Sağcı muhalefet yaklaşık bir aydır Ekvador Cumhurbaşkanı Rafael Correa hükümetine karşı çeşitli protestolar düzenliyor. Protestoların hükümetin önerdiği iki vergi kanunu önerisi ile başladığı iddia ediliyordu. Cumhurbaşkanının sözkonusu yasa önerilerinin iptal edildiğini açıklamasına rağmen muhalefet protestoların asla bu yasalara ilişkin olmadığını söylüyor.
Sağcı muhalefetin protesto söylemi; artan suç oranlarından, hükümetin enerji tasarrufu için indüksiyon fırınları kullanımını teşvik etme planına kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Protestoların sık sık şiddet eylemlerine dönüşmesine rağmen önemli bir yaralanma veya ölüm olayı meydana gelmedi. Ancak bütün bu protestoların ortak özelliği muhalif göstericilerin hükümet destekçileriyle karşılaşmak için her türlü provokasyona başvurmalarıdır.
Ekvador Demokrasisine Sağcı Saldırı
Diğer ülkelere göre aradaki çarpıcı fark, Ekvador protestolarının kolluk kuvvetlerini önceden yetkilendirilmesi şart olmadığından, ülkenin rotasını değiştirebilir olmasıdır.
Bu durum, protestoların başlamasından sonra beklenmedik bir şekilde hedef değiştiren muhalefet kervanının uzun gösteriler yapması için de kapı aralıyor.
Bu strateji ise hükümet tarafından sürekli ifşa edildi. Cumhurbaşkanı Correa yerel muhalefetin 1 Mayıs yürüyüşlerinden beri, Venezüella’da ki taktiklere öykündüğü konusunda uyarıyor. 2015 Yılı Nisan ayında ise, başkan ürkütücü bir tahminde bulundu ve bir röportajında “Ben (muhalefetin) stratejilerini tahmin ediyorum: Harekete geçme, Provokasyonlar yaratma, Kurban olma” dedi.
Hatta Mayıs ayından beri süren az sayıdaki protesto, diğerlerinden daha şiddetli geçti.
Correa’nın suçlamaları zoraki yapılmış suçlamalar değildi.
Temmuz ayı başında, Ekvador istihbarat teşkilatı yetkilileri cumhurbaşkanlığı sarayı yakınında hükümet yanlısı göstericiler, devlet güvenlik güçleri ve muhalif göstericiler arasında provokasyonla çatışma çıkararak darbe ortamı yaratmaya çalıştılar.
Eski Devlet Başkanı Hugo Chavez’i 48 saatliğine deviren 2002 yılındaki Venezuela darbesi, hükümet karşıtı bir yürüyüşün hükümet yanlısı gösterinin yapıldığı miting alanına ulaşmaya çalışmasından sonra başlamış ve çatışmaların kışkırtılmasıyla Miraflores Başkanlık Sarayı kapatılmıştı.
Cumhurbaşkanı Correa Haziran başında, AB-CELAC Zirvesi’ne katılmak üzere, Brüksel’e gittiğinde Ekvador protestolarının son turu başladı. Yeni dönem Venezuela protestoları da benzer şekilde, ocak ayında patlak vermiş, Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro’nun petrol fiyatlarında daha fazla istikrar isteyen Rusya, Cezayir, Katar ve Suudi Arabistan’ı kapsayan uluslararası bir tura çıktığı sırada başlamıştı.
Ayrıca, 24 Haziran 2015 tarihinde, Venezuela’nın Parlamento başkanı Diosdado Cabello, siyasi danışman Armando Briquet’in – Aynı zamanda Venezüella’da aşırı sağcı Önce Adalet partisinin üst düzey üyesidir – Ekvador muhalifleriyle yakın bir çalışma içinde olduğunu açıkladı.
Aynı tarihlerde, sosyal medyada paylaşılan bir video da Ekvador’un başkenti Quito’daki muhalif protestoları tertipleyen kimliği belirsiz Venezüellalar gösterildi. Quito’nun sağcı Belediye Başkanı, Maurico Rodas’da, yakın zamanda ki muhalif protestolara katıldı.
Ekvador’lu siyasetçi ve yazar Fernando Buendia, uluslararası sağcı politik örgütlerle bağlarından dolayı Venezüella’nın muhalefet lideri Henrique Capriles ile birlikte Rodas’la kıyaslanmıştı.
Ancak, Ekvadorlu muhaliflerin kazanmasında bölge diğer sağcı liderlerin hızla harekete katılmasının teşvik edilmesi de önemli rol oynuyor olabilir.
Eski Kolombiya Devlet Başkanı şimdi senatör olan Alvaro Uribe merhum Devlet Başkanı Chavez’le mücadele edeceğine dair yemin etti. Venezüella ve Ekvador muhalefetleri arasında bir danışman olarak çalışacağını söyleyen Uribe’nin de gururla itiraf ettiği gibi yaşananlar Chavez’in bölgedeki mirasının etkisi gibi görünüyor.
Muhalifler, 2012 yılında Ekvador genel seçimleri kampanyası sırasında, Devlet Başkanı Correa, haftalık düzenli toplantılarla Uribe’den yardım alan muhalefeti uyardı.
Devlet Başkanı Uribe komutasındaki Kolombiya Ordusu, 2008 yılında gerilla savaşçılarına yönelik yaptığı baskın sırasında, Angostura sınırından yasadışı olarak Ekvador’a girdiğinde Devlet Başkanı Correa’nın önemli biri olarak gördüğü Albay Mario Pazmiño, Ekvador Ordusu’nun istihbarat sorumlusuydu.
Olayın nasıl olduğuna dair bilgilere Ordu ve Hükümetten önce ulaşan emekli albay, saldırıyla ilgili bütün bilgileri kendisinde topladı.
Saldırı ile ilgili ayrıntılar konusunda devlet başkanına brifing vermeyen Pazmiño hakkında soruşturma açıldı. Çok geçmeden Angostura’nın bombalanmasına ABD Hava Kuvvetleri’ninde iştirak ettiği, saldırının ABD ordusu tarafından operasyon düzenlenen Manta’daki eski üsden başlatıldığı gibi çok daha fazla bilgi ortaya çıktı.
Sert bir cezalandırma olmasa da ordudan atılan Pazmiño, kendisini hükümet karşıtı konuşmalar yapmaya ve faaliyetlere katılmaya adadı. Hatta 2012 seçimlerinde Meclis için çalıştı.
Emekli general 2013 yılına gelmeden Ekvador hükümetine karşı harekete geçerek Correa yönetiminin, uluslararası uyuşturucu kartelleri ile bağlantılı olduğunu söyledi.
Şimdi bu iddia muhalefetin kampanyasında kullanılıyor. Venezuela’da olduğu gibi açık bir kanıt olmamasına rağmen hükümet şiddet, yolsuzluk, uyuşturucu kaçakçılığı, suç ve diktatörlük gibi bir dizi sorundan sorumlu tutuluyor… Her iki muhalif grup da protestolarını bu bayraklar altında örgütlüyor.
Çoğunluğu hükümet yanlısı göstericilerden olan 43 kişinin ölümüyle sonuçlanan Venezüella’daki 2014 protestoları üniversite kampüslerinde ki güvenliğin artırılmasını talep eden öğrenciler tarafından başlatılmıştı. Sonra suç, yolsuzluk, demokrasi eksikliği ve başka şeyler birikip bir öfke kıvılcımı olarak çığ gibi büyümüştü.
Bugün aynı söylem Ekvador’da kullanılıyor. “Saltanata izin vermeyelim” başlıklı yeni bir kampanya ile yaygın adaletsizlik ve yolsuzluk iddiasıyla ülkede güvensiz bir atmosfer yaratacak olan üç video dolaşıma sokuldu.
Ekvador muhalefeti son protestolarında aralıksız olarak “diktatör” Correa’ya atıfta bulunan “özgürlük” şarkısını söyleyerek Venezüella muhalefetine benzer bir söylem kullanıyor. Muhalifler geçen yıl yaptıkları protesto çağrılarının şiddetle engellendiğini, halen de bu engellemenin “sürdüğünü” iddia ediyorlar.
Ekvador ve Venezüella arasındaki farklardan biri de Ekvador halkı yakın bir tarihte, sokağa çıkarak ard arda Lucio Gutierrez ve Jamil Mahuad gibi başkanları devirmişti.
Ekvador muhalefetide bir dizi büyük protesto düzenlemişti.
Muhalefetin karşılaştığı önemli sorunlardan biride 2010 yılında Correa’ya karşı gerçekleşen polis darbesi sırasında sokağa çıkmayarak başkanı tuzağa düşürememekti.
Sürekli büyüdüğünü iddia eden muhalefetin darbecilere gösterdiği küçük desteğin aksine, hükümet yanlıları başkanın sığındığı hastaneye akın ederek hastaneyi kuşatmaları darbeyi önlemişti.
Ayrıca, WikiLeaks belgeleri Ekvador’da son dönemde gerçekleşen protestoların arkasında ABD hükümeti ve istihbarat servisleri olduğunu kanıtlamaktadır.
Eski Kolombiya istihbarat servisi DAS ve CIA’den sızdırılan belgelerde “gizli” ibareli Pazmiño’nun açıklamaları var. Alvaro Uribe’nin başkanlığı sırasında özellikle paramiliter unsurların sızdırıldığı DAS zamanında Pazmiño, Ekvador askeri istihbarat başkanıydı.
Guillermo Lasso, Mahuad hükümeti dönemi boyunca eski Ekonomi Bakanı ve son zamanlarda devam eden protestoların arkasındaki politikacılardan biri olarak, güncel konular üzerine kendi kişisel görüşlerini sunmak ve bilgilendirme yapmak için Quito’da bulunan ABD Büyükelçiliğinde ki toplantılara katıldı.
Bu arada son sızdırılan belgelerde Lasso partisinin bir milletvekili olan ve son protestolara öncülük eden Andres Paez’den de bahsedilmektedir. Belgeler Quito’daki ABD Büyükelçiliği’nde çalışmak için istekli olan birkaç milletvekilinden birisi olan Paez’in 2001 yılında da ABD ile yeniden serbest ticaret anlaşması yapılması taraftarı olduğunu kanıtlamaktadır.
Ekvador’daki Gösterilerin Ardında Kim Var?
ABD belgeleri, Ekvador’un Amazonlar bölgesinde meydana gelen büyük petrol sızıntısından sorumlu tutulan petrol devi Chevron’a yardım etmesi için Paez’in Washington’la temasa geçtiğini gösteriyor. Paez açıkca petrol şirketine destek faaliyetinin öncüsü olmuştur.
Ekvador’da Özgürlük Hareketi olarak bilinen bir grup, görünüşe göre, Kosta Rika’da bulunan sağcı örgütün adını ve logosunu alarak ülkedeki mevcut siyasi duruma tepki olarak “çıkış” ifadesini kullanmaya başladı. Bu ifade aynı zamanda Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro’nun devrilmesi çağrısında bulunan Venezüella’da ki muhalif unsurlar tarafından da kullanılmıştır.
Ekvador’da, siyasi tartışmalar veraset vergisi kanunu ve gelir artışı kanunlarının geri çekilmesi kampanyası ile başlamış hızlıca hükümeti devirme kampanyasına dönüştürülmüştür.. Benzer bir çağrıda, Mart ayında Brezilya’da duyulmuş, “komünizmden ülkeyi kurtarmak” isteyen bazı protestocular darbe çağrısında bulunmuştur.
Birkaç yıldır solcu, ilerici hareketler ve partiler bölgede güç kazanmaktadır.
80’li ve 90’lı yıllarda uygulanan neoliberal politikaların başarısız olması ile sağ kendisini izole edilmiş olarak bulmuş ve halk sola yönelmiştir.
Bölge genelinde büyük ölçüde bölünmüş ve zayıflamış olan sağ, mevcut durumu değerlendirmek, yeniden organize olmak ve ortalama gereksinimlerle iktidara geri dönüş yolları arayarak yeniden güç toplamaya çalışıyor.
Correa, ABD hükümetinin Venezüella’yı bu yılın başında ulusal güvenlik tehdidi olarak görmesini açıklamasından bu yana, kolluk kuvvetlerine bilerek işe alınan yeni personelin yaratacağı şiddet dalgası ve düzenli provokasyonların, hükümetin insan haklarını ihlal ettiği gerekçesi ile suçlanarak bir dizi yaptırımın gündeme alınması ve yabancı müdahalenin davet edilmesi olduğunu söyleyerek sağcı muhalefetin nasıl bir çizgi izleyeceğine dair kendi teorisini ortaya koydu.
Devlet Başkanı Correa, bölgede meydana gelen şiddetli sokak protestoları ile koordineli olarak Latin Amerika’nın ilerici ve devrimci hükümetlerini istikrarsızlaştırmak için bölgede sağın, kasıtlı olarak bir kampanya yürütmesinin ciddi bir tehdit olduğu konusunda uyarılarını sürdürüyor.