Avustralya‘nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü talebiyle Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar 1856 yılında ilk kez yürüyüş düzenlediler. Bu yürüyüşten yıllar sonra 1 Mayıs 1886’da Chicago’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde düzenlenen görkemli yürüyüş ile birlikte, 1 Mayıs tüm dünya işçi ve emekçileri tarafından İşçi Bayramı olarak uluslararası çapta kutlanmıştır.
Birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 MAYIS, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yer yer 1860’lı yıllardan itibaren Ermeniler tarafından kutlanmaya başlanmış olup, 1886’dan itibaren çok daha kitleselleşerek Bütania, Kilikia ve Batı Ermenistan’ın Ermeni köylerinin çoğunda artan katılımlarla kutlanarak giderek toplumsallaşmıştır.
1906 yılında arapça olarak yazılmış, günümüz türkçesiyle, “Yurtsever Kardeşlerim! Şerefli Gazete Çalışanları! Haberiniz olsun ki, 1 Mayıs Dünya İşçileri Bayramı münasebetiyle amele kıraathaneleri civarındaki tren istasyonu mevkiinde toplantı ve gösteri vardır” bildirileri dağıtıldı. İzmir Basmane’de toplanan işçilerle “amele bayramı” kutlandı.
1909 yılında Üsküp ve Selanik’te kutlandı. Selanik’te Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler kol kola yürüdüler. 4 dilde yayınlanan ortak 1 Mayıs bildirisinde, herkese seçme ve seçilme hakkı ve emeği koruyacak yasaların çıkarılması istendi.
1910 yılında, Selanik’te tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1911 yılında, Üsküp, Selanik, Edirne ve bazı Trakya şehirlerinde yapılan 1 Mayıs etkinlikleri içinde Selanik’te yapılan Sosyalist İşçi Federasyonun düzenlediği miting en kitlesel mitingtir. 7000 kişinin katıldığı yürüyüşte katılımcılara Selanik’te konuşulan bütün dillerde seslenilmişti…
1912 yılında, 1 Mayıs Selanik ve İstanbul’da kutlandı. İstanbul’da kutlanan bu ilk 1 Mayıs’ta Selanik’teki gibi seçme seçilme hakkının herkese tanınması, grev yasasının değiştirilmesi, emeğin haklarını koruyacak kanunların çıkartılması gibi pek çok konudaki talepler dile getirildi. İstanbul’da 1 Mayıs gösterisi düzenlemek –bugün olduğu gibi- 1912 yılında büyük bir kazanımdı. Ancak tedbirler gecikmedi, hükümet sosyalistlere ve işçi hareketine karşı baskıyı giderek tırmandırırken sermayeye her türlü kolaylığı sağladı. İttihat ve Terakki Hükümeti 1912 yılında başlayan Balkan Savaşlarını bahane ederek sıkıyönetim ilan etti.
1913 – 1918 yılları arasında 1 Mayıs da dahil olmak üzere tüm işçi eylemleri ve gösterileri yasaklandı. Osmanlı’nın yenilgisi ile biten savaşın ertesinde, 1 Kasım 1918’de İttihat ve Terakki Fırkası tarihe karışırken, Hüseyin Hilmi’nin “Türkiye Sosyalist Fırkası” Şubat 1919 yılında kuruldu. 1913’te kapatılan siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilince Sinop Kalesi sürgününden dönen komünist aydınlar, bazı sempatizanlar ve Bolşevik İhtilali’ne katılan Osmanlı uyruklu sosyalist kadrolar siyasi faaliyetlere hız verdiler, ülkede sol bir rüzgâr esmeye başladı. İlk olarak Eylül 1919 tarihinde Dr.Şefik Hüsnü’nün liderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) kuruldu.
1919 yılında İzmir ve İstanbul’da binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs Mitingleri, bir yandan da müttefik güçlerin 1918 yılının Kasım ayı ortalarında İstanbul’a asker çıkarmasıyla başlayan işgalin protestosu şeklinde gerçekleşti.
1920 yılında işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. Türkiye Sosyalist Fırkası (TSF) ve bir grup işçi “Türkiye müstakil olacak” pankartıyla Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu’na kadar bir yürüyüş yaptılar ve “Bağımsız Türkiye” yazılı bir pankart taşıdılar.
1921 yılında işgal güçlerinin tüm yasaklamalarına rağmen 1 Mayıs TSF önderliğinde İstanbul’da kutlanmış, tramvay, vapur ve bazı fabrikalarda çalışan işçiler iş bırakmış, Kağıthane’de gerçekleştirilen kutlamalarda işçi marşları çalınmış, 1 Mayıs’a özgü kıyafet ve aksesuarlar takılmış ve işçiler birbirleriyle bayramlaşmıştır. Kutlamalarda geleneksel inançları da barındıran bir tonlama dikkat çekicidir. İşçiler o gün kendilerine içki içmeyi yasaklarken, TSF “Mayıs’ın 1. günü amelenin en mukaddes bayram günüdür. Bu mukaddes bayram gününün kutlanması bütün amele için bir vazifedir.” açıklaması yapmıştır.
1922 yılında 1 Mayıs İstanbul, Ankara ve İzmir’de kutlandı. İstanbul’daki kutlamalar ağırlıkta sol parti ve örgütlerin oluşturduğu “1 Mayıs Komisyonu” öncülüğünde gerçekleştirildi. Şefik Hüsnü önderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası (TİÇSF) bu kutlamalarda önemli rol oynadı. Sultanahmet Meydanı’nda toplanan işçiler Kağıthane’ye kadar yürüdüler. O yıl Ankara’da ilk kez 1 Mayıs kutlaması yapıldı. İmalat-ı Harbiye ve demiryolu işçileri iş bırakarak aileleriyle birlikte katıldıkları bir toplantı düzenlediler. Toplantıda işgal güçleri kınanarak Mustafa Kemal’e ve kurduğu hükümete destek verildiği açıklandı.
1923 yılında 1 Mayıs Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlandı. İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamaları, İstanbul Umumi Amele Birliği tarafından gerçekleştirildi. Umumi Amele Birliği genel merkezi, Cumhuriyet hükümetine ve Enternasyonal’e kutlama mesajları yolladı. Gösteride belirli talepler ileri sürüldü. Özellikle Mesai Kanunu’nun çıkarılması istendi. İstanbul’da ayrı bir kutlama da, Mürettibin Cemiyeti ve TİÇSF tarafından organize edilmiş, İzmir İktisat Kongresi’nde belirlenen ilkelerin hayata geçirilmesi için çabaların yoğunlaştırılması kararı alınmıştı. Ankara ve Adapazarı’nda 1 Mayıs kutlamaları İmalat-ı Harbiye işçileri tarafından gerçekleştirildi. İşçi taleplerinin arasında, “yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs’ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı” vardı ve birçok işçi tutuklandı.
1924 yılında 1 Mayıs kutlamalarının yapılması yasaklandı ve yürüyüşlere izin verilmeyeceği belirtildi. Buna rağmen Amele Birliği Genel Merkezi’nde bir resmi kabul düzenlendi, Birlik Genel Merkezi, kırmızı renklerle donatılıp cephesine “Türkiye Amelesi Sendikalar Kanununu İster” yazıldı, Enternasyonal marşı çalındı. 1 Mayıs dolayısıyla çıkarılan Çelik Kol gazetesi toplattırılıp, Aydınlık dergisi idarehanesi arandı, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen çok sayıda işçi tutuklandı.
1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile işçilerin her türlü gösteri ve yürüyüş yapması, yasaklandı. 1 Mayıs 1925 Amele Teali Cemiyeti tarafından genel merkez binasında sınırlı bir törenle kutlandı. Amele Teali Cemiyeti, ayrıca, “1 Mayıs nedir?” başlıklı bir broşür bastırıp halka dağıttı. Bunlar, hükümetin yeni bir tutuklama başlatması için yeterli oldu. Otuz sekiz kişilik bir grup Ankara’ya gönderilerek İstiklal Mahkemesi önüne çıkarıldı. Bunlardan bazıları, 7 ile 15′er yıl hüküm giydi. Aralarında Nazım Hikmet de bulunuyordu.
1926 – 1934 yılları arasında ki işçilerin 1 Mayıs kutlamalarının tarihi “yasak” larla yazıldı. 1926’dan itibaren 1 Mayıslar gizlilik içinde kutlanmaya başlandı. Her 1 Mayıs öncesinde sosyalistler tutuklandı, kutlama yapmak isteyen işçiler cezalandırıldı.
1935 yılında 1 Mayıs’ta “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” adıyla çıkarılan bir düzenleme ile “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak genel tatil günlerine dahil edildi. Ancak bu genel tatil gününde, diğer genel tatil günlerinde olduğu gibi çalışanlara ücret ödenmeyecekti.
1936 – 1974 yılları arasında tek parti ve sonrasındaki dönemlerde, uzunca bir süre 1 Mayıs’ın kutlanması yasaklandı. Bu dönemde parti, sendika, işçi derneği kurmak bile suç sayıldı. 1947 yılında Sendikalar Kanunu yürürlüğe girdi. 1947 ve 1950 yılları sonrasında bazı sendikalar kuruldu. 1951 yılında çıkarılan bir kanunla işçilere genel tatil günü olan 1 Mayıs’ta yarım günlük ücret ödenmesi 1956 yılında ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi. 1960’lı yıllarda, Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak dayatıldı. Yeniden yükselişe geçen işçi hareketi, DİSK’in kuruluşu, 15-16 Haziran Direnişi ve işçi direnişlerinde yaşanan artış 1 Mayıs’ı uzun yılların ardından yeniden işçi sınıfının gündemine taşıdı. 1 Mayıs yasağı 50 sene sürdü bu seneler boyunca komünist ve solcu olarak bilinen kişilerin her 1 Mayıs öncesinde gözaltına alınması, 1 Mayıs’ı nezarette geçirmesi devlet geleneği oldu.
1975 yılında yarım yüzyıl sonra ilk yasal 1 Mayıs kutlaması, TSİP tarafından İstanbul Tepebaşı’nda bir düğün salonunda yapıldı.
1976 yılında 1 Mayıs DİSK’in öncülüğünde Taksim Meydanı’nda yapıldı. Saraçhane, Beşiktaş, Kabataş ve Şişli’den yürüyen 400 bin işçi Taksim Meydanı’nı doldurarak büyük ve görkemli bir 1 Mayıs kutlamasına imza attı. 50 Yıllık aradan sonra 100 binlerce kişinin 1 Mayıs’ı kitlesel kutlaması, hükümeti ve işverenleri tedirgin etti.
1977 yılına gelindiğinde 1 Mayıs’ın bu denli görkemli kutlanmasından tedirgin olan kesimler bulunmaktaydı… Ama herşeye rağmen Taksim Alanı’na 500 bin emekçinin akması engellenemedi… Saat 14.30’da başlayacak olan kutlamalar için alan, sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başladı. Taksim alanında, iğne atsan yere düşmeyecek bir katılım vardı. Alanda konuşmalar devam ederken, çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. Taksim Alanı’nda yaklaşık 200 kişi yaralandı, 37 kişi de yaşamını yitirdi. Olayda 2 bine yakın mermi atıldığı saptanmış, buna karşın yalnızca 5 kişi kurşun yarası nedeniyle ölmüştü. Aradan geçen bunca zamana rağmen olayın failleri hala bulunamadı.
1978 yılında, önceki yıl yitirilen 37 insanın acısını içinde yaşayan yüzbinler yine Taksim Alanı’ndaydı… Kontrgerilla saldırıları, tehditleri işçilerin 1 Mayıs kutlamasını engelleyemedi. İşçiler bir önceki yıl olduğu gibi bir kez daha aynı güç ve kitlesellikle Taksim Meydan’ında buluştular. Bu mitingin en önemli talebi 1 Mayıs 77’nin faillerinin bulunmasıydı.
1979 yılında Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul’da mitinge izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan edildi, kitlesel tutuklamalar yapıldı. 1 Mayıs’ta İstanbul’da sokağa çıkan 1000’e yakın kişi gözaltına alındı, 330 kişi tutuklandı. Yasağa rağmen birkaç yerde1 Mayıs kutlaması yapıldı. DİSK’e bağlı bir grup sendika ise İzmir’de izinli 1 Mayıs kutlaması yaptı.
1980 yılında DİSK Mersin’de 50 bin kişinin katıldığı bir miting düzenledi. DİSK Genel Başkan Vekili Rıza Güven kürsüden iner inmez tutuklandı.
1981 – 1986 yılları arası 12 Eylül askeri darbesinin yasaklar zincirinde 1 Mayıs da yerini aldı. Böylece Türkiye’de yeni bir yasaklı dönem başlamış oldu. Ama tüm yasaklara rağmen, kısa süreli iş bırakmalar, bayramlaşmalar ve bildiri dağıtma gibi etkinlikler yapıldı.
1987 yılında sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim adamları ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir grup Taksim Anıtı’na 1 Mayıs şehitlerini anmak üzere çelenk bırakmak istediler. Polis sadece milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına izin verdi. Emek Sineması’nda “Merhaba 1 Mayıs 1987” adlı gece düzenlendi.
1988 yılında sendikaların oluşturduğu tertip komitesi, İstanbul Valiliğine başvurarak 1 Mayıs’ı yasal olarak kutlamak istedi. Ancak Valilik 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanmasına izin vermedi. Yasağa rağmen 1 Mayıs günü Taksim’e çıkmak isteyen sendikacılar polisin saldırısıyla karşılaştı. 81 İşçi, temsilci ve sendikacı gözaltına alındı ve bunlardan bir kısmı tutuklandı.
1989 yılında 1 Mayıs’ı kutlanmasının yasaklanması üzerine Taksim meydanına çıkmak isteyenler polis saldırısıyla karşılaştılar. Polisin açtığı ateş sonucu Mehmet Akif Dalcı adında 17 yaşında genç bir işçi hayatını kaybetti. Mecidiyeköy ve Taksim’de pek çok kişi tutuklandı.
1990 yılında aralık ayında toplanan Türk-İş Genel Kurulu’nda 1 Mayıs’ın kutlanması karar altına alınırken, Hak-İş’te tarihinde ilk kez 1 Mayıs kutlaması yapmış oldu… Polis 1 Mayıs gösterilerini önlemek amacıyla İstanbul’da sıkı güvenlik önlemleri aldı. Değişik semtlerde gösteri yapmak isteyen gruplarla polis arasında çatışmalar çıktı. Pangaltı’daki olaylar sırasında üniversite öğrencisi Gülay Beceren polis tarafından vurularak felç oldu.
1991 yılında İstanbul’da yasaklara rağmen yapılan 1 Mayıs gösterilerinde 10 eylemci yaralandı ve toplam 600 kişi gözaltına alındı. İzmir’de Balık Hali önünde gerçekleştirilen toplantı 12 Eylül sonrasının ilk yasal mitingi oldu.
1992 yılında sendikalar Ankara’da ortak salon toplantısı yaparak 1 Mayıs kutlaması yaptı. 12 Eylül’den sonra ilk 1 Mayıs mitingi de İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı’nda düzenlendi.
1993 yılında işçiler yeniden meydanlarda 1 Mayıs’ı kutlamaya başladılar. Türk-İş 1 Mayıs’ı İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında düzenlenen bir mitingle kutladı. Türk-İş tarihinde ilk kez gerçekleşen bu alanda kutlamaya 60 bin civarında işçi katıldı. DİSK ise aynı gün İstanbul Pendik Meydanı’nda düzenlediği mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1994 yılında Demokrasi Platformu içinde yer alan Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve daha sonra KESK’i kuracak olan Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında ortak bir mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1995 yılında da 1 Mayıs Demokrasi Platformu tarafından ortak bir biçimde kutlandı. Ancak bu kez Hak-İş bu ortak kutlamanın içinde yer almadı, ayrı kutladı. Demokrasi Platformu tarafından organize edilen ortak mitingler İstanbul, İzmir, Mersin, Adana ve Ankara’da yapıldı.
1996 yılında 1980 sonrasının en kitlesel mitinglerinden biri gerçekleştirildi. Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu Hasan Albayrak, Dursun Odabaşı ve Yalçın Levent yaşamını kaybetti. 3 Kişinin öldürüldüğü bu olaylardan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı.
1997 yılında işçiler yine alanlardaydı. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, İzmir, Antalya, Denizli ve Uşak’ta yürüyüş ve miting düzenlendi. 1 Mayıs kutlamalarını Türk-İş, DİSK ve KESK birlikte organize ettiler. Merkezi miting İstanbul’da Çağlayan Meydanı’nda yapıldı.
1998 yılında “Şimdi Demokrasi Zamanıdır” temel sloganı ile 1 Mayıs darbe sonrasında ilk kez yaygın biçimde kutlandı. Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep ve Samsun başta olmak üzere pek çok ilde ve ilçede 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1999 yılında işçi konfederasyonları ve çeşitli toplumsal muhalefet örgütlerinden 15 Örgütün bir araya gelmesiyle oluşturulan “Emek Platformu” tarafından kutlandı. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Kocaeli, Lüleburgaz, Gebze, Eskişehir, İskenderun, Kayseri, Trabzon, Silifke ve Divriği’de mitingler yapıldı. 1999 1 Mayıs’ında dikkat çeken nokta büyük kentlerin yanı sıra emekçilerin yoğun olarak bulunduğu ilçe merkezlerinde de 1 Mayıs mitinglerinin düzenlenmiş olmasıydı.
2000 yılında Türkiye’de 1 Mayıs’ı kutlamak üzere bir araya gelen Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK 1 Mayıs 2000 için temel sloganı “Küresel saldırıya karşı güç birliği olarak benimsedi. İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Gaziantep, Diyarbakır, Mersin, Malatya, Tunceli’de düzenlenen mitinglerde çalışanlar sosyal devletin korunmasını istediler ve iş güvencesi talep ettiler.
2001 – 2003 yılları arasında 1 Mayıslar çoğu defa konfederasyonların ortak mitingleriyle kutlandı.
2004 yılında DİSK, KESK ve devrimciler 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama önerisini yeniden gündeme taşıdı ve tüm tehditlere rağmen Saraçhane’de toplanan işçiler, Taksim’e girilemediyse de coşkulu ve iddialı bir kutlama yaptılar. Türk-İş sendikası ise 1 Mayıs’ı Şişli’de kutladı.
2005 yılında 1 Mayıs kutlamaları, dört konfederasyonun ortak düzenlemesiyle; Taksim, Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakılmasıyla başladı. Kadıköy, İskele Meydanı’nda devam eden kutlamalara yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Taksim’de izinsiz gösteri yapmak isteyen 3 ayrı gruba polis müdahale etti. 47 kişi gözaltına alındı. Ankara, Gaziantep, İzmir ve Diyarbakır’da kutlamalar yapıldı. Batman’da 7 kişi gözaltına alındı.
2006 yılında İstanbul’da göstericiler, 3 kortej halinde Kadıköy’de buluştu. Kutlamada DİSK, KESK, Türk-İş sendikalarının yanı sıra pek çok siyasi parti ve gruplar yer aldı. Kadıköy’de ki kutlamalarda, Sosyal Sigortalar Yasası, Terörle Mücadele Yasası ve nükleer santral projeleri protesto edildi. Ankara, İzmir ve Kocaeli’nde de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
2007 yılında hükümet 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin verilmeyeceğini açıkladı. Binlerce polis Kazancı yokuşunu çevreledi. Yapılan pazarlıklar sonrasında Valilik, yaklaşık 500 kişilik grubun Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs açıklaması yapmasına izin verdi. Anadolu Ajans, toplam 695 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. İstanbul’un çeşitli sokaklarında çatışmalar yaşandı.
2008 yılında İstanbul hükümet, 1 Mayıs günü Taksim’e toplu ulaşımın durdurulacağını, polisin gerekli önlemleri alacağını açıkladı. Polisin ağır müdahalesinden dolayı, sendikalar Taksim Meydanı’na gitmeyeceklerini açıkladı. 1 Mayıs ara sokaklarda çatışmalar gölgesinde kutlandı. Yaklaşık 1.500 kişi gözaltına alındı, yaklaşık 40 kişi yaralandı.
2009 yılında 22 Nisan 2009 günü TBMM Genel Kurulu’nda, 1 Mayıs’ın, “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla tatil olmasına ilişkin kanun tasarısı kabul edilmişti. 5 binden fazla kişi, Taksim meydanında 1 Mayıs’ı kutladı. Taksim’de konuşmalar sürerken polisler, civardaki sokaklardan meydana ulaşmak ve kutlamaya katılmak isteyenlere gaz attı, cop kullandı. ÇHD gözaltına alınanların sayısının 400’ü geçtiğini açıkladı.
2010 yılında 32 yıl sonra Taksim Meydanı ilk kez ‘eyleme’ açıldı. Taksim Meydanı’na üç ana yoldan çıkıldı; Gümüşsuyu, Mecidiyeköy-Şişli ve Tarlabaşı Bulvarı. Programdan önce sendikalar 1977’de meydana gelen olaylarda ölenler için Kazancı Yokuşu’na karanfil bıraktı. Büyük bir coşku ve heyecanla 200 binin üzerinde katılımcı ile görkemli bir kutlama yapıldı. Batman’da Cumhuriyet Meydanı, 20 yıl aradan sonra ilk kez 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Ankara’da göstericiler 1 Mayıs’ı Sıhhiye Meydanı’nda kutladı.
2011 yılında Taksim, 1977’den beri ilk defa 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Yurt genelinde coşkulu kutlamalar yaşandı.
2012 yılında 1 Mayıs ülke genelinde bayram havasında geçti.
2013 yılında hükümet, Taksim’de inşaat alanı olduğunu bahane ederek, meydanın 1 Mayıs kutlamalarına kesinlikle kapalı olacağını açıkladı. Bu açıklamaya rağmen kitleler Taksim’e gitmeye çalıştı, pek çok yerde polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. ÇHD, en az 26 kişinin gözaltına alındığını; üçü ağır toplam yedi kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Tarlabaşı’nda polisin attığı gaz fişeği kafasına isabet eden 17 yaşındaki Dilan Alp, ağır yaralandı.
2014 yılında 1 Mayıs kutlamalarına hükümetin izin vermeyeceğini açıklaması üstüne Taksim Meydanı’na çıkan tüm yollar polis tarafından kapatıldı. 39 Bin polisin görev yaptığı İstanbul’da OHAL ilan edildi. Şişli’deki DİSK binası önünde toplanıp 1 Mayıs’ı kutlamak için Taksim’e yürümek isteyen işçilere polis saldırdı. Aralarında gazetecilerin de olduğu onlarca kişi yaralandı, 100’den fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş’ta ana arterlerde ve ara sokaklarda biber gazı, su ve plastik mermiyle yoğun bir şekilde saldırdı. ÇHD yaptığı basın açıklamasında; 3’ü avukat 266 kişinin gözaltına alındığını ve yaklaşık 50 kişinin yaralandığını bildirdi.
2015 yılında İstanbul Valiliği’nin 1 Mayıs’a izin vermemesi nedeniyle Taksim ve Taksim’e giden tüm yollar polis barikatlarıyla çevrildi. Gün boyunca Taksim’e çıkmak isteyenlere polis her noktada gaz bombaları, TOMA ve plastik mermilerle saldırdı. İstanbul genelinde 18 kişi yaralanırken, 356’dan fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş çarşıda bir apartmanın camını kırarak içeri girmeye çalıştı. Ankara’da ise son yılların en kitlesel 1 Mayıs gösterisi düzenlendi. Sıhhiye Meydanı’nda bir araya gelen onbinler “AKP’ye oy yok” sloganı attılar. İzmir’de yapılan gösteride Soma pankartı açılırken, Trabzon’da ise HDP bayrakları yakıldı.
2016 yılında 1 Mayıs için Taksim Meydanı yasaklanırken, kutlamalar için Bakırköy Meydanı adres gösterildi. Disk, Kesk, Tmmob ve Ttb’nin katıldığı Bakırköy kutlamalarında, alana girmek isteyen HDP’liler polis saldırısıyla karşılaştı, 1 kişi atılan gaz bombasından etkilendi. 1 Mayıs alanı Taksim’dir diyen devrimci yapılar ise Zincirlikuyu’da buluşarak Mecidiyeköy’e dek kortej halinde yürüdüler. Mecidiyeköy’de polisin saldırısı ile karşılaştılar. Polisin Taksim ablukasına rağmen çeşitli gruplar gün boyu farklı noktalardan meydana girmeye çalıştılar. İstanbul’da 1 Mayıs’ta 231 kişi gözaltına alındı, 5 kişi tutuklandı, 1 kişi ise TOMA’nın altında kalarak hayatını kaybetti. Adana, Antep ve Urfa’da canlı bomba şüphesiyle kutlamalar iptal edilirken İzmir’de gençlerin soyunarak alana girmesi gündem oldu. Ankara ve Diyarbakır’da kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.