Kadınlar Grevi mi? Daha Yeni Başlıyoruz Patriyarka!

Kadınlar grevi müthiş basit bir konsept. Ve aynı zamanda çok hayati.

Grevdeyiz çünkü dünyanın dört bir yanında kadınların çoğunluğu için yaşam ve çalışma koşulları artık kırılma noktasına geldi.

Ücretlerimiz o kadar düşük ki kiramızı zor ödüyoruz, gıda fiyatları aldı başını gitti, çocuk büyütmenin masrafına maaş dayanmıyor. İşyerinde ve sokakta cinsel tacize maruz bırakılıyoruz ve cinsel şiddet o kadar yaygınlaştı ki, neredeyse artık tecavüz, dayak veya tacizin olmaması haber olacak.

Kadın grevi elbette yeni bir şey değil. Feminist hareket tarafından uzun süredir bir taktik olarak kullanılıyor. Grevlerin tarihi gerçekten de kadın grevlerinin tarihidir aslında. 1908’de Manhattan’daki tekstil işçisi kadınlardan 1970’te Eşit İşe Eşit Ücret için grev yapan Ford işçisi kadınlara kadar… İzlanda’da 1975’te kadınların yüzde doksanı yemek ve temizlik yapmayı, bakım işlerini yerine getirmeyi reddettiler ve İzlanda’nın cinsiyet politikasını sonsuza dek değiştirdiler.

Kadınlar Grevi geleneksel bir sanayi grevi değil. Çünkü kadınların işi ücretli işin sınırlarının çok ötesinde, ücretsiz olarak yaptığımız (veya yapmamızın beklendiği) bir iş. Dünyada yemek, temizlik ve bakım işlerinin çok büyük kısmını hala kadınlar olarak bizim yapmamız bekleniyor. Kadınlar Grevi kadınların tek tek partnerleri ve kocaları ile tüm tartışmalarını ve anlaşmazlıklarını alıp – ev işlerini kimin yapacağı, çocuğa veya yaşlı akrabalara kimin bakacağı gibi – bunları kamusal bir eylemin argümanlarına dönüştürüyor.

Ücretli iş dünyasında öğretmen, hemşire, bakıcı, dadı, temizlikçi ve sekreter olarak çalışanlar büyük oranda kadınlar. Bu işler “kadın işi” olarak görüldüğünden çoğunlukla değersizleştiriliyor ve düşük ücret alıyor.

Hem ücretli hem de ücretsiz işlerimizde kadınlar olarak greve çıktığımızda, kimin hangi işi yaptığını cinsiyet ve ırkın belirlediği ve farklı iş türlerinin farklı değerlendirildiği ve de değersizleştirildiği görünür hale geliyor.

Kadınlar Grevi, kadınların son kırk yıldır vermek zorunda bırakıldıkları siyasi ve ekonomik tavizlerle ilgili sorunları teşhir etmek anlamına geliyor. Yeniden üretim işinin krizde oluşunun bir sebebi, kadınların ücretli işgücüne katılımındaki artış. Ancak kadınların emek pazarına katılımındaki bu dramatik değişimlere, yeniden üretim işinin organize edilmesinde paralel değişimler eşlik etmedi. Yeniden üretim işinin krizi, kadınların çalışamayanlara bakmak için zamana (her zamankinden çok çalışıyoruz) veya kaynağa (‘yeterince şanslı’ değilsek veya bu işi başka kadınlara havale etmeye paramız yetmiyorsa) sahip olmamasından ileri geliyor.

Sonuç şu: Yeniden üretim işi ‘kadın işi’ ve en düşük ücretlendirilen işlerden biri kalmaya devam ediyor.

Bu şekilde Kadınlar Grevi grev konseptini değiştiriyor ve kadınların ücretli ve ücretsiz emeğini görünür hale getiriyor. Emeğimizin yaşamın temeli olduğu ama buna rağmen kadınların ezilmesi ve sömürülmesi üzerine kurulu bir ekonomik ve siyasi sistem tarafından değersizleştirildiği gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor.

Grevde olmamızın – ve tekrar greve gidecek oluşumuzun – sebebi, kadınların emeğinin nasıl organize edilip değerlendirildiğini değiştirmek değil sadece; aynı zamanda, bizlerin ezilmesinden çıkar sağlayan kapitalist sistemi de ortadan kaldırmak. Kadınlar Grevi sahip olduğumuz gücü fark etmek, direniş yaratmak ve direnişi büyütmekle ilgili.

Sırf “kendi hikayemizi anlatıyor” değiliz, bunun çok ötesindeyiz ve hashtag’lerden fazlasıyız. Hayatı durdurmaya gücümüz var, değiştirmeye gücümüz var, isyan etmeye gücümüz var. Greve çıkacağız ve kazanacağız.

Camille Barbagallo Kadınlar Grevi 2018’in örgütleyicilerinden biri.

Çeviri: Serap Şen
Kaynak: https://dunyadanceviri.wordpress.com/2018/03/13/kadinlar-grevi-mi-daha-yeni-basliyoruz-patriyarka-camille-barbagallo/
Etiketler:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.