Gündelik hayatımızı kolaylaştıran hatta çoğumuz için olmazsa olmaz vazgeçilmez olan cep telefonları, bilgisayarlar, dijital oyun makinaları hangi süreçlerin üzerinden geçip hayatımıza girmektedirler? 1990’ların sonunda İtalya’da bir ilkokulda küreselleşme nedir sorusu ile bir kompoziyon ödevi verilir. Çocuklardan biri “oyun oynarken giydiğim Nike ayakkabıyı benim yaşımda bir çocuğun gündelik 2 dolara üretmesi ve aynı ayakkabıyı benim 60 dolara giymemdir,” cevabı veriyor. Yani artık üretim süreci, hammaddeden nihai ürüne kadar çok farklı ülkelerden geçiyor. Emek hareketinin bu tarihsel süreçte örgütlenmesine bakarken bu maddi zemini dikkate almak olmazsa olmazdır.
İşte gündelik hayatımıza bu kadar yoğun giren bu araçların üretimi koltan madenciliği ile başlamaktadır. Koltan Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DKC), Ruanda, Burundi, Uganda, Nijerya, Brezilya, Kolombiya, Avustralya, Çin, Kanada ve Mozambik tarafında üretilerek dünyaya satılmaktadır.
Biz Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ruanda, Burundi, Uganda ve Nijerya örneklerine bakarak Koltan madenciliğinde işçilerin çalışma koşulları ve örgütlenme girişimlerine odaklanacağız. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yasadışı olarak çıkarılan koltanın uluslararası pazarlara yasadışı olarak çıkardıkları için Ruanda, Burundi ve Uganda, BM tarafında uyarıldılar.
Koltan madenciliğinde aşırı çocuk emeği sömürüsü, uluslararası tekellerle ilişkili silahlı çetelerin/mafya gruplarının insanları zorla çalıştırması, maden sahalarına hakim olmak için yapılan katliamlar sonucu, 2003 yılında BM bu konuya eğilmek zorunda kalmıştır.
Birçok komşu ülkeyi de içine alan “Büyük Afrika Savaşı” olarakta adlandırılan, emperyalist devletlerin kışkırttığı milyonlarca insanın katledildiği çatışmaların merkezinde de Demokratik Kongo Cumhuriyeti vardı. Angola, Namibya ve Zimbabwe DKC’nin yanında yer aldılar.
Tüm bunlara rağmen DKC’de maden sektöründeki işçilerin örgütlenme çabaları artmaktadır. 2018 Kasım’ında Lualaba ilinin Kulwezi kentinde bir araya gelen farklı sendika temsilcileri faaliyetleri nasıl ortaklaştırabileceklerini tartışmaya başladılar. IndustriALL Global Union ile ilişkili Maden, Metalurji, Enerji, Kimya ve Bağlı Endüstriler Çalışanları Sendikası (TUMEC) taşeronlarda ve küçük ölçekli işletmelerde örgütleniyor. Çok uluslu Glencore ve kamu şirketi olan Gecamines dahil toplam 12.000 üyesi bulunuyor. Kongo Sendika Federasyonu (CSC) Dünya Sendikalar Federasyonu üyesi ve Mutanda madeninde 10 temsilci ile çoğunluk olan bir sendikadır. Kongo Birleşik İşçi örgütü (OTUC) ve Kongo İşçileri Ulusal Birliği (UNTC)’den oluşan dört sendika İsviçre merkezli hammadde tekeli Glencore karşı IndustriALL Glencore ulusal ağını kurup, 2019 yılında soruna küresel bir çözüm bulmak amacıyla dünyanın farklı yerlerinden maden sendikalarını bir araya getirip çok uluslu madencilik tekellerinin karşısına, madencilik alanındaki sendikalar olarak birlikte nasıl çıkılacağının tartışılacağı, bir toplantı örgütleyecekler.
Bir araya gelen sendikalar üyelerine hesap verebilirlik, sendikaların işçiler tarafından yönetilmesi ve işçilerin sendikaların faaliyetlerine aktif olarak katılabilmesi, sendikalarda yönetim kademelerinde yer alabilmeleri için düzenli ve sistematik eğitim faaliyetleri örgütlenmesi konusunda hem fikir oldular. Sendikalar Sahraaltı Afrika bölgesinde bulunan sendikalarla karşılıklı ziyaretler yaparak, bölgesel çalışmayı da hedef olarak önlerine koydular.
Dört sendikal örgütlenme içinde yer alan Maden, Metalurji, Enerji, Kimya ve Bağlı Endüstriler Çalışanları Sendikası (TUMEC)’i tanıtan kısa bir röportajda sendikal hareketin yeni yönelimlerine ilişkin verileri gözlemleyebiliriz.
TUMEC; Kongolu İşçilerin Haklarını Savunuyor ve Örgütleniyor, Elijah Chiwota
DKC, kobalt, bakır, altın ve diğer madenler açısından zengindir. Akıllı telefon ve elektrikli araba pillerine artan talepten dolayı fiyatları çok hızlı yükselen kobaltın küresel üretiminin yaklaşık % 65’i DKC’nde çıkarılmaktadır. Çok uluslu tekellerin işçi sömürüsüne alışmış olduğu Kongo’nun tarihi, TUMEC için örgütlenmenin kolay olmadığını göstermektedir.
DKC’deki, maden zenginliğinin ülkenin yaşam koşulları, hastane ve yolları kapsayan altyapı projelerinin geliştirilmesi yerine kan banyosu ve savaşları beslediği, maden zenginliği yerine “Kaynak Laneti” ile yüzleşen bir ülke örneği olduğu çok sık telaffuz edilmektedir.
DKC’de geçmişte ve bugün örgütlenmek, TUMEC için hiçbir zaman kolay olmadı. Ama TUMEC sabırlı ve sorumlu bir biçimde kazanım elde etmeye ve sendikalaşma mücadelesini büyütmeye devam ediyor.
TUMEC bir emek pratiği olarak, yasalar tarafından tanınan toplu sözleşme hakkının kullanılmasını işverenlere onaylatma mücadelesi veriyor. TUMEC madencilik, enerji ve kimya alanında taşeron ve küçük ölçekli madenlerde çalışan işçileride kapsayan çok uluslu Glencore ve kamu madencilik şirketi olan Gecamines de dahil olmak üzere 12.000’den fazla üyeye sahip.
TUMEC IndustriALL’ın Glencore kampanyasının bir parçası olarak; Lualaba ili Kolwezi’de bulunan Mutanda ve Kamoto Bakır şirketinde Glencore’un işçi haklarına saygı göstermek zorunda kalacağı baskıyı hissetmesini hedefliyor.
TUMEC örgütlenmeyi ve yeni üye kaydetmeyi sürdürüyor. Şu anda Kolwezi, Lubumbashi, Doko, Kisangani, Mbujimayi, Kinshasa, Lukala, Matadi ve Muanda’da sendikalar kuruldu. TUMEC iş yasasına dayanarak iş yerlerinde yetki referandumu yaptı. İşyerlerinde yetki almak için yasal olarak gerekli olan en düşük oydan, fazlasını alan yetkiyi alıyor. TUMEC bu yıl patronla toplu pazarlık yapacak güç olan en büyük sendika olmayı amaçlıyor.
TUMEC’in geçen yıl yaptığı faaliyetlerin çoğu, IndustriALL’ın sendika dayanışma destek örgütlenmesinden, Hollandalı Mondiaal FNV tarafından fonlanan sendika inşaa projelerinden alınan fonlarla gerçekleştirildi.
Son iki yıl içinde Kolwezi TUMEC’teki yönetim sorunu örgütlenen yeni işçilerle birlikte fazla büyümeden çözüldü. Geçen yıl yapılan kongrede seçilen yeni yönetim, yeni işçileri sendikalaştırıp örgütlenme faaliyetlerine yoğunlaştı. TUMEC Mutanda ve Kamoto işyerlerine özel olarak yoğunlaştı. Mutanda’da toplam çalışan 6.500 işçinin ancak 200’ü sendika üyesi, KCC’de 5.800 gecici işçinin ancak 175’i sendika üyesidir. Sendika bu olumsuz koşulları tersine çevirmek için var gücüyle çalışmaktadır.
TUMEC Genel Sekreteri Didier Okanda “TUMEC’in sendika üyeliği ve örgütlenme stratejisi, işçilerin işyerlerinde günlük olarak karşılaştıkları sorunlara odaklanmaktadır. Bu sorunları işyerindeki işçilerin katılımı ile birlikte çözmeye çalışıyoruz. İşçileri sendikaya, para yada elbise vererek çekmiyoruz. Gerçekten onlar sendikaya, TUMEC onların hakları için mücadele edeceği için katılıyorlar,” diyor.
2017’de IndustriALL, DKC Kadın komitesi sendikada kadınların daha aktif rol alması için bir kampanya başlattı. Kadın Komitesi sendika içinde kadınları daha fazla örgütledi ve TUMEC’in örgütlü olduğu işyerlerinde kadın komiteleri kurdu. Kadın Komitesi kadınların çalışma koşulları ve haklarını içeren eğitim atölyeleri, cinsel tacize karşı kampanyalar, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik çalışmalar, kadınları etkileyen yasalar ve toplumsal cinsiyet meselesinin anlaşılması için çalışmalar yapmayı planlıyor.
Kadın Komitesi başkanı Olga Kabalu “Bu eğitimler, DKC’de işyerlerinde kadın hakları ihlallerini durduracak bir strateji geliştirecek ve kadınların katılım ve liderlik yeteneklerini geliştirecektir” dedi.