Honduras’da Ordunun “Kirli İşleri” – Radyo Progreso

Komutan Santos Orellana Rodríguez, Honduras Silahlı Kuvvetleri’nin ülkedeki mevcut siyasi kriz sırasında yaptığı şeyleri ve Juan Orlando Hernández hükümeti içinde oynadığı rolü Radio Progreso ile yaptığı söyleşide anlattı

(Editör Notu:Honduras’ta 26 Kasım 2017”de gerçekleşen genel seçimlerde Ulusal Parti adayı Juan Hernandez’in seçimleri yolsuzlukla kazanmasının ardından halk sokaklara dökülmüş, hükümet sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Bunun üzerine başkent Tegucigalpa’da, güvenlik güçleri adına açıklama yapan bir polis sözcüsü, Hernandez hükümetinin yürürlüğe koyduğu sokağa çıkma yasağında görev almayacaklarını ve kaos çözümlenene kadar hükümetten gelen bir emre uymayacaklarını söylemişti.)

Honduras Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmış eski komutanlardan Santos Orellana Rodríguez, ülkedeki etkin durumdaki istihbarat ve karşı-istihbarat birimlerinin emirleri doğrudan mevcut devlet başkanı Juan Orlando Hernández’den almakta olduğunu açıkladı.

Rodríguez, ordunun halktan kişileri ortadan kaldırmak ve ülkede kaos yaratmak üzere kirli işler yürüten kendi bünyesinde bir gruba sahip olduğu yönündeki herkesin bildiği sırrı da doğruladı. Rodríguez, “Şu anda benimle değil de Genelkurmay Başkanı ile bu röportajı yapıyor olsaydınız, size tam tersini söyleyecekti; size, benim bir yalancı olduğumu ve orduya karşı öfkeli olduğumu söyleyecektir fakat size orduda olan bitenler hakkında doğruları anlatıyorum” sözlerini sarf etti.

Komutan Orellana Rodríguez, devlet başkanının kardeşi olan milletvekili Antonio “Tony” Hernández’in uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi tarafından soruşturulduğunu kamuya açık bir yerde dile getirmesi ve soruşturma altındaki bu milletvekilini uyuşturucu ticareti yapmak için devletin resmi uçaklarını kullanış olması nedeniyle kınaması üzerine herhangi bir hukuki gerekçe olmaksızın ordudan atıldı.

Radio Progreso ile yaptığı söyleşide, Komutan Santos Orellana Rodríguez, Honduras Silahlı Kuvvetleri’nin ülkedeki mevcut siyasi kriz sırasında yaptığı şeyleri ve Juan Orlando Hernández hükümeti içinde oynadığı rolü açıkça anlattı.

Radio Progreso: Honduras Silahlı Kuvvetleri, barbarca eylemlere ve halka dönük şiddetli bastırma eylemlerine katıldı mı katılmadı mı? 

Santos Orellana Rodríguez: Her bir barbarca faaliyet, her bir şiddetli bastırma eylemi Silahlı Kuvvetler tarafından planlanmaktadır. Silahlı Kuvvetler’in kendine ait hiyerarşiye ve planlama stratejisine sahip bir kurum olduğunu aklımızda tutalım; Silahlı Kuvvetler ne zaman saldırı yapacağını ve ne zaman provokasyon gerçekleştireceğini bilir. Bu konuda şaşırmış değilim ve her türden barbarca faaliyetin, olan biten her şeyin, binaların yakılmasının ve benzeri şeylerin hepsi, Honduras Silahlı Kuvvetleri’ndeki karşı-istihbarat tarafından provoke edilmiş olaylardır.

Askeri istihbarat nasıl işliyor?

Silahlı Kuvvetler, Honduras’ta istihbaratın idaresini elinde tutar. Devlete ait bir istihbarat dairesi kurdular fakat bunu Silahlı Kuvvetler yönetmektedir. İstihbaratın ulusal idarecisi Albay Germán Alfaro’dur; Alfaro uyuşturucu ticareti nedeniyle soruşturma altındadır, yetkiyi kötüye kullanma ve insan hakları ihlalleri nedeniyle soruşturma altındadır. Amerikalılar da Tocoa’da bir erkek çocuğunun ölümü nedeniyle ona dair soruşturma yürütmektedir.

Bir parçası olduğunuz Honduras Silahlı Kuvvetleri hakkındaki düşünceleriniz neler?

Silahlı Kuvvetler, topluma hizmet eden asil bir kurumdur fakat bugün, bizim Silahlı Kuvvetlerimiz halka hizmet etmiyor. İnsanların şiddetle bastırılması, sokaklardaki halkın terörize edilmesi, insanlara biber gazıyla saldırmak, kaos yaratmak gibi şeyler için mi bizim Silahlı Kuvvetlerimiz var? Bu sorunun sorulması meşrudur çünkü bütün bu faaliyetler askeri istihbarat ve karşı-istihbarat tarafından planlanmaktadır. Bütün protestolarda, protestocular ile birlikte yürüyen 30 ya da 40 istihbarat ajanı yer alır ve polisle çatışmaların yaşanmasını genellikle bunlar kışkırtır.

Silahlı Kuvvetler’de kararları kim alıyor?

Sorun, Silahlı Kuvvetler’deki komutanların bu görev için gerekli karaktere sahip olmaması, halk ile konuşmaya ve halka hizmet etmeye dönük iradelerinin olmamasıdır. Komutanların yaptığı şey, başkana hizmet etmektir. Silahlı Kuvvetler’in kendi yönetiminin dediklerini yaptıkça yozlaşmış kalmaya devam edeceğinde ısrar etmemin nedeni de bu. Örneğin, bugün kim bir krizle karşı karşıya? Başkan. Silahlı Kuvvetler’in idaresi kimde? Başkan. Genelkurmay emirleri kimden alacak? Cumhuriyetin başkanından.

Hedef gözeterek yapılan bastırma faaliyetleri, suikastlar, insan kaçırmalar, işkenceler – bunlar nasıl oluyor?

Silahlı Kuvvetler içindeki planlama sürecinin kendine ait hedefleri vardır ve kendilerinin ne olduğunu gayet iyi bilmektedirler; bu röportajı dinliyorlarsa, gerçeği de biliyorlar demektir. Hedeflerini seçerler, ülkede gerçekleştirilen suikast vakalarının büyük kısmı Silahlı Kuvvetler eliyle yapılmıştır.

Örneğin hangileri?

Pek çok örnek var; örneğin Marriott’ta olanlar ve sahil bölgesinde olanlar… Bunların Silahlı Kuvvetler tarafından planlanmış olması beni şaşırtmıyor çünkü bunlar ülkeye zarar verenin hükümet değil, Muhalefet İttifakı gibi görünmesini istiyorlar. Kaçırılan insanların ölü olarak bulunması gibi durumlar bu şekilde gerçekleşiyor. Artık uyuşturucu kaçakçılığını ya da çeteleri suçlayamayız. Bu ülkede bugün yaşananlar –yoksulluk sorunu, eğitim yetersizliği, ilaç yetersizliği, güvensizlik, bütün bu konularda sürekli çeteleri ve uyuşturucu kaçakçılığını suçlayıp duruyorlar.

İstihbarat bünyesinde, hedefli suikastlar, insan kaçırmalar ve işkence ile görevli paramiliter gruplar var mı?

Böyle olduğunu düşünüyoruz ve ordunun içinde her türden grup var zaten. Bütün bunların istihbaratın ve karşı-istihbaratın “kirli işleri” olduğunu anlıyorsunuzdur.

“Kirli iş” derken neyi kast ediyorsunuz?

Bu bir sır değil. Halktan kişileri ortadan kaldırmak ve ülkede kaos yaratmak üzere kirli işler yürüten kendi bünyesinde bir gruba sahip olduğu yönündeki herkesin bildiği bir sır. Bütün bunları Silahlı Kuvvetler planlıyor ve yürütüyor. Şu anda benimle değil de Genelkurmay Başkanı ile bu röportajı yapıyor olsaydınız, size tam tersini söyleyecekti; size, benim bir yalancı olduğumu ve orduya karşı öfkeli olduğumu söyleyecekti fakat size orduda olan bitenler hakkında doğruları anlatıyorum.

İstihbarat şefi bütün bunları biliyor, öyle mi?

Biliyor, yetkili konumda olanlar onlar, bu grupları onlar kontrol ediyor, onlar bu grupların var olmadığını söyleyecekler fakat onlar kontrol ediyor.

Peki, bu grupları nasıl kontrol ediyorlar, onlara doğrudan emir mi veriyorlar?

Bu türden işleri yapan bir grubun idaresini kim yapıyorsa o doğrudan emir veriyor.

Bu gruplar nasıl işliyor?

Şöyle işliyor; öncelikle hedeflerini seçiyorlar. Örneğin benim vakamı ele alalım. Bunlar beni kıstırmak istediler fakat onlar için üzgünüm ki ben Silahlı Kuvvetler’den korkmam, nasıl işlediğini biliyorum. Çetelerden de korkmam çünkü onlarla iş yaparken yakalanmış değilim ve uyuşturucu kaçakçılarından da korkmam çünkü onlarla para alışverişi yapmış değilim. Böyle olunca, benim peşime düşecek tek kurum da Silahlı Kuvvetler oluyor.

Hedeflerini nasıl seçiyorlar?

Diyelim ki bir muhalif liderin ortadan kaldırılmasını çünkü bize sorun yarattığını söylüyorlar, bu insanı ortadan kaldırırsak diğerlerinin de korkacağını, sineceğini, yılacağını söylüyorlar. Bu türden suçlara karşı bir şey yapmak hassas bir konudur – titiz bir soruşturma yapılması gerekir ve bu hükümette böyle suçu soruşturma gibi şeyler asla olmaz. Size son derece dürüst biçimde ve bana acı vermesine karşın söylüyorum: Silahlı Kuvvetler bu ülkede olan biten hiçbir şeyde, yaşanan felaketlerde, karıştığı cinayetlerde oynadığı rol nedeniyle denetlenmez ve soruşturulmaz; bunların bir tanesi bile bu hükümet tarafından soruşturma konusu yapılmamıştır. Size bunların kime hesap verdiğini söyleyeyim: Hükümete hesap verirler, Cumhuriyetin başkanına hesap verirler, ellerindeki silahlar başkanın silahlarıdır ve bunları kontrol eden de başkanın ta kendisidir.

Peki, ne öneriyorsunuz?

Silahlı Kuvvetler ve polis yürütme erkine hesap vermemelidir; hesap vermesi gereken yer yasama erkidir. Bu noktada tartışılması gereken konulardan biri, Silahlı Kuvvetler’in ve ulusal polis teşkilatının bir siyasetçiye değil, yasama organına, meclise hesap vermesinin gerekliliğidir ve bu konuda pek çok fikir de ortaya çıkacaktır zaten.

Toplumsal hareketlerin liderlerini aşağılamaya yönelik kampanyayı nasıl açıklarsınız?

Bu da Silahlı Kuvvetler’in istihbarat grubunun işidir. 23 yıl boyunca bu kurumda görev yaptım ve bir parçası olmaktan da gururluyum fakat dürüst konuşayım, hükümetin şu anda onu bu şekilde kullanmasından da utanıyorum.

Bu türden açıklamalar yapmakla ne kazanmayı bekliyorsunuz?

Bunlar, halkı, muhalefeti, bu ulus için mücadele veren insanları aşağılamaya ve bu kişilerin saygınlığını sarsmaya çalışıyorlar, bunu umuyorlar, oysa Honduras’ta terör yaratanlar arasında bir tek bu saydığım kişiler yok.

Silahlı Kuvvetler’de milyoner olmak mümkün mü?

Size şunu kesin bir biçimde söyleyebilirim: Silahlı Kuvvetler’deki bütün yetkili konumundakiler milyonerdirler, çünkü uyuşturucu ticareti ya da başka türden bir yasadışı işe bulaşmış durumdadırlar. Askeri akademiye gidenlerin neredeyse hepsi, yani bizim yüzde 95’imiz sınırlı ekonomik kaynaklara sahip ailelerden gelmişizdir ve askeri akademiye gideriz çünkü üniversiteye gitmek ya da para kazanacak bir iş yapmak gibi başka seçeneklere sahip değilizdir.

Peki, sabotaj meselesine gelirsek, bu işler nasıl gerçekleştiriliyor?

Bu konuda eğitim aldık. Sabotaj üzerine çalıştık. Neyi yapabiliriz, nasıl bir zarar verebiliriz, insanlara zarar verebileceğimiz aşil topukları nereleridir gibi… Aslında halka ait olan basın kuruluşlarına sabotajlar düzenlemek gibi… Radyo Progreso’ya dönük sabotaj da Silahlı Kuvvetler’in işlerinin bir parçasıydı, bunu Silahlı Kuvvetler yaptı, kimse bana onların yapmadığını, siyasetçilerin yaptığını falan söylemesin çünkü sabotajın nasıl yapıldığının eğitimini alan kişiler, ordudaki bizleriz.

Honduras askeri istihbaratına hangi ülkeler destek veriyor?

Kolombiya ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından sık sık eğitimler veriliyor. Kolombiya da uyuşturucu ticaretine ve hükümetine dair sorunlar yaşıyor; Honduras’ta da böyle bir durumun olduğu söyleniyor. Böylece Kolombiya kendi istihbarat ve karşı-istihbarat faaliyetlerini yürütüyor, biz de onlardan kopyalıyoruz. Buradaki mesele, bize neyi söylüyorlarsa bizim de onu kopyalıyor olmamız.

Başkan ile askeri istihbarat arasındaki ilişki nasıl bir ilişki?

Askeri istihbarat başkanın bir piyonu. Bütün emirler yerine getirilir çünkü başkandan gelir. Bugün başkan isterse istihbaratın başkanını seçer, bir tabur komutanını seçer, bir teğmeni vs. seçer, doğrudan asker toplanması kararı alır. Başkanın komuta zinciri içindeki kimseyle muhatap olmasına gerek yoktur çünkü Silahlı Kuvvetler’in başkomutanı odur. Bu durum değişmedikçe, bu ülke de bir adım yol alamayacak. Baskı devam edecek ve insan hakları ihlalleri ve ölüm döngüsü devam edecek. Bunlar, devletin hepimizin bildiği sırlarıdır.

 [UpsideDown World’deki İngilizcesinden Soner Torlak tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

Etiketler:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.