Nakba’nın 67. yıldönümünde Filistin’in sömürgeleştirilmesini reddediyor ve ulusal, tarihsel haklarımıza sahip çıkıyoruz.
Bugünü, modern zamanların bu en büyük suçunu, Siyonist çetelerin Filistin topraklarındaki yıkım üzerinden baskıcı, ırkçı devletin ve kolonizasyonun inşası için bütün dünyanın gözleri önünde Filistin halkını tarihsel topraklarından koparmasının 67. yıldönümü olarak hatırlıyoruz. O günden bugüne değin halkımız her türlü tavizi, işgali meşrulaştıracak ve insanlarımızın özgürlük, geri dönüş ve bağımsızlık haklarını gasp edecek her türlü anlaşmayı reddederek tarihsel haklarına ve davalarının meşruluğuna tutunmaya devam etti.
67 yıl boyunca siyonist proje ABD emperyalizminin ve politik, askeri, ekonomik alanlarda ve medyada etkin olan baskıcı, adaletsiz güçlerin desteği ile Filistin Arap kimliğini silmeye, gerçekleri ve tarihi saptırmaya çalıştı. Ancak bizim tarihimizin gerçekliği halkımızın, Nakba’dan bu yana geçen onca seneye ve dünyanın dört bir yanına dağılmış olmamıza rağmen, Filistin Arap bilincini yok etmeye ve yalan bir tarihi dayatmaya çalışan her türlü girişime karşı durarak ve bütün Filistin’e dair haklarımızı insanların kalplerinde ve akıllarında koruyup nesilden nesle aktararak siyonist işgale karşı yürüttüğü sürekli mücadele gerçeğidir.
Bu sene Nakba Günü, Filistin halkı ve Filistin ulusal özgürlük hareketi için farklı olayların geliştiği bir süreçte geldi. Gazze Şeridi, Filistin’deki Siyonist sömürgeci yerleşim projesinin bir parçası olarak başladığı andan itibaren taarruzlarına ara vermeyen ırkçı faşist devletin acımasız kuşatması ve saldırısı altında; bu saldırılar ve savaş suçları Gazze Şeridi’ndeki bütün insanları hedef aldı, binlerce insanı katletti, on binlerce insanı ise yaralı ve evsiz bıraktı. Bu suçlar ne Batı Şeria’daki halkımıza karşı sürdürülen saldırılardan, Kudüs de dahil olmak üzere işgal edilmiş 1948 Filistin sınırları içinde yaşayan insanlarımızın politik, ekonomik ve sosyal haklarına karşı işgalin ırkçı uygulamalarından ne de Nakba’dan beri mülteci kamplarında ve diasporada Filistin davasını yok etmek için yürütülen yeni saldırılara ve projelere maruz kalan insanlarımızın yaşadığı acılardan bağımsız düşünülemez.
Bu yıldönümü aynı zamanda bölünmenin, Filistin politik arenasındaki parçalanmanın ve karmaşanın özgürlük hareketimize ilişkin yarattığı risklerle birlikte devam ettiği ve partilerin halkın çıkarlarını hizipler arası çıkarlar karşısından ikinci plana atarak, direnç ve mücadele gücünü zayıflattığı ve acılarını ağırlaştırdığı bir dönemde geldi. Arap ulusu aynı zamanda bazı ülkelerde ciddi iç çatışmalarla boğuşuyor ve bir yandan kendisini uluslararası Yahudi devleti olarak ilân eden, bir yandan da yeniden yapılanmayı engelleyerek Gazze’nin üzerindeki kuşatmasını sıkılaştıran düşman, Kudüs’ün Yahudileştirilmesi, yerleşim projelerinin hızlandırılması, Mescid-i Aksa üzerindeki sistematik saldırılar ve Kudüs’teki Filistinlilerin topluca tutuklanması ile siyonist işgalci sömürgeci projenin güçlendirilmesini sağlamak için bu çatışmaları ve bölünmeleri kullanıp planlar yapıyor.
Nakba’nın 67. yıldönümünde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) şunları vurgular;
Öncelikle, Nakba’nın sonuçlarını tümüyle reddediyor ve bütün Filistin toprakları üzerinde bağımsızlığımıza ve geri dönüşe dair tarihsel haklarımızın tümünün uygulamaya geçmesi konusunda ısrar ediyoruz.
İkinci olarak, geri dönüş, kendi kaderimizi tayin hakkı ve Kudüs başkent olmak üzere kendi bağımsız Filistin devletimizi kurma hakkımıza sonuna kadar sahip çıkıyoruz ve Filistin davasının merkezinde yer alan, uluslararası meşruluğu bütünüyle tanınmış, Filistin’deki insanlarımızın tarihsel haklarına ve bağımsızlığına köprü olan geri dönüş hakkını kısıtlamaya ya da değiştirmeye yönelik her türlü girişimi reddediyor ve karşısında direniyoruz;
Üçüncü olarak, ulusal bağımsızlık hareketimizi baltalamayı amaçlayan tasfiyeci politik projeleri, bölgesel ve uluslararası düzeyde hareketimizi ve davamızı zayıflatmaktan başka hiçbir şeye yaramayan müzakerelerin yaklaşımını reddediyor ve direniyoruz. Müzakerelere geri dönmeye yönelik bütün girişimleri reddediyoruz. Filistinlilerin hakları ile bu hakların bağlayıcı şekilde yürürlüğe girmesi ve ilgili Birleşmiş Milletler çözümleri için uluslararası eylem, hareket talep etmeye devam etmek önemlidir.
Dördüncü olarak, ulusal uzlaşıya hız kazandırılması ve bölünmenin sonlandırılması siyonist proje ile kapsamlı bir ulusal direniş stratejisi ve örgütsel ulusal işbirliği zemininde mücadele edilebilmesi, ulusal bütünlüğün inşası ve insanlarımızın azminin güçlendirilmesi adına önem taşımaktadır.
Beşinci olarak, Filistin halkının özgürlük mücadelesi ile dayanışma içinde olan ve giderek büyüyen uluslararası boykot hareketi ve Filistinlilerin haklarını ve Birleşmiş Milletler’de tam temsil hakkını savunan bütün diğer çabalar işgalcinin uluslararası boyutta tecrit edilmesi ve liderlerinin sorumlu tutulması için önemlidir. İşgalciye karşı, uluslararası hukukta da meşru bir hak olarak geçen, halkımızın sömürgeciliğe ve işgale karşı bilhassa silahlı mücadele de dahil olmak üzere, bütün yollarla direnme hakkını baltalayacak hiçbir kısıtlamayı kabul etmeden politik ve yasal düzlemde mücadele verilmesi gerekli olduğundan mücadeleyi Uluslararası Savaş Mahkemesi’ne taşımak önemlidir.
Altıncı olarak, Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Kuruluşu (UNRWA) özel olarak bu amaçla kurulmuş uluslararası bir kurum olarak, nerede olursa olsun Filistinli mültecilere bütün gerekli yardımları sağlama konusundaki yükümlülüklerini kabul etmelidir. Filistinli mülteciler evlerine geri dönüş hakkı tanınmadığı ve mülteci olarak kaldıkları süre boyunca hiçbir koşulda eksik yardıma veya hizmete maruz kalmamalıdırlar.
Nakba’nın yıldönümünde işgal edilmiş Filistin ’48 topraklarında sebat edip sürgüne ve yerinden etmeye karşı direnen bütün insanlarımızı selamlıyoruz; mülteci kamplarındaki insanlarımız ve özellikle Yermük mülteci kampında silahlı çetelerin saldırılarına maruz kalanlar başta olmak üzere her yerdeki diaspora; Filistin toprağının ve halkının bağımsızlığı için ölen Arap ulusunun bütün şehitlerini ve haklarımız uğruna hayatlarını feda eden bütün insanlarımızı selamlıyoruz; hepimizin özgürlüğü için kendilerininkini feda eden özgürlük tutsaklarını selamlıyoruz.
Kaynak: http://pflp.ps/english/2015/05/16/on-the-67th-anniversary-of-nakba-we-reject-the-colonization-of-palestine-and-uphold-our-national-and-historic-rights/