Vijay Prashad
Bir milyon civarında komünist ve sempatizan kitlesel bir miting için 27 Aralıkta, Kalküta’nın merkezinde bir araya geldi. Miting, Meydan (Maidan) ya da Tugay Alanı (Brigade Ground) olarak da adlandırılan alanda gerçekleşti. İki farklı ancak bağlantılı olay kitlenin büyümesini sağladı. İlki Batı Bengal Meclis seçimlerinin 2016’da yapılacak olması. İkincisi ise Hindistan Komünist Partisi (Marksist) [CPI-M] Örgüt Genel Kurulu’nun toplanıyor olması ki bu partinin 37 sene sonra bu bağlamda yapacağı ilk toplantı. Partiyi [CPI-M] sadece kısa süreli seçim gündemine yönelik değil aynı zamanda uzun soluklu politik fırsatlar için de hazırlaması beklenen genel kurul dört gün sürecek. Ülkedeki diğer sol partilerle hem politik düzlemde hem de seçimlerde iş birliği içinde olan CPI-M, Hindistan’ın en büyük sol partisi.
Batı Bengal
Sağ eğilimli Trinamul Congress (TMC) 2011’de solun yerini alana kadar Batı Bengal’de Sol Cephe tam otuzdört sene boyunca gücü elinde bulundurmuştu. Yönetim değiştiğinden beri TMC ve lideri Mamata Banerjee sola karşı şiddetin büyümesine ön ayak oldu. Burjuva basın kışkırtıcı diliyle bu şiddete çanak tuttu (“Sol kanamaya devam ediyor, ” The Telegraph, 4 Kasım, 2014). CPI-M Vekili Surjya Kanta Mishra, bu baskıyı dört yönlü olarak tanımladı: demokrasiye ve demokratik kurumlara saldırı, insanların geçim kaynaklarına saldırı, sekülerizme ve sola saldırı. Miting sırasında kitleye şu sloganı attırdı: “Trinamul Defol, Bengal’e Kurtuluş. ”
Bir kaç ay önce sol kadrolar içinde moraller düşüktü. Saldırılar etkili olmuştu. Miting ve yaklaşmakta olan seçimler için ivmeyi yükseltmek adına CPI-M eyaletteki 77.240 oy noktasının hemen hepsinde ‘jathas’ adı verilen yürüyüşler düzenledi. Küçük gruplardan büyük gruplara komünistler ve sempatizanlar bölgede yakın zamana kadar yasak olan yürüyüşlere katıldı.
Şiddetle karşılaştılar. TMC yanlıları Batı Bengal’in güneydoğusundaki Narayangarh’ta yer alan Mishra’nın seçim bölgesinden geçen yürüyüşü engelledi. Kendisi de Batı Bengal Eyalet Meclisi’nde muhalefet lideri olan Mishra’ya ve diğerlerine yapılan saldırılar yürüyüşün (jatha) devam etmesine engel olamadı. Bu CPI-M yürüyüşlerine yapılan tek saldırı değildi. Yürüyüş her engellendiğinde CPI-M kadrosu saldırıdan toparlanmayı ve yürüyüşü tekrar başlatmayı başardı. Bu gerçek bir özgüven işaretiydi. Bu nedenle 27 Aralık’ta Brigade Ground meydanında bir milyon kişinin toplanmasına şaşmamak gerek.
Eyaletteki yaklaşan seçimler karmaşık bir sınavı beraberinde getiriyor. 2014’teki Ulusal parlamento (Lok Sabha) seçimleri TMC’nin bertaraf edilmesi için aritmetik bir çözüm öneriyor. Lehine olan dalgaya rağmen TMC oyların sadece %39’unu-yani azınlığını- almıştı. Geri kalan oylar Sol Cephe (%23), sağcı BJP (%17) ve Kongre Partisi (%10) arasında paylaşılmıştı. Mamata Banerjee kırılgan olan durumunun farkında, bu nedenle de BJP ve Kongre Partisi’ne yanaşmaya başladı. Eğer onlardan birisiyle ittifak yaparsa o zaman yenilmesi imkansız olacak. Ancak gelecek seçimler geçmiş seçimlerin sayılarıyla kazanılmaz.
TMC hükümetinin dahil olduğu yolsuzluk skandalları ile yaşam koşullarındaki kötüleşme TMC yanlıları arasında değişime sebep oldu. Peki nereye gidebilirler? Sol 2000’lerin sonunda TMC hattına kayan işçilerin ve köylülerin güvenini kazanmak için mücadele etmeli. Bu eldeki tek yol. Peki sol bu seneki seçimlerden önce yeterince insanı çekmeyi başarabilecek mi?
Aritmetik ittifaklar cezbedici gibi ancak yanıltıcı da olabilir. BJP ile ittifak imkansız. BJP politikaları etnik-milliyetçilik ve neoliberalizm üzerine kurulu. Kongre partisi ise sekülerizmi benimsemiş durumda ama ekonomik ve politik duruşu sorunlu. İhtimallerden birisi de Sol Cephenin demokrasi adına Kongre Partisi’nin seçmenlerini kendisine oy vermeye çağırması. Kongre seçmenlerinin komünistlere katılma çağrısı basında Kongre Partisi’ne yapılan bir seçim ittifakı daveti olarak okundu. Kongre Partisi çok da vazgeçilmez bir müttefik değil. Aynı zamanda uzun soluklu bir ortak da olamaz. 2016’da sol Kerala Eyalet Meclisi seçimlerinde de yarışacak ki oradaki ana rakibi de Kongre Partisi olacak. Sol bir eyalette Kongre Partisi ile yarışırken diğerinde ittifak kurmakta zorlanacaktır.
Solun Batı Bengal’de işleri rayına sokması için kısıtlı zamanı var. Sol sadece Meydan’da değil seçimlerde de gücünü gösterebilecek mi? Asıl sınav köylerde ve Batı Bengal’in mahallerinde verilecek. Solcuların destekçilerine güven vermesi büyük bir çaba gerektirecek. Tıpkı CPI-M Vekili Sitaram Yechury’nun son olarak söylediği gibi, sol ancak “Parti halk ile olan bağlarını kuvvetlendirdiği zaman” kazanabilir, “Komünistler balığın suya muhtaç olduğu gibi halka bağlıdır.”
Genel Kurul
CPI-M bu genel kurulu, işçi sınıfının ve köylülerin kendi örgütlülüklerini inşa etme kapasitelerinin tartışıldığı bir dönemde gerçekleştiriyor. Fabrika ve alanlardaki sendikalar, sermaye örgütlenmelerini engelleyecek mekanizmalar yarattığı için köşeye sıkışmış durumda. Üretim birimleri bütün dünyada işçileri sermaye lehine birbirleriyle rekabet etmeye zorluyor. Üretim mekanizmaları işçileri yerlerinden ediyor, yüzlerce milyon işçiyi kötü koşullar altında çalışmaya mecbur bırakıyor. Hint işçilerin neredeyse yüzde doksanı resmi olmayan sektörlerde çalışıyor.
Geçen sene yaşanan süreçle beraber CPI-M, Hindistan’daki değişen sosyo-ekonomik koşullar ve neoliberal politikaların farklı sınıflar üzerindeki etkileri üzerine çalışıyor. Değişimi anlamak üzere harekete geçen CPI-M liderliği şimdi de işçileri ve köylüleri en iyi nasıl örgütleyebileceğini belirlemek zorunda. CPI-M partisinden Prakash Karat değişen koşulların ‘sınıf hareketini büyütmek için yeni sloganlar, taktikler ve örgütlenme şekilleri’ gerektirdiğini söyledi. Bu genel kurulun ana tartışma konusu olacak. Esnek çalışanları, gettolarda yaşayanları, topraksız mevsimlik kır işçilerini birleştirecek bir yapıyı inşa etme yolları üzerine ciddi bir tartışma yürütülecek: bu insanlar da işçi, hatta onlar işçi sınıfının ve köylülerin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Tam anlamıyla çözülmüş, yol gösterecek modeller hiçbir yerde yok- ama yeni fikirlerin gölgesi var, tıpkı işçileri çalıştığı yerden ziyade yaşadıkları yerde örgütlemek gibi. Ancak bu fikirlerin hepsi mücadele sırasında sınanacak.
CPI-M partisinin sadece resmi bir milyonun üzerinde üyesi var. Partinin kitlesel örgütlenmesi içerisinde ise onlarca milyon kişi yer alıyor. İttifak yapan partiler- CPI, Devrimci Sosyalist Parti, Forward Bloğu, CPI-ML (Özgürlükçü) ve SUCI (Komünist)- masaya milyonlarca üyesi ve destekçileriyle oturuyor. Hindistan solu gücünü koruyor. Ancak geçmiş seçim yenilgilerinden (özellikle de Batı Bengal’de) ve üyelerindeki yavaş erimeden dolayı zorluk çekti.
Sol sadece bugüne dair taktikler geliştirmekle yetinmemeli, aynı zamanda gelecek için de iddialı olmalı. Solun gelecek olduğuna, iktidara gelebileceğine ve bugünün sorunlarına sadece solun çözüm üretebileceğine dair bir güven yok. Geleceğin solun arenası olduğuna inanma ihtiyacı artık yerinde değil. Bu inanç sadece bugünün mücadeleleriyle değil aynı zamanda gelecek için dinç ve kendinden emin bir iddia ile de yeniden yaratılmalı. Solun ufku şimdinin mücadeleleri arasında daralmış durumda. Bakış açısı geleceği de kapsamalı ve geleceğin sağın hakimiyet alanı olduğuna dair genel kanı yıkılmalı. 1925’te Perulu Marksist José Carlos Mariátegui’in hayalini kurduğu da buydu.
“Bu dönemde burjuva ve proletaryayı birbirinden ayıran en bariz fark bir mit. Burjuvanın artık mitleri yok, daha kuşkucu, şüpheci ve nihilist oldu. Yeniden doğan liberal miti çok eskidi. Proletaryanın ise bir miti var: sosyal devrim, bu mite doğru tutkulu ve etkili bir inançla ilerliyor. Burjuva reddediyor, proletarya sahipleniyor. Burjuva entelektüelleri kendilerini metodun, teorinin, devrimci tekniğin rasyonalist eleştirisini yaparak oyalıyor. Tam bir yanılgı! Devrimcilerin gücü bilimlerinden değil inançlarından, tutkularından ve iradelerinden gelir. Bu tinsel, mistik bir güçtür. Mitin gücüdür.”
Komünistlerin ayağa kaldırması gereken işte tam olarak bu, devrim miti. Devrim sihirbazın yeraltı dünyasından çıkardığı ve daha fazla kontrol edemediği sihir gibidir. Hayat ve bugüne dair alternatif sunar. Komünistlerin yozlaşmaması, onurlu olması ve diğerleri gibi yozlaşmış, adaletsiz bir sistemden faydalanmak yerine halkın ihtiyaçlarına cevap verebilecek olması bu mitin yanında daha küçük kalan iddialar. Bir zamanlar solun kaynağı olan daha geniş ufuklar devreye sokulmalı.