Dünya halklarına,
Meksika halklarına,
KIZ KARDEŞLER, ERKEK KARDEŞLER
Bugün, Komutan Lucio Cabañas Barrientos’un, Otatal eyaleti Tecpan de Galeana kasabasında çarpışırken toprağa düşüşünün 41. yılını yaşıyoruz. José Isabel Ramos Ramirez tarafından ki kendisi erkek kardeşi Anacleto ile birlikte Yoksulların Adalet Tugayı’nın bir üyesiydi- yapılan bir ihbar sonucunda komutan Barrientos hayatını kaybetti. José Isabel Ramos Ramirez çatışmadan bir gün önce, örgütten ayrılmak istediği için izin istedi ve evine gitti. Evde askerler tarafından bütün ailesi ile birlikte tutuklandı. İşkence görmeden önce askerler tarafından tehdit edildi ve komutan Barrientos’u onlara vermek karşılığında serbest bırakılmak için askerlerle anlaşma yaptı ve ihanetinin karşılığını hayatıyla ödedi.
Bugün aynı zamanda, halkımıza gerçekleri anlatmak ve olayları gün yüzüne çıkarmak için kamuoyuna bildiri yayınlamaya karar verişimizin 2. yıldönümünü yaşıyoruz. Meksikalı kardeşlerimizi, ülkede olan bitenden haberdar etmek, ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik durumun sebebi olan Neoliberal politikaları anlatmak ve sömürge düzenine itaat etme politikasının içine boğazına kadar batmış olan Meksika Devleti’nin yerli ve yabancı sermaye sahiplerini memnun etmek için nasıl boyun eğdiğini göstermek için mücadeleye başladığımızı kamuoyuna ilan ettiğimiz mesajımızın ikinci yıl dönümüdür.
Başımızda bulunan hükümet, Enerji, Eğitim ve İstihdam konusunda yapısal reformlar gerçekleştirme adı altında ülkemizin zenginliklerini peşkeş çekmeyi gönül rızası ile kabullenmiştir. Komutan Lucio Cabañas Barrientos’un yıllar öncesinden ortaya koyduğu ideolojinin merkez ekseni bugün her zamankinden daha fazla ortaya çıkmıştır. Bu merkez eksen şudur: “Halk olmak, Halkın olmak ve Halkla olmak.” “Halk” olmanın yolu, yürürlükte olan hükümetin adaletsizliğini ve haksızlığını ilk elden kendi iliklerinde hissetmek anlamına gelir, « Halkın olmak ve Halkla olmak » onların yolunda yürümek, taleplerini yerine getirmek, yurttaşlık haklarını savunmak ve onlarla birlikte yürümek demektir; bu temel değerler bugün ülkeyi yöneten bir klik tarafından çiğnenmiştir.
Meksika’da derin yoksulluk ve açlık içinde yaşayan ailelerin sayısı şimdiye kadar hiç olmadığı kadar artmıştır. Ülkenin başında bulunan Enrique Peña Nieto tarafından büyük bir tantana ve şaşaa ile ilan edilen « Refah- Aş ve İş Programları » bu uçurumu daha da derinleştirmektedir. Bu toplumsal politikanın başarısızlığı artık tescillenmiştir. Resmi rakamların ortaya koyduğu gibi Latin Amerika’da son yıllarda en fazla yoksulluk ve açlık içinde yaşayan insanların olduğu birinci ülke Meksika’dır. Devrimci Kuruluş Partisi’nin iktidardan düşmesiyle birlikte bu vahim durum daha da azgınlaşmıştır. İçinde yetkili kişilerin olduğu politik bir grup bu durumdan yarar sağlayarak biz Meksika halklarının zenginliğini ve atalarından kalma mirasını kişisel servet elde etmek için satmıştır.
Devletin en üst kademelerinde yapılan inanılmaz yolsuzluklar ulusal ve uluslararası medya tarafından belgelenmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır : Beyaz Saray, HIGA şirketine 86 milyon pezo değer biçti ve bu «Hediye » Meksika Devlet Başkan’ının karısı Angelica Rivera’ya Hazine Bakanı Luis Videgaray’ın Malinalco isimli malikanesinde takdim edildi. Juan Armado Hinojosa Cantu adındaki patrona ki bu adam Başkan’nın gözbebeği şahsiyetlerden biridir, iki lüks konut karşılığında kazançlı kamu yapım işleri bu adama verildi. Bunlar, Devlet Başkanı Enrique Peña Nieto ve yardakçılarının yaptığı yolsuzluklar buzdağının sadece karadan görünen ucudur.
Meksika halkının duyduğu memnuniyetsizlik ve rahatsızlığın gayet iyi farkında olan hükümet, eğitim reformu adı altında yaptığı dayatmayı kabul ettirmek için devletin güvenlik birimlerini devreye sokmaktadır, özel güvenlik güçlerini seferber etmekte ve biber gazı kullanmaktadır. Ordu tarafından sistematik biçimde yönlendirilen ölüm timleri Tlatlaya olaylarında, Meksika devleti tarafından gözaltına alınan 43 öğrencinin özel güvenlik güçleri tarafından gözaltında kaybedilmesinde açıkça görüldü. Bu insanlık dışı ve vahşi durum birçok Meksikalının vicdanını harekete geçirmeyi başarmasına rağmen içine düştüğümüz uyuşukluktan kurtulmak için yeterli olmadı. Şimdi her zaman olduğundan daha kararlı ve inançlı biçimde direnişe çağırmak gerekiyor.
Devletin baskıcı ve saldırgan tutumu devrimci kadroların hazırlanmasını yoğunlaştırmaya zorlamaktadır. Devrimci kadroların yoğunlaşacağı alan ülkenin değişimi için ekilen tohumların baş vereceği yerlerdir ve bu kadro tüm Meksika halklarının talep ettiği yaşam standardını sağlamaya talip olan güçlerdir. Bu kolektif halk liderliğini teşvik edecektir, şehirde veya kırsalda yaşayan diğer tüm devrimci gruplarla dayanışmayı oluşturacaktır. Ulusal ayaklanmayı hızlandırmak için Meksika’nın her köşesinde çoğalmak ve devrimci hazırlık yapılmasını istiyoruz.
Halkın mücadelesi gün be gün silahlı mücadele ile iktidarı ele geçirmek üzerine kurulmak zorundadır. Seçim süreci ve seçeneği göstermiştir ki, tek kutuplu gücün kotaları yandaşlara dağıtılmaktadır ve bazı siyasi partiler yaptıkları klikler sayesinde çıkar sağlamaktadır. Uyuşturucu baronları ile çıkar birliği yaparak yasa dışı yeraltı ekonomisi oluşturulmakta ve bu yasa dışı hücreler eliyle kirli servet biriktirilmektedir. Şiddet kültürü teşvik edilerek, gasp, adam kaçırma ve para aklama şeklinde kirli servet bölüştürülmektedir. Bütün bu kirli işler hükümetin çeşitli kademelerinde yuvalanmış ve büyüyen bir siyasi kanadın koruması altında yapılmaktadır.
Herşeyden önce, birlikte mücadele çağrısını devamlı yukarıda tutmak gerekmektedir; diğer silahlı veya silahsız devrimci gruplar ile etkin bir koordinasyon kurmak, köylülerle, çiftçilerle, işçilerle, ev kadınlarıyla, sosyal eylemcilerle, öğrencilerle, ülkeyi yöneten kliğe neden olan kötülüğü yok etmek için mücadele eden ve ters yüz edebilen din adamlarıyla değişim rüzgarları estirmek, etkin dayanışma ve güç birliği sağlamak olmazsa olmazdır. Bu ülkeyi yöneten bir avuç yardakçının neden olduğu tahribat ve melanete karşı koyacak güce sahibiz. Çürümüş bir devlet yönetiminden kurtulmak, yolsuzluklara son vermek ve demokrasiyi kurmak için Guetemala deneyimini örnek almamız gerekmektedir.
İşte bizler, değişimin gerçek ideolojisini devam ettirerek güçlerin birikim sürecine inanlar olarak yolumuza devam ediyoruz. Devrimci grupların gücünü esas alarak birlikte yaşama umudunu destekliyoruz ve işte bu inanç ve kararlılıkla yoldaş komutan Lucio Cabañas Barrientos’un anısını onurla taşıyoruz. Devrime tuğla koymuş herbir yoldaşın onurlu anısını yaşatacağız, hiçbirinin unutulmasına izin vermeyeceğiz.
Yaşasın Oaxaca Halkı!!!
Yaşasın Guerrero, Veracruz ve Michoacan Halkı!!!
Yaşasın Oaxaca Halkının Devrimci Öğretmenleri !!!
Yaşasın Ayotzinapa!!!
Yaşasın Bize Katılanlar, Yaşasın Bizimle Kalanlar!!!