Siyahların Hayatını Kim Gözetecek ve Savunacak?

PhotoSpray

Missouri’de Mike Brown’un, New York’ta Eric Garner’ın katilleri olan polis memurları Darren Wilson ve Daniel Pantaleo’un kriminal olarak birkaç hafta önce aklanmaları bir şekilde anlamlı. Yasal kurumların bu polislerin suçlarından mesul tutulmaması yönündeki kötü kararlarına karşı patlayan protestolar, eylemlilik hali ve örgütlenme Kara Panter Partisi’nin mirası açısından özel öneme sahip bir zamanda ortaya çıktı.

15 Ekim Kara Panter Partisi (KPP)’nin Oakland CA’da doğuşunun 48. yıldönümüydü. Orijinal adıyla Öz Savunma için Kara Panter Partisi vahşi polis terörüne karşı bir öz savunma stratejisine sahipti. Bu strateji çekinmeden ve özür dilemeden siyah insanların öz savunmaadına, silahlanmak dahil, saygı duyulması gereken insani hakları olduğunu ve KPP üyelerinin bu hakların bizzat “işlerinin kendilerini korumak ve hizmet etmek olduğunu” söyleyen kanun güçlerince ihlal edilmesi durumunda silahla müdahale hakları bulunduğunu ortaya koyuyordu. Ekim ayı aynı zamanda Kara Panter Partisi’nin Güney Kaliforniya Bölümü’nün kurucuları ve önde gelen üyeleri olan Ronald ve Roland Freeman kardeşlerin Los Angeles’ta öldürüldüğü aydı. Bir yıl arayla doğan ve bir hafta arayla ölen Ronald ve Roland aynı zamanda, 8 Aralık 1969’da Los Angeles Polis Departmanı SWAT ( Özel Silahlar ve Taktikler Birimi) ekibiyle 41. Cadde & Merkez Meydanı’nda girilen silahlı çatışmadan sağ kurtulanlar arasındaydı. SWAT ekibinin ilk büyük operasyonu olan bu şafak baskını 5 saat sürmüştü ve tutuklanan 13 KPP üyesi polis memurlarını kasten öldürmekten dolayı hüküm giymişti. Panterlerin 13’ü de Aralık 1971’de Los Angeles Polis Departmanı’nın yasal olmayan eylemleri nedeniyle beraat etti.

New York büyük jurisinin Pantaleo’yu mahkum etmekte yetersiz kaldığı günün ertesi(4 Aralık), Mark Clark ve Fred Hampton’un Chicago Polisi tarafından katledilişlerinin 45. yıl dönümüydü. Yerel polis, FBI ve Illinois Savcılığı’nın ortaklaşa bir şekilde şafak öncesi düzenlediği silahlı baskın, Hampton’ı ve Illinois Panter Partisi’ni etkisizleştirmek için çevirdiği bir tezgahtı.

Filmlerdeki ve popüler kültürdeki siyah deri ceket ve bere giyen, silah taşıyan, kimileri göğsüne palaska geçirmiş haşin görünümlü genç adam imajları bilinçaltımıza nüfuz ediyor. Bu imajlar bugünün ikliminde amaçlarına ilişkin bir miktar kuşkunun yanı sıra korku da aşılamayı amaçlıyor. Beslenen bu imajlarla birlikte KPP’in bütün beyazları ve polis memurlarını öldürmek istediğine dair hatalı tanımlamalar, açık yalanlar da mevcut. Görevlerini yapma konusunda fazlasıyla hevesli ırkçı beyaz polisler Panterlerin stratejik hamlelerinin ağırlıklı öznelerini oluşturuyor olsalar da, KPP siyah hayatları tehdit edenin birkaç polis memurundan ziyade bizzat sistemin kendisi olduğunu iyi biliyordu. Bir ellerinde kanun kitaplarını diğer ellerinde de silahlarını tutan ve siyahların hayatlarını ve haklarını ihlal eden polis memurları bir seçimle yüzleşmek durumundaydı. İşte bu yüzleşmelerin çoğu da tören borusu veya topçu ateşi olmaksızın sonlanıyordu.

tumblr_lg4kijfLUK1qbrimro1_500

Siyahların Hayatını Gözetmek

Panterlerin öz savunma stratejisi, çoğunlukla militarist ve maceracı olarak itham edilmesine ve sadece buna indirgenmesine karşın, nadiren insan hakları hareketinin temel taşlarından biri olarak görüldü. Şayet bize aşılanan imajlardan ziyade Öz Savunma için Kara Panter Partisi fikrine yoğunlaşırsak bu fikrin aslında çok anlamlı olduğunu görebiliriz.

Geçtiğmiz Ağustos ayında çaresiz durumdaki Marlene Pinnock’u I-10 karayolunun kenarında acımasızca döven Kaliforniya Karayolları Devriyesi (KKD) memuru Daniel Andrew’u elleri kolları bağlı ancak filme almakla yetinenler yerine, bunlardan bir kısmının silahlarını Andrew’a yöneltip haksız uygulamayı derhal durdurmasını emrettiğini, onu kelepçeleyerek etkisiz hale getirdiğini ve KKD şefi gelene kadar orada beklediğini bir düşünün.

Başka bir senaryo:  Ramsey Orta’nın, Eric Garner’ın Pantaleo tarafından öldürülüşünü filme almasının yanı sıra, izleyenlerin müdahale ettiğini ve nefes alamamaktan yakınan Garner’ı yerde olmasına rağmen boğmaya devam eden Pantaleo’yu zaptettiğini düşünün.

Ya da: Mike Brown’u 6 kez ateş ederek öldüren polis memuru Darren Wilson’un, insanların oturduğu bir apartman kompleksinde gün ışığında kullandığı silahını boşalttıktan sonra Ferguson’daki Canfield Green Estates sakinlerinin Wilson’un çevresini sardığını, teslim olmasını emrettiğini, onu etkisiz hale getirip kelepçeledikten sonra Ferguson Polis Departmanı’na teslim ettiğini düşünün. Ferguson Polis Departmanı’nın hilekarlıklarına rağmen siyah hayatlar kurtarılabilirdi, görevini kötüye kullanan polisler anında etkisiz hale getirilebilir ve yurttaşlar kendileri ve aileleri için güvenlik ortamı sağlamakta bizzat rol oynayabilirlerdi.

Düşünün.

Los Angeles Polis Departmanı SWAT timinin Kara Panter Partisinin Güney Kaliforniya Bölümünün 41.Cadde ve Merkez Meydanındaki üslerine 11 aralık 1969’da yaptığı  illegal saldırıdan 3 gün sonra adalet sarayında toplanan binlerce insan (Los Angeles Herald Examiner gazetesi)

Los Angeles Polis Departmanı SWAT timinin Kara Panter Partisi’nin Güney Kaliforniya Bölümünün 41.Cadde ve Merkez Meydanındaki üslerine 11 aralık 1969’da yaptığı illegal saldırıdan 3 gün sonra adalet sarayında toplanan binlerce insan (Los Angeles Herald Examiner gazetesi)

KPP’nin popüler kültür tarafından karakterize ediliş şekli ve kanun güçlerinin yalanları bugün gerçekleşen polis cinayetlerinin gerçekliğiyle uyuşmuyor. Eylemcilerin dikkat çekmeye çalıştığı üzere polis cinayeti kurbanlarının çok büyük bir kısmı silahsızdı ya da tehdit oluşturmuyordu. Bu da aslında polisin varlığına neden ihtiyaç olduğu ya da polislerin neden yalan söyleyip suçlarını örtbas ettikleri sorusunu gündeme getiriyor. Her halükarda, ahlaki otoritesi ve yargı yetkisi olan yasal sistem, polisi işlediği suçlardan ötürü mahkum etmede başarısız olmuş ve polislerin suçları için bir nebze dahi ceza verememiştir. Bu da siyahların hayatına karşı herhangi bir saygı ve kollamanın olmadığı anlamına gelmektedir.

Korumak ve hizmet etmekle görevli olanlar bizzat yaşam hakkımızı, üstelik cezasız kalarak, çiğnerken siyahların hayatını kim gözetecek ve savunacak?

Kim?

Garner, Brown ve sayısız diğerlerinin katli Amerika’da KPP’den beri görülmemiş bir eylemsellik ve örgütlenme dalgasını açığa çıkardı. Bu tekerrür eden hareketlilik, kendinden öncekilere benzer şekilde Dr. Martin Luther King’in bahsini ettiği ırkçılık, militarizm ve ekonomik suistimal arasındaki bağları fark etmektedir. Militaristleşen ve terör saçan polis ile ABD dış politiklarının birbiriyle ilişki olduğu kavranmış; domestik politikaların ise durdurma-arama, aşırı güç kullanarak zaptetme gibi cezai önlemlerden güç aldığı açıkça ortaya çıkarılmıştır. Genç insanlar arasında artan eylemsellik ve örgütlenme doğrudan eylem ve sivil itaatsizliği içeriyor. Gerçekleştirilen eylemlerin çoğu şiddet içermemekte. Fakat onlara karşı olanların – kanun güçlerinin, sağ kanattan beyazların üstünlüğünü savunan Ku Klux Klan gibi örgütlerin – eylemleri ise şiddet içeriyor ya da şiddetin kullanılmasını destekliyor. Bu kabul edilmezdir.

KPP’nin kurucuları Huey Newton ve Bobby Seale, örgütün siyahların haklarının savunulması için şiddet dahil her türlü yola başvurulmasının meşru olduğuna inanan Malcom X’in ayak izlerini takip etmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Malcom X, Dr. King’in gerekli ve – daha korkutucu – karşılığı olarak görülüyordu. Bu yeni hareket de siyah insanların katlinden mesul memurlarını sorumlu tutmayan bir hukuk sistemine meydan okurken başarılı olabilmek adına benzer bir karşıt-ağırlıktan istifade edebilir.

Bu konuyla ilgili fikirler için öyle pek de uzağa bakmaları gerekmiyor.

Thandisizwe Chimurenga

Kaynak: https://revolutionaryfrontlines.wordpress.com/2014/12/11/the-black-panthers-had-the-right-idea/

 

Etiketler: , ,

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.