Şiddet mağduriyeti, popüler hayal gücünden, yasal söylemlere kadar failler yerine, sıklıkla kadın bedenleri üzerinden tarif edilir. Böyle bir anlatının var olmasının iyi bir nedeni var. Savaş zamanında kadın ve çocukların korunmaları gerektiğini öğütler, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin anlayışları içselleştirir ve bir dereceye kadar cinsel saldırı politikalarının hayat bulmasını mümkün kılar. Ve şiddete başvuran kadınların eylemlerini engellediği için de kesişimsel değildir.
Yirminci yüzyılın ortalarında ki Telangana’ya bakarsak, Telangana Halk Mücadelesi’nin militan kadınlarında bu anlatıya karşı etkili bir meydan okuma ortaya çıkıyor. “Yok sayma ve sıradanlaştırma formülü” olarak adlandırılan politikalara karşı çıkarak, militanlık ve şiddet içeren kadın örgütlülüğünü anlamak, kastın ve sınıf içinde ezilen halkların seslerini yükseltmek için oldukça önemlidir.
Telangana Halklarının Mücadelesi (Telangana Köylülerinin Mücadelesi veya Telangana Silahlı Mücadelesi olarak da bilinir), Haydarabad emiri Nizam’ın baskıcı rejimine karşı Bağımsız Hindistan yanlısı, anti-feodal ve kast karşıtı bir hareketti. Pek çok yönden, doğası gereği feministti. Çok sayıda kadın lider, sadece kadın özgürlüğü mücadelesi vermemiş aynı zamanda kast adaletinin sağlanması, emek gücünün korunması ve sosyo-politik reformların yapılmasını da savunmuşlardır. 1946-1951 yılları arasında sürdürülen silahlı mücadele aynı zamanda 1947’de Hindistan’ı bağımsızlığa götüren ilk büyük işçi ayaklanmalarından da biriydi.
Tarihsel Arka Plan
Görkemli Haydarabad devletinde Telugu, Kannada ve Marathi dili konuşan üç farklı halk vardı. Telugu konuşan Telangana bölgesi, eyaletin (başkent Haydarabad dahil) yüzde ellisinden fazlasını oluşturuyordu. Sömürücü devlet hiyerarşisinin tepesinde ki Nizam, Mir Sir Osman Ali ve Müslüman seçkinler ile Hindu kastından toprak ağaları (zamindarlar) ve tefeciler, tarım işçilerini fiziksel ve cinsel olarak sömürerek, sürekli esaret (vetti) altında tuttular, nakde ve tahıl kredilerine fahiş faizler uyguladılar ve küçük toprak sahiplerini zor kullanarak yerlerinden ettiler. Altı milyonluk tarımsal iş gücünün büyük bir bölümünü Dalit-Bahujan ve alt kasttan kadınlar oluşturuyordu ama Hindistan’ın bağımsızlığı kadınların yararına olmadı.
1938’den beri Haydarabad devletinde, özellikle öğrenciler ve gençler arasında İngiliz sömürgeciliğinin yanı sıra Nizam’a karşı muhalefet belirgin bir şekilde arttı. Hindistan Komünist Partisi (HKP), emek sömürüsünü zalimce sürdüren sosyal kurumları yıkmayı hedefleyen bir tür anti-emperyalist milliyetçilik propagandası yapnaya başladı.
Sömürgecilikten kurtuluşu ve devrimci süreci desteklemek, toprak ağaları ve Nizam’ın paramiliter milislerine (Razakarlara) karşı köylüleri seferber edebilmek için HKP’ye bağlı halk örgütlenmesi AMS (Andhra MahaSabha) gibi Yerel Komiteler (Sanghamlar) kuruldu. 1940’larda Yerel Komiteler, günümüz Andhra Pradesh ve Telangana’nın büyük bir kısmına yayıldı ve toprak ağalarına karşı köy siyasi örgütlenmesinin merkezleri haline geldi. Çoğunlukla, Yerel Komiteler tarafından ele geçirilen köy “cumhuriyetleri,” zengin toprak sahiplerini ve paramiliterleri üzecek şekilde, toprağı köylülere yeniden dağıtacaktı.
Silahlı Kadınlar
Hareketin öne çıkan liderlerinden biri, alt kast işçi sınıflarının ve özellikle kadınların kendi topraklarını ekme ve Hindu kastı üstünlüğünü reddetme haklarını savunan Chityala Ailamma (Chakali Ilamma) idi. Alt kasttan bir Bahujan işçi olarak, onun paramiliterlere karşı militan direnişi, yüzlerce kadına silahlı mücadeleye katılmaları için ilham verdi. Ailamma’nın öncü muhalefeti, köylü kadınların, Hindu kastından toprak sahiplerinin uyguladığı yapısal baskıya olduğu kadar, ev içi cinsiyetlendirilmiş iş bölümüne de karşı koymaları için bir toplanma çağrısı haline geldi.
Devrimci Latchamma, köy savunma ekibine katılmak için kocasına meydan okuduğunu ve paramiliterlerin elinde muazzam bir vahşete maruz kaldığını hatırlıyor, ancak yaşlı ve genç kadınların birbirlerine baktıklarını ve kadın devrimciler arasındaki dayanışmanın onların kararlılığını artırdığını belirtiyor. Fotoğraf: Yeni Uluslararası
Telangana Halklarının Mücadelesi, Kadın Devrimciler, Emek hareketleri
Özellikle kadınların, Telangana mücadelesindeki devrimci faaliyeti, 1920’lerde üst sınıf ve Hindu kast sisteminden muadillerinin İngilizlere karşı verdiği silahlı mücadeleyle tezat oluşturuyordu. 1940’ların Telangana militanlığında köylü kadınlar, kast tabakası nedeniyle ezici bir şekilde, eğitim ve politik fırsatlardan, yasal haklarından mahrum bırakıldılar. Ancak, silahlı baskınlarda baskını yapan güçlere yerel köy savunma ekiplerinin katılmasıyla sayısı artan Yerel Komiteler’i yönetirken, planlama ve seferberlikte büyük roller oynadılar.
İronik bir şekilde, Telangana hareketinin kadınları hak ettikleri övgüyü nadiren alırken, Suniti Chaudhary, Bina Das, Durga Devi ve Pritilata Waddedar gibi kadınlar halkın hafızasında nispeten daha fazla yer aldılar. Telangana hareketinin kadınları bireysel aktörler olarak değil tam tersine hep bir topluluk olarak anıldılar.
1989’da, Stree Shakti Sanghatan tarafından yayımlanan sözlü tarih derlemesi: Biz tarih yapıyorduk… düzinelerce kadın savaşçının güçlü ifadelerini ortaya çıkardı. Gerçekten, hareketin silahlı kadın kadroları, aynı zamanda, siyasi alanda eşsiz bir biçimde zor kullanan kadın hakları mücadelesini temsil ediyordu. Hareketin bir sonucu olarak, birçok kadın hayatlarında ilk kez gece vakti evlerinin dışına tek başına çıkıyor, köy savunma ekipleriyle talim yapıyor, ormanlardan ve bilmedikleri coğrafyalardan geçiyordu.
Dahası, kadınlar süpürge, havan tokmağı, bıçak, sapan ve toz biber gibi evde bulunan herşeyi savaş silahı olarak kullandılar. HKP ve AMS kadın savaşçılara tüfek kullanma eğitimi verirken, kadınlar kendi geliştirdikleri bu yeni silahlarla güçlü savaşçılar olarak deneyimlerini artırdılar.
HKP’nin ve AMS’nin kadınları harekete geçirmesinin yanı sıra, Yerel Komiteler’in yaptığı toplantılarda ele alınan emperyalist çatışmalar (özellikle II. Dünya Savaşı sırasında) ve Kuzey Hindistan’daki siyasi gelişmeler hakkında yapılan konuşmalar ve bilgilendirmeler sayesinde kadınların siyasi ve fikri farkındalığı arttı. HKP’nin kadınlara devrimci şiddet uygulamak için ideolojik ve fiziksel olarak alan açtığı doğru olsa da, kadınlar kendi eylem kapasiteleriyle devrimci faaliyetleri tasarladılar.
Sonuç
1948’de bağımsızlığına kavuşan Hindistan devleti tarafından Haydarabad’ın kanlı ilhakının ardından, Nehru hükümeti isyancı köylülere karşı bir saldırı başlattı. Hint ordusunun müdahalesiyle, Üç yüz bin kişiden fazla insan işkence gördü, yaklaşık 50 bin kişi tutuklandı ve hapishanelere gönderildi (tutuklanan insanlardan beş bini yıllarca hapis yattı). Hindistan ordusu Ekim 1951’de Telangana Halk Hareketi’ni acımasızca ezdi. İsyannın esaretin kaldırılması ve alt kastlar arasında toprağın yeniden dağıtılması da dahil olmak üzere kısa süreli başarıları oldu.
Nitekim hareket, kadınların siyasete dahil olduğu alanları ve platformları genişletti, ama daha da önemlisi kimin bu denli şiddetli bir şekilde siyasete girebileceğine dair düşünceleri alt üst etti.
Telangana mücadelesine feminist bir perspektifle bakmak, sadece alt kasttan ve Dalit-Bahujan kadınların rollerini veya katkılarını değil, önemini de gösterir. Telangana mücadelesinin kadınları, ustaca silahlarla ya da ataerkil baskıya karşı direnişle, evi ve ev halkını mücadelenin içine sokarak, kadın muhalefetinin neye benzediğini ve şiddet yanlısı devrimci bir kadın olmanın ne anlama geldiğine dair etraflıca tartışmanın önünü açtı.
Referanslar:
- Vasantha Kannabiran ve K. Lalita’nın – Biz Tarih Yapıyorduk: Telangana Halk Mücadelesindeki Kadınların Hayat Hikayeleri.
- D N Dhanagare’nin – Hindistan’daki Köylü Hareketleri 1920-1950.
- Fotoğraflar: Peoples Democracy