Harry Hay: Komünist militan, örgütleyici ve eşcinsel kurtuluşunun erken dönem savunucusu
Harry Hay 1912’de İngiltere’de dünyaya gelmiş, kendisinin de hatırlamaktan hoşlandığı Titanik’in batışı ile aynı günde. Ardından ailesi güney Kaliforniya’ya yerleşmiş ve 1930’ların başlarında Harry Los Angeles’ta tiyatro ve film yapımlarında çalışmaya başlamış. Cinsel yöneliminin oldukça genç yaşta farkına varmış ve eşcinselleri kendi kültürleri ve ihtiyaçları olan ezilen bir grup olarak gören İngiliz bir eşcinsel ve sosyalist olan Edward Carpenter’ın yazılarından etkilenmiştir.
1930’ların başlarında Los Angeles’ta Harry Hay, daha sonra sevgilisi olan eşcinsel bir oyuncu, şarkıcı aynı zamanda CPUSA eylemcisi Will Geer ile tanışır. 1934’te ILWu’nun örgütlediği San Francisco Genel Grevine destek için Geer’a katılmasının ardından, Hay, Geer’ı takip ederek CPUSA’ya dahil oldu ve bir örgütleyici olarak tiyatral ve mizahi becerilerini kullanarak oldukça etkili bir CPUSA eylemcisi oldu. Kendisi için hiçbir güç arayışına girmeyen Harry Hay, bir Komünist Kadro için olabilecek en iyi örnek oldu.
Hay her zaman, cinsel yönelimi konusunda açık ve mantıklı olmuştur, bunu hem kendisinin bir parçası hem de daha büyük işler yapması önünde bir engel olarak görmüştür. Bir psikiyatriste parti toplantılarını oldukça sıkıcı bulduğunu çünkü “sömürüye karşı sınıf mücadelesinde benimle birlikte durabilecek çiçek-yüzlü Marksist oğlanlar” olmadığını söylemiştir. 1938’de, bir Komünist Parti yoldaşı olan Anita Platky ile evlendi. Evlilikleri 13 yıl sürdü ve iki çocukları oldu.
Ancak, evlilik devam ederken, terapisti dahil bazı yoldaşlarının eşcinsel duyguları ile mücadele etmesi, “mutlu normal bir yaşam” için kendisini bastırması gerektiği fikrine karşı çıktı. Hay, bu tür fikirleri açıklamaya cesaret edebilen kişilerden çok zaman önce, cinsel yönelimini kendisi için olumlu ve en temel insan hakkı olduğunu kabul etmiştir.
Aynı zamanda, Harry Hay, Kaliforniya solunda on parmağında on marifet bir çeşit Jimmy Higgins’e dönüştü ve 1949 seçimlerinde, II. Dünya Savaşı’nı takiben Los Angeles şehir meclisine seçilen ilk Latin olan Ed Roybal’ın seçim çalışmalarında belirgin bir rol oynamıştır. Hay ayrıca, Kaliforniya’da Amerika seçimlerine katılacak ilk eşcinsel politik grup olan “Bachelors for Wallace”ı kurmuş ve 1948 başkanlık seçimlerinde Henry Wallace ve İlerici Parti (Progressive Party) için oldukça geniş eşcinsel nüfusa sahip bir seçim bölgesini taşımaya yardımcı olmuştur. Aynı zamanda, eşcinsellerin oylarına karşılık İlerici Parti’nin cinsel mahremiyet yasası için desteği konusunu gündeme getirmiştir – muhtemelen ABD tarihinde ilk kez birileri eşcinselleri, özel politik ihtiyaçları olan seçmenler grubu olarak nitelendirmiştir.
Ve Amerikan siyasi tarihinde üzücü ve bir o kadar trajik bir noktaya geliyoruz. CPUSA tüm cephelerden eşi benzeri görülmemiş bir politik zulüm ile karşı karşıyayken ve on binlerce üyesini kaybederken, Harry Hay kendisini adamış bir parti üyesi ve eylemciydi.
Ancak, geldiği noktada Hay, bir Komünist olarak tüm dünyada ezilen halkların mücadelesi ile birlikte eşcinsellerin kurtuluşu mücadelesini en önemli konu olarak görmüştür. Faşizmin yenilgisi ve sömürgeciliğin çöküşü ile, eşcinsellerin özgürlüğü için olasılığın yükseldiğini yeni bir fırsat olarak değerlendirmiştir. Kaliforniya’daki Komünist Parti liderliği Hay’in halk mücadelesine katkısına büyük saygı duyuyordu ancak siyasi yelpazedeki hakim ideoloji sebebi ile CPUSA, diğer tüm örgütler gibi, açık eşcinselleri parti üyesi olarak kabul etmiyordu. Fakat Hay, hem son 20 yıldır olduğu gibi bir Komünist hem de açık bir eşcinsel eylemciydi.
Parti yetkililerinin o dönemde pasif bir şekilde kabul ettiği söylem, federal hükümetten eşcinsel erkeklerin uzaklaştırılması için kullandığı söylemdi, yani eşcinsellerin tehdit edilebileceği ve böylece partiye ihanet edecekleri savı. Bununla yüzleşen Hay, Parti liderliği ile görüştü ve kovulmasını talep etti. Başlangıçta bunu reddettiler. Sonunda, Hay, Kaliforniya Parti liderliği ile eşcinsel olduğu için değil de “güvenlik riski” sebebiyle kovulması yönünde bir anlaşma sağladı (Daha geniş bir toplulukta, Soğuk Savaş’ın derinliklerinde, bir işten “güvenlik riski” sebebi ile kovulmak Komünistlerin utandığı bir şey değildi).
Bir çok yönden Hay’in durumu, beyaz olmayan halkın ve kadınların kurtuluşu ile sosyalizm mücadelesini birleştiren, ABD’de ırkçılar tarafından acımasızca zulüm görmüş Paul Robeson ya da daha önceki zamanlarda Çarlık Rusya’sında zulüm gören Alexandra Kollontai gibi eylemcilerin durumundan daha farklıydı. Tüm bu durumla ilgili trajikomik olarak CPUSA Harry Hay’i öven resmi bir yazı hazırladı ve Kaliforniya’da veda yemeği düzenledi, muhtemelen türünün tek örneğiydi bu yemek. Açıklamalarında, Parti, Harry Hay’i “yaşam boyu halkın dostu” ilan etti, açıkça Parti’nin uzaklaştırdığı birisi için garip görünebilecek bir ifadeydi bu.
Hay, küresel kurtuluş hareketi ve dünyada hızla yayılması bağlamında, Edward Carpenter erken okumalarına dayanarak, baskı gören gruplar olarak eşcinsel erkeklerin ve lezbiyenlerin ikili yaşamlarının kurtuluşları önünde bir engel olduğunu görmüştür. Eşcinsel erkekler ve lezbiyenler varlıklarını gizlemeye mecbur bırakılıyordu ve olası hapis cezaları ile karşı karşıya kalıyorlardı. Hay ayrıca, geniş bir şekilde yayılan, eşcinsel düşünce ve davranışın çok geniş kitlelerde bulunabileceğini söyleyen Kinsey raporundan (1948) da etkilenmişti. Araştırmacılar, rapor bulgularını analizlerinde, insan ırkının yaklaşık %10’una denk düşebilecek bir oran veriyordu. Hay, Kinsey raporunun göstermeye çalıştığı olgunun farkına varmıştı, cinsellik bu dönemde algılandığından çok daha karmaşıktı ve insanların kurtuluşu için korkmak yerine bu karmaşıklıkla yüzleşmek gerekiyordu.
Hay istemeyerek CPUSA’dan ayrıldı, çünkü Parti liderliği bir eşcinsel kurtuluş hareketinin olasılığı ve belirginliğini kaldırmaya hazır değildi. Durumu bize 1.Dünya Savaşı arifesinde Sosyalist Parti’yi terk eden ve yaşamının neredeyse sonuna yaklaşana kadar Komünistler ile tartışarak on yıllar sonra Komünist Parti’ye katılan W.E.B. DuBois’yi hatırlatıyor. Faşizmin yenilmesi ve sömürgeciliğin çöküşü ile birlikte, Du Bois dünyanın hızla değiştiğini ve “beyaz olmayan” insanların özgürleşme mücadelesinin geleceğinin Komünist hareket ile olacağını düşünüyordu. Harry Hay, savaş sonrası dünyada, CPUSA eylemcisi olarak öğrendiği şeyin uygulanma ihtimalini gördü. 1950 Sonbaharında, Kore savaşı ve Senatör Joseph McCarthy’nin öfkesi yükselirken ve sağ hükümet içinde ve dışında “sahtekar, komünistler ve ibneler”i ihbar ederken harekete geçti. Eşcinsel dostlar ve yoldaşları ile Mattachine Derneği’ni kurdular. İsmin kendisinin ilgi çekici bir tarihi var, gerçek kimliğini saklamak zorunda kalanlarla bağlantılı bir tarih. Hay bu ismi ortaçağ Fransa’sında, gizli ritüellerinin bir parçası olarak maskeler takan bekar erkeklerin gizli derneğinden almıştır. Fransızlarsa “mattachine” ismini, yalnızca maske taktığında krallara gerçeği söyleyebilen saray soytarıları İtalyan mattachino’dan almıştır. Eşcinsellerin (ve diğer azınlıklar), onları olduğu gibi görmeyi reddedenlerle konuşurlarken kılık değiştirmeleri ya da kendilerini hor görmeleri gibi.
Her ne kadar, Hay’in eşcinsel örgütlenmeye bağlılığı CPUSA’dan bir nevi karşılıklı anlaşma ile ayrılmış olmasına sebep vermesine rağmen, gerek kendisi gerekse de yoldaşları, Mattachine Derneği’ni eşcinsellerin temsilcisi bir örgüt ve eşcinsellerin kurtuluşu hedefinde bir araç olarak CPUSA’yı örgütlenme ve eğitim teknikleri konusunda kullanmaya devam etmişlerdir.
Ancak Harry Hay ve Mattachine Derneği’nin Komünist ve sol liderliği, 1950’lerin ortalarında kendilerini Soğuk Savaş döneminde, işçi sendikaları ve her türlü kitle örgütünü enkaza çeviren kızıl-aleyhtarı politikanın kurbanı olarak buldular. Mevcut sistem içerisinde kabul edilmek isteyen eşcinseller, yani Harry ve yoldaşlarının mücadele ettikleri herşeyin zıttı, Mattachine Derneği’ni ele geçirdi ve dernek, homofobikler ve ortayolcular ile forumlar düzenleyen ve eşcinsellere daha fazla “hoşgörü” için oldukça uysal etkinlikler gerçekleştiren takım elbiseleri ve kravatları içerisinde münasip adamların örgütüne dönüştü. 1969’da Stonewall İsyanı sonrası kitlesel eşcinsel kurtuluş hareketi şeklini aldıktan sonra, Mattachine Derneği bir çok eşcinsel eylemci tarafından, işçi militanların muhafazakar işveren sendikalarına bakışına benzer şekilde yapay bir kuruluş olarak görüldü. Oldukça önemli olan eski tarihi genellikle bilinmiyordu.
Harry Hay, 1930’larda öğrendiği Leninist taktik ve stratejileri kullanarak, yani mücadeleyi büyütmek için, daha geniş bir Halk Cephesi’nin bir parçası olacak etkin örgütlerin oluşturulması fikri ile Eşcinsellerin Kurtuluş hareketinden asla vazgeçmedi. 1955’te Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi (HUAC) tarafından çağrıldığında, Hay komiteye karşı çıkmış ve hak ettikleri şekilde küçümseyici davranmıştır ancak yine de açık eşcinsel olduğundan kendisini temsil edecek sol bir avukat bulmanın güçlüğü onu üzmüştür.
Belki de onu bir mağdur gibi göstereceğinden korkarak (bir önceki yıl McCarthy kınanmış ve McCarthyizm de düşüşteydi), daha öncesinde Hollywood Onlusu ve diğerlerine uyguladıklarının aksine, HUAC, Hay’i tutuklamayı reddetti. 1960’larda, Harry, eski ve yeni CPUSA üyelerinden oluşan ve eşcinsel hakları, savaş karşıtı ve kadın hakları hareketleri arasında bir birleşmenin imkanlarını araştıran “Kadınlar Barış için Grevde (Women Strile for Peace) grubuna katıldı. Aynı zamanda kültürel miraslarını talep eden Amerikan Yerlileri mücadelesinin de hem eylemcisi hem de destekçisi oldu. 1963’te Hay, hayatını John Burnside ile paylaşmaya başladı ve hayatının geri kalanında John ile bir aile yaşamı sürdü. “Rol model” kelimesinin ulusal bir klişeye döndüğü zamanlarda, Harry ve John, homofobik bir çevrede dahi, eşcinsellerin yaratabileceği adanmış ve mutlu bir ilişki için bir çok kişiye örnek oldular.
Aynı zamanda, Hay, 1970’lerde ortaya çıkan kitlesel Eşcinsel Hakları Hareketi’nin aktif bir eleştiricisi olmuştur, özellikle dar grup politikalarına olan eğilimlerini ve bir nevi politik korunma şantajı olarak gelenekselci Demokrat Parti politikacılarını desteklemelerini eleştiriyordu. Bu bağlamda, kendisi 1930’ların başlarında olduğu gibi militan sol bir komünist olmaya devam etti. 1979’da Hay, mutlak bir cinsel özgürlük ve çeşitliliği birbirinden ayrılamaz şekilde bir bağlılıkla, Mattachine Derneği’nin geniş hümanizmini canlandırmaya çalışan Radikal Periler’in (Radical Faeries) örgütleyicisi oldu. Harry Hay, uzun yaşamının son on yıllarında politik olarak aktif olmaya devam etti, Kaliforniya’da 1980’lerde Jesse Jackson’ın Gökkuşağı Koalisyonu’nun (Rainbow Coalition), Eflatun Kongre’sinin (Lavender Caucus) öncülerinden biri olarak emek verdi, daha geniş toplumlarda liberallerin yalnızca üzerine vaaz verdiği ancak hala en tabu alanlardan biri olan konularda çoğulculuğu uygulayarak – yani cinsel ifadeyi.
2002’de hayatını kaybeden Harry Hay, son gününe kadar, eşcinsel erkekler ve lezbiyenlere karşı körüklenen nefrete karşı mücadele etti ve diğer bir çok ezilen gruba göre eşcinsellerde belki de daha fazla olan kendinden nefret etme olgusunu reddetti. Yeraltında savaşabilirdi, ancak asla kapalı yaşamazdı.
Harry Hay, bugün Eşcinsel Özgürlük mücadelesinin öncülerinden birisi olarak, oldukça geniş yelpazeden eşcinsel hakları örgütleri tarafından övgüyle söz edilen bir kişidir. Onu özellikle de geçmişte işçi sınıfı ve ezilen azınlıklar için büyük başarılar kazandıran ve kazandıracak olan ideolojik militanlık ve taktiksel esnekliği hem tavsiye eden hem de uygulayan bir Komünist olarak hatırlanması önemlidir.
Ayrıca, partisi olan ABD Komünist Partisi sonunda, eşcinsel haklarına olan bağlılık ve eşcinsellerin politika ve toplumdaki rolüyle ilgili geri anlayışları reddediş konusunda Hay’e ulaşmışlardır. Ne yazık ki Rusya Federasyonu’nun Komünist Partisi, ki kendisini Sovyetler Birliği’nin Komünist Partisi’nin devamı olarak tanımlıyor, Komünizm ve Sovyet karşıtı Putin hükümetinin homofobik politikalarına, karşı çıktığını iddia etmesine rağmen destek vererek zaman içerisinde geriye düşmüştür.
28 Haziran’da Greenwich Village’de bulunan Stonewall Bar’ında, özünde bir “eşcinsel gettosu ayaklanması” olan Stonewall İsyanı’nın 44.yıldönümüydü. Bu isyanın sonrasında açık bir Eşcinsel Hakları/Kurtuluşu hareketi ortaya çıktı ve son 35 yılda halk hareketinin belirgin bir gücü oldu. Hem Magnus Hirschfeld’in hem de Harry Hay’in teorisi ve pratiği eşcinsel hakları hareketinde yaşamaya devam ediyor. Hirschfel ölümünden sonra Avrupa ülkelerinde çokça onore edilirken, Harry Hay ülkemizde sayılı kez onurlandırılmıştır.
Birçok insan Eşcinsel Kurtuluş hareketini, 1960’ların Yeni Sol’u ile tanımlarken; dönemin insan hakları, kadın hakları ve savaş karşıtı hareketler gibi tarihi CPUSA’nın yardımcı rolünden ayrılamaz. 1950’ler ve 1960’larda, insan hakları, kadın hakları ve barış mücadelelerindeki Komünist Parti eylemcileri sıklıkla, iç ve dış baskıların tehlikesi sebebi ile kimliklerini gizleyerek çalışmışlardır. Savaş sonrası eşcinsel kurtuluş hareketinde, bir militan komünist olan Harry Hay, hareketi örgütlemiş, liderlik etmiş ve eşcinsel hakları hareketini, tüm ezilen halkların kurtuluşu için küresel mücadelenin bir parçası olarak görmüştür. Hay bazen bir maske takarak kavgasını vermiş olabilir, fakat kendisini asla kapatmamış ya da ezenlerin ezilenlere “kendilerini korumaları için” önerdikleri gibi kendisini tecrit etmemiştir. Bir Komünist olarak, daha geniş bir toplumsal dayanışma anlamında grup özsaygısına bakmıştır, böyle bir dayanışmanın, ilerici bir sosyal dönüşümü kurmak ve sağlamlaştırmak için tek yol olduğunu fark etmiştir.
Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz…