İkinci Paylaşım Savaşından beri Avrupa’nın gördüğü en büyük mülteci krizinde devletler adım adım sınır kontrollerini, sığınmacı düşmanı yaptırımları, yasaları ve militarizasyonu ağırlaştırıyor.
Balkan Koridoru
Balkan ülkelerinin günlük sığınmacı kotası uygulamasına geçmesini takiben beş binden fazla mülteci Yunanistan – Makedonya sınırındaki Idomeni kampında beklemeye geçmişti.
Geçtiğimiz Çarşamba günü (24 Şubat) mültecilerin ana göç rotası üzerinde olan Balkan ülkelerinin bakanları Viyena’da toplandı. Yunanistan’ın davetli olmadığı toplantıda sınır kontrollerinin sıkılaştırılmasına karar verildi. Avusturya’nın kendisini dışlayarak Balkan ülkeleriyle bir mülteci zirvesi yapmasına tepki gösteren Yunanistan ise Viyana’daki büyükelçisini geri çekti.
19 Şubat
Avusturya ülke sınırından geçecek günlük mülteci sayısını 3.200, günlük iltica başvuru sayısını ise 80 olarak belirledi.
21 Şubat
Makedonya, Yunanistan üzerinden gelen Afgan mültecileri engellemeye, Iraklı ve Suriyeli sığınmacıların kontrolünü sıkılaştırmaya başladı.
22 Şubat
Slovakya, Avusturya ve Macaristan sınırlarını kapamaya hazırlandığını açıkladı. Slovenya Hırvatistan sınırına askeri birlik gönderirken Hırvatistan da Avusturya ve Almanya’nın sınırlarını kapaması halinde ana göç rotasını kapatacağını duyurdu.
24 Şubat
Arnavutluk, Makedonya’nın Yunanistan ile olan sınırını tamamen kapaması halinde sınırlarını kapatacağını açıkladı. Bulgaristan da Turkiye ile olan sınır korumasının genişletilmesini onayladı. Macaristan Başbakanı mülteci karşıtı kota uygulaması için referandum çağrısı yaparken Çek Cumhuriyeti de özel bir göçmen polisi birimi kurdu.
26 Şubat
Hırvatistan ülkeye yapılan sığınmacı giriş sayısını 580 olarak kısıtladı. Sırbistan da aynı uygulamaları takip edeceğini açıkladı.
Avrupa Birliği, Avusturya’yı iltica hakkına kota getirilmesi uygulamasının Avrupa ve uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğu konusunda uyardı. Yunanistan ise diğer AB üyesi ülkeler sınırlarını kapatırken Yunanistan’ın Avrupa’nın paralı sınır bekçisi olmayacağını duyurdu.
27 Şubat Cumartesi günü 400 kadar mülteci Idomeni kampında Makedonya’nın sınırlarını açması talebiyle gösteri yapmıştı. Sınırda giderek yükselen tansiyon 29 Şubat Pazartesi günü polis saldırısı ile zirveye ulaştı. Balkanlar üzerinden Almanya’ya geçmeyi uman ve sınırda mahsur kalan göçmenler çitleri zorlamaya başlayınca Makedon polisi göz yaşartıcı gaz ile saldırdı. Derme çatma çadırlardan oluşan kamplarda şu anda tahminen 22.000 mülteci bekliyor. Yunanistan ise sınırlar açılmazsa bu sayının 70 bini bulacağı uyarısında bulunuyor.
Avrupa Hukuku derken
Avrupa, sınırlarında büyüyen mülteci krizini geri püskürtmek için Türkiye’ye rüşvet verme yoluna gitmişti. Geçtiğimiz yılın 29 Kasım’ında gerçekleşen Türkiye-AB zirvesinde varılan uzlaşıya göre Türkiye Avrupa’ya akan Suriyeli göçmen sayısının azaltılmasını sağlayacak, kaşılığında ise Haziran ayında geri kabul anlaşmasının yürürlüğe girmesini takiben Ekim ayından itibaren Türk vatandaşlarına AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkı tanınacak ve Türkiye’ye 3 milyar avroluk kaynak aktarılacak.
Davutoğlu, 7 Mart Pazartesi günü Brüksel’de göç ve mülteciler konularının ele alınacağı AB-Türkiye Zirvesi’ne de katılacak. Zirve öncesinde ise 3 Mart Perşembe günü Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile Davutoğlu’nun bir ön görüşme yapması planlanıyor. Böylelikle Suriye ile dış politikası çöken Türkiye’nin Avrupa’nın sınır bekçiliğine soyunması karşısında alacağı rüşvetin sınırları çizilecek.
‘Avrupa Hukukunun’ ve ‘insani müdahalenin’ son örneği olarak 29 Şubat Pazartesi günü Fransa hükümeti başlattığı ‘yasal süreci’ kazanarak kuzey Fransa’daki Calais yakınlarında kurulmuş mülteci kampının bir bölümünü ‘temizlemeye’ girişti. Fransa’nın bombaladığı topraklardan kaçan Suriyeli sığınmacılarla Afganların çoğunlukta olduğu kamp yoğun polis koruması altında boşaltılmaya başlandı.
Yeni Birleşik Mücadele Zemini
Neo-liberal çöküşün ve sistemsel krizin bedelini kemer sıkma politikaları ve istismarcı sosyal reform paketleri ile emekçilerin üzerine yıkmaya çalışan Avrupa büyük sınıf kalkışmalarının yanı sıra Ortadoğu ve Afrika’daki paylaşım çatışmalarının yarattığı mülteci akını ile de baş etmek zorunda. İşçi düşmanı reform paketlerine benzer bir şekilde bu krizi de faşizan güvenlik yasaları ile bastırmaya çalışan devletler temelleri atılmaya başlanan göçmen hareketi ile sınıf hareketinin ve yerel anti-faşist güçlerin koalisyonundan doğan bir meydan okumayı göze alamaz. Avrupa’daki anti-faşist güçler göçmen hareketinin çeperinde eklemlenmeye başladı bile. Bu coğrafyada filizlenecek isyanları öngörmek isteyenler göçmen hareketi ile anti-faşist ve anti-kapitalist yapılanmaların yakınlaşmasını dikkatle takip etmeli.
Haber: İsyandan.Org
Kaynaklar:
-
http://www.theguardian.com/world/2016/feb/27/thousands-of-refugees-stranded-at-greece-macedonia-border
-
http://www.reuters.com/article/us-europe-migrants-greece-macedonia-idUSKCN0W2188?feedType=RSS&feedName=worldNews
-
http://www.reuters.com/news/picture/calais-migrant-jungle-dismantled?articleId=USRTS8LK1