Bir J-20 Raporu
İşbirlikçi domuzlar yeni yılın ilk büyük eyleminden önce incilerini döktüler. En makul temsilcilerini gönderip bizim “ipin ucunu kaçırmayacağımızı” (bizce isyan çıkarmayı kastettiler) garantiye almak istediler. Bunların hepsi “Tek Direniş”in Trump’ın yasa ve kurallarının sınırları içerisinde zararsızca caka satmaya çalışan hükümet-dışı organizasyonların yoksul pazarlayıcısı olmasından; ve konu katil ırkçı domuzları ve aylar boyunca antifaşistlere saldıran kahverengi gömlekli eyalet polisini davet etmek olduğunda; bütün izinleri sıralı olan özürcü, işbirlikçi, kısaca yanlış isimlendirilmiş bir organizasyon olmasından ileri gelmektedir.
Yasal “sol” öncelik olarak böyle bir işbirliği ve güvence aramaktadır. Çünkü kitlelerden hem korkmakta hem de nefret etmektedir. Kitlelerin haklı öfkesinden ve isyanından korkmakta, kendisini savunacak bir ordusu olmadığı için sonuç olarak sınıf çıkarlarının temsilcisi polis tarafından korunmayı ummaktadır. Yasal sol o kadar derin bir reformizm ve parlamenter miskinlik batağı içerisine saplanmıştır ki, devrimci azmini kaybedeli uzun yıllar olmuştur. Bizleri kızgın ve kafası karışmış gençler olarak görmelerine rağmen gerçek bunun tam tersidir. Aksine, devrimci bilimsel kavrayış ve uygulama bizleri, devlet ve sınıfsal düşmanlara karşı teslimiyetçi ve uzlaşmacılığına karşı korumaktadır. Kafamız karışık değil. Savaştığımız zaman, komünizm için savaşırız, yapıcı ve yıkıcı bütün eylemimiz; işçi sınıfının yol göstericiliğinde uzun süreli halk savaşını sürdürecek, sosyalizmi kuracak ve devrimin sürekliliğini sağlayacak olan partimizi kurmak içindir.
En beter yasal-sol organizasyonlardan bazılarının uzun zamandır polis tarafından finanse edildiğinin kanıtları mevcuttur. Austin Adalet Koalisyonu gibi gruplarla birlikte çalışılmaması gerektiğine dair tartışmalarımızı da yapmıştık. Gene de bazı “sosyalist” organizasyonlar bu grupla birlikte oturup kalkmaya ve yalan “direniş”lerini desteklemeye devam ediyorlar. “Direnmek” bu ahmaklar için ne ifade etmektedir? Bizim için direniş, isyandır. Basitçe, direniş bizim için işçi/emekçi sınıfa zarar veren herşeye bir son vermektir. Dişimizle, tırnağımızla savaşarak kendimizi savunacak yapıları kurmak ve sisteme karşı savaş açmak demektir. Direniş; saygınlık siyaseti yapmak ve demokratların işe yaramaz adaylarını, solun adayları olduğunu iddia eden sendikaların kuyruğuna takılmamak anlamına gelmektedir. Direniş, kesinlikle sistemle çalışmak ve komünist olarak yaşamanın gerekliliklerinden korkarak “sosyalist” adı altında saklanmaya çalışmak değildir.
Komünistler isyancıdır, ve direnirler. Bu zehirli, tacizci ve derinden hasta sistemin her türlü icraatine karşı direnip, onu öldürmeyi amaçlarız. Bu konuda sözümüzü sakınmayız ve herkesi sistem içerisinde yumuşamış ve diğer pisliklerden farksız hale gelmiş yasal-solun şekerli haplarını yutmamaya davet etmekte ısrarlıyız.
Birleşik Anti-Faşist Blok çağrısını olumlu bulduk ve çağrıyı destekledik. Bu blok prensip olarak öz-savunma için oluşturuldu. Yalnızca polise karşı öz-savunmayı değil, aynı zamanda halk düşmanı yasal-sol ve liberallere karşıda öz-savunmayı geliştirmek için oluşturuldu. Trump’ın savaş suçlusu Clinton’ı yenmesinin ardından, yoldaşlarımıza devlet güçleri ve faşistlerce saldırılar düzenlenmiş, faşistlerce ve istihbaratları ile polise hizmet eden liberallerce çamur atılmıştır. Birleşik Anti-Faşist Blok, liberallerin ve yasal-sol temsilcilerinin mesajımızı sulandırmaya çalışmasını önlemekte başarılı olmuş ve bize sayısal üstünlükte sağlamıştır..
Maoizm bize düşmanı kitlelerin ayakları altında ezecek olan silahı verir. Yolumuzu aydınlatır, gereğinden uzun yaşayan opürtünüstleri ve satışçıları ifşa etmemizi sağlar. Bize; bütün Maoist partilerin inşa etmek için çabaladığı, vazgeçilmez üç silah verir.
Bunların ilki ve en önemlisi Maoist Parti’dir- Austin Kızıl Muhafızları’nın birincil görevi ABD’deki diğer Maoistlerle birlikte partiyi kurmaktır. Parti-kurma organizasyonu bir Maoist için en önemli silah haline gelmektedir çünkü bütün diğer etkinlikler partiyi oluşturma çabasının başarısına bağlıdır. Parti olmadan devrim de olmayacaktır. Parti işçi sınıfının örgütlenmiş ifadesidir, herşeyin liderdir.
İkinci vazgeçilmez silah, Maoist Komünist Parti’nin yönlendirdiği, partizan müfrezeleri ve halkın öz savunma birliklerinin çekirdeğini oluşturduğu halkın ordusudur. Parti inşa sürecindeki çabalar birikip mücadele ve parti içi iki çizgi mücadelesi yoluyla kristalize olup; parti etrafında askerileşmeye ve ordulaşmaya- teknolojik donanım ve silahlanma anlamından öte halkın ordusu olma yönünde, düşmanı silahsızlandırıp mühimmata el koyarak proleter silahlanma yöntemiyle – devam edecektir. Maoizmin evrensel gerçeğini Mao’nun sözlerini kullanarak tekrarlıyoruz: “Ordusu olmayan halkın hiçbir şeyi yoktur”. Daha embriyo aşamasından halkın ordusu ve parti ayrılmaz bir ikilidir, birlikte büyür, yaşar ve ölürler.
Üçüncü vazgeçilmez silah, yükselen faşizme düşman, halka dost herkesi içeren birleşik cephedir. Birleşik Cephemiz prensip olarak kitle örgütlerinin, devrimci kitle örgütlerinin, ezilen ulus örgütlenmelerinin ve geniş halk örgütlenmelerinin ilkelerinin üzerinde yükselir.
Bu üç silah; inşa sürecinin bütün aşamalarında büyütülmeli, asla görmezden gelinmemeli ya da ihmal edilmemelidir. İhmal etmek kitlelerin ihtiyaçlarını görmezden gelmek ve onlara hizmet etmeyi ve onları savunmayı ihmal etmek demektir.
İçinde rol aldığımız ve oluşumuna katkıda bulunduğumuz bu anti-faşist bloğun farkı nedir? İlkin, birinci tehdit olarak başkanlık üzerinden yükselen faşizmi ifşa etme ve polise karşı mevzilenme yolunda dostlarımızı ve düşmanlarımızı kesin olarak teşhis etme imkanı sağlamaktadır. İkincil olarak, birbirinden farklı taktiklerin öz-savunmadan vazgeçmeden uygulanmasını sağlayan bir yapıdır. Geçmişte, düşman ve düşmanın ajanları, yoldaşlarımızı izole etmeyi, yaralamayı ve tutuklamayı becerebilmişlerdir. J-20’deki anti-faşist blok, birlik içinde yürüyebilen ve savunma taktikleri geliştirebilen daha disiplinli bir blok olma potansiyelini göstermiştir. Eylem yaparak öğrenilir, bu eylem bize arkası gelecek militan eylem tarzının pratik temelini sağlamıştır. Üçüncü olarak, anti-faşist olmak faşist ideal işçi özelliklerini terk etmek anlamına gelmektedir. Bu sınıfımızı detaylı olarak anladığımız anlamına gelmektedir; sınıfsal yapının içerisinde birden fazla ezilmişlikler olduğunu, bunların temelinin sınıfsal sömürü ve ezilmişlikte yattığını gördüğümüz anlamına gelir. Herkesin devrime ve halka yeteneklerini en üst düzeyde kullanarak katkıda bulunabileceği bir örgütsel yapıya sahibiz. Tempoyu yakalamakta, birlikte hareket etmekte, ve hareket güçlüğü çekenlere alan yaratmakta büyük sıkıntılar çeken yasal-solun tersine; gerektiğinde, oturduğu tekerlekli sandalyeden bir faşisti yerle bir edebilecek kadar zinde tüm yoldaşlarımızı kapsayarak ilerlemeyi hedeflemekteyiz. Bu da insanların gerçek ihtiyaçlarını karşılamak noktasında yasal-solun başarısız olduğu; devletin ideolojik ajanları kimliğinde elitizm yaratarak, meseleyi görmezlikten gelip; cahillik üreterek gerçek rengini gösterdiği en önemli noktalardan biridir.
Halk kapitalizm tarafından mahrum ve sakat bırakılmıştır. Uğruna ölmeye hazır olduğumuz sosyalist sistem hiçkimsenin kendini mahrum veya yoksun hissetmeyeceği, genel olarak isyan şeklinde algılanacak sosyal faaliyetlerden dışlanmayacağı bir sistemdir. Liberaller ve yasal-sol, engelliler için savaşma gibi içi boş vaatlerinin arkasında saklanırken, aslında tam da kendilerinin engelleri ve dışlayıcı ideolojiyi ürettiği ortadadır. Liberallerin ve yasal-solun dayandığı metodlar, herkesin verebildiği kadar verdiği ve ihtiyacı kadar aldığı bir toplum yaratmaktan acizdir. Böylesi bir toplum ancak sınıf mücadelesi ve proletarya diktatörlüğü sayesinde kazanılabilir. Böyle bir toplum, yani komünizm, devrimci sosyalist bir aşamayla toplumu dönüştürme evresi sonunda gerçekleşebilir.
Sonuç olarak, Nazileri yenilgiye uğratanın liberaller değil- komünistler olduğunu belirtmekte fayda var! Stalin önderliğindeki Kızıl Ordu Polonya’daki ölüm kamplarını kapatıp tutsakları serbest bırakmıştı. Sevgi nefrete baskın çıkmadı, komünistler tarafından yönetilen ordu galip gelmişti. İdeolojik olarak şiddet-karşıtlığını, yöneten sınıfın hizmetinde olan karşı devrimci bir süspansiyon olarak görmekteyiz. Anti-faşist olmak; devrimci şiddeti kullanmaya ve bu konuda ustalaşmaya hazır olmak demektir. Yakın gelecekten ötesini görmek demektir, protestolardan ve öz-savunma pratiklerinden de ilerisini, halk savaşını görebilmek demektir.
Yeni yılın ilk büyük eylemi bizlere iki yol göstermiştir: biri liberaller ve yasal-solun, sistem içerisinde zararsızca oturan ve herhangi bir vizyondan yoksun hiçbir yere gitmeyen yoludur. Diğeri ise, isyan yolu, fiili direniş, sistemin prangalarından kurtulup ona direnmenin yoludur. Şu anda küçük bir grubuz, ancak büyüyoruz ve büyümeye devam edeceğiz. Çünkü yorulmadan işçi sınıfı için direniyoruz, ve bu dünya görüşünü asla terk etmiyoruz. Bütün soruları devrimci bilimle analiz etme ısrarındayız, komünistler ileri görüşlü ve olayların içsel hareketlerine dair kuvvetli sezgilere sahiptir. Bu yüzden, biz en iyi analizi yapıp kapitalist sisteme büyük bir tehdit oluşturabiliriz. Biz kendi yolumuzu kendimiz çizeriz, düşmanın silahlarına el koymanın yanında kendi silahlarımızı geliştirip keskinleştirebiliriz. Biz halktan korkmayız; onları cesaretlendiririz, politize edip, milisler oluşturmak için hazırlayarak bir halk ordusu yaratmayı hedefleriz. Halkın da bizden korkmadığını halkla olan ilişkilerimizden dolayı biliriz.
Domuzların kendileri ne yapmakta? Uzakta durmaktalar, bizce bu anti-faşist bloğun başarısı sayesindedir. Topluluğun sloganlarının bir kısmı domuzların sinirlerini bozduğunda, öfkelerine rağmen grubun önderlerini tek yakalama imkanını bulamadılar. Kendileri daha da ileri giderek “commie” leri (komünist kelimesinin aşağılayıcı olması amacıyla kısaltılmış biçimi Ç.N) koruduklarını iddia etmeye çalıştılar- gülünesi bir iddia, biber gazıyla saldırıp, dövüp, tartaklayıp, gözaltına alıp; aramızdan birini öldürmeye çalışan da bizzat kendileridir.
Yürüyüş başarılıydı; birbirimizi koruduk, sınırlarımızı çekme konusunda net mesajlar verdik, çok açık anti-faşist bir mesaj verdik. Geceyi yanan bir Amerikan bayrağı ve Trump büstü şeklinde bir hediye sepetiyle, “Sevgi nefreti deviremez- yumrukla bir Nazi’yi devir!” , “ Trump ve Pence’in canı cehenneme, öz-savunma için örgütlenmeye! , “Tek yol Devrim!” sloganlarıyla tamamladık. Yasal-sola hiçbir zaman güvence olmayacağız. Bir faşistle yüzleştiğinde ısıramayan dişsiz köpeklerle bir hesabımız yoktur. Biz sadece halka hesap veririz. Artan baskıya karşı isyan haktır. İsyanı gerçek direnişe dönüştürme, direnişi silahlı mücadele ve halk savaşı ile devrime dönüştürme hakkımızdır.
Kahrolsun Halka İhanet Edenler!
Ertelemek ölmek demektir! Faşizme karşı örgütlen!
-Austin Kızıl Muhafızlar, Ocak 2017
Pingback: İsyandan – Red Guards Austin: Bütün Anti-Faşistlere Çağrımızdır!