Yerliler Temer Hükümetine Karşı Ayakta: “Sözlere Artık İnanmıyoruz!”

Geçen hafta gerçekleşen üç büyük protestoda yerli gruplar Brezilya’daki, Temer hükümetinin yerli halk karşıtı politikalarına karşı güçlü bir duruş sergilediler. Yerli gruplar Amazon’daki geniş rezervleri kontrol ediyor ve anayasal olarak daha fazla hakları olsada; arsa hırsızları Brezilya Meclisi ve Temer iktidarıyla işbirliği içine girerek, yeni yerli topraklarının tanınmasını engellemekte ve FUNAI’yi (Federal Yerli Oluşumu) desteksiz bırakmaya çalışmaktalar.

Onlara yanıt olarak Brezilya yerlileri çeşitli protestolar başlattılar. Geçen haftalarda 200 kabileden 4.000 yerli lideri Brasilia’ya eylem yapmaya gelmiş, meclis binası önünde polislerin gaz bombalı saldırısına uğramışlardı.

Devlet desteğiyle cesaret bulan polisler, Gamela kabilesinden üyelerin düzenlediği 30 Nisan tarihli barışçıl eyleme tüfek ve palalarla saldırarak 13 yerliyi ağır yaralamıştılar.

Amazon’da Munduruku yerlileri Transamazonian otoyolunu bloke edince, soya hasadıyla yüklü 40 km’lik kamyon kuyrukları oluşmuştu. Beklenmedik bir şekilde, kamyoncular Mundurukularla Çarşamba akşamı görüşüp desteklerini dile getirmiş, asıl sorunun insanların problemlerine çözüm üretmekte başarısız olan devlet politikaları olduğunu söylemiştiler.

Transazonik otoyolundaki Munduruklu bir kadın kamyon şoförü ile görüşmeler yapıyor. Barikatın yarattığı rahatsızlıktan etkilenmelerine rağmen birçok kamyoncu, çatışmalarla ilgili olarak Temer hükümetinin politikalarını gerekçe göstererek yerli protestolarına sempati duyuyorlar. Fotoğraf Mauricio Torres

Munduruku yerlileri eyleminde, otoyolda 40 kilometrelik bir kuyruk oluştu. Fotoğraf Mauricio Torres

Yerli gruplar Brezilya’daki Temer yönetiminin ve kabinesinin yerli karşıtı politikalarına karşı meydan okuyucu bir duruş sergiliyorlar.

Geçtiğimiz hafta Brasilia’da -ulus tarihindeki en büyük – protesto gösterileri düzenlendi.  4 Gün süren eylem, 200 kadar kabileden 4.000’in üzerinde yerli önderini bir araya getirdi. Protestocular polis tarafından gaz bombalarıyla karşılandılar.

Aynı şekilde, Gamela kabilesi yerlilerinin yaptığı toprak işgali eylemi, elleri palalı ve silahlı kişiler ile çiftlik sahiplerinin kamplarını basması sebebiyle şiddetle sonuçlandı.

Ok ve yaylarıyla Transamazonian yolunu kesen Munduruku kabilesi ise, soya hasatı taşıyan kamyonlardan oluşan 40 kilometrelik kuyruğa neden oldu.

Eylem, 1988 Brezilya Anayasası uyarınca Yerlilere tahsis edilen toprakları, hükümetin geri vermeyi reddetmesi üzerine gelişti. Yol kesme eylemi aynı zamanda kabineyi ve yönetimi domine eden tarım piyasası lobisine de açık bir mesaj niteliğindeydi.

Maranhao’da Şiddet

30 Nisan’da silahlı kişiler ve çiftlik sahipleri Brezilya’nın Kuzeydoğusunda yoksul bir eyalet olan ve uzun zamandır Sarney ailesi gibi (Jose Sarney Filho aynı zamanda Temer iktidarında Çevre Bakanıdır) güçlü toprak sahipleri tarafından kontrol edilen Maranhao’da bir yerli kampına saldırdılar.

Saldırı, birkaç düzineden fazla Gamela yerlisinin, eyaletin başkenti Sao Luis’ten 214 kilometre uzakta Viana kasabası yakınlarındaki tartışmalı araziyi işgal ettikten sonra başladı.

Bu topraklar önceden Gamela kabilesine aitti fakat sonra askeri diktatörlük (1964-1985 arasında) yasadışı bir şekilde toprakları sahiplerinden aldı. Yıllar geçtikçe çiftlik sahipleri (oraya yerleştirilenler) kendilerini toprakların gerçek sahibi olarak görmeye başladılar.

Bununla birlikte, 300 civarı Gamela ailesi bölgede kalarak topraklarını geri kazanmakta ısrarcı oldular. Taleplerinin hukuksal geçerliliğine rağmen yerliler, FUNAI gibi federal yetkililerden, çiftlik sahiplerinin baskıları sebebiyle pek yardım alamadılar. FUNAI Gamela bölgesinin sınırlarını belirleme işlemine başlamayı reddetmişti.

3 Yıl önce, yerliler çiftlik sahiplerinin topraklarını terk etmesi için mahkemeye gitmişler, ancak bürokratik gerekçelerle dava durdurulmuştu. Her geçen yıl yaşam koşulları kötüleşen Gamela kabilesi artık eyleme geçilmediği takdirde hayatta kalmalarının mümkün olmadığına ikna oldular ve bu sebeple, yadigar topraklarını geri almak için harekete geçtiler.

Son eylemlerini, yerlilerin Brasilia’da protesto yaptığı ama aynı zamanda 21 yıl sonra ilk defa, sendikalar tarafından örgütlenen bir günlük genel greve denk getirdiler.

Gamela kampına düzenlenen saldırıdan hemen önce ce telefonuyla çekilen, polis araçlarını ve çiftlik sahiplerini gösteren bir fotoğrafı, Cimi’nin izniyle..

Brasilia’daki yerli karşıtı düşünceleri sebebiyle stratejik olarak riskli olan bu eyleme bölgedeki çiftlik sahipleri anında yanıt verdiler. Bir habere göre; çiftlik sahiplerine, silahlarını alıp yerli kamplarının yanında toplanmaları için whatsapp üzerinden çağrı yapılmıştı.

Çiftlik sahiplerini destekleyen mesajlar medyaya düşmüş, federal yetkili, Mendes Filho, (Roseana Sarney iktidarı döneminin güvenlik sekreteri) yaptığı söyleşilerde Gamela kabilesini “baş belası” ilan ederek onlara karşı yapılan şiddeti teşvik etmişti.

Bir yerli sonrasında Filho için “Alevleri büyüttü” diye konuşmuştu.

Yerlilere yönelik bir saldırı planlandığı çiftlik sahiplerinin davranışlarından belliydi fakat eyleme geçtiğklerinde, güvenlik güçleri olayları engellemeye çalışmadı.

Yerliler üzerilerine ateş açan çiftlik sahiplerine göre sayıca çok az kaldıkları için ormana doğru kaçmaktan başka çareleri kalmamıştı.

Cimi (Katolik Misyoner Konseyi)’ne göre 13 yerli yaralanmıştı. İkisinin, her iki eli de kesilmişti. Diğerleri ciddi bir şekilde dövülmüştü, birinin kafatası çatlamıştı. Eski bir rahip olan Tum Gamela da saldırıda yaralanmıştı. Kendisi daha önce ölüm tehditleri almaktaydı.

Hastanedeki yaralı Gamela yerlilerinden biri. Ana Mendes / Cimi’nin izniyle

Adalet Bakanlığı olayı, önce “çiftçilerle, yerli olduğu sanılan gruplar arasında çıkmış bir olay” şeklinde nitelemiş, gelen tepkilerden sonra saldırıyı “kırsalda çatışma” şeklinde ifade ederek, soruşturma başlatacaklarına dair söz vermişti.

Munduruku Yol Kesme Eylemi

Başka bir ciddi çatışma, şiddetle sonuçlanmasa da hala devam etmekte. 28 Nisan’da 130 Munduruku yerlisi, Bunge ve ADM gibi uluslararası tekelci şirketlerin terminallerinin bulunduğu ve soya endüstrisinin  ana aktarma noktalarından biri olan Miritituba’nın 25 kilometre doğusundaki köprüyü işgal ederek, Transamazonian otoyolunu bloke ettiler.

Soya hasadı zamanı olduğu için kısa sürede yol epey tıkanmış, 40 kilometrelik dev bir kamyon kuyruğu oluşmuştu. Yol kesme eylemi 28 Nisan gecesi sonlandırılsada 3 Mayıs sabahı 24 saatlik yeni bir yol kesme eylemi başlatıldı.

Munduruku yerlileri, Brezilya hükümetini protesto etmek için Transamazonian otoyolunu trafiğe kapadılar. Yol kesme eylemi devam ediyor. Fotoğraf Mauricio Torres

Antonio Munduruku adlı genç bir yerli, yol kesme eylemiyle ilgili taleplerini açıkladı: “Talebimiz, eskiden bizimle çalışan FUNAI yetkililerinin işlerine geri alınması, onlar topraklarımızı geri kazanma sürecinde bize yardımcı olacak tek yetkililer. Ve topraklarımızı almadan geri dönmeyeceğiz. FUNAI başkanı Cuma günü bize meseleyi çözeceklerini söyledi. Ancak biz artık sözlere inanmıyoruz. Topraklarımızın geri iade edildiğinin resmi gazetede yayımlanmasını istiyoruz. Ayrıca, buradaki yerli bölgesinin düzgün işaretlenmesini istiyoruz. Burası bizim topraklarımız ama hala araçlar ormandan kereste çıkarıyor.”

Yaşlı bir yerli lider  olan Vicente Saw, otoyolda trafiği kesmenin etkili olduğunu belirterek, “Hükümetin kalbi yolda” dedi.

Mundurukulu erkekler ve kadınlar barikatta birlikte durdular. Fotoğraf Mauricio Torres

Direniş İradesi

Munduruku yerlileri Gamela kabilesinin başına gelenlere hayret ettiklerini ancak bunun şaşırtıcı olmadığının da altını çizdiler. “Farklı bir yerli grup olmasına rağmen onlar kardeşlerimizdir, aynı kanı taşıyoruz. Onların başına gelenlerin bizim başımıza gelmesine izin vermemeliyiz. Devlet bizim topraklarımızın sınırlarını net olarak belirlemeli. Eğer yapmazlarsa, büyük maden şirketleri, kerestecilik şirketleri bu bölgelere girecek. Girdiklerinde karışıklık, çatışma çıkaracaklar, kabile liderlerini vuracaklar. Devletin olmasını istediği bunlardır, ancak biz bunların olmasını engellemeliyiz. Bizim adımıza kabinede konuşacak kimse yok. Bu durumda kendimizi savunmalıyız.”

Munduruku kabilesi, kamyon şoförlerine karşı herhangi bir düşmanlık beslememekte. Yaşlı bir yerli olan Tomas Munduruku, “Biz kamyon şoförlerinin yanındayız. Onların da bizim desteğimize ihtiyacı var. Devletin onların aylıklarını kesmesi doğru değil,” şeklinde konuştu.

Daha şaşırtıcı olan, çoğu kamyon şoförünün yerlilere destek veriyor olması. Eyleme destek veren kamyoncu Mario de Nascimento, “Bu yol Brezilya için çok önemli ve protesto durmalı. Ancak yerlilerin haklarına saygı gösterilmiyor, aynı bizimkilere gösterilmediği gibi. Neredeyse Brezilya’yı sırtımızda taşıyoruz. Duramayız. Devletin bunu çözmesi gerekiyor. Hiçbirimiz bunları hak etmiyoruz.”

Başka bir şoför ise, “Yerliler haklı. Bunu reddedemeyiz. Burada birileri bunları söylediğim için beni linç etmek isterse, edebilir.”

Bir kamyon şoförü aracını yerlilerin üzerine sürmekle tehdit etti, ancak diğer kamyon şoförü, mevcut hükümetin baskı ve kemer sıkma önlemlerine karşı şikayetlerinde Munduruku kabilesi ile ortak bir zemin buldu. Fotoğraf Mauricio Torres

Yerliler gibi çoğu  kamyon şoförüde sorunlarla ilgili devleti sorumlu tuttular ve “Devlet buradaki en büyük problem” dediler.

Ancak endişeler, Amazon sıcağı, açlık susuzluk gibi etkenlerin iki tarafı da etkileyeceği ve bir süre sonra tansiyonun artacağı yönünde. Bir başka şoför, “Kamyonlarımızı yerlilerin üzerine süreceğiz, ardından yerlileri dört bir tarafa saçacağız. Eğer berbat federal hükümetimiz yoldaki barikatı kaldırmazsa, biz bunu yapacağız.” şeklinde tehditler savurdu.

Başka bir kamyon şoförü ise, “Hepimiz için dayanılmaz olmaya başlıyor. Bu sıcakta 24 saattir duş alamadım. İç çamaşırlarımı suya atmak istiyorum. Ancak balıkları öldürebilir. Bu durumda yerliler ve de bizde balık yiyemeyiz” dedi.

Kilometreler boyunca uzanan kamyon kuyruğunda, şoförlerin duygu durumlarını anlamak tam olarak mümkün değil. Ancak Çarşamba akşamı beklenmedik bir gelişme oldu. Hatrı sayılır sayıda kamyon şoförü ve yerli, bir toplantı yaparak birbirlerinin mücadelesine destek verdiklerini, iki tarafın da asıl şikayetinin mevcut devlete yönelik olduğunu dile getirdiler.

Kamyon şoförlerinin büyük çoğunluğu bu fikre katılıyor. Bu beklenmedik bir gelişme, çünkü geçmişte bu tip yerli eylemleri, özellikle kamyon şoförleri arasında büyük tepki uyandırmaktaydı. Bu da, desteği %9’lara düşen Temer hükümetine yönelik öfkeyi gösteren bir gelişmeydi.

Munduruku yerlileri, kadim bir savaşçı mirasa sahip olarak, kabinenin yerli karşıtı politikalarına karşı direnişe geçiyorlar. Fotoğraf Mauricio Torres

Büyüyen Anlaşmazlık

Maranhao ve Para olayları birbirinden ayrı olaylar değildir. Brezilya’nın dört bir yanında yerliler gelecekle ilgili kaygılarını dile getirmekteler. Paulo Marubo, bütçesel yetersizlik sebebiyle  birçok FUNAI bürosunun kapatılacağını ve koruma ekiplerinin geri çekilebileceğini söylüyor. FUNAI söz konusu toprakların gözlenmesinde önemli bir rol oynuyor.

Marubo, “Eğer koruma ekipleri geri çekilirse durum eskiden olduğu gibi, yerlilerin katledilmesi ve hastalık sonucu ölmesiyle sonuçlanır… Eğer ormancılar buraya gelirse, hastalık yayarak onları öldüreceklerdir,” diyor.

Tüm bunlara rağmen, federal devlet, yerlilerin taleplerine sırtını dönmekte. 55 günlük adalet bakanı Osmar Serraglio henüz herhangi bir yerli kabile temsilcisiyle görüşmüş değil ancak, kapalı kapılar ardında 100 toprak sahibi ve yolsuzluk davalarında adı geçmiş iş adamıyla buluşmaya vakit ayırmayı başarmış durumda.

Bugün yerli haklarına yönelik saldırılar 1985’teki askeri diktatörlükten beri en ciddi saldırılar niteliğinde. Sosyo-Çevre Enstitü’nün bilgilerine göre Temer darbe hükümetini kurduğundan beri kırsalda şiddet katlanarak artmış durumda. “Osmar Serraglio gibi bir adaletsizlik temsilcisi tarafından adalet bakanlığının işgal edilmesi, gelecekte karşımıza çıkacak garabetlerin habercisidir.”

Munduruku savaşçıları barikatta… Fotoğraf Mauricio Torres

Kaynak:https://news.mongabay.com/2017/05/we-dont-believe-in-words-anymore-indians-stand-against-temer-govt/

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.