WARNING: unbalanced footnote start tag short code found.
If this warning is irrelevant, please disable the syntax validation feature in the dashboard under General settings > Footnote start and end short codes > Check for balanced shortcodes.
Unbalanced start tag short code found before:
“Sivak’a göre Evo’nun kazanmaması gibi bir ihtimal hiçbir zaman söz konusu olmadı; bu yüzden Alvaro Garcia Linera ile birlikte oyların %61’ini almış olmasına şaşırmamak gerek. “Yaşam koşulları fark edilir derecede düzeldi. Toprak Ana-Yasası’ndan öte, toplumsal, altya…”
“Asıl zorluk olayı kişiselleştirmekte. İktidar partisi MAS (Movimiento al Socialismo – Sosyalizme Doğru Hareketi) kendisini sağlama almadı ve Saray’ın vermesi gereken bir çok karar var, ki bu uzun vadede bir zayıflık ortaya koyuyor.” diye bildiriyor gazeteci ve [Bolivya Devlet Başkanı] Evo Morales’in yakın dostu Martin Sivak. Kendisi aynı zamanda 30,000 kopyadan fazla satan Jefazo (Büyük Patron) adlı kitabın da yazarı.** Decí MU, Sergio Ciancaglini’nin Martín Sivak röportajı, 14 Kasım 2014 http://www.lavaca.org/deci-mu/deci-mu-martin-sivak-evo-morales-clarin /**
Sivak’a göre Evo’nun kazanmaması gibi bir ihtimal hiçbir zaman söz konusu olmadı; bu yüzden Alvaro Garcia Linera ile birlikte oyların %61’ini almış olmasına şaşırmamak gerek. “Yaşam koşulları fark edilir derecede düzeldi. Toprak Ana-Yasası’ndan öte, toplumsal, altyapısal yatırımlar ve ekonomik gelişmelere öncelik verildi.”
Görünenin aksine, diye belirtiyor Sivak, bu sekiz sene boyunca öngörülenden daha fazla devamlılık oldu. Örneğin her ne kadar doğrudan baskının bir sonucu olmasa da, “Evo hükümeti zamanında yapılan eylemlerde 50 kişi hayatını kaybetti.” Dahası, “ekonominin sağı çok para kaybetti çünkü daha fazla vergi vermek zorundaydılar, ancak iş kamulaştırmaya kadar ilerletilmedi.” Bunlar, aslında pek o kadar da yeni olmayan yeni ile, hayal edebileceğinizin ötesinde bir canlılığa sahip eskinin arasındaki nüanslardır.
Güçlü Ekonomik Büyüme
Rakamlar her şeyi gösteriyor. 2005’ten beri ihraç edilen ürünlerin uluslararası piyasa fiyatlarının yükselmesiyle paralel olarak ihracat hacminin de artması, ekonominin yılda yaklaşık %5 oranında bir büyüme kaydetmesini sağladı. Madenlerdeki büyüme oldukça etkileyici: madenlerin çıktısı 1996-2006 arası 176,000 ton iken, 2006-2012 arası 450,000 tona yükseldi.**Petropress N° 33, Cochabamba, Ağustos 2014, s. 33./** 2008 ve 2013 arası maden ihracatının değeri 750 milyon dolardan 1.6 milyar dolara çıktı.**IBCE, Boletín Electrónico N° 245, 19 Ağustos 2013./** Hem ihracattaki, hem de ekonomideki muazzam büyüme hükümetin büyük çapta sosyal politikalar uygulamasına izin verdi (okullarda Juancito Pinto Programı, yaşlılar için Renta Dignidad ve kadınlar için Juana Azurday Programı). Asgari ücret ve istihdam düzeyindeki artışlarla beraber nüfusun yoksulluk oranı %38’den %18’e düştü.**Juan Manuel Karg, “Las diez claves del triunfo de Evo”, Le Monde Diplomatique N° 74, La Paz, Ekim 2014./**
İhracattaki büyük artış uluslararası para rezervlerinin de bir anda artmasına sebep oldu. Rezervler 2005’te 1.7 milyar dolar iken 2013’te 14.43 milyar dolara çıktı – Gayrisafi Milli Hasıla’nın %47’si. Devlet, daha önce [Bolivya’da] görülmemiş uzun vadeli gelişim projeleri uygulamaktadır. Hidroelektrik enerji alanında, toplamda 4 milyar dolarlık bir yatırım eden Cachuela, Esperanza ve Rosita projelerinin başlamasıyla önümüzdeki on yıl içinde 6000 megawatt’lık bir enerji artışı öngörülüyor.**Ministerio de Comunicación, “Construyendo la nueva Bolivia”, Haziran 2014./**
Hidrokarbon endüstrisi alanında da farklı projeler vardır; rafineri ve yeni doğal gaz çıkarma kuyuları yatırımlarına ek olarak, Cochabamba’ya yeni bir amonyak ve doğal üre gazı tesisi, Tarija’ya ve Rio Grande’ye ise birer sıvı-gaz ayrıştırma tesisi yapılmıştır. Bolivya’nın ana ihracat maddesi olan doğal gazın bu yılki üretim hacminin günlük ortalama 64.54 milyon metre küp’e ulaşarak 2005’teki üretim hacmini neredeyse ikiye katlaması beklenmektedir.**Energy Press, 20 Ocak 2014 http://energypress.com.bo/index.php?cat=406&pla=3&id_articulo=5585#.VGkhePmG9KA
/**
2016’da pil için lityum üretiminin endüstrileşmeye başlanması bekleniyor. 2013’te Tupac Katari uydusunun Çin’in yardımıyla yörüngeye yerleştirilmesiyle [Bolivyalı] telekomünikasyon sektörü de bağımsızlaşmış oldu. Yerli pazarda bile gözle görülür bir genişleme mevcut. 2014’te, Çin’in yardımıyla ülkenin tarihinde ilk kez bir kağıt şirketi üretime başladı ve yakın gelecekte yerel pazarın %30’unun ihtiyacını karşılayabilir hale gelmesi beklenmekte.**La Razón, 30 Eylül 2013./**
İktidardaki MAS, aynı zamanda oyların yarısından fazlasını alarak Santa Cruz’da çoğunluk sağlamayı başardı. Bolivya’nın 9 departmanından 8’inden galip çıkan MAS, üretim yapılan arazileri 3 milyon hektardan 10 milyon hektara çıkarmayı ve 2025’e kadar gıda miktarını 15 milyondan 45 milyon tona yükseltmeyi teklif ederek, Santa Cruz’un tarım oligarşisiyle stratejik bir ittifak kurdu.**Nueva Crónica y Buen Gobierno, N° 149, Ekim 2014, s. 4./**
Toplumsal Hareketler ve Özerklik
Eğer ekonomik büyüme istikrarlı bir şekilde devam ettirilecek ve iddialı stratejik planlar yapılacak olursa, mevcut değişim sürecinin iki zayıf noktası çevre meselesi ile toplumsal hareketlerin özerkliği olacaktır. Başlıca çiftçi ve yerli örgütlenmelerinin oluşturduğu MAS faaliyete başladığı sıralarda, unsurları arasında bir Birlik Sözleşmesi imzalanmıştı. Sözleşme diğerlerinin yanı sıra şu örgütleri içeriyordu: CSUTCB (Confederación Sindical Única de Trabajadores Campesinos de Bolivia – Bolivya Campesinos İşçi Sendikaları Konfederasyonu), CONAMAQ (Consejo Nacional de Ayllus y Marcas del Qullasuyu – Qullasuyu’lu Marcas ve Ayllus Ulusal Konseyi), CIDOB (Confederación de Pueblos Indígenas del Oriente de Bolivia – Doğu Bolivya Yerli Halkları Konfederasyonu) ve Bartolina Sisa (Federación Nacional de Mujeres Campesinas Indígenas Originarias de Bolivia – Bolivyalı Yerli Köylü Kadınların Ulusal Federasyonu).
2011’in sonunda, yerli toprakları ve ulusal park olan TIPNIS (Territorio Indígena y Parque Nacional Isiboro Sécure) bölgesinin **http://www.cipamericas.org/es/archives/5629 /** içinden geçirilmek istenen bir otoyol projesine karşı düzenlenen protesto yürüyüşünü destekleyen CIDOB ve CONAMAQ, şöyle bir açıklama yaparak Birlik Sözleşmesi’nden çıkma kararı aldılar: “Yerli örgütlerinin katılımını engelleme eğilimi gösteren yönetim, MAS’la organik bağı olan örgütleri kayırarak topraklarımıza, kültürümüze ve doğal kaynaklarımıza doğrudan zarar verecek amaçlar doğrultusunda hareket etmektedir”. **Somos Sur, http://somossur.net/documentos/Resol_CIDOB_CONAMAQ_pactoUnidad30130118.pdf /**
İşte o andan itibaren Evo Morales hükümeti, değişim sürecinde önemli rol üstlenen iki başlıca toplumsal örgütü etkisizleştirme çabasına girdi. 4-5 Kasım’da, Cochamba’da düzenlenen 4. Latin Amerika’nın Alttan Bütünleşimi için Seminer’e katılan CONAMAQ lideri Cancio Rojas, örgütün hükümet müdahalesiyle gerçekleşen bir “darbe” yaşadığını söyledi. Tıpkı CODAMAQ gibi CIDOB’da da benzer bir durum yaşanmıştı.**Los dos primeros seminarios se realizaron en Venezuela en 2010 y 2011, a instancias de José Angel Quinteiro Weir y Carlos Walter Porto Gonçalves. El tercero se realizó en 2013 en Chile. (İlk seminerler 2010 ve 2011 yıllarında Venezuela’da, José Angel Quinteiro Weir ve Carlos Walter Porto Gonçalves’in isteği üzerine gerçekleşmiştir. Üçüncü seminer 2013 yılında Şili’de yapılmıştır.)/** Haziran 2012’de CIDOB, “Bolivya’nın yerli halklarının danışma ve temsil organlarını kullanmak, bölmek ve etkilemekten başka bir amaç taşımayan hükümet müdahalesini” kınadıklarını belirtmişti.**CIDOB, San Cruz, 7 Haziran 2012./** Bunun üzerine hükümet destekli rakip bir grup, yöneticileri tanımadıklarını açıklayarak yenilerinin seçilmesi için bir “temdit komisyonu” oluşturulması çağrısında bulundu.
Aralık 2013’te CONAMAQ’ın içindeki “MAS bağlantılı” rakip bir grup, yerel merkez binasını ele geçirip orada bulunanları döverek binadan kovdu. Meşru yetkililerin olayı düzeltmeleri merkez binasının girişinde konuşlanan polis tarafından engellendi.**Servindi, 11 de Aralık 2013./** Örgütten gelen açıklamada CONAMAQ’a karşı yapılan darbenin “kimsenin ağzını açmasına fırsat vermeden, yaratıcı yerli hareketin ve Bolivya halkının aleyhine olan tüm politikaları kabul ettirmek” için yapıldığını iddia etti.
Ekvador ve Venezuela’da olduğu kadar Bolivya’da da meydanda olan hükümetin toplumsal hareketlere karşı sergilediği saldırgan tutum, uluslararası şirketlerle ve kurumlarla kurulan ilişkileri konuşmak adına yapılan seminerde tartışmaya açıldı. Cancio Rojas ve Carlos Mamani örgütlere karşı yapılan “darbeleri” kınamakla kalmayıp, devlet tarafından yapılan teknik ödemelerin kaldırılması gibi kaynak ve proje ablukalarını da eleştirdiler. TIPNIS otoyolunu reddeden toplulukların hükümet tarafından etkisizleştirilmeye çalışılması da kınandı. Hareketlere gönülden bağlı antropolog Silvia Rivera Cusicanqui’ye göre: “Farklı direnişler kendilerini aynı [direnişin] parçası gibi hissetmiyorlar. Çünkü seçimlerden sonra gelecek olan, direnen her şeyin yerle bir edilmesi olacaktır. Bu yüzden eylemciliğin farklı tecrübeler arasında köprüler kurması gerekmekte, çünkü bizi her yerde mağlup ediyorlar.” Cusicanqui özeleştiri de yapmıştı: “Şirket ödeneklerine olan güçlü bağımlılık bizi savunmasız kılıyor ve özerkliği engelliyor. Örgütlerin içerisinde her zaman özyönetimli bir kanadın bulunması için kendi kendini idare etme, üretim ve zanaat, gıda ürünleri satışı [gibi şeylerden] vazgeçilmemeliydi. Bu bizi perişanlık halinden çekip çıkarır, devlete karşı koymamızı sağlardı.” Cusicanqui görüşlerinin sadece devlet bazlı olmadığının da altını çizdi.
Seminerin sonunda “mikropolitika ve özerklik” ile ilgili konuşmasında, ilerici hükümetlerin nasıl siyasi yelpazeyi ve tüm kolektif söylemleri tahakkümü altına alan yeni bir sömürgeciliğin emareleri olduğunu anlattı. “Bize kalan tek hareket alanı mikro ölçekte ve buradan hareketle aralarındaki iletişim ağlarını birbirine bağlayarak ve birleştirerek sömürgeci pratikleri alt edebilecek bir doku oluşturmamıza izin veren, benzer eğilimlerden beslenen topluluklar kuruyoruz” diyen Silvia Rivera, La Paz’da bir grup genç tarafından oluşturulmuş bir siyasi ve kültürel buluşma yeri olan Tambo Kolektif’ten ilham almakta. Kolektif’te fuarlar ve sergiler düzenleniyor, kendi kendine yetecek kadar yiyecek üretimi yapılmasını teşvik etmek amacıyla kentsel bir bostan işletiliyor. İşlerin hepsi dışarıdan yardım almaksızın, özyönetimle hallediliyor.
Dayanışma ve “Seçici” Kınama
Seminerde bulunan bir başka isim olan Sosyolog Sarela Paz, Kurucu Meclis döneminde Birlik Sözleşmesi’ne danışmanlık eden ekipteydi, şimdi ise Bolivyalı İklim Değişimi Karşıtları Platformu’nda görev almakta. Paz’a göre MAS ve hükümet, “geleneksel olarak başı çeken sektörlerle (endüstriyel tarım, madencilik veya petrol şirketleriyle) uzlaşan, yeni gelişen etnik karakterdeki kamusal sektörlerin de katıldığı bir yerel ve bölgesel çıkar ortakları kümelenmesidir. **Sarela Paz, “Elecciones presidenciales y los rumbos del proceso de cambio”, Nueva Crónica y Buen Gobierno N° 149, Ekim2014, s. 7./** Paz’a göre, bu toplumsal gruplaşmanın hedefleri “alternatif kalkınma uzgörüşlerindense, bölgesel ve küresel sermaye dinamiklerine daha yakın durmaktadır.” Morales hükümetinin meşruluğu ise “ekonomik baskının seküler bir formunun” demokratik ve popüler bir kisveyle yeniden üretimini kolaylaştırmaktadır. Morales hükümetinin iki dönemi vardır. Birincisi Birlik Sözleşmesi zamanında kurulan ilerici ve ülkenin doğusundaki oligarşiye karşı ciddi bir mücadele yürütülen dönemdir. İkincisi ise daha farklı. Bu dönem “popüler koalisyonun çöküşünün ve merkezüssünde doğudaki endüstriyel tarım ve petrol sektörleri ile, yeni gelişen ve etnik kökenleri siyasi seferberlik aracı olarak kullanan sektörler arasındaki ortaklığa ve eşgüdüme dayalı yeni bir iktidar yapılanmasının yükselişini yanısıtır”.**Idem./** Bu yeni ittifak 12 Kasım seçimlerinde de gözle görülür şekilde hoş karşılanmıştı.
Feminist Maria Galindo bu teşhise katılıyor. “Bolivya toplumunun arkaik baskın sınıfları, MAS’ın içine sızmış ve iç politikalarda önemli ayarlamalar yaparak kendi çıkarlarını hükümetin herhangi müdahalesinden sakınmışlardır.” Silvia Rivera ile aynı doğrultuda Galindo da, “asıl ufkumuz devletin ötesinde, toplumun temellerinde çalışmaktır” ilkesine inanıyor. Aslında bu bir Zapatista deyişiyle aynı tona sahiptir: “Dışarıdan ve alttan çalışmak gerek.”**Contrahegemonía http://contrahegemoniaweb.com.ar/las-clases-dominantes-arcaicas-de-la-sociedad-boliviana-han-penetrado-al-movimiento-al-socialismo-entrevista-a-maria-galindo/ /**
Bolivya’dan ayrılır ayrılmaz, kıtanın sol eğilimli hükümetlerinin Evo Morales hükümetini destekledikleri ve toplumsal hareketleri görmezden geldikleri gerçeğiyle acı bir yüzleşme yaşıyorsunuz. And Dağları Yerli Örgütleri Koordinatörü (Coordinadora Andina de Organizaciones Indígenas – Caoi) Aurelio Ambrosio’nun da üzüntüyle belirttiği gibi: “Direnen herkes suçlanıyor ve yalnızlaştırılıyor. Ancak uluslararası camiada Bolivya’da neler olup bittiği konusunda net bir kavrayış yok.”
Bölgedekiler dümenin sağa kırıldığını algılayamıyor. Başka sebeplerin yanı sıra bunun nedeni “bizden olanı” eleştirme kabiliyetinin zayıf olması. Orta Doğu uzmanı İspanyol düşünür Santiago Alba Rico, bir yanda hayran bırakan direnişler varken, öte yanda kınanacak ayıplar var diyor; Suriyeli eylemci Leila Shami’nin sözleriyle “seçici dayanışma” ile beraberinde gelen “seçici kınama” kavramlarına dikkat çekiyor.**https://www.diagonalperiodico.net/global/24553-kobane-y-la-izquierda-dilema.html /**
Bu yalnızca büyük güçlerin çifte standartlarına değil, solun da çifte söylemlerine istinaden getirilmiş bir eleştiridir. Bu, 2000 yılının “su savaşçısı” Oscar Olivera’nın da paylaştığı bir eleştirel bakıştır. Olivera, Latin Amerika’nın Alttan Bütünleşimi için Seminer’i düzenleyenlerin arasındaydı ve bugün sıradan insanlarla birlikte çalışılması gerektiği konusunda Silvia Rivera’yla hemfikirdir. Olivera kendini kolektif meseleleri yeniden diriltmek için çalışmalar yaptığı Cochabamba’nın çeperindeki okullarda çocuklara çevreci bir eğitim vermeye adamıştır.