Ekonomik Kriz İçindeki Venezuela’nın Potansiyel Yolları (I)

Venezuela yasaları toplumsal iktidarı destekliyor. Fotoğraf: Arşiv

Venezuela yasaları toplumsal iktidarı destekliyor. Fotoğraf: Arşiv

Toplum ekonomide kesin eylemler talep etti, geniş çaplı acı reçete değil.

Venezuela’nın yeni Ulusal Parlamento seçiminde en önde gelen konu ekonomik krizdi. Ne yapılmalı, ne yapılabilir ve yapılması muhtemel olan nedir? Venezuelalılar 5 kategoriye denk gelen değişik çözüm önerilerinde bulundular: neoliberalizm, pazara dayanan reform, mevcut politikaların düzeltilmesi ve devamı, devletli sosyalizm ve devletsiz sosyalizm.

Bu beş seçenek farklı politik gruplara hitap etmektedir. Muhalefet liderleri ve onların zengin destekçileri genel olarak neoliberal kapitalizm yanlısıdırlar. Hükümet destekçileri diğer dört seçeneğin faydaları üzerine tartışma yürütmektedirler. Bununla birlikte, 6 Aralık seçimlerinde PSUV’un yenilgisi neoliberalizmin onaylanması olarak okunmamalıdır. Halk ekonomide kararlı politikalar istemektedir, geniş çaplı acı reçete değil. Venezuela’nın ekonomik krizinin gideceği yolu belirleyecek olan daha olasılıkla, bu beş kategoriden harmanlanan politikanın bir karışımı olacaktır.

Birkaç faktör krize kapsamlı bir müdahaleyi engellemiştir: muhalefetin hükümeti işlemez duruma getiren sert eylemleri, planlanmış ya da planlanmamış ekonomik sabotajlar, devlet kurumları içindeki yolsuzluklar, petrol fiyatlarındaki düşüş, bozuk işleyen kurumların değiştirilmesine olan politik isteksizlik, toplumsal tabana dayanan kurumların zayıflaması. Bu faktörlere ek olarak şimdi muhalefet Ulusal Meclisi kontrol etmektedir. Bu durum hükümetin felç olmasına ve MUD ile PSUV arasında, muhalefet liderlerinin hapisten salıverilmesi, başkanlıkla ilgili bir referandum yapılması ve yasaların geri alınması gibi politik meseleler üzerindeki kavga sürerken dikkatin ekonomiden dağılmasına yol açabilir.

Neoliberalizm

Muhalefetin neoliberal programı mali açıdan sert politikalara yol açıcı yapıdadır: buna göre hükümet işçileri işten çıkarmalı, sosyal harcamaları kesmeli ve devlet petrol şirketinin sadece petrolle ilgili faaliyetlere odaklanmasını sağlamalıdır. Enflasyonu durdurmak için Merkez Bankası politik olarak daha bağımsız olmalı ve hükümetin sosyal harcamaları finanse etmek ve hükümetin açığını kapatmak için para basılması taleplerini reddetmelidir. Aynı zamanda sermaye kaçısını önlemek için tasarruflardaki faiz oranları ve yatırım için de uygun hisse senetleri artırılmalıdır. Hükümet gelirlerini artırmak için daha önce kamulaştırdığı şirketlerin çoğunu özelleştirmeli, petrol fiyatlarını deregüle etmeli ve elindeki dolarları pazar tarafından belirlenen değişim oranı üzerinde satmalıdır. Özelleştirme, petrol endüstrisinde açılacak gediği (apertura) –geçmişte kısmi özelleştirmeye atıfta bulunan takma isim- de içermelidir. Stoklama, kaçakçılık ve spekülasyonu önlemek için mübadele ve fiyat kontrolleri ortadan kaldırılmalı ve fiyatlar rekabet halindeki pazarlar tarafından belirlenmelidir. Devlet aynı zamanda ticari ithalat alanından çekilmelidir. Son olarak hükümet, anahtar göstergelere ait verilerde ve politika planlarında daha şeffaf olmalıdır.

Bu türden politikalar 1980’ler ve 90’larda Venezuela, Brezilya, Bolivya, Arjantin ve diğer ülkeler dahil bir çok Latin Amerika ülkesinde bölgesel borç krizleri döneminde denenmişti. Bazı durumlarda bu politikalar enflasyonu düşürüp ekonominin bazı parçalarını stabilize etse de aynı zamanda yoksulluk, işsizlik ve eşitsizliği artırmıştı. Venezüella’da bu politikalar, 1989’da Caracazo’daki gibi sert baskı tedbirlerine yol açan kitlesel ayaklanmalara neden olmuştu ve bu nedenle yoksullar ve orta sınıflar arasında hala rağbet görmemektedirler. Seçimler göstermektedir ki Venezüella’lılar esas olarak temel ihtiyaç maddelerindeki darlıktan endişe etmektedirler, enflasyondan değil. Bu nedenle neoliberal reformların enflasyon karşıtı hamleleri yoksullardan daha fazla mülk sahibi zenginlerin hoşuna gidebilir. Bununla birlikte ekonomik kriz durumu iyice kötüleştirirse neoliberal reformlar istikrar vaat etiğinden dolayı yaygın bir destek de toplayabilir.

Muhalefet liderleri neoliberal reformların tutulmadığını bildiklerinden izleyecekleri yola ilişkin önerilerinin tonunu yumuşatan bir dil kullanmaktadırlar. Örneğin yakın zamanda sundukları yasal değişiklik önerilerinde, fiyat spekülasyonlarıyla mücadele yasalarının iptal edilmesi teklifini “Tam Gıda Temini Yasası”nın bir parçası olarak getirdiler. İş yasasındaki reform önerilerinde işçiler tatil ve ayrılık ödemesi gibi konularda yararlar elde ederken, “işverenlerin uzlaşılan durumlarında daha fazla bir ağırlaştırma olmayacaktır”. Kamu hizmetlerinin desantralize edilmesi ve özel şirketlere verilmesine dair kanun hükümete ait “tekelleri ortadan kaldırma” çerçevesi altında sunulmaktadır. Öneriler büyük ölçüde polemik konusu yapılan mali ve parasal politikaları, tedavüldeki para ve döviz değişim sistemini doğrudan hedeflemekten kaçınmaktadır.

Neoliberal Çözüm Yolunun Özeti

  • Mali politikalarda kesinlik
  • Bağımsız Merkez Bankası
  • Faiz oranlarının artırılması
  • Devlet şirketlerinin özelleştirilmesi
  • Devletin üretim ve ithalattan çekilmesi
  • Fiyatların deregüle edilmesi
  • Serbest kur
  • Sermaye kontrollerinin kaldırılması
  • Hükümet saydamlığının geliştirilmesi

Pazara Dayanan Reform

Pazara dayanan reformlar, neoliberal reformların aksine, pazarları doğal ve kendi kendini yönetir olarak görmezler, tersine pazarlar onlara göre sosyal olarak kurulmuş kurumlar olup hükümetlerin onları iyi kullanması durumunda pozitif sonuçlar verebilme kapasitesine sahiptir.

Yaygın olarak tartışılan pazara dayalı reformlardan birisi sabit döviz kurundan kontrollü serbest kura geçiştir. Venezuelalı ekonomist Victor Alvarez, ABD’li ekonomist Mark Weisbrot ve birçok diğerleri bu politikayı önermektedir. Kontrollü serbestlik, muhtelif resmi döviz kurlarının ortadan kaldırılması ve pazarın döviz kurunu belirlemesine izin verilmesidir. Hükümet bu serbest kuru, belki de, tedavüldeki paranın salınabileceği bir bant aralığı belirleyip serbest pazarda para ve diğer varlıkların alım satımı ile gerçekleştirebilir. Aynı zananda sermaye giriş ve çıkışlarında istikrarsızlaşmayı önlemek için bazı sermaye kontrollerini de kullanabilir.

Kontrollü serbest kurlar resmi ve pazar kurları arasındaki açığın kapatılmasına yardımcı olur ve gayri resmi dolar pazarı faaliyetlerini azaltır. O aynı zamanda ulusal üreticilerin rekabeti için olanaklar yaratarak, ithal ürünlerinin fiyatlarını artırdığından iç üretimin canlanmasına da yardımcı olur.

Kontrollü serbestliğin yanısıra bir diğer pazar temelli reform da fiyat kontrollerini gevşetmek ya da kademeli olarak tamamen ortadan kaldırmaktır. Sadece pazar tarafından belirlenen fiyatların varolması durumunda kaçak mala yönelik talep veya Venezüella’da bachaqueo olarak bilinen ve insanların sübvanse edilmiş ürünleri pazar fiyatlarıyla yeniden sattığı bir çeşit borsa vurgunculuğu çok daha az olacaktır. Bu aynı zamanda fiyattaki engellerin kaldırılmasıyla iç üretimi de cesaretlendirecektir.

Pek çok kişi kontrollü serbest kura ve pazar tarafından belirlenen fiyatlara geçişin enflasyona yol açacağını tahmin etse de Venezuela’da birçok ürünün fiyatının uzun zamandır (fiyat kontrollerinin yaygın ihlaliyle) dolara paralel olarak ayarlanması nedeniyle bu mutlak bir durum değildir. Bununla birlikte politikadaki değişiklikler dolara hucumu ya da sermaye kaçışını teşvik edebilir, bu da bolivarın hatırı sayılır derecede devalüe edilmesine, yatırımların önceden olduğundan daha fazla düşmesine ve fiyatlarda yukarıya doğru bir gidişe neden olur. Bunun sadece kısa dönemli bir ayarlama olduğu ve kısa zamanda orta dönemli bir istikrar getirebileceği de tartışılabilir bir konudur. Bununla birlikte pazarlar ve dalgalı kurlar istikrarsız tek bir metaya dayanan küçük ekonomilerde her zaman istikrar getirmez. Venezuela’nın etkili bir şekilde sermaye kontrollerini sağlayamaması durumunda serbest kur sistemi, küresel pazarlarda değişiklik olduğu anda, değişim oranlarında istikrarsızlığa neden olarak sermayenin hızlı bir şekilde ve büyük oranlarda girip çıkmasına yol açabilir.

Aynı zamanda gerçek gelirlerde azalma problemi de bulunmaktadır. İşçi sınıfının gelirlerini korumak için ücretlerin yükseltilmesine ve iş güvencelerinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Halen asgari ücret -yiyecek kuponları ile birlikte- geçim maliyetlerinin oldukça altındadır. Hükümet hayati öneme sahip kalemlerin tedariki için belirli bir gelir seviyesinin altında bulunan kesimlere indirim kartları dağıtabilir. Diğer bir seçenek de, Weisbrot’un işaret ettiği gibi, pazar fiyatlarıyla satılan petro dolarlardan elde edilen ek gelirin kullanımıyla yoksullara yönelik gelir transferlerinin artırılmasıdır. ABD’li ekonomist Peter Bohmer’in önerdiği gibi Venezuela herkes için temel bir geliri garanti etmeyi değerlendirebilir.

Pazar temelli diğer ılımlı politika seçenekleri yatırım ve üretimde artışa odaklanmaktadır. Alvarez, hükümetin üretime doğrudan katılımdan sakınmasını tavsiye etmekte, bunun yerine Venezuela’da üretilen ürünleri satın almasına öncelik vermektedir. Alvarez aynı zamanda teknoloji transferini, işgücü eğitimini ve karların lokal olarak yeniden yatırımını güvenceye alan doğrudan yabancı yatırımları koruyan yasaların çıkarılmasını önermektedir. Madura yönetimi yatırımı cezbetmek ve ihracatı çeşitlendirmek için önemli sınır bölgelerinde özel ihracat alanları kurmayı tasarlamaktadır.

Özet olarak, pazar temelli reformlar niyet edildiği gibi Venezuela ekonomisindeki mevcut dengesizliği tersine çevirebileceği gibi yeni bir sermaye kaçış dönemini ve ekonomik alt üst oluşu da harekete geçirebilir. Aynı zamanda bu reformlar özellikle ithalatla rekabet eden ihracatçılar ve üreticiler olmak üzere Venezuela özel iş dünyasını da cesaretlendirir. Bu politika yeni iş alanları yaratabilecek olsa da yoksulları ve marjinal kesimleri Bolivaryan Devrim’in amaçladığı gibi güçlendirici olmayacak, onlara yeni fırsatlar getirmeyecektir.

Pazara Dayanan Ilımlı Reformların Özeti

  • Kontrollü dalgalı kur
  • Sermaye kontrollerinin gevşemesi ya da kaldırılması
  • Fiyat kontrollerinin kaldırılması veya onların pazar fiyatlarına daha sık uydurulması
  • Gerçek gelirlerin korunması, örneğin dolar satışlarıyla artan gelirlerin kullanımıyla yoksullara dönük aktarımların artırılması veya herkes için garanti edilen bir gelirin uygulanması
  • Ücretlerin artırılması ve işçilere dönük koruma tedbirlerinin güçlendirilmesi
  • Aşırı yoksullar için temel gıda maddelerine ulaşımı güvenceye alan indirim kartlarının dağıtımı
  • Hükümetin genel olarak ticaret ve doğrudan üretimden kaçınması
  • Yabancı yatırımcılarla anlaşmaya varılması: teknoloji transferi ve işgücü eğitimi karşılığında yatırımların güvenceye alınması
  • İthalatla rekabet eden iç yatırımcılara destek olunması

devam edecek…

Kaynak:http://www.telesurtv.net/english/opinion/Venezuelas-Potential-Paths-out-of-Economic-Crisis-20151226-0002.html
Etiketler:

Bir Yorum

  1. Pingback: Ekonomik Kriz İçindeki Venezuela’nın Potansiyel Yolları – (II)

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.