Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo’nun iki Avustralyalı vatandaşın ölümüyle ilgili acımasız kararlılığı, Avustralya’nın acısını paylaşmanın ne demek olduğunu bilen Batı Papua bağımsızlık eylemcileri için sürpriz olmadı.
Endonezyalıların kontrolündeki eyaletten kaçtıktan sonra 12 yıl sürgünde kalan bir Batı Papua bağımsızlık eylemcisi, iki Avustralyalının infazından sonra “hayvanlar gibi öldürüldüler” diyenlere müdahalede bulunmayıp uzaktan izleyen Avustralya hükûmetine, kendi halkının “acılarına karşı duyarlılık gösterme” çağrısında bulundu.
Avustralyalı Andrew Chan ve Myuran Sukumaran ile birlikte Nijeryalı, Brezilyalı ve Endonezyalı diğer altı kişi 28 Nisan tarihinde, başkent Cakarta’nın doğusundaki Nusakambangan Adası mangası tarafından infaz edildi.
Filipinler’den Mary Jane Veloso, hakkında uyuşturucu satıcısı olduğu iddiasıyla açılan davanın görülmesi sırasında tanıklık edecekken yürütmenin durdurulması için son dakika arası verildikten sonra bağışlandı. Fransa’dan gelen Serge Atalaoui adındaki başka bir kişi ise infazın ertelenmesi kararıyla geçici olarak rahatladı.
“Bali 9” üyesi iki kişinin (Chan ve Sukumaran) öldürülmesi Avustralya çapında duygusal bir tepkiye yol açtı. Uluslararası Af Örgütü’nün Kriz Kampanyacısı Diana Sayed iki kişinin katlini “anlamsız, trajik ve savurgan bir devlet destekli cinayet fiili” olarak nitelendirdi.
Sayed sözlerine şöyle devam etti: “yüzlerce ve binlerce insan dışarıdan gelerek, idam hücrelerine konulan Andrew ve Myuran’a desteklerini göstermek için imza kampanyası düzenlediler, sosyal medya hesaplarından etkinlik oluşturdular. Onlar, Endonezya hükûmetini infazları durdurmaya ve merhamet göstermeye çağırdılar. Bu çabalar Endonezya’nın şeffaflığına ışık tutacak, ölüm cezaları kalkana dek sürecek küresel bir kampanyanın güçlenmesine hizmet edecektir”.
İnfazdan sonraki günlerde, Batı Papua lideri Benny Wenda da kendi halkının kötü durumuna dikkat çekmek adına Avustralya’ya çağrıda bulundu. Wenda ölenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek, onların acılarını paylaştığını belirttikten sonra, “Dünya’ya hatırlatmak isterim ki, Endonezya hükümetinin halkıma yaptıkları işte tam anlamıyla budur”, dedi.
“Endonezya’nın 1963 yılında yasadışı olarak ülkemizi işgal etmesinden bu yana 500.000 Batı Papualı, sistemli bir şekilde Endonezyalılar tarafından öldürüldü”.
1969 yılında, 800.000 kişilik nüfus arasından yaklaşık 1000 Papualı “Seçme Hakkı Yasası” dahilinde oy vermeleri için özellikle seçildiler. Bu yasa bugün kamuoyunca “Olmayan Seçme Hakkı Yasası” olarak adlandırılmaktadır. Bu insanlar, Batı Papua’nın Endonezya’nın bir parçası olması için oy vermek zorunda bırakılmaktan ve tehdit edilmekten endişe ediyorlar.
O zamandan beri, yaşanan insan hakları ihlâlleri ve barışçıl gösteriler üzerindeki acımasız ve şiddetli baskılar kaynaklı endişeler devam etmektedir. Çünkü gözaltında işkence yapıldığının ayyuka çıkması nedeniyle uluslararası basın yasaklanmıştır.
Wenda, halen Avustralya hükûmetini hedef alan şikâyet konusunda, Endonezya güvenlik güçleri tarafından Batı Papualılara işkence altında poz verdirerek zorla alınan fotoğraflara benzeyen, Bali’de uçak üzerinde Andrew Chan ile birlikte poz verilmiş, onun bu yılın başlarında infaz hazırlıkları için adaya getirilmesi sırasında benzer bir biçimde fotoğraf çektiren Endonezyalı polis şefi gibi bir fotoğrafı var dedi.
Kendisi bu fotoğrafı 2003 yılında askeri güçler tarafından öldürülen Batı Papua bağımsızlık eylemcisi Yustinus Murib’in, gövdesini tutan Endonezyalı askerlerin fotoğrafıyla özellikle karşılaştırmış.
Wenda “Bu fotoğrafların, Endonezyalı yetkililerin onlara karşı olan herkese yönelik tutumlarını tüm dünyaya gösterdiğini düşünüyorum. Ayrıca, sırıtkan ve sadist Endonezyalı askerler ve polis memurları tarafından Endonezya hükümetinin emriyle, sadece hayvanlar gibi öldürülmek için eşlik edilen, Yustinus Murib’e benzer şekilde pek çok Batı Papualı var” diyerek Avustralya ve dünyaya, Endonezya kontrolü altındaki Batı Papualı’ların hissettiği acıyı anlama çağrısında bulundu.
Wenda ayrıca, “ben Avustralya hükümetinin fotoğrafla ilgili suç duyurusu başlattığını biliyorum. Umarım ki Avustralya hükümeti dünyanın diğer yerlerinin yanı sıra Endonezya otoriteleri altında aşağılanan halkımın acılarına da aynı anlayış ve acıyla bakar. Dünya etrafındaki tüm halklarda bu sadist görünümlü fotoğraflara benzer fotoğraflar görebilirsiniz… Benim derin acım ve anlayışım Endonezya hükümeti infazıyla karşı karşıya kalan herkesedir. Ben ve halkım bir Endonezya askeri elinden neredeyse bir an meselesi olan ölümle yüz yüze bırakılmanın nasıl bir şey olduğunu tam anlamıyla biliyoruz”, dedi.
Wenda, halkının bağımsız olması için zamanın artık geldiğini ve askeri tehditlere rağmen mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.
“Biz Batı Papualı’lar, bedenlerimizi birer av ganimetiymişçesine mutlulukla elinde tutan ve bizleri sürekli öldürmeyi sürdüren bir rejim altında yaşayamayız. Kendi kaderimizi tayin hakkımızın uygulanmasıyla bağımsızlaşacak ulusumuzun bağımsızlığı için mücadele edeceğiz. Kaçımız infaz edilirse edilsin, bizler bu askeri işgal ve terörden sonunda özgür olacağımız güne dek mücadeleyi sürdüreceğiz…Lütfen, Endonezya hükümetinin vahşetine ve zulmüne maruz kalan halkımın acılarına gözlerinizi çevirin. Bizler, Endonezya’nın insanları infaz edip bunun yanına kalmasına daha fazla müsaade edemeyiz.”