SEWA birçok özelliğe sahip olan sendikaların birleştiği bir konfederasyondur. Kırda ve kentde çalışan ev işçileri, işportacılar, kağıt toplayıcıları -ki çoğu taşerona bağlı çalışanlar-, bidi (bir tür yaprak sarması sigara) işçileri, agarbatti (tütün çubukları) işçileri, parça başı iş yapanlar vb. işçileri örgütlemektedir. Bütün bu bileşenleri sınıf çıkarları etrafında harekete geçirebilmiştir. Bu yüzden SEWA’yı bir STK olarak veya salt kooperatif yönüyle değerlendirmek yanlış olur. SEWA’yı anlatırken hangi yönünü göreceğiniz önemlidir.
“SEWA, emek hareketi, kooperatif hareketi ve kadın hareketinin bileşimidir”
SEWA, asgari ücret, çalışma hakkı, herkese toplu pazarlık hakkı, iş güvenliği, iş sağlığı, parasız eğitim, parasız sağlık, özelleştirme karşıtlığı, toprak reformu vb. hakları savunmaktadır. SEWA, ev işçilerinin örgütlenmesine bütünsel yaklaşmış, onları sadece çalışma boyutuyla ele almamış, yaşama koşulları ile iç içe değerlendirmiştir. Karar alma süreçlerinde ve yapılacak her türlü işte üyesi olan tüm kadınları aktifleştirmeye çalışmış ve kast ayrımı gözetmemiştir. Ama hedef kitlesi, özellikle yoksul ve dışlanmış kadın gruplarıdır.
Gülnur Acar-Savran, SEWA sendikal örgütlenmesinde ev eksenli üretimde işyeri olan evin yalıtılmışlığı ve bu anlamda ev eksenli çalışanların ortaklaştığı nokta olarak “mahalleliliğin” vurgusunu yapmıştır .
SEWA ile yeni bir hareket tarzı başlamıştır. Birinci olarak sektör, kent ve ülke çapında grevler örgütlenmiştir. İkinci olarak fiili eylemlilik süreci başlamıştır. Üçüncü olarak bütün emekçilerin ortak eylemi örgütlenmektedir. İlk olarak 1982 yılında 250 bin tekstil işçisinin 9 ay süren Bombay grevi gerçekleştirilmiştir. Bu grevin amacı sarı sendikacılığa bir tepki, reel ücretlerin düşmesini önlemek endüstri ilişkilerini düzenlemek ve iş kazalarının önüne geçmek gibi talepleri hayata geçirmektir. Greve giden işçilere köylüleri de dayanışma gösterileri ile destek vermiştir.
Pingback: İsyandan – Bir Mücadele Alanı Olarak Kadın Kooperatifleri – II