Endonezya’da hükümetin desteği ile 18 Nisan 2016 tarihinde yapılan 1965 Trajedisi Ulusal Sempozyumu’nun sonuç bildirgesinde bu dönemde yaşananların açığa çıkarılması için çalışmalar yapılması için tavsiye kararı alındı.
Sempozyumun sonuçlarından yola çıkarak Endonezya Devlet Başkanı dönemi soruşturmak üzere çalışmalara başlanması, döneme ilişkin verilere sahip organizasyonlarla görüşülüp verilerin toplanması talimatı verdi.
Devlet başkanı bugüne kadar herhangi birinin varlığına rastlanmayan toplu mezarların bulunması talimatını verdi. Şimdiye kadar herhangi bir toplu mezar bulunmasa da konu üzerine çalışan örgütler, onlarca toplu mezarın yerinin bilindiğini, çok net kanıtlara sahip olduklarını, bulunmalarının sadece araştırma yapılmasına bağlı olduğunu yıllardan beri söylüyorlar.
Şiddetin Kurbanları ve Kayıp İnsanlar Komisyonu çalışanlarından Haris Azhar, her birinde 40’tan fazla insanın olduğu en az 16 toplu mezarın Java Adası, Bali ve Sulawesi’de bulunduğunu söylüyor.
Azhar, “sorunun bu verilerin nasıl kullanılacağında olduğunu” söyledikten sonra, “dönemin tanıklarının öldürülme korkusu ile tanıklık yapmaya yanaşmayabileceğini” ekliyor. Çünkü katliamdan sorumlu olanların büyük bir bölümü Endonezya’nın ekonomik ve siyasi seçkinlerinden oluşuyor.
Anti-komünist gruplar sempozyumun sonuçlarını tanımadıklarını ve Endonezya’da komünizmle mücadeleye devam edeceklerini ifade ettikleri bir protesto gösterisi düzenlediler.
Döneme ilişkin en önemli belgesel olan Öldürme Eylemi‘ni Joshua Oppenheimer ve Christine Cynn 2012 yılında çektiler.
Belgeselde yer alan Anwar, 1960’lı yılların başında arkadaşlarıyla karaborsada küçük bir sinema çetesi kuran bir gençtir. Ne zamanki 1965’te ülkede askeri darbe gerçekleşir, kendi halindeki bu küçük çete bir anda aşırı sağcı bir ölüm makinesine dönüşür. Komünist olarak ‘damgalanan’ yüzlerce entelektüel insan ve Çinli azınlık, darbecilerin desteklediği bu grubun gerçekleştirdiği katliamlarda hayatını kaybeder. Aradan onlarca yıl geçer, ölen öldüğü ile kalır ve lider Anwar, konfor ve huzur içerisinde hayatını sürdürmektedir…
Sinemacı Joshua Oppenheimer yaşanan katliam hakkında bir belgesel yapmak için bölgeye gittiğinde, karşılaştığı bu insanlar nedeniyle şok yaşar. Zira 45 yıl sonra Anwar ve çevresindekiler yaşananları büyük bir soğukkanlılıkla, olayların geçtiği bölgelerde birebir anlatmaktadırlar. Üstelik büyük bir gururla…
Gerçek olaylardan yola çıkan belgesel, insanın kanını donduracak bir etkiye sahip.