Piyasalara pompalanan nakit para, silahlanma, bölgesel savaşlar ve çatışmalar emperyalist ülkeler ve üst yeni-sömürgeleri1/yeni-sömürgeleri/sömürgeleri içinde yüzdükleri krizden çıkmaları için yeterli olmamaktadır. Yerel ve bölgesel her çatışma emperyalist blokları daha hızlı biçimde karşı karşıya getirmektedir. ABD’nin nükleer silahsızlanma anlaşmasından çekilmesi bu gerçekliğin ifadesi olmaktadır.
2018 yılının Mayıs ayında yapılan aşağıdaki değerlendirme çerçeve olarak halen geçerliliğini korumaktadır. “2008’den beri içine girilen kriz bizzat sermayenin önündeki asıl engelin sermaye olduğunu bir kez daha teyit ediyor. Sıkı para politikaları mali disiplin vs. gibi pansuman tedaviler süreci biraz daha öteleyerek derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Kar oranlarının düşmesi sürecinde yavaşlatıcı karşıt etkenlerinde sorunu çözmemesi üzerine aşırı üretim, eksik tüketim, sektörler arası orantısızlık gibi birincil sürece bağlı ikincil kriz görüngüleri de ortaya çıkıyor. Krize çözüm bulunamaması rekabeti şiddetlendiriyor. Diplomatik, ticaret savaşları ve askeri çatışmalar giderek daha açıktan ve doğrudan muhataplarını içine alarak iç içe geçiyor. Rusya’ya yönelik diplomatik saldırı, ABD’nin Çin’e ticaret savaşı ilan etmesi, Suriye’de bir Rus paralı asker birliğine yönelik ABD saldırısı, İsrail’in Suriye’deki İran hedeflerine saldırıları ve Suriye’nin çok uzun süreden beri ilk kez bir İsrail uçağını düşürmesi bu sürecin ilk görüngüleridir”.2
İsveç’te bulunan Stockholm Uluslararası Barış Araştırması Enstitüsü(SİPRİ) raporlarına göre 2018 yılında en fazla silahlanma Asya-pasifik bölgesinde olmuştur. İkinci sırada Ön-Asya ( Ortadoğu) bulunmaktadır. “ABD, listenin zirvesinde yer alırken Rusya ikinci sıranın sahibi oldu. Bu iki ülkenin silah ihracat pazarının yüzde 57’sini elinde bulundurduğuna dikkat çekildi. İlk 5 sırada yer alan ülkeler sırasıyla Çin, Fransa ve Almanya oldu. İlk 5 ülkenin ihracat pazarındaki payının yüzde 75 olduğunun altı çizildi”.3 ”En çok silah alan ülke ise yüzde 12 oranı ile Suudi Arabistan olurken, ikinci sırayı 9,5 oranı ile Hindistan, üçüncü sırayı yüzde 5.1 oranı ile Mısır, dördüncü sırayı yüzde 4,6 oranı ile Avustralya, beşinci sırayı ise yüzde 4.4 oranı ile Cezayir aldı”.4 ABD, 2010-2017 yılları arasındaki dönemde ise en çok Asya Pasifik bölgesine ve Ortadoğu’ya silah ihraç etti. Silah ticareti hacmi dünya ölçeğinde 2 triyon dolara yaklaştı.
Silahlanma verileri göstermektedir ki Asya pasifik ve Ön Asya iki temel çatışma alanı olarak belirirken ABD’nin Afrika’da askeri güçlerini artırması ve Afrika ülkelerini silahlandırması üçüncü bir çatışma alanından Afrika’da şekillenmeye başladığını göstermektedir.
Asya-Pasifik
Asya-Pasifikte emperyalist bloklar arası rekabet ve konumlanma sürerken diğer yandan direnişte bütün mücadele biçimleri ile sürmektedir. Filipinlerde ABD destekli faşist Dutarte rejimine karşı başta silahlı mücadele olmak üzere bütün mücadele biçimlerini kapsayan topyekün bir direniş örgütleyen Filipinler Komünist Partisi-Yeni Halk Ordusu 50. Kuruluş yıldönümünde savaşın çıtasını yükseltecek bir planlama içinde olduğunu kamuoyuna açıkladı. Hindistan 200 milyon işçinin katıldı dünyanın en büyük genel grevi yıllardan beri kırsal alanda Hindistan Komünist Partisi(Maoist)’in yürüttüğü silahlı direnişin fiili ittifakı olduğunu göstermiştir. Keza Keşmir’de Hindistan İşgaline karşı direniş bütün baskılara rağmen sürmektedir. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Güney Kore ve ABD ile sürdürdüğü Kore yarımadasında savaşın halinin sona erdirilmesi ve yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması görüşmelerinde temel pozisyonu sürdürerek talepleri karşılanmadıkça silahsızlanmayacağını kamuoyuna açıkladı. Pakistan’da Beluci Halkının yaşadığı Belucistan’da faaliyet sürdüren üç silahlı direniş örgütü Belucistan Birleşik Kurtuluş Cephesi’ni kurarak Pakistan ve Çin’in Belucistan doğal kaynaklarını sömürmesine izin vermeyeceklerini söyleyerek Pakistan-Çin Boru hattına yönelik saldırılarını arttırdılar. Sri Lanka’da Tamil Ulusal İttifakı(TNA) ile sosyalist Halk Kurtuluş Cephesi(JVP) başkanlık siteminin kaldırılması, merkezi iktidarın yetkilerinin yerelle paylaşılması ve iki partinin ülke gündemini uzun süredir belirmesine karşı ilerici, geniş kesimleri kapsayan bir politik hat inşası için birlikte çalışmaya karar verdiler. Geçmişte 70’lerde ve 80’lerde JVP güneyde, 70’lerden günümüze kadar TNA kuzeyde farklı dönemlerde devlet baskıyla karşılaştıkları için demokratik hakları birlikte koruma mücadelesi yapacaklarını ifade ediyorlar.5
Nepal’de Nepal Komünist Partisi(Birleşik Marksist Leninist) ve Nepal Komünist Partisi(Maoist Merkez)’in birleşmesi ile oluşan Nepal Komünist Partisi hükümeti yarı-legal çalışmaya geçen ve düzenlediği bir düzine saldırı ile halk savaşını yeniden başlatan Nitra Bekram Chand’ın önderliğindeki Nepal Komünist Partisi’ne karşı saldırıya geçti. Nitra Bekram Chand’ın önderliğindeki NKP son yıllarda geniş yığınların haklarını korumak için genel direnişler, öğrenci boykotları ve yerli halkların grevlerin örgütlenmesinde aktif taraf oldu. İşyerlerinde, sokakta, okullarda halk grevleri/direnişleri ile dile getirilen halkın taleplerinin karşılamak yerine baskıyı arttırmayı tercih eden hükümetleri uyaran Nitra Bekram Chand’ın önderliğindeki NKP baskı arttırılırsa direnmekten başka çarelerinin kalmayacağını açıklamasını bir kez daha yeniledi. Nepal, Nepal Komünist Partisi hükümeti ile Nitra Bekram Chand önderliğindeki Nepal Komünist Partisi’nin başı çektiği halk direnişinin olduğu ilginç bir tarihi sürecin içine giriyor.
Latin Amerika, Orta Amerika
Latin Amerika’nın en büyük ekonomisi ve ülkesi Brezilya’da faşist Bolsonaro’nun seçimi kazanması merkez-sol partilerin hükümet olduğu dalganın sonuna geldiğini tescilliyen bir gelişme oldu. En son El Salvador’da Faribunda Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi(FMLN)’nin seçimi kaybetmesi ile birlikte şu anda kıtada ABD politikaları ile uyuşmayan Küba, Venezuela, Nikaragua ve Bolivya kaldı. Bu ülkelere Meksika’da üç partinin ittifakından oluşan merkez-sol Ulusal Yenilenme Hareketi’nin seçim başarısını eklersek ülke sayısı 5 oluyor. Orta Amerika’da Honduras ve Guatemala ağırlıklı olarak gelişen ABD sınırına göçmenlerin yürüyüşü mafia şiddeti ile mevcut politikaların çözümsüzlüğü arasına sıkışan soldan da umutlu olmayan geniş kesimlerin bir protesto biçimi olarak ortaya çıktı. ABD sınırında birkaç sınırı aşma girişiminden sonra Meksika herkese oturma ve çalışma izni vereceğini söyleyerek göçmenlere bir kamp alanı oluşturdu. Ardından hareket sönümlendi.
Bu gelişmeler ABD’yi Venezuela’nın karşı uluslararası bir darbe düzenleyerek saldırıya geçmesinin koşullarını yarattı. Venezuela’da 1998’de başlayan merkez-sol politika yapan siyasal oluşumların hükümet olması 2005’te dalgaya dönüşmüş ve neredeyse tüm Latin Amerika’yı etkisi altına almıştır. Şimdi merkez-sağ ve faşist karakterli hükümetlerin ardı ardına gelmesi, emperyalistlere ve kıtadaki işbirlikçilerine bu merkez-sol dalganın başladığı yer olan Venezuela’da toprağa gömülmesi gerektiği konusunda cesaret vermiştir. Geniş bir kitlesel seferberlik ve Kolombiya sınırına yığılan asker ve halk milislerin direnişi ile NATO ile yeni tipte bir ortaklık anlaşması imzalayan Kolombiya’dan gelecek yardım konvoylarını karşılamaya gelecek olanların sınırı delme planı boşa çıkarıldı. Komünleri, Kolektifler bu süreçte çok aktif bir rol oynadılar. Basına yansıyan yardım konvoylarını Chavistler yaktı söylemini New York Times resimler ve video görüntüleri ile yalanladı. Venezuela’da direniş Boli-burjuvazi ve boli-bürokrasiyi (Kendilerini Bolivarcı olarak tanımlayan burjuvazi ve bürokrasiye taban örgütlenmelerinin verdiği isimler) aşağıdan eleştiren tabandan örgütlenen hayatı örgütleyen halk komünleri, savunmayı örgütleyen halk milislerinden oluşan Kolektifler, üretimi sabote etmek için kapatılan fabrikaları çalışır hale getiren gönüllü işçilerden oluşan Üretken İşçi Taburu çok yönlü mücadelenin öne çıkan araçlarıdır.
Kolombiya’da savaş politikaları, FARC’ın silahsızlanan kadrolarını ve halk önderlerini imha siyasetinden vazgeçmeyen Kolombiya Devleti Halka ve Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN)’na karşı saldırılarını arttırdı. FARC’ın müzakere heyetine başkanlık eden İvan Marquez 2019 Ocak ayında yeraltında kaydı yapılan videoda hükümeti 2016 yılında imzalanan tarihi barış anlaşmasının şartlarına ihanet etmekle suçladı. Barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana 400 toplum liderinin ve 85 eski savaşçının öldürüldüğünü söyledi. ELN ile Çift taraflı ateşkese ve tutuklu devrimcilerin yaşam koşullarını iyileştirmeye yanaşmayan Kolombiya Devletine karşı silahlı direnişi yeni bir düzeye taşıdı. Başkentte en iyi korunan polis merkezlerinden birinde yapılan törene bombalı araçla saldırı düzenleyerek hiçbir saldırının karşılıksız kalmayacağını dosta düşmana gösterdi. Bu eylem sonrası Küba’da bulunan ELN barış heyeti için iade edilmesi talebinde bulunan Kolombiya’ya Küba müzakere sürecindeki garantörlük anlaşmalarını hatırlatarak cevap verdi.
Şili’de devletin ve sermayenin baskılarına karşı topraklarını savunma mücadelesi sürdüren Mapuçe’ler; kendilerine vaat edilen sözlerin ve özürlerin somut bir karşılığını alamayıp giderek şiddetle daha fazla karşılaştılar. Hapishanelerde sürdürdükleri açlık grevleri direnişlerine “barış, silahsızlanma(ordunun , polisin ve paramiliter güçlerin Mapuçe topraklarından çekilmesini isteyen b.n), Mapuçeler’in kendi kaderini tayinini ve en son öldürülen Catrillanca için adalet talepleri” içeren ulusal seferberlik kampanyasına başlıyorlar.
Afrika
Afrika’da Tunus ile başlayan Sudan ile devam eden direniş Cezayir’e sıçrayarak Kuzey Afrika’da yeni bir dalga mı sorusunu ortaya attı. 2010 yılında bütün kuzey Afrika’da ve Arap yarımadasında Arap coğrafyasını saran direniş ve ayaklanmalardan farklı olarak Tunus’ta Halk Cephesi, Tunus Genel İşçiler Konfederasyonu, Barolar Sudan’da siyasal partiler ittifakı ve işçi-emekçi örgütleri inisiyatif aldığı halk direnişleri oldular. Cezayir’de dağınık ve zayıf bir muhalefetin varlığında büyük oranda kendiliğinden gelişen bir hareket ortaya çıktı.
Tunus ve Sudan örgütlü halk hareketinin sürekliliği ve kapasitesini ortaya çıkararak direnişin yeni ve sonuç alıcı biçimlerini denemeye başladılar.
Amerika Birleşik Devletleri
ABD’inde 2018 yılı resmi istatistiklere göre son 30 yılın en fazla grevinin görüldüğü yıl oldu. Meksika’daki Matamoros otomotiv fabrikasında 25 bin işçinin katıldığı ve haftalarca süren grev ABD’deki birimlere de sıçrayarak sermayenin sınırları aşmasına yönelik direnişinde sınırları aşacağını gösteren örneklerden biri oldu. ABD’de yapılan anketler gençlik içinde sosyalizm sempatisinin giderek arttığını ortaya koyuyor. Anti-faşist sokak direnişlerinin oluşturduğu ortamda Demokrat Parti listelerinden seçimlere giren Portoriko, Somali ve Filistin vekillerin temsilciler meclisinde ortaya koydukları tavır daha şimdiden egemen çevreleri harekete geçmeye zorladı.
Avrupa
Avrupa’da Fransa’da 17 Kasım 2018’de ortaya çıkan Sarı Yelekliler hareketi 4 ayına girmek üzere. Sarı Yelekliler hareketi solun dinamik mücadeleci kesimlerin sürece müdahil olduğu zaman hem kendileri hem de hareketi değiştirip dönüştürdüklerini gösteren çok somut bir örnek oldu. “bunlar sağcı-faşist bir kitle” söylemini bir kenara bırakan Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi, Antifa ve bazı göçmen örgütlenmeleri militanları hareketin başından beri içinde oldular. İkinci haftadan sonra diğer sol örgütler ve sendikalar da katılma kararı aldı.
Ön-Asya
Ön-Asya’da Arap Devletlerinin Filistin Davasını halı altına süpürme ve İsrail ile normalleşme çabalarına rağmen Filistin Halkının Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü ve direnişi mücadelede yeni bir dönemi aralıyor. Kürt Halkının Rojava(Kuzey Suriye)’da kazanımlarını hukuki garantiye almak için diplomatik alandaki mücadelesi sürüyor. İran’da 2018’de ekonomik durumun kötüleşmesine paralel gelişen grevlere katılım yüksekti. Çelik, maden ve şeker sektöründeki grevleri kamyoncuların tüm toplumdan destek alan grevi izledi. 2019’da öğretmenler koordinasyon komitesi 3 Mart’ta temel örgütlenme hakları için öğretmenlerin üç günlük genel grev yaptığını duyurdu. Lübnan’da dört sendika federasyonunun çağrısı ile son 30 yılın en büyük ve en etkili genel grevi gerçekleştirildi.
İklim Protestosu
Küresel iklim değişikliğini gündem yapan öğrenci direnişleri Avrupa’da gündem oluşturmaya devam ediyor. Hollanda’da 35.000 kişi, İngiltere’de binlerce ilköğretim öğrencisi iklim değişikliğini protesto etmek için boykot yaptı. Belçika’da 12.000 öğrenci hükümetin iklim politikalarını protesto etti. 15 Mart’ta dünya ölçeğinde yapılacak olan iklim protestosuna çağrı yapılıyor.
8 Mart Kadın Grevleri, Yürüyüşleri
“Öncelikle: 2016 yılından bu yana tüm dünyada giderek yükselen uluslararası feminist/kadın grevi hareketi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yirminci yüzyılın başlarındaki ve sonlarındaki militan kadın/emek hareketlerinin ruhuyla yeniden birleştirerek siyasallaştırırken, 8 Mart eylemleri bu yıl tüm dünyada olağanüstü biçimde yayılmaya devam etti. Kadınlar muazzam bir kitlesellikle dünyanın sokaklarını, meydanlarını, kamusal alanlarını büyük bir öfke ve coşkuyla istila ettiler. En büyükleri Şili’nin başkenti Santiago’da 400 bin, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te 300 bin ve İspanya’nın başkenti Madrid’de ve diğer tüm kentlerinde yüz binlerce kadının katıldığı eylemler olmak üzere, Çin’den Japonya’ya, Norveç’ten Zambiya’ya milyonlarca kadın görkemli eylemlerle, “Kadınlar durursa dünya durur” sloganını haykırdılar. Azerbaycan’daki ilk 8 Mart eyleminde kadınlar polisin engellemelerine direndiler; Atina’da ülkenin ilk feminist grevini örgütlediler”.6
Başlıklar halinde toparlarsak;
Kadın direnişi emeğin bütün biçimlerini görünür kılarak yeni tarihsel dönemin işçileşme sürecinde emeğin önemli oranda kadınlaştığını da göstermektedir. Hem “görünür emeği” hem de görünmeyen emeği birlikte örgütleyerek ilk grevi yapan İspanya örneğinde görüldüğü gibi toplumsal cinsiyet politikaları işçi hareketinin temel politikaların biri olmaya başladı.
Kadın hareketinin işyeri ve evdeki emeği birlikte ele alan mücadele çizgisi giderek daha belirgin hale gelerek toplumsal ilişkilerin tamamını sorgulayan bir içerik kazanıyor.
Göçmen işçilerin her yerde örgütlenmeye başlamaları ve özellikle yasadışı yoları kullanmalarının bedeli göçmen işçi ve göçmen olgusunun daha görünür olmasını sağlamıştır. Göçmen işçilik ve göçmenlik neredeyse birçok ülkede işçi sınıfının kompozisyonunu ulusal nitelik olmaktan çıkarmaktadır.
İklim mücadelesi yeni bir biçim altında dünya ölçeğinde bir harekete dönüşüyor. Arap coğrafyasında örgütlü güçlerinin önderliğinde toplumsal hareket daha derli toplu bir direnişe yöneliyor.
Kuzey Afrika’da ortaya çıkan Tunus ve Sudan’daki yeni direnişler örgütlü güçlerin inisiyatif aldığı direnişler olarak 2010 dalgasındaki kendiliğindenlikten farklı bir noktada durmaktadır. Lübnan’da ki genel grev mezhepçiliği aşan yanı ile yeni bir direniş biçiminin filizlendiğini göstermektedir.
Silahlı halk hareketleri Kolombiya’da ELN, Filipinlerde FKP-YHO, Pakistan’da Beluci Birleşik Kurtuluş Cephesi silahlı mücadeleyi yeni bir seviye taşıdılar. Nepal’de barış anlaşmasının sonuçsuz kaldığını düşünen Maoistlerden bir grup yeniden silahlı mücadeleye başladı. Fransa’da Sarı yelekliler hareketi herkesi içine alan uzun süreli bir halk direnişine dönüştü.
İşçi-emekçi saflarında faşist dalganın yükselişine karşı direniş giderek daha kalıcı örgütlenme biçimlerine yöneliyor. Mevcut düzeni zorlayıcı örgütlenme ve mücadele biçimleri filizlenmeye başladı.
Dipnotlar:
1- Üst-yeni sömürge kavramı yeni-sömürgeleri katmanlı olarak değerlendirmemizi sağlamakta ve var olan olguyu alt-emperyalizm kavramından daha net anlattığı için kullanıyorum. Hangi ülkeler bu kapsama girer. Daha detaylı bir tartışma içerdiği için burada sadece ürettiği gayri safi ulusal hasıla, üretimin teknik temeli, işçileşme süreçleri açısından bakıldığında burjuva iktisadının G-20 diye tanımladığı ülkelerden G-7 ülkeleri, Çin ve Rusya’yı çıkardığımızda geri kalan ülkeler diyebiliriz.
2-https://isyandan.org/makaleler/dunyada-emperyalist-rekabetten-kaynaklanan-kaos-olasiliklar-ve-direnis/
3-https://tr.sputniknews.com/analiz/201903111038130591-sipri-en-buyuk-silah-ihracatcilarini-acikladi/
4- https://www.arti49.com/dunya-silah-ticareti-raporu-yayinlandi-1512292h.htm
5-https://www.thehindu.com/news/international/tna-jvp-agree-to-cooperate-on-key-issues/article26501549.ece
6- http://sendika63.org/2019/03/patriyarkayla-da-fasizmle-de-uzlasmiyoruz-537456/