1946 ile 1951 yılları arasında Telangana bölgesinde yaşayan yoksul köylüler, o zamanki Hindistan Komünist Partisi’nin liderliğinde, feodal toprak ağalarına karşı silahlanarak isyan ettiler. Köylülerin silahlı mücadelesi büyük Telangana Köylü İsyanı, halk savaşı olarak tarihe geçti.
Ancak Hindistan’da yoksul köylülerin, ezilmiş kastların, Dalitlerin, Adivasilerin mücadelesi bugün de sürüyor ve devlet, Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in verdiği silahlı mücadeleyi bastırmak için başlattığı acımasız ‘Yeşil Av Operasyonu’ ile ezilmiş olan halklara karşı işlemekte olduğu savaş suçlarına her gün bir yenisini ekliyor.
350 Türkiye’nin Wire haber sitesine dayandırdığı haberine göre Hindistan’ın Hazaribagh şehrinde halk, NTPC (önceki ismi ile Ulusal Termal Enerji Şirketi Ltd)’nin kömür madenleri için toprak satın almasını protesto ediyordu:
Proje için toprak alımı 2004 yılında başladı, fakat Asya’nın en büyük kömür blokları olduğu iddia edilen söz konusu madenlerde oldukça yavaş bir süreç işledi. Tarımsal olarak oldukça zengin olan ve senede 3 defa mahsul hasadı yaparak köylülere istihdam sağlayan bölgenin yerlileri ve çiftçileri topraklarının alınmasına karşı çıktı.
NTPC, önerilen 17.000 hektar içinden Orman Bakanlığı’ndan 2.500 hektar toprak almayı ancak bu sene başardı. 2006 Yılında çıkarılan Orman Hakları Kanunu, orman topraklarına sahip olabilmek için bölgenin yerlilerinin %70’inin onayının alınması gerekliliğini getiriyor.31 Mayıs 2016’da köylüler ölü yakılan odun yığınları üzerinde oturarak kendi onayları olmadan toprak alımı yapılmasını protesto etmeye başladı. Devlet görevlileri araya girerek, durumun çözüleceği sözünü verdi ve protestonun sona erdirilmesini istedi. 15 Eylül’de köylüler, NTPC’nin kanuni olarak toprak alımı için gereken onayı alıp almadığının araştırılması talebiyle yeni bir protestoya başladı.
Beş polis taburu ile Hızlı Eylem Gücü 1 Ekim sabahı, binden fazla köylünün uyuduğu eylem alanına girdi ve NTPC’nin ağır iş makinelerinin yolunu açmak için eylemcilerin alanı boşaltmasını istedi. Polisin kadınlara saldırdığı haberinin yayılması üzerine çevre köylerden de halk yardıma gitti. Eylemcileri biber gazı ile dağıtamayan polis halkın üzerine ateş açtı. Üç eylemci olay yerinde, üçü ise hastanede hayatını kaybetti, 40 kişi ise yaralandı.
Köylülerin direnişinin kanla bastırıldığı bir diğer olay ise Kaziranga Milli Parkı etrafındaki tampon bölgenin genişletilmesine yönelik mahkeme kararı dolayısıyla çevre köylerin zorla boşaltılmaya çalışıldığı 19 Eylül’de gerçekleşti. Bandardubi, Deo Surang ve Palkhowa köylerinde yaşan yüzlerce aile, boşaltma kararı karşılığında yaşadıkları toprak ve hak kayıplarının tazmin edilmesini talep ediyordu. 16 Eylül’de eyaletin ekonomi bakanı Himanta Biswa Sarma ile görüşen köylüler boşaltma kararına karşı olmadıklarını ancak yaklaşık 50 yıldır yaşadıkları topraklarından ve evlerinden çıkarılacakları için hükümetin kendilerine adil bir tazminat vermesi gerektiğini ifade ettiler. Ekonomi bakanı ise Hindu ailelerin tazminatlarının ödeneceğini, diğer kastlardan gelen ve Müslüman olan ailelerin tazminatlarının ise belirsiz olduğunu ifade etti.
19 Eylül Pazartesi sabahı 1000 kişilik polis gücü Bandardubi köyünü boşaltmak için köye girdi. Polis, tazminat hakkı olmaksızın boşaltmaya direnen halkın üzerine ateş açtı, iki kişi hayatını kaybetti. Zorla boşaltmaya direnen köylü lideri Akhil Gogoi ise 2 Ekim Pazar günü Hindu milliyetçisi BJP (Bharatiya Janata Partisi)’ni eleştirdiği basın konferansı sırasında tutuklandı.
Hatırlanacağı üzere, BJP liderliğindeki merkez koalisyon hükümetinin neoliberal politikalarına karşı milyonlarca işçi tüm Hindistan’da 2 Eylül’de genel greve çıkmıştı. Hükümet, tıpkı ABD’de, Kanada’da, Güney Amerika’da olduğu gibi yerli halkların yaşadığı toprakları, doğal kaynakları ve ormanları ulusötesi şirketlere peşkeş çekiyor. Buna karşılık, alt kastların eşitlik mücadelesi ve yoksul köylülerin toprak direnişi geniş Hindistan coğrafyasında yanmaya devam eden halk isyanını besliyor.