Dilma Roussef’in yeniden başkan seçilmesiyle, muhalefetin ve ülkenin en muhafazakar kesimlerinin saldırıya geçmesi sonrası başlayan siyasi kriz, dikkate alınması gereken bazı meseleleri gündeme getirdi.
Mevcut ulusal ve uluslararası siyasi konjonktür de göz önüne alındığında, en çok dikkat edilmesi gereken meselelerden birinin de politik mücadeleyle, seçim mücadelesini birbirine eş tutmama ve geleneksel siyasetin bataklığına saplanma meselesi olduğu görülür.
Bunun yanında, Topraksız Kır İşçileri Hareketi (MST), mevcut siyasi kriz ve tarım reformuna tavır alarak kendi yaklaşımını kamuoyuna deklare etmektedir.
Topraksız Kır İşçileri Hareketi (MST), şehirlerde ve kırsalda toplumsal hareketleri hedef alan suçlamaları ve cinayetleri teşhir etmekte ve işçi sınıfını derinden etkileyen kemer sıkma politikalarını eleştirmektedir. MST bunun yanı sıra, hala kamplarda yaşayan 120.000 ailenin yerleştirilmesinin, sağlıklı gıda üretimi üzerine bir ulusal plan hazırlanmasının ve 2012’de onaylanan ama hala uygulamaya geçirilmeyen Tarım Ekoloji Programı’nın hayata geçirilmesinin federal hükümet tarafından öncelik haline getirilmesini talep etmektedir.
Siyasi Konjonktüre ve Tarım Reformuna MST’nin Yaklaşımı
1-) Brezilya halkı, sınıf mücadelesinin çelişkileri içinde demokrasiyi inşa etmiştir. Daha alınacak uzun bir yolumuz olsa da halkımızın haklar mücadelesindeki kazanımlarından ödün vermeyeceğiz.
2-) İşçilerin haklarını savunmak üzere MST olarak Brezilya Halk Cephesi’nde ve işçi sınıfı mücadelesinin tüm inisiyatiflerinde yer almaktayız. Yine bu inisiyatifler 2 ve 3 Ekim’de Petrobras’ın özelleştirilmesi ve petrol yataklarının teslimiyeti planlarına karşı kitle eylemleri gerçekleştireceklerdir.
3-) Biz küresel bir ekonomik krizin var olduğunu görmekteyiz fakat bu krizin yükü işçilerin omuzlarına yüklenmemelidir. Kriz dolayısıyla gerçekleştirilen ya da gerçekleştirilecek ve nihayetinde işçileri etkileyen ya da etkileyecek her türlü kemer sıkma önlemlerinin karşısında yer almaktayız. Dilma hükümetinin işçi haklarını gerileten ve toplumsal yatırımları kesen neoliberal düzenlemeleri hayata geçirmekte olduğu düşüncesindeyiz ve hükümetin uyguladığı mevcut ekonomi politikalarının tamamının karşısında durmaktayız. Başkandan, başkan olarak seçilmesini sağlayan ekonomik planı uygulamasını talep etmekteyiz.
4-) Geçmişte halihazırda zayıf olan tarım reformu programının, Tarımı Kalkındırma Bakanlığı ve Ulusal Kolonizasyon ve Tarım Reformu Enstitüsü’ndeki (INCRA) bütçeleri %64’lük bir kesintiye uğramış, üstüne üstlük bu kuruluşlar kapatılmakla tehdit edilmişlerdir.
5-) Çoğunlukla köle emeğinin mevcut olduğu toprakların kamulaştırılma sürecini hızlandıran 83 numaralı talimatnameyi, büyük çiftlik sahiplerinin baskısına teslim olarak durdurma kararı alan Merkezi Hükümetin bu kararını tanımıyoruz.
6-) Devlet Başkanı Dilma’nın MST’nin ulusal önderliğiyle, Aralık 2014’te yaptığı görüşmede verdiği vaatlerin federal hükümet tarafından uygulanmasını talep etmekteyiz:
a-) Şu anda kamplarda bulunan 120.000 ailenin yerleştirilmesi,
b-) Yerleşim alanları için gerekli altyapının da temin edildiği bir acil kalkınma planının geliştirilmesi,
c-) Yerleşim alanları için tarım sanayi programının uygulanması,
d-) Sağlıklı gıda üretimi üzerine bir Ulusal Plan hazırlanması. 2012’de onaylanan fakat hala uygulamaya geçirilmesi aksatılan Ulusal Tarım Ekoloji Programı’nın uygulanması,
e-) Gıda üretiminin geliştirilmesi için temel bir hak olarak ailelere, (özellikle de ekonomik bağımsızlıklarını temin altına alma adına kadınlara) kredi verilmesinin güvence altına alınması,
f-) Gıda Edinme Programı için gerekli kaynakların artırılması ve dağıtılması, okulların Ulusal Beslenme Planı’nın sağlamlaştırılması,
g-) Yerleşim alanlarındaki bütün ailelere teknik yardım temin edilmesi. Ulusal Teknik Yardım ve Kırsal Genişleme Birimi’nin (ANATER) (ve yürütme ajanslarının) yönetim ve işletiminin temin edilmesi,
h-) Kırsalda konut projeleri için kaynak teminatı (özellikle de ev sahibi olmayan 120.000 aile için),
i-) Köy okulları ve özellikle de Ulusal Tarım Reformu Eğitim Planı’nın projeleri için gerekli kaynakların harcanması.
7-) Toplumsal hareketleri hedef alan her türlü işkenceyi, baskıyı, cinayeti, suçlulaştırma politikasını teşhir ediyoruz. Mücadele suç değildir! Tarım şirketlerinin ve muhafazakar güçlerin yerli halkları (özellikle de Guarani-Kaiowá halkını) hedef alan katliamlarını lanetliyoruz. Yürütme organının teklif verdiği ve Meclis’in onayladığı Terörle Mücadele Yasası’nın veto edilmesini talep ediyoruz.
8-) Tarım Reformu’nu savunmak ve toplumsal tabanımızın haklarını temin etmek için mücadele yürütmekten vazgeçmeyeceğiz. Brezilya kırsalında tarım şirketleri ve madencilikten etkilenen bütün örgüt ve hareketlerle birlikte birleşik mücadele vermekte kararlıyız.
9-) Sınıf mücadelesinin mevcut konjonktürü bizi politik mücadeleye çağırmakta. Yapısal değişimler ve tarım reformu, şehir reformu, siyasi reform, basının demokratikleştirilmesi, üniversite reformu ve benzeri kamusal ve yapısal reformları gerçekleştirmeye yönelik baskı; toplumsal seferberlik ve kırdaki ve şehirdeki emekçi sınıf ittifaklarının güçlenmesi süreçlerinden geçmektedir. Mücadeleye devam ediyoruz!