Libya Halkına,
Sömürgeciliğe karşı kanını ülke için feda edenlerin, sahra ve çöllerinden, köylerine kentlerine kadar güvenli ve onurlu bir Libya’yı bize bırakanların onurlu evlatları, torunları…
Libya Ulusal Halk Hareketi’nin bu beyanı, bütün bu olanlara rağmen şiddet içermeyen bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Bütün dünya halklarına, uluslararası kuruluşlara, elçiliklere ulaşması esastır. Bu Bildiri “Şubat Devrimi” ve uzantılarının hükmü altında Libya halkının yaşadığı trajediyi açıklama amacı taşımaktadır.
Bu bildiri “Halkın barışçıl ayaklanmasına karşı silahlı müdahalede bulunan tiranlığa karşı” yürütüldüğü ileri sürülen ama Libya’nın kentlerini bombalar ve roketlerle yerle bir eden, sivilleri katleden, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan “halkların kendi kaderini tayin etme hakkını” ihlal eden bu müdahalenin iç yüzünü açık etmeyi hedefliyor.
Dünyanın bu katliam karşısındaki körlüğü ve bugünde yaşamaya devam ettiğimiz medya dezenformasyonunu teşhir ediyoruz.
Halkımızın çektiği acılardan ortaya çıkan, değişim için halkın özgür kararı ve iradesini temel alan bu Halk Hareketi’nin amacı; halkın “yurttaşlık temelinde demokratik sivil bir hukuk devleti kurma amacını” dünyaya duyurmaktır. Ahlaki ve vicdani bir zorunluluk olarak bu çığlığı yurt içi ve yurt dışında yükseltmek, temel hedeftir.
İlan ediyoruz ki Libya Ulusal Halk Hareketi;
Bugün ezici bir çoğunlukla ortaya çıkan Libya kabilelerinin ayaklanmasının, gerçek özgürleştirme yolunda önemli bir potansiyele sahip olduğuna inanır ve bunu destekler.
- Bu ayaklanmayla beraber rejimin kontrolünden bağımsız halk komitelerinin kurulmasını, kendi askeri, güvenlik ve yürütme organlarını oluşturmasını ve yöneticilerini belirlemesini destekler. Kabilelerin çabalarını ve ayaklanmanın yönetimini koordine eder ve destekler. Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamayı, istismarcıların şiddetle intikam eylemlerinden cezaevlerini ve yaşam alanlarını korumayı temel görev sayar. Silahını teslim edip pişmanlık duyan ve tövbe edenleri affetme yetkisi Halk Konseyi’ndedir.
- Şubat oluşumunun nefret uyandıran tüm ve yapı ve uygulamalarını reddeder. Libyalı kabilelerin bütün bölgelerde oluşturdukları halk meclislerinde, ayrımcılık, marjinalleşme ve güvensizlik duygusu yaratan her türlü eylemden uzak durmak esastır. Temel hedef; NATO’nun işgalinden, ülkede yıkım ve tahribat yaratan Şubat’ın tüm kırıntılarından ülkeyi kurtarmaktır. Hareket, Ulusal gereksinimleri ve ulusal bütünlüğü esas alır ve bütün ülkeyi özgürleştirmeyi hedefler.
- Bütün dünya NATO ve milisleri tarafından Libya’da işlenen insanlık suçlarını, cezaevlerinin binlerce özgürlükçü Libyalı ile dolu olduğunu ve yüzlerce onurlu Libyalının suikastlara kurban gittiğini bilmelidir. Milyonlarca Libyalı genç, sadece siyonist düşmana hizmet etmedikleri ve halka karşı yürütülen bu savaşa katılmayı reddettikleri için evlerinden oldu, sınırdışı edildi. Dünya ne bunları ne de ülkemizde yaşanan yağma ve yolsuzlukları gördü. Bütün bunlar olurken dünya, küresel tekelci şirketlerin maddi çıkarlarına kulak verdiği kadar aklın sesine kulak vermedi. Libya’daki bu insanlık trajedisine katkı sunan devletlerin sesine kulak verildi yalnızca. Libya halkı üzerinden karar veren bu çıkarcı devletlerin söylemleri esas alındı ve Libyalılar adına, bu halk düşmanı faşist ve din tüccarlarının kurmak istedikleri rejim yüceltilerek aktarıldı. Biz meşru halk devriminin dünya tarafından tanınmasını bekliyoruz. Özellikle bu devrimin statükoya karşı olduğunun kavranmasını ve yanlış bilgilendirmeden dolayı dünya halklarının düştükleri hatayı telafi etmelerini diliyoruz. Libya’da şu anda olanların ahlaki, vicdani ve hukuki sorumluluğunun açığa çıkmasını sağlayan Libya halkının gerçek temsilcilerinin öz sesine kulak verilmesini umuyoruz. Halklar arasında gerçek ve kalıcı ilişkilerin kurulmasını diliyoruz. Tüm dünyanın vicdan sahibi medya mensupları, aydın, gazeteci, yazar ve insan hakları savunucularının görevlerini titizlikle yapmalarına yönelik çağrımızdır. Bu çağrı; gerçek “Libya Halk Devrimi’ne” ilişkin doğru bilgilendirme yapmaları, içeride ve dışarıda kamuoyunu yanıltan ve köhne rejimin koşulsuz destekçisi olan medya kuruluşlarının yalanlarını ve rejimle şaibeli ilişkilerini teşhir etmelerine yöneliktir.
- Medya ve filolarıyla dünyaya yaydıkları “Kaddafi’nin kendi halkını öldürdüğü” yalan ve iftiralarının ardından ülkemiz işgal edildi. Bu işbirlikçiler kadınlara tecavüz etmeleri için paralı askerleri kullandılar. Bu iftiraların ardından 193 gün boyunca ülkemiz aralıksız bombardımana tabi tutuldu. 24.000 Sorti uçuşuyla isabet alan 8.975 bölge alevler içinde yerle bir edildi. Savaş uçakları ve füzeler sivilleri bombalayıp katlederken, bütün dünya parmağını bile oynatmadan seyretti. Ardından Türkiye’den, Katar ve Sudan’a kadar birçok komşu devletten gelen paralı askerlerin yardımıyla (15.000 paralı asker) ülke işgal edildi.
- Şu anda patlak veren ayaklanma, Libya halkının kendi devrimi için henüz bir ilk kıvılcımdır. Bu kıvılcım köleliğin ve feodalizmin adaletsizliğine geri dönüşe karşıdır. Büyük Libya devrimiyle sona eren bazı ailelere kabile yöneticiliği üstünlüğü ve bireysel ayrıcalıkların tekrar verilmesine bir tepkidir. Sermayeye, ihanete, zulme ve adaletsizliğe karşı bir isyandır. Ellili yıllara geri dönüşü kurgulayan gericiliğe karşı bir ayaklanmadır. Unutulmamalıdır ki Libya halkı bu devrimlerin halkların gerçek devrimi olduğu bilincini taşıyor. Libya’da feodal kalıntılara, kabile ayrıcalığına veya otoritesine veya bireysel diktatörlüğe asla geri dönüş olamaz!
- Deneyimler göstermiştir ki halk devrimi, geleceğin devrimidir ve zafer kaçınılmazdır. Zaferin biran önce gerçekleşmesini dilememize rağmen, bedellerle dolu uzun ve meşakkatli bir yol olacağının bilincindeyiz. Halkımız uzun ve zorlu mücadeleyi taşıyabilecek istek ve yeterliliktedir. Libya gerçek hakkına kavuşana ve zafer elde edilene kadar, Libya’nın her karış toprağında halk ayaklanmalarıyla, işbirlikçi rejim tamamen tasfiye edilip halk devrimi gerçekleştirilene dek adaletsizliğe karşı mücadelemiz sürecektir.
- İlan ediyoruz ki halkımız, Libya’ya yönelik komplonun bilincindedir. Ayrıca Libya’nın bir terör merkezi haline getirilmek istendiğinin ve bu komplonun fikri ve mali destekçilerinin de farkındadır. Halkımız, İhvan teröristlerinin devletini kurmak isteyen uluslararası planların ve onların müttefikleri olan faşist, tekfirci/selefi, din tacirlerinin farkındadır. Mısır’ın beline ve Tunus’un kalbine diken batıran bölge devletlerinin bu işteki parmağını halkımız biliyor. Büyük Sahra’nın etrafındaki ülkeler; terörizme kucak açan Türkiye, Katar ve diğer bölge devletlerini, terörizmle mücadele ettiklerini iddia eden ama terörü destekleyip ülkemizi ateşe veren bütün dış ve bölge ülkelerini Libya halkı iyi biliyor.
- Dünyaya ilan ediyoruz ki; vatanın, ülkeye ve yurttaşlara karşı oynanan bu tecritten biran evvel kurtulması mücadelesini yükselten özgür ve mücahit Libya kabileleri bu gücünü halktan almaktadır. Ayaklanma, halka yönelik aşağılanmayı reddediyor ve mücadeleyi ahlaki bir yükümlülük olarak görüyor. Ayaklanma aynı zamanda oligarşik ittifak zulmünden, baskıcı dış güçlerden ve aşırı dincilerin elinden Libya’yı kurtarma kararlılığındadır ve bunlara karşı vatanı, kanının son damlasına kadar savunacaktır. Ayaklanma, hakettiği zaferin sevincini yaşayana kadar savaş uçaklarına, füzelerine, mermilerine karşı göğsünü siper edecek kararlılıktadır… Çünkü halk zaferden emin. Bölgede halklar, komplonun çökmeye başladığını müjdeliyor. Satılmışlar savaşı kaybetmeye başladı. Uluslararası terörizmi destekleyen ülkeler tarafından hırsızların, yağmacıların istilasına uğrayıp işgal edilmiş bir Libya’da, halkın mücadelesi, uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınana dek kendi haklarını savunmaları insanlık tarihine bir ders olacaktır.
Yaşasın vatan bütünlüğü içindeki Özgür ve Bağımsız Libya!
Yaşasın yüce Libya halkı!
Yaşasın Libya halkının isyanı!
Zafer Libya devrimcilerinin olacaktır!