Carlos Zorrilla: Ekvador’da Protestolar Yaygınlaşıyor

Ekvador'da ki son yürüyüşlerden bir kare / Fotoğraf: Carlos Zorrilla

Ekvador’da ki son yürüyüşlerden bir kare / Fotoğraf: Carlos Zorrilla

Rafael Correa hükümetine karşı Yerli Halk Örgütleri ve İşçi Sendikaları tarafından yapılan ulusal grev çağrısıyla yüzbinlerce insanın Quito ve ülkenin diğer bölgelerinde sokağa çıktığı 13 Ağustos tarihinden beri düzenlenen – ve bugüne kadar ki en uzun ömürlü – büyük protestolar Ekvador’u kasıp kavurdu. Amaç yüksek sesle hükümet politikalarına ve bir dizi reform taleplerine karşı kendi hoşnutsuzluğunu göstermekti. Ancak gösteriler 13 Ağustos tarihinde başlamadı. Aylar öncesinde, bu yılın Mart ve Mayıs ayından önce büyük protesto yürüyüşleri oldu ve hatta birkaç önemli yürüyüşte Quito öncesinde yapılmıştı.

Diğer şeylerin yanı sıra Correa rejimine karşı en görünür sıkıntı, zaman sınırını kaldıracak ve Correa’da dahil olmak üzere seçilmiş yetkililerin sayısız kere seçilmelerine imkan tanıyacak anayasanın 16. maddesindeki değişiklik tasarısı önerisi. Sorun, Magna Carta çağrısında olduğu gibi hükümetin bunu, ülke çapında referandum yapılmadan yapmak istemesi. Ekvador halkı tarafından onaylanan bir belgeyle yürürlüğe konan temel yasalarda değişiklik yapılarak son derece tartışmalı olarak yasama organının sahip olduğu değişiklik yetkisinin tamamı yürütmeye devrediliyor.

Correa’nın kibirli ve bölücü yönetim tarzının yanı sıra (ki onu ya da onun politikalarını sorgulayan herkes açıkça ve onur kırıcı bir şekilde hakarete dahildir) diğer pek çok önemli konu protestocuları oldukça rahatsız ediyor. Emeklilerin devlet desteğinden yoksun bırakılması, adaletsiz iş yasaları, Yerli Halkları ve toplulukları sınırlamak için yasalarla kontrol altında tutulan temiz su sistemi, rejim aleyhinde yayın yapan eleştirel basının susturulması, başkanlık kararnamesi 016 aracılığıyla STK’ları susturmak için düşmanca çaba gösterilmesi gibi pek çok konu, daha fazlası için CONAIE  tam talepler listesine bakabilirsiniz… 13 Ağustos’ta başlayan protestolara karşı polis vahşetinin körüklenmesinin ve İnsan Hakları ihlalleri yaşanmasının yanı sıra önde gelen yerli liderlerden birinin ortağı Brezilyalı akademisyen ve gazeteci Manuela Picq, protestolar sırasında gözaltına alınarak yasadışı olarak tutuklanmış ve hükümet yardım etmemiştir.

0-1-0-ecua-protests___2

Her ne kadar görünür olmasa da maden ve petrol endüstrilerinin genişletilmesi protestoların arkasındaki itici bir güç aslında. Shuar ve Achuar yerli halkları ve köylü toplulukları tarafından büyük maden projelerine karşı şiddetli bir muhalefetin olması ve ülkenin güneyindeki maden alanlarında 2 Ağustos’ta protestoların başlaması tesadüf değil. Aslında büyük ölçekli madencilikten etkilenen eyaletlerden gelen iki yerli lider protestolara öncülük ediyor: Zamora Chinchipe ve Azuay. Burada ki ana sorun, Correa hükümetinin anayasaya aykırı olarak verilen imtiyazlardan etkilenen topraklarda yaşayan yerlilere ve köylülere danışmadan madencilik ve petrol imtiyazlarını dağıtmayı sürdürmesidir. Topluluklar, imtiyazların anayasaya aykırı olduğunu çünkü devlet veya özel sektörün herhangi bir faaliyete başlamadan önce olası kültürel ve çevresel zararlar konusunda yasalar çerçevesinde fizibilite raporu hazırlanması gerektiğini söylüyorlar. Böylelikle, küstahlık ve ne pahasına olursa olsun hükümet politikalarının empoze edilmesi tutumu pek çok insanın sokağa çıkmasına yol açıyor.

Protestolar için Correa’nın alaylı ve protestoları minimize eden (13’ünde Quito’da düzenlenen protesto gösterisi için 100.000 yerine sadece 5000 protestocunun olduğu gibi bir şey söylemişti) tepkisini görünce sadece bir sonuca varabiliriz o da gerçekten rastlantısal olan protestoların daha da radikal olacağı sonucudur. Zaten düzinelerce protestocu cezaevinde ve düzinelerce polis ve protestocu ise hastanelerde. Belki de en endişe verici olan yerli halklara karşı çok daha fazla kullanıldığı gibi protestoları bastırmak için son dönemde ordunun daha fazla kullanılıyor olması.

Ayaklanma, bütçe finansmanı için önemli bir kaynak olan petrol fiyatlarında ki düşüşten sorumlu tutulması içinde çıkmış olabilir. Ancak sorun, kimi eleştirilere göre son yaşanan petrol fiyatlarındaki artış sırasında dış fonları işleme koyarak maden ekonomisinin çeşitlendirilmesi değil kötü yönetme gibi görünüyor. Petrol gelirlerinin azalmasına karşı hükümetin cevabı yerli nüfusun yaşadığı Amazonlar’da şimdiye kadar bozulmadan gelmiş ormanları talana açarak, el değmemiş yağmur ormanlarında ve otlaklarda petrol ve büyük ölçekli madencilik projelerini yoğunlaştırmak oldu.  Bu politikalarla öfkeli muhalefetin bir araya gelmesi hiç de şaşırtıcı değil.

Peki ama protestocular ne istiyorlar? Onlar, öfkelerini ifade etmenin yanı sıra kötü yönetildiklerini göstermek, hükümetin iddia ettiği gibi bu protestoların hükümeti istikrarsızlaştırmak amaçlı sağcı bir komplo olduğu yönündeki propagandanın aksine, hükümetin ülkede ki tek meşru siyasi aktör ve gerçeğin yegane ustası gibi davranmayı kesmesini ve politika ve tutumlarında değişiklik yapmasını istiyorlar. Protestolar yayılıyor ve ayrıca asker ve polisin tutuklamaları artırması göz önüne alındığında bu protestoların uzun bir süre daha sürmesi muhtemeldir.

Carlos Zorilla 1978 yılından bu yana Ekvador INTAG’da ikamet ediyor. DECOIN’da dahil olmak üzere çeşitli örgütlerin kurucusu olarak 1995 yılından bu yana büyük ölçekli madenciliğe karşı INTAG alanında çalışıyor. Onun eylemciliği onu hem ulusötesi madencilik gruplarının ve hem de Correa hükümetinin hedefi haline getirmiştir. Üç farklı vesile ile Correa tarafından suçlanmış ve topluluk kitabını yazarak hükümeti istikrarsızlaştırmakla itham edilmiştir, daha fazla bilgi için bu makaleye bakabilirsiniz…

Bu bağlamda son protestolar hakkında daha fazla bilgi almak için Marc Becker’in son makalesine bakabilirsiniz…

Yazan: Carlos Zorrilla
Kaynak: http://upsidedownworld.org/main/ecuador-archives-49/5436-ecuador-widespread-protests-from-left-and-indigenous-sectors-demand-progressive-changes
Etiketler: ,

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.