Heather Gies: Sandinista Mirasıyla Nikaragua’da Kooperatif Sektörü Büyüyor

nikaraguakooperatf

Nikaragua hükümetinin devrimci mücadele mirasıyla sosyalizm yolunda ilerleyeceğini ilan etmesinden on yıl sonra, ülkede eşi benzeri olmayan bir şey yaşanıyor: Ulusal gelirin yarısından fazlası kooperatifler ve küçük aile işletmeleriyle birlikte ‘halk ekonomisi’nden elde ediliyor. Tarihi anlamda, Amerika kıtalarındaki en yoksul ülkelerden biri olan Nikaragua’da halk ekonomisi büyük bir istihdam kaynağı yaratıyor.

Gayri safi gelirin %59,3’ünü halk ekonomisi oluştururken, %27,3’ünü özel sektör, %13,3’ünü ise kamu sektörü oluşturuyor. Bu anlamda Nikaragua kooperatif gelişiminde bir başarı örneğidir. Kooperatifler, geleneksel anlamda ülke ekonomisinin merkezinde ve tarımı canlandırıyor. Öte yandan, örneğin toplu taşımada olduğu gibi, diğer sektörlerde de kooperatif modele geçiş konusunda büyük başarı kaydediliyor.

Via Campesina’dan Nils McCune, “Kooperatifler Nikaragua halkının doğrudan ihtiyaçlarının büyük bölümünü karşılıyor; özellikle de özel sektörün asla karşılayamadığı ihtiyaçları,” şeklinde açıklıyor. “Ulusal ve çok uluslu özel sektör ihracat ile ilgilene dursun, küçük üreticiler ve örgütleri gıdayı güvence altına almış durumda.”

Son yıllarda kooperatiflerin başarısı, temel tahılların ulus çaplı üretimindeki artışta kendini gösterdi; Nikaragua’nın gıda bağımsızlığı ve güvenliğindeki olumlu etkilerle karşılık buldu. 2012 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı, ülkenin pirinç ihtiyacının %80’inin yerli üretim tarafından karşılandığını açıkladı. Bu oran, kooperatif sektörünü canlandırmaya yardımcı olan sol hükümetin seçilmesinden altı yıl önceki rakamlara kıyasla iki katın üzerinde. Nikaragua’nın tipik beslenmesinde yer alan fasulyenin üretiminde ise daha büyük bir gelişim söz konusu. Üretim, El Nino ve bunun gibi olumsuz iklim koşullarının yarattığı etkilere rağmen, 2014 ve 2015 yıllarında ulusal talebin üzerine çıktı. Bu sayede ihracata gidilebilecek bir üretim fazlası oluştu.

Nikaragua’nın kooperatifçilik hareketinin önde gelen düşünürlerinden Orlango Nuñez Soto’ya göre, kooperatif sistemin tarihi Sandinismo ideolojisiyle sıkı sıkıya bir ilişki içerisinde.

Sandinismo ismi 1920’ler ve 30’larda ABD ordusunun işgaline karşı savaşan, anti emperyalist devrimci Augusto Cesar Sandino’dan geliyor. Ulusal bir kahraman olarak kabul edilen Sandino, sendikaları ve campesino (köylü) kooperatifçiliğini; evrensel bir komün fikrini öne çıkaran bir mücadelenin önderliğini yaptı. Öte yandan Nikaragua’nın ilk kooperatifini 1933 yılında örgütledi.

Sandinista Devrimi ise Sandino’nun ideolojisini sahiplendi. 1979 yılında Somoza diktatörlüğünün devrilmesiyle Sandinista Devrimi kooperatif hareketi destekleyecek devlet yapısını inşa etti.

1980’lerde hükümetin odaklandığı tarım reformu ve toprak dağıtımı girişimi, kolektif biçimde örgütlenen kırsal ekonominin hızla büyümesini sağladı.

Sandinista hükümetinin ilk on yılı, kooperatif sayısı %8000’in üzerine çıktı -1979 yılında sadece 42 kooperatif varken; 1989 yılında bu rakam 3533’e çıkmıştı. Tabii bu rakamlar; sağ kanadın iktidara gelmesinden bir yıl önce idi. Sağ kanat hükümet, kooperatif hareketinin önüne engeller getirdi.

1990’larda, ABD tarafından desteklenen hükümetin ekonomiyi canlandıracağı vaatleri, neoliberal dönemin kapılarını araladı; bu dönem ise Nikaragualıları ağır zarara uğrattı –özellikle de kooperatif sistemin engellendiği geniş tarım sektöründe. Bölgedeki diğer geleneksel tarım ekonomilerine dayatılan neoliberalizmin neden olduğu aynı kaderden muzdarip Nikaragualı tarımcılar ulusal pazarı dolduran ucuz, sübvansiyonlu ithal ürünlere karşı ayakta duramamaya başladılar. Krediye erişimin kaynağı ise kurudu. Kooperatif hareketin yükselen gücü kesintiye uğradı. Sağ hükümetler dönemindeki on beş yıl boyunca, duraklamaya geçen kooperatifler sonunda çöküşe geçti.

Neoliberal dönemin eşiğinde, 1989 yılında sayısı 3533’ü bulan kooperatifler 1995 yılında 3825’e çıkmıştı -2000 yılında ise bu sayı 3285’e düştü.  Ancak güç kaybetmesine rağmen kooperatif hareketi, aynı neoliberal dönemde yasal bir hak da kazanmayı başardı: muhafazakar yönetim altında, 2004 yılında kabul edilen Kooperatifler Yasası.

Bu yasa, kooperatif hareketin merkezi organlarından biri olan -Ulusal Kooperatifler Konseyi’ni- Conacoop’u kurumsallaştırdı. Gelgelelim 2006 yılına dek kooperatif sayısı 2743’e düştü – ta ki Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi FSLN’den Daniel Ortega, 2007 yılında başa geçinceye dek.

Ortega’nın görevi devralmasıyla birlikte kooperatif hareket de sıçrayışa geçti. 7 yıl içerisinde, kooperatif sayısı, neoliberal dönem öncesindeki sayıyı da aşarak 4862’ye çıktı. 2014 yılı itibariyle kooperaitf sayısı 5006’ya çıktı. Kooperatif üyeleri sayısında ise üstel olarak daha da geniş bir büyüme yaşandı.  2006-2014 yılları arasında %200’ün üzerinde bir artış gerçekleşti. Kooperatif başına düşen üye sayısı ortalama olarak 29’dan 50’ye çıktı. Hükümetin de desteği ve işçi hareketleri örgütlenmeleri sayesinde, özellikle de 2012 yılında çıkarılan yasa aracılığıyla, sektöre teşvikler artırılırken, Nikaragua’da kooperatifler daha önce hiç olmadığı kadar güçlü durumda.

McCune’ın ifadelerine göre, “1990’larda uluslararası STK’ların desteğiyle birlikte sektörü ayakta tutmaya çabalayan kooperatif hareketin yaşayabilmesi için, mevcut hükümet büyük çabalar sarf etti. El işleri, gıda, doğal ilaç, tarıma dayalı üretim vb. campesino pazarlarının da önü açıldı.”

Pazar günkü genel seçimler ise Ortega’nın ve Sandinista hükümetinin zaferine işaret ederken, Nikaragua’nın gelişen kooperatif sektörü de büyümeye devam edecek gibi görünüyor.

Heather Gies’in ‘Nicaragua Booming Cooperative Sector Tied to Sandinista Legacy’ analiz yazısı, 5 Kasım 2016 tarihinde teleSUR’da yayınlanmıştır.
Kaynak: Direnişteyiz Çeviri Ekibi / direnisteyiz3.org

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.