmak üzere çok çeşitli toplumsal kesimler ve kitle örgütleri “Bu seçim olmaz, 43 kişi eksiğiz” diyerek seçimlerin iptali talebiyle seçim günü boyunca eylemler yaptı.
Seçim Boykotu Nasıl Uygulandı?
1- Ulusal ve bölgesel düzeyde örgütlenme ağları yaratıldı. Ulusal Halk Meclisinin önemli bileşenlerinden Eğitim Emekçileri Ulusal Koordinasyonu (CNTE), kitle örgütleri, yerli halklar boykot kampanyasında çok önemli rol oynadılar. Eyalet düzeyinde Halk Hareketleri koordinasyonları oluşturuldu.
2- Örgütlü ve güçlü olunan yerlerde seçim büroları işgal edildi, oy pusulaları ve seçim sandıkları yakıldı.
3- Örgütlü ve güçlü olunmayan bölgelerde sandığa gitmeme yada boş oy kullanma yöntemi izlendi.
4- Hükümet binaları bazı eyaletlerde işgal edildi, ateşe verildi.
5- Guerrero Eyaleti’ne bağlı Tixtla kentinde “Toplum Polisi” olarak adlandıran öz-savunma örgütü, bölge sakinleri ve geçtiğimiz yıl devlet-uyuşturucu kartelleri işbirliği ile kaybedilen 43 öğrencinin yakınları ile birlikte 7 Haziran’da yapılacak seçimleri boykot etme kararı almalarının ardından bölgeye resmi güvenlik güçlerini ve seçim propagandası yapanları sokmadı.
6- Karayollarında ki paralı geçiş kabinleri işgal edildi.
7- Ulusal Seçim Kurumu binaları işgal edildi yada kuşatıldı.
8- Bazı bölgelerde Meksika Petrol Şirketi (PEMEX)’nin rafinerileri işgal edildi.
9- Siber saldırı örgütü Anonymous hükümet sitelerini hackledi. Anoymous sitelerde, “Meksikalılar onlara gününü gösterin” mesajını yayınladı.
10-Anarşist-Feministler, Mexico City’deki Revolution Caddesinde bulunan SEDATU (Kırsal Bölge ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı) bürolarını bombaladı.