J.Bracamonte, D.E. Spencer: El Salvador, FMLN’nin 1989 Şehir Hücumu

FMLN_Mahalle_Savunmasi

siyasol.org’tan alınan aşağıda yazı  iki karşı-devrimci tarafından yazılan Salvadorlu FMLN Gerillalarının Strateji ve Taktikleri [Strategy and Tactics of the Salvadoran FMLN Guerrillas, 1995] isimli kitabın bir bölümünü oluşturmaktadır.

10 Ekim 1980’de 4 politik askeri organizasyon, 1932 Salvador köylü ayaklanmasında öldürülen Ayaklanma önderinin ismine atfen Farabunda Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi adı altında bir araya geldi. Aralık ayında Orta Amerika Devrimci İşçi Partisi cepheye katıldı ve 5 üyeli cephe örgütü kuruldu. Halk Kurtuluş Güçleri, Salvador Komünist Partisi, Salvador Devrimci Partisi, Ulusal Direniş, Orta Amerika İşçileri Devrimci Partisi cepheyi oluşturan bileşenlerdir.

Cepheyi oluşturan her bir bileşen 70’ler boyunca kentlerde yoğun bir devrimci faaliyet sürdürdüler.

Birleşme sonrası 80’lerin sonlarına doğru büyük bir ivme yakalayan devrimci mücadele 1989 Kasım ayında son saldırıyı başlatma kararı aldı. Bu saldırıda FMLN Orduyu ülkenin büyük bir bölümünden çıkardı. Başkent San Salvador’un yoksul mahallerinde denetim sağladı. Ordu başkentte FMLN denetime geçmiş bütün bölgeleri ağır bir bombardımana tuttu. Sheraton Hotel’de çatışma oda oda sürdü. Bu saldırı sırasında özellikle FMLN’nin eline geçen San Salvador mahaleleri ağır hava bombardımanı altına alınması, rejimi yıkmaya yeterli olmadı. Diğer yandan rejim FMLN’yi yok edecek bir gücünün olmadığının farkına vardı.

1989 Kasım saldırısı, kente başlayan sonra kıra yayılan ve nihai olarak kentlerin kuşatılmasına varan uzun süreli halk savaşının nihai kent savaşları konusunda önemli bir tarihsel deneyim bıraktı.

isyandan.org

FMLN’nin 1989 Şehir Hücumu

FMLN şehir savaşı elkitabı şöyle diyordu:

Betondan ormanlarda, başlıca güç nüfusun etkin unsurlarıdır çünkü halkın etkin katılımı olmadan bir ayaklanma gerçekleşmeyecektir… Bu karar anı için gereken koşulları hazırlamak FMLN’nin ahlaki sorumluluğudur. Bu da eğitim vererek, kitleleri öz-savunma çarpışmaları yapabilecek şekilde eğiterek ve yerine getirilmesi gereken pek çok görevi gerçekleştirerek başarılabilir.

FMLN, gerillaların gerçekleştirmesi gereken üç temel görev belirlemişti. Birincisi, her mahalleyi gerçek bir kaleye dönüştürmekti (bkz. Çizim 1). İkincisi, halkı isyan etmeye ve ayaklanmaya katılmaya teşvik etmekti. Üçüncüsü, her mahallede el yapımı silahların imal edilmesi için bir atölye kurulmasıydı. Bu atölyeler Halk Silah Atölyeleri (HSA)’lar olarak biliniyordu.

Gerilla güçleri taciz saldırılarıyla kazanılan zamanı kullanıp, mahallelere giderek buraları tahkim ediyordu. Ordu kışlalarının etrafında, tahkim edilmiş mahallelerden oluşan bir ağ yaratarak ve bu ağları yavaş yavaş içerilere doğru genişleterek orduyu boğup teslim olmaya zorlayacaklardı.

Gerilla birlikleri bir mahalleye giderek, mahallenin merkezinde bir karargâh kuracak ve tahkimatları buradan ileri doğru inşa edip, çemberi büyüteceklerdi.

Mahalle komutanlığı mahallenin iç örgütlenmesinden sorumluydu ve bölge komutanlığıyla koordineli hareket ederdi. Mahalle komutanı binaları savunması ve tahkim etmesi için gerillalarını binalara yerleştirirdi. Mahallenin ana giriş yollarına pusular ve barikatlar kursunlar, alanı çevrelesinler diye hareketli ekipler gönderirdi. Mahalle komutanlarının sorumluluğu çok büyüktü, çünkü FMLN’ye göre bu komutanların göstereceği yetkinlik, zafer ya da yenilgi anlamına geliyordu.

Mahalle komutanı, savaşçılarına öncülük etmenin dışında, yerel halkın sürece katılmak için örgütlenmesinden, HSA’lar, ikmal depoları, ilk yardım noktaları, talim ve ideolojik eğitim okullarının kurulmasından, sivil savunma sığınaklarının inşa edilmesini denetlemekten ve daha pek çok şeyden sorumluydu.Mahallenin_OrgutlenisiMahalle komutanının bina komutanları ve bölge komutanlarıyla bir haberci ya da radyo aracılığıyla sürekli olarak iletişim halinde kalması gerekiyordu ki, olayların gelişimine ilişkin tam bir fikre sahip olabilsin.

Binaların çatışmaya hazırlanması

Bina komutanlarının kendi gerillalarını kontrol etmesi ve mahalle komutanıyla temasta kalması gerekiyordu. Bina komutanı kendi binasının tahkim edilmesi talimatını verirdi. Şehirdeki binaları savunmak için, mahallenin en dışına bakan köşe evlerinde çatışma mevzileri inşa edilirdi. İyi bir ateş sahası sunsun ve savunanlara gözlem imkanı versin diye diğer evler de tutulurdu. Aynı bina içerisindeki evler arasındaki iletişim ve hareket, duvarlara insan büyüklüğünde delikler açarak mümkün kılınırdı. Bu deliklerin sunduğu yan ya da arka girişler doğrudan düşman gözetiminden ve ateşinden kaçınmayı sağlıyordu. Bina girişlerinde iki metre derinliğinde anti-tank hendekleri açılıp barikatlar kurulur ve bunların etrafına uzaktan ateşlenebilen anti-tank ve anti-personel mayınları döşenirdi.

FMLN barikatları korumak için en iyi mevziinin köşedeki evler ve bir binanın ortasındaki evler olduğunu öngörmüştü. Güçlü noktalar, köşedeki evlerin mevzii olacaktı. Çevre arazinin ve koşulların ayrıntılı bir analizinin ardından, dört kişiden az olmayan ekipler köşedeki evlere konuşlandırılırdı. Önce tüm kapılar ve pencereler kapatılırdı. Eve giriş çıkışlar yalnızca odaları ve evleri birbirine bağlayan duvarlara açılmış deliklerden sağlanırdı. Bu delikler pencere hizasından değil, zemin hizasından ve binanın dış duvarından açılırdı ki, gerilla sokağa ve civara ateş edebilsin.

İdeal durumda savaşçının ayaktayken, otururken ve yatarken iyi bir görüş alanı olurdu. Tek bir duvara çok fazla delik açmaktan kaçınılır, bu deliklerin duvarın temelini zayıflatması engellenirdi. Gerillalar deliğin dışını üzeri tel örgüyle kaplı metal çerçevelerle örterdi. Pencereler de bu şekilde kaplanırdı. Tel örgü, delik ve boşluklardan roket, el bombası ve havan mermisi girmesini engellerdi. Roketler binanın içine giremeden tel örgünün üzerinde patlar; havan mermileriyle el bombaları tel örgüye çarpıp sekerek binadan uzak bir yerde infilak ederdi. Tel örgünün dışa bakan tarafı genelde bir tür kamuflajla kaplanırdı.

Deliklerin hemen gerisine yere, yeni gedikler açılır, içine moloz doldurulmuş çuvallarla mevzi sağlamlaştırılırdı. Eğer mümkünse, baş üstü koruması için sıradan bir mutfak masası mevzinin üzerine, duvarın karşısına yerleştirilirdi. Masanın ayakları kum torbalarıyla güçlendirilir, üzerine fazladan kum torbaları ve molozlar konulurdu. Eğer mümkünse kum torbaları ıslatılarak daha da güçlendirilir, üstelik böylece mevzii belli edecek toz ve duman önlenirdi.

Savaşçıların binalara yerleştirilmesi

FMLN’nin dört kişilik köşe mevzilerinde bir makinalı tüfekçi, bir roketçi ya da el bombacı, bir keskin nişancı, bir cephaneci ya da gözlemci bulunurdu. Cephaneci aynı zamanda ekip telsizini de taşırdı ya da bu ekipmanın bulunmadığı durumlarda kendi mevzii ile bina komutanı arasında habercilik yapardı.

Roketçi, yaklaşan zırhlı araçların etkisiz hale getirilmesinden sorumluydu. Roket atarına ek olarak, mevzinin 100-150 metre uzağına, araçların yaklaşma yollarına yerleştirilmiş uzaktan patlatılabilen mayınlar yerleştirerek de araçlara saldırabilirdi.Kose_EvMayınlar genellikle iki tür olurdu: Anti-personel mayınlar (Claymore’lar) ve kümülatif yüklü anti-tank mayınları. İki tür de ev yapımıydı. Anti-tank mayınlar anti-tank hendeklerinin önüne yerleştirilirdi. Anti-personel mayınlar evlerin giriş kapılarına, ağaçlara ya da duvar kenarlarına yerleştirilir ve tümü çok iyi kamufle edilirdi. Bunlar yol boyunca yürüyen ya da üstü açık araçların içinde yolculuk eden dikkatsiz birliklere karşı kullanılırdı.

Buna ek olarak, ekiplerden yaklaşan zırhlılara karşı kullanılacak yedek Molotof kokteylleri hazırlamaları istenirdi. Bunlar genellikle araçları tahrip edemezdi ama kokteylin çıkardığı yangın nedeniyle araç o kadar ısınırdı ki personel aracı terk etmek zorunda kalırdı. FMLN ev yapımı NAPALM’lar içeren plastik torbalar da hazırlıyordu. İçine benzin, ayakkabı yapıştırıcısı, strafor ve sabun tozu konulan bu bombalar ileri barikatlara dağıtılırdı. Amaç, barikatlarda mayınların etkisiz hale getirdiği zırhlı araçların bütünüyle işinin bitirilmesiydi. NAPALM’ı ateşlemek için gerillalar barikatlara Molotof atar ve poşetleri ateşe vermeye çalışırdı. Buna ek olarak, yanıcı boya kutuları, eski lastikler ve diğer yanıcılar barikatların civarına dağıtılırdı. Bunlar bir kere ateşe verildiğinde yaklaşan birlikler için görsel ve fiziksel engeller yaratırdı.

Yaklaşan bir ordu birliği görüldüğünde, cephaneci bina komutanını telsizle ya da bizzat giderek düşmanın yaklaştığına ilişkin bilgilendirirdi. Daha sonra, bina komutanı mahalle komutanına ulaşırdı ve bilginin niteliğine göre buraya savunma birlikleri kaydırılırdı. Katı bir savunma anlayışı olmayan FMLN, duruma göre pek çok kez geri çekilir ve ileri atılırdı. Makinalı tüfekçi geri çekilen son kişi olurdu, çünkü güçlü silahlıyla ekibi mevziiye çekilinceye kadar onları korurdu. Her yeni mevzinin yeni barikatlarla tahkim edilmesine çalışırlardı.

Bir binanın orta kısmına denk düşen evlere çiftler halinde keskin nişancılar yerleştirilirdi. Bunların görevi ilerleme girişiminde bulunan düşmanı gözlemlemekti. Keskin nişancı ateşini duyan diğer gerillalar ordunun ilerlemesine dair uyarılmış olurdu. Keskin nişancılar çatılarda ve diğer yüksek yerlerde tahkim edilmiş mevziler inşa ederlerdi. Gerillaları kara saldırıları konusunda uyarmaya ek olarak, keskin nişancılar hava saldırılarına karşı koruma görevini de üstlenirlerdi.

Mahalle komutanı bina savunmalarına ek olarak, mahallenin etrafında çember çizerek dolaşan hareketli birlikler de örgütlerdi. Küçük ama güçlü olan bu ekipler emir üzerine devriye atarak, fırsatını bulduğu hedeflere ateş açardı. Savunmasız ordu birliklerine pusu kurar, uygun yerlere engeller ve barikatlar inşa ederlerdi. Hareketli ekiplerin bir de mahallenin yan tarafında, ordunun ilerlemesine uygun olan bitki örtüsüyle kaplı ya da çıplak arazileri koruma görevi vardı. Buralara anti-tank ve anti-personel mayınlar döşenir, boş arsa, futbol sahası gibi açık alanlara helikopterlerin inmesini engelleyecek kazıklar dikilir, teller gerilirdi.

FMLN’nin esnek bir muharebe planı vardı ve örgüt kendini belirli bir arazi parçasına bağlamazdı. Duruma göre geri çekilir ya da ilerlerdi. Daralmaya ve genişlemeye dayalı bu taktiğe “Akciğer” adını vermişlerdi. El kitaplarında sürekli olarak vurguladıkları bir kavramdı bu.

Ajitasyon, propaganda  ve halkın örgütlenmesi

FMLN rehberleri, şehir gerillası kollarını mahallelere girerek, orduya karşı mücadelede halkın örgütlenmesi için inisiyatif almaya çağırıyordu. Bu şehir gerillaları, doğrudan mahalle komutanına bağlı olarak çalışan bir ajitasyon ekibi örgütleyeceklerdi. Şehir gerillasının şehir kültürüne daha aşina olduğu, çoğunlukla söz konusu mahalleden geldiği ve dolayısıyla da mahalle halkının güvenini daha kolay kazanacağı düşünülmüştü.

Şehir ajitasyon ekipleri halkı toplantıya çağırmak, ayaklanmanın başladığını ilan etmek ve onlara örgütlenme çağrısı yapmak için megafonlar kullanıyorlardı. Halkın başlangıçta çok çekingen olabileceği, ama zaman içerisinde FMLN’nin ısrarlarını ve iknalarını kabul edeceği konusunda gerillalara uyarı yapılmıştı. İlk bir-iki gün halk panik halinde işbirliği yapmaya yanaşmazsa, gerillanın moralinin bozulmaması söyleniyordu. Zamanla şok atlatılacak ve insanlar yapılması gerekenlere kendilerini giderek daha fazla vereceklerdi.

Ajitasyon ekiplerinin attığı ilk adım mahallede bir nüfus sayımı yaparak, doktorların, hemşirelerin, şoförlerin, işbirliği yapmaya hazır olanların, savaşçıların ve teknik beceriye sahip olanların (tamirci, elektrikçi, muslukçu, marangoz, demir işçisi, duvarcı, kimyager vs.) bir listesini çıkarmaktı. Daha sonra sığınak ve barikat yapımı için araçların, malzemenin ve diğer kullanışlı eşyaların listeleri hazırlanırdı. Bu malzemeler daha sonra toplanır ve sınıflandırılırdı.

Ajitasyon grupları daha sonra su, yiyecek ve ilaç toplayacak ekiplerin seçilip örgütlenmesine başlardı. Tüm bunların halka paylaştırılacağı dağıtım noktaları kurardı. Ardından sivillerden oluşan ekipler sağlık noktaları, çocuklar, yaşlılar ve engelliler için bomba sığınakları inşa ederdi. Yangınları söndürmek, molozları temizlemek ve kopan elektrik kablolarını kaldırmak için “Sivil Savunma Tugayları” diye adlandırılan ekipler kurulurdu. Örgütlü kadroların desteklediği bu ekipler, top ateşi ve hava saldırısı sırasında alınacak önlemlere dair talimatlar vermekle de sorumluydu. Bunlar arasında fenerleri toplamak, limon, sirke ve tuzdan oluşan solüsyonlara batırılmış mendilleri biber gazından korunmak için yüze örtmek gibi önlemler vardı. Mahalleye çok fazla miktarda gaz atıldığında, insanlardan gazete yakmaları istenmişti. Çünkü ısınan havayla birlikte yükselen gazın etkisi ortadan kalkıyordu.

FMLN polis, ordu ya da hükümet personeli, bunların aileleri ve sempatizanları hakkında bilgi toplarken büyük ölçüde halka yaslanıyordu. Gerillalar çevrede böyle insanlar varsa onları arayıp buluyor ve cezalandırmaya çalışıyordu. Kendi hatlarında muhbirlerin ve direniş bölgelerinin kalması riskini almıyorlardı.

Halk silah atölyelerinin örgütlenişi

FMLN’nin 1989’daki şehir taktiklerinin son unsuru HSA’lar olarak bilinen Halk Silah Atölyeleri’ydi. FMLN bu unsuru kent savaşının temellerinden biri olarak görüyordu. Halkın ürettiği silahlar gerillanın cephaneliğini genişletiyor, sivil halkın silahlandırılması için silah sağlıyor ve duruma göre farklı silahların kullanılmasına imkan veriyordu. Her mahalle komutanı önceden bir Halk Silah Atölyesi ekibi seçer, bu ekip komutanın birliği mahalleye girer girmez faaliyetine başlardı.

HSA ekibi mahalledeki teknik beceriye sahip sivillerin listesini ajitasyon ekibinden alırdı. Ardından diğer mahallelerdeki HSA ekipleriyle birlikte mahallenin haritasını çıkarır, fabrikaların, depoların, demir atölyelerinin ve hırdavatçıların yerini tespit ederdi. Buradan yola çıkarak araçlara ve hammaddelere dair bir dağıtım ve tedarik zinciri ortaya çıkarılırdı. Bu haritalara göre teknik personel ve nitelikli işçiler seçilerek ekipler halinde örgütlenirdi. Hem hareketli hem de sabit olabilen bu atölyelerle depolar ev yapımı silahların tamiri, imalatı ve tedariği için çalışırdı. Kamyonlara yüklenen hareketli atölyeler mahallenin çevresinde dolanarak üretim yapardı.

Ekipler bir kere örgütlendiğinde halk yapımı silahların imalatı için yararlı olabilecek araçlar ve hammaddeler atölyelerde toplanırdı. Öncelik Molotof kokteyllerinin, el bombalarının, pompalı tüfeklerin, havan toplarının, anti-tank ve anti-personel mayınlarının, ev yapımı patlayıcıların, napalmın, tahrik barutunun vs. üretilmesine verilirdi. FMLN el kitapları potasyum klorür oksitleyicilerle birlikte çeşitli kombinasyonlar kullanarak nasıl bir dizi patlayıcı yapılabileceğini öğretiyordu. Amonyum nitrat gübre ile benzin bir başka sık kullanılan malzemeydi.

Hiç o kadar ileri gitmediyse de, örgüt şehrin sanayi bölgelerini ele geçirmek için de planlar yapmıştı. Buna göre, bölgelerdeki ağır makineler silah üretimi için kullanılacak, imalat yapan işçilere eğitim verildikten sonra seri silah üretimine geçilecekti.

Kaynak: http://siyasol.org/el-salvador-gerillanin-mahalle-savunmasi/

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.