Yunanistan ve Ukrayna, ülke zenginliği çıkarılarak, daha doğrudan bir yönetimle yeni bir sömürgecilik döneminin sembolü oluyor.
Avrupa’da sömürgeciliğin yeni bir formu ortaya çıktı. Sömürgecilik 19. yüzyılda olduğu gibi, askeri fetih ve işgallerle yapılmıyor artık. 1945 sonrası dönemde ABD’nin öncülüğünü yaptığı ekonomik sömürgecilik, askeri işgal maliyetleri yerine çıkarılan zenginliğin paylaşıldığı, uyumlu çalışan yerel seçkinlerin bulunması ve doğrudan idareyle daha verimli olacak bir şekilde yapılıyor.
21. Yüzyılda, bu “finansal varlıkların transferi yoluyla sömürgecilik” dir. Bu sömürgecilik, sömürü süreçlerini yönetmek için atanan ülke yöneticileri tarafından ülke zenginliklerinin çıkarılması ve finansal varlıkların doğrudan transfer edilmesi yöntemidir. Doğrudan yönetim ve finansal servet transferi ile sömürgecilik Yunanistan ve Ukrayna’da artık bu yeni şekliyle ortaya çıkmaktadır.
Yunanistan’ın en son borç anlaşmasının geri planında Avrupalı bankacılar ve kurumlarının olduğu – Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası, IMF ve Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) – bir gerçekliktir ve 14 Ağustos 2015 gibi yakın bir zamanda Yunanistan ve Troyka arasında imzalanan Mutabakat Zaptı’na (MoU) göre, Troyka ekonominin işleyişinin yönetimini doğrudan üstlenmektedir. Mutabakat Zaptı, çeşitli şekillerde doğrudan yönetimi ifade etmektedir. Ukrayna’da ise durum daha da doğrudan. 2014 Yılı Aralık ayında ABD-Avrupa tarafından, ABD ve Avrupa’daki gölge bankacılar Ukrayna’nın finans ve ekonomi bakanları olarak atandılar. O zamandan beri Ukrayna ekonomisi günlük olarak doğrudan yönetilmektedir.
Yeni sömürgecilikte, finansal varlık transferi pratik birçok biçim alır: şimdiye kadar gördüğümüz ülke zenginliğinin artan borç faizi ödemesi şeklinde transfer edilmesi gibi, sömürücü yatırımcılara ve bankacılara yangından mal kurtarır gibi doğrudan satılan devlet varlıklarıyla, sömürge bankacılık sistemine fiilen devredilmelerle ve banka varlıklarının sömürge ülkenin pay sahiplerine, özel bankacılara ve yatırımcılarına servet aktarmak şeklinde de olabilir.
Yunanistan Örneği
Son olarak Yunanistan ve Avrupa ekonomik kurumlarının toplandığı Troyka arasında 14 Ağustos 2015’de imzalanan üçüncü borç anlaşması, ek borçla birlikte Yunanistan’ın 400 milyar $ olan toplam borcunu daha da artırdı. Yaklaşık 98 milyar $ olan ek borcun tamamı Yunan bankalarının mali sermayelerinin yeniden yapılandırılması için. Ödenecek olan faiz ve anaparanın dışında faiz dışı fazlanın ödenmesinin istendiği zenginliğin, Yunanlıların daha çok çalışması, harcamalarını kesmesi ve daha fazla vergi yükünü göğüslemesi yoluyla çıkarılması hedefleniyor.
Yunanlıların ürettiği mallar Almanya’da daha ucuza satılmıyor ya da daha yüksek fiyatlarla ve karlarla yeniden ihraç edilmiyor – 19. yüzyıl sömürgeciliğinde olduğu gibi yüksek kârlar elde etmek için düşük maliyet ödeyerek üretilen ucuz ürünleri dünyanın geri kalanına ihraç eden çok uluslu şirketler bu nedenle Yunanistan’a yerleşmiş değildir – 20. yüzyıl ABD sömürgeciliğinde… Yunanlılar Troyka kurumlarına geri dönecek olan sürekli artan faiz borcu ödemelerine bir fazla üretmek amacıyla katı ve daha az çalışacaklar. Troyka borç ödemelerini mali aracılar, borç tahsildarları, bankacılar ve yatırımcılar adına Devlet-Ajans temsilcileriyle toplayacak. Onlar ülke zenginliğini çıkaran ve transfer eden devlet üstü organlar ve yeni ajanlardır.
Yunanistan-Troyka arasındaki Mutabakat Zaptı zenginliğin çıkarılmasının yanı sıra transferinde nasıl ve ne zaman yapılacağını detaylı olarak anlatarak doğrudan yönetimi tanımlamaktadır. Mutabakat Zaptı açıkça Yunanistan’daki siyasi kurumlar tarafından herhangi bir mevzuat ya da başka bir küçük işlemin Troyka onayı olmadan yapılamayacağını belirterek başlıyor. Böylece Troyka, Yunanistan’da neredeyse tüm politik tedbirlerin, hükümetin her kademesi tarafından alınan yasama ve yürütme organlarının tüm kararları üzerinde veto gücüne sahip oluyor.
Ayrıca, Yunanistan’ın uzun süre bir mali politikası olmayacak. Tüm bütçesini Troyka belirleyecek ve Yunanlılar sadece bütçenin yazılmasını seyredecek. Mutabakat Zaptı Yunanlıların toplam vergi ve harcamalarını hedeflenen bütçeye göre yeniden dizayn edecek. Yunanistan’ın kayda geçirmek için aldığı bütçede sadece Troyka’nın istekleri yer alacak ve Troyka Yunanistan’ın Troyka bütçesine bağlı kalmasını, uyum sağlamasını garantiye almak için temsilcileri aracılığıyla izleyecek. Böylece her Yunan ajansı, Yunan Parlamentosu’nun her yasama komitesi neredeyse günlük olarak onun omzunun üzerinden bakan bir ‘Troyka Komiseri’ ne sahip olacak.
Ayrıca Troyka devletler, Mutabakat Zaptı ile Yunan bankalarının kurullarına “bağımsız danışmanlar” atama yetkisine sahip oldular. Birçok eski banka yönetim kurulu üyesi görevden alınarak uzaklaştırılacak. Başka bir deyişle artık Troyka günlük olarak Yunan bankalarını yönetecek. Yunanistan dışında yer alan Yunan bankalarının iştirakleri ve şubeleri ise diğer Avrupa bankalarına el altından devredilerek “özelleştirilecek” ler. Böylece Yunan bankalarının artık sadece adı Yunanca olacak. Onlar, kuzey Avrupa bankalarının fiili iştirakleri olarak çalışan Yunan bankacı meslektaşlarının omzundaki ve perdenin arkasında ki Troyka’nın uzantıları olacaklar. Yunan bankalarının mali olarak yeniden yapılandırılması için ayrılan milyarlarca dolar, Yunanistan’da değil, Lüksemburg bankalarında ikame edecek. Yunanistan’ın artık para politikası bulunmuyor; Troykası bulunuyor.
Dünya Bankası, Yunan refah sistemini ve yeni sosyal güvenlik ağı sistemi yeniden dizayn ediyor. Troyka tarafından onaylandıktan sonra, İşçi Bakanlığı’nda çalışması için yeni atamalar yapılacak ve “eğitim sistemi modernize” (yani öğretmenler işten çıkarılacak ve ücret kesintilerine gidilecek) edilecek.
Troykanın onayladığı yeni Çalışma Bakanı “endüstriyel eylemleri” (yani grevleri) sınırlamak için Troyka’nın “bağımsız danışmanlarının” onayladığı önerileri uygulayacak, toplu pazarlık ve toplu işten atmalar (yani kitlesel işten çıkarmalar) için yeni kurallar tesis edecekler. Danışmanların önerileri ise emeklilik maaşlarında kesinti yapılması, emekli olma yaşının uzatılması, işçilerin ödediği sosyal güvenlik primlerinin artırılması, işten çıkarmalar ve ücret kesintileri ile yerel yönetimlerin daha verimli hale getirilmesi ve tüm hukuk sisteminin yeniden gözden geçirilmesi olarak sayılabilir.
Yunan Hükümeti Aktiflerinin Özelleştirilmesinden gelen 50 milyar $’lık fon Yunanistan’da kalacak ancak Mutabakat Zaptı’na göre, “ilgili Avrupa kurumlarının gözetiminde” idare edilecek. Özelleştirilecek ve satılacak herşeyin (yangından mal kurtarırmışçasına) fiyatına, hangi yatırımcıların tercih edileceğine kadar Troyka karar verecek. Bu arada belirlenen veya satışı devam eden özelleştirmeler hızlandırılacak.
Ukrayna Örneği
Ukrayna’nın durumunda ise; ABD ve Avrupa bankacıları 2014 yılı Aralık ayında Maliye ve Ekonomi Bakanları olarak Ukrayna’yı bir kez daha borçlandırma taahhüdünde bulundular. IMF Şubat ayı için 40 milyar $’lık yeni bir anlaşma yaptığını açıklarken, ABD ve AB Ocak ayında başka bir 40 milyar $ vereceklerini ifade ettiler. 40 Milyar $’dan sonra Ukrayna’nın borcu 12 milyar $ daha artarak 2015 yılında 100 milyar $’a yükselecek. Bu 100 milyar $’lık yeni borç, mali zenginliğin 100 milyar $’ın faiz ödemeleri şeklinde transfer edilmesi ve borç yükünde büyük bir artış meydana gelmesi anlamına geliyor.
Transferin bir kısmı da özelleştirmelerin hızlandırılması şeklinde oluşturulacak. Enerji santralleri, madenler, 13 adet liman ve hatta çiftliklerin dahil olduğu 342’den fazla devlet kurumunun 2015 yılında satışa çıkarılması planlanıyor. Büyük olasılıkla yangından mal kurtarır gibi yapılan düşük fiyatlı satışlardan yeni ABD ve Avrupalı bakanların, ABD ve Avrupalı “arkadaşları” yarar sağlayacak. Bu yüzden de Ukrayna’da ki özelleştirme satışları yeni bakanlar tarafından onaylanacak. Değerinden daha düşük rakamlarla piyasaya sürülen devlet hisse senetleri 100 milyar $’lık borcu finanse edemeyeceğinden her beş kişiden biri teknik olarak iflas edecek. Varsayılan o ki ABD’li ve AB’li pek çok gölge bankacı ve çokuluslu şirketler vurgun yapacak. Hem Yunanistan hem de Ukrayna’da geliştirilen doğrudan yönetimle zenginliğin çıkarılması ve finansal varlıkların transfer edilmesi yöntemidir. Geçen dönemki hükümet borcuna karşılık düşük oranlı faizle kredi verilmiş, IMF ve diğer kurumlar kurtarma paketi karşılığında ülkede zorunlu düzenlemeler gerçekleştirmişlerdir. Ancak ülkede bu planlar yürütülemedi. Artık yoklar. Bunu sağlamak için artık doğrudan yönetim var, sömürge engeller karşısında duraklamaz sadece artan borcuna karşılık aktif finansal varlıkların transferini geciktirir.