Rusya Birleşik Emek Cephesi’nin (ROT-FRONT) Tarihi

Bir anti-emperyalist sınıf güçleri cephesinin oluşturulması düşüncesi, elbette ki yeni değildir. Anti-faşist halk cephelerinin 20. Yüzyıl boyunca edindikleri deneyimler, Thälmann’ın Rot Front’u da ön planda düşünüldüğünde, çoğu insan tarafından iyi bilinmektedir. Bu cephe düşüncesi bir bütün olarak ele alındığında, Marx ve Engels’in (Komünist Parti Manifestosu’nda) ”Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” tarihi şiarına yeniden bir çağrı niteliğindedir. Rusya’da Gorbaçov döneminden başlayarak, kapitalizme karşı yürütülen savaşta, sol güçlerin bir cephe oluşturması meselesi her zaman gündemdeydi ve çeşitli biçimlerde de kararlaştırılmaya çalışılıyordu. Koordinasyon Komiteleri aktifti, parti önderleri toplantılar gerçekleştiriyorlardı, ittifaklar ve bu ittifakların belli başlı merkezleri oluşturuluyordu. Bazı durumlarda bu ortaklaşma çabaları başarılı oldu, bazen ise olmadı. Şaşılmayacak bir biçimde, siyasi alandaki keskin virajlar, ittifaklar içerisindeki derin farklılıkları gözler önüne seriyordu. Örneğin, Ekim 1993’te Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti’nin (Yasama Meclisi) feshedilmesinden sonra, çoğu sol örgüt seçimlerin boykot edilmesinden yanaydı. Fakat Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nin önderliğinin ve bazı örgütlerin çeşitli eylemleri sonucu boykot cephesinde çatlaklar meydana geldi. Yeltsin’in 50% barajını aşmasına ve halk karşıtı anayasanın ”referandum” adı verilen düzmeceyle kabul edilmesine yardımcı oldular. Yeltsin bu durumu, işlediği suçların üstünü örtmek ve Rusya’nın, komünistlerden liberallere değin herkesin dahil olduğu bir seçimin gerçekleştiği bir demokrasi ülkesi olduğunu ilan etmek için kullandı.

O dönemden bu yana; sağ oportünistlerin, ılımlı milliyetçilerin ve diğer küçük burjuva güçlerin Rusya Federasyonu Komünist Partisi’ni iyiden iyiye çevrelemesiyle bu cephe meselesi daha da aciliyet ve önem kazanmıştır. Günümüzde, işçi sınıfını sınıf mücadelesi saflarına örgütlemek görevini üstlenen bir yapı mevcut değildir. Ama örgütlü bir sınıf hareketinin varlığı, her geçen gün daha da ivedi bir hal almaktadır. Tüm dünya genelinde günden güne çözülmez hale gelen ekonomik kriz ve ona eşlik eden, gitgide yoğunlaşan gerici baskıya karşı mücadele; kendi sınıf çıkarları için mücadele veren, örgütlü ve devrimci bir işçi sınıfının örgütünü gerekli kılmaktadır. Böyle bir örgüt yalnızca ve yalnızca, işçi sınıfının kendi bağımsız siyasi mücadelesinin sonucu olarak ortaya çıkabilir. İşte bundan dolayı, işçi sınıfını siyasi mücadeleye dahil etme düşüncesi, komünist ideolojiyi işçi sınıfı hareketiyle bütünleştirme düşüncesi hiç olmadığı kadar gerekli hale gelmiştir.

2003-2007 yıllarında; egemenlerin resmi siyasette yer alabilecek siyasi güçlerin bileşimini düzenleyebilmelerine olanak tanıyan, ”parti ve seçimlere ilişkin” bir yasama reformu yürürlüğe sokuldu. Böylelikle, 50.000 üye sınırının altında kalan tüm partilerin kaydı, Yüksek Mahkeme tarafından reddedildi ve kaydı gerçekleşen parti sayısı 7’ye kadar düştü. 2007’de, Rusya Komünist İşçi Partisi’nin kaydı reddedildi. Bu politikayla mücadele etmenin kaçınılmaz bir yolu, gerçek muhalif güçlerin ve mücadelenin tüm alanlarda birleştirilmesiydi (ekonomik anlamda bir birlik, şehir ve bölgelerde protesto birliği ve siyasi bir birlik).

Bu kota yasasının ardından, sınıfsal bir duruşu olan ve ”büyük”, ana akım siyasetten koparılmış tüm aktif örgütlerin bir araya gelmesi düşüncesiyle birlikte, bir sınıf gücü bloku olarak Rusya Birleşik Emek Cephesi’nin kuruluşunun da temelleri atılmıştı.

Bir yıldan fazla bir zaman; üyelerin pozisyonlarının ve bileşimlerinin yanında ortaklaşalığın ve düzenlemelerin belirlenmesiyle geçti. Şubat 2010’da Emek Cephesi’nin ilk kongresi gerçekleştirildi. Kayıt için iki yıldan fazla zaman gerekti. Adalet Bakanlığı, Rusya Birleşik Emek Cephesi’nin kayıt başvurusunu 6 kez reddetti. Bu süreci, 4 kongre izledi. Egemenlerin hoşnutsuzluğunu bir kenara bırakırsak, Gennadiy Zyuganov’un önderliğindeki oportünistler Emek Cephesi’ni rakipleri olarak görmekteydi ve cepheye ”Kremlin Projesi” adını takabilecek kadar ileri gidebildiler. Her şeye rağmen en sonunda, Kasım 2012’de, 7. başvuru kabul edildi ve cephe artık resmi olarak siyasi bir parti konumuna erişti.

Cephenin kuruluş aşamasında, tüm muhalif güçlerin birleşmesinden yana ve sol eğilimlere sahip çok sayıda küçük burjuva sosyalist örgüt ve parti, sürece dahil olmaya çalıştı. Bu küçük burjuvalar sonrasında ise, hareket halindeki bir trenden atlarcasına cepheden uzaklaştılar. Küçük burjuvaların bu şekilde elenmesi sonucunda; cephe içerisinde RKRP (Rusya Komünist İşçi Partisi), RKSM(b) (Devrimci Komünist Gençlik Birliği (Bolşevik)), diğer sol örgütler ve sınıf eksenli sendikacılarla birlikte sınıf bilincine sahip, işleyen bir çekirdek kemikleşti.

2012 yılı ve Putin’in seçimlerinden sonra, yukarıda sözü geçen seçim yasasının yarattığı saçmalıklar devam etti. Medvedev döneminde, demokratikleşme sürecinin görünür kılınması isteğiyle üye kotası 500’e indirildi ve partilerin imza toplama zorunlulukları kaldırıldı. Fakat sonrasında egemenler seçim yasasını tekrar değiştirme yoluna giderek bu fırsatları ortadan kaldırdılar. İmza toplama zorunluluğu tekrar getirildi (parlamento seçimleri için 200.000 üye isteniyordu). Yine 2003 yılında olduğu gibi, parlamenterler oy başına düşen devlet yardımını arttırmayı unutmadılar. Alınan önlemlerin hedefi yine aynıydı: Halihazırda parlamentoda olan partilerin koltukları güvence altına alınmaktaydı ve herhangi bir muhalif gücün seçimlere katılması engelleniyordu.

Cephe içerisinde yer alan bazı muhalif partiler (KR, OKP ve benzeri), siyasi parti olarak kaydedilmek için yakın dönemde başvuruda bulunmuşlardır. Her birine başarılar dilemekle beraber, bunun taktiksel bir hata olduğu kanısındayız. Sorun şu ki kendi programı, tüzüğü ve mücadele yöntemi olan partilerin kayıtlı olmasını gerektiren bir şey yoktur. Bunun yanında durmaksızın yenilenen engelleri aşmak da dahil olmak üzere seçimlere katılmak için güçlerin açık bir şekilde birleştirilmesi gerekmektedir. Bundan dolayı, cephenin bileşenlerinin taktikleri daha da ortaklaşacaktır ve eminiz ki er ya da geç en yakın dostlarımız bunun farkına varacaklardır.

Her şeye rağmen, cephenin ana görevi geniş işçi yığınlarını siyasi mücadeleye dahil etmektir.

RKRP-KPSS Basın Merkezi
ROT FRONT Basın Merkezi

Kaynak:https://leftrussia.wordpress.com/2016/08/14/history-of-rot-front/

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.