Egemen sistem küresel bir eğilim olarak, isyancı hareketleri devrimci özünden mahrum ederek suç şebekeleriymiş gibi göstermektedir.
Ayaklanmanın ‘uzun zaman önce politik ideallerini kaybettiği’ veya ‘kendine iş arayan bozuk bir hareket haline geldiği’ gibi söylemler uzun zamandan beri var. Medyada bu olumsuz imajlar kullanılarak yapılan propaganda ile toplum ikna edilmeye çalışılıyor. Ancak devletin kendisini bu konuda ikna etmesi bu yanlış tezin tartışılmasını gerekli hale getiriyor. Bu popüler fikre isyancılar için verilen ekonomik teşvikler eklendiğinde ajan-provakatörlük kararı birçok yıkıcı sonuç getirebiliyor. Bu konu, David Brenner tarafından son yayınlanan araştırmada ele alınarak ajan-provakatörlüğün Ashes’i: Mayanmar’da isyanın yeniden inşası adı altında ‘parçalanma noktasına gelen silahlı bir grup’ üzerinden tartışılıyor.
Burma (ya da Myanmar), 60 milyon nüfuslu ve 678.500 kilometre karelik bir alana sahip Güneydoğu Asya ülkesi, etnik gruplar ve hükümet arasında devam eden kalıcı bir iç savaş yaşadı. 1948’de Etnik azınlıkların İngiltere’den bağımsızlığını ilan etmesinden beri Shan, Leh ve Karen gibi nüfusun yaklaşık % 35’ini oluşturan Yerli Halk, hükümetten ekonomik özerklik ve temsiliyet talep ediyor.
Orada en dikkat çeken çatışmalardan biride 2012 yılında Kuzey Burma’da bir eyalet olan Kachin bölgesinde meydana gelen savaş oldu. FARC-EP’in kuruluşundan üç yıl önce 1961 yılında kurulan Kachin Bağımsızlık Ordusu (KIA), bölgede Kachin etnik grubu için özerklik elde etmek amacıyla çalışmaktadır.
90’lı Yıllarda, gerillalar ile hükümet arasında çift taraflı ateşkes görüşmeleri başlamış, sonra hükümet güçleri süreci sonlandırmış ve 2011 yılında da KIA’ya karşı bir saldırı başlatmıştır. Yeniden patlak veren çatışmalarda sadece 2011 yılından bu yana 100.000 insan yerinden edilmiş ve binlerce insan öldürülmüştür.
Şu ana kadar verilenler genel bilgilerdi şimdi Mr. David Brenner’in araştırmasına geri dönelim. Brenner makalesinde, Birmanya hükümetinin isyana karşı ekonomik teşvikler sağlayarak ulaştığı ateşkes stratejisinin nasıl tasarlandığına değiniyor. Brenner isyan liderliğinden işadamlığına değişen stratejiyle birlikte, sosyal ve siyasi talepleri göz ardı ederek oluşturulan ajan-provakatörlüğün başarısız olduğunu kanıtlıyor.
Ajan-provakatörlük ayaklanmaların önem kazanmasıyla birlikte “açgözlülük” olarak tanımlanan ekonomik motivasyonların artmasıyla isyancıların satın alındığı ayaklanma fikrine dayanır. Yani bir ekonomik sisteme karşı kolektif bir mücadele veren ayaklanma hareketini algılama yerine bireysel hırslara ve motivasyonlara dayalı bir mücadele algısı anlaşılmaktadır. Bu yaklaşım Paul Collier tarafından ileri sürülmüştür, ancak yeni çıkan nicel çalışmayla çürütülmüştür ve bugün dünyada süren çeşitli isyanların varlığını motive eden ekonomik, siyasi ve sosyal taleplerin devam ettiğini göstermiştir.
Kachin gerçeği pratik bir gösterge olarak Collier’in teorisinin neden yanlış olduğunu ve aynı zamanda bu hatalı ve sınırlı kontrgerilla yaklaşımından öğrenileceklerin önemli olduğunu göstermektedir. Peki ne olmuştu?
Birmanya hükümeti KIA ile ateşkes sağlamak için başlıca araç olarak bölgede üretken projeler sunan liderler için ekonomik yardımları ve olanakları kullandı. Ekonomi ateşkesin yürürlüğe girmesiyle düzelmeye başladı. Çinli şirketler altın madenlerinden, yeşim taşı madenlerinin yeniden rağbet görmesinden ve kereste sömürüsünden yararlanmaya başladılar.
İlk başta, onları yönetmek için KIO’ya (KIA’nın bir parçası olan KIO – Kachin Bağımsızlık Örgütü) devredilen bu alanlar için yararlı etkileri vardı. Sağlık, eğitim, tarım ve kadın sorunları bölümlerinden oluşan etkili bir idari yapı tesis edildi. Gerillalar okullar, hastaneler, altyapı tesisleri inşa ettiler; öğretmenler hemşireler oluşturdular.
Ama öte yandan, KIO’nun birçok lideri ayartıldı; onlar eski düşmanlarıyla iş ortakları haline gelerek zenginlik içinde evler ve araziler satın almaya ve ailelerinin iyiliği için çalışmaya başladılar. Onların bireysel ekonomik çıkarları iç çatışmalara yol açtı ve sonuçta, hareketin liderliği parçalara ayrıldı.
Aynı zamanda ateşkes devam ederken KIO güçleri, zorla istimlak ederek insanları yerinden eden hükümet birliklerinin istismarından sivilleri koruyamadı. KIO içindeki provakatörler sivil halk ve devlet arasındaki ateşkesi kırmaya çalıştı, eş zamanlı olarak ahali içinde güven ilişkilerini sürdürdü, koruma eksikliği ile birlikte insanların isyana olan inançlarını kaybettiklerini ve zararlı madencilik endüstrisine KIO’nun katıldığını söylediler.
Şimdiye kadar hükümet stratejisinin isyanın liderleri üzerinde başarılı olduğu ve parçalanmış, gözden düşmüş KIO’nun zayıflatılmış olduğu düşünebilir. Ancak, 2011 yılında, hükümet birlikleri KIA birimlerine saldırdığında hiç kimse direniş olacağını beklemiyordu.
KIO’nun askeri bir güç, örgütsel bir disiplin ve halk desteği ile cevap vermesi dünyayı hayrete düşürdü. Eski muhafız iş hizmetleri alırken, başlangıçta ayrılmalar artmış ve moraller düşmüştü. Deneme yazarı 2014 yılı Nisan ayında bir KIA askeriyle yaptığı konuşmada asker, “Biz sadece bundan sonrası için savaştığımızı bilmiyorduk” diyor. Ama sonra kendi saflarından yeni bir liderlik yükseldi, Brig Gun Maw liderliğindeki yeni nesil kadrolar, toplulukların meşruiyetini geri almasına yardımcı olacak bölgede ki en büyük iki kilise ile stratejik ittifaklar inşa etmeye başladı. Benzer şekilde gençler kitlesel olarak gelmeye başladı, gençlik hareketi içindeki yüzlerce üniversite ve lise öğrencisi “Gençlik için Eğitim ve Ekonomik Kalkınma” bölümünü oluşturdu. Onlar 2007 yılında kadroları için bir okul kurdular ve şimdi onların siyasi, askeri ve ideolojik alanda, 10.000’nin üzerinde tam donanımlı ve iyi eğitimli savaşçıları var.
Çatışma Kachin’i canlandırdı. Buradan çıkarılacak temel ders, öğretim üyesi David Brenner’e göre ekonomik teşvikler, siyasi talepleri karşılamıyor. Bir isyanın meşru siyasi, ekonomik ve sosyal taleplerinin karşılanmaması durumunda büyük ihtimalle şiddet – er ya da geç – daha büyük bir güçle yeniden ortaya çıkacaktır.
*Ajan-Provakatörlük (Çevirenin Notu: Yazı da geçen co-opt bir grup veya kültürün içine sızılarak asimilasyon yoluyla ele geçirilmesi anlamına geldiğinden bu terim yerine devletin örgüte sızmasını gösteren ajan-provakatörlük ifadesini kullanmayı uygun bulduk)