Andre Vltchek; Paraguay’ın Afrika’da Olduğunu Düşünüyorlar (II)

WARNING: unbalanced footnote start tag short code found.

If this warning is irrelevant, please disable the syntax validation feature in the dashboard under General settings > Footnote start and end short codes > Check for balanced shortcodes.

Unbalanced start tag short code found before:

“* “İki hafta önce, Paraguay Harp Akademisi’nin kuruluş yıldönümünde ordu buraya ilerliyordu. Ülkede faaliyet gösteren ABD ordusunun mensuplarıyla omuz omuza yürüyorlardı.” diye anlatıyor bayan Rosa M. Palau. Birleşik Devletler’in Bolivya, Brezilya ve Arjantin gibi ilerletici …”

Asuncion'de ABD askeri yürüyüşü

Asuncion’de ABD askeri yürüyüşü

İki başarılı darbe –Honduras ve Paraguay’daki darbeler- sık sık Birleşik Devletler’in ‘gözlerini kapayıp’ daimi kurbanına- Latin Amerika’ya asla yol vermeyeceğinin kanıtı olarak gösterilir.

3 Temmuz 2012’de Bill Van Auken The World Socialist isimli web sitesinde Paraguay darbesine yönelik bir analiz yayınladı.

Lugo’ya yönelik hızlandırılmış soruşturmanın –ülkenin hakim oligarkları iki geleneksel parti tarafından suçlanmasının üzerinden 30 saat geçmeden Paraguay parlamentosunun iki grubu tarafından dayatıldı-  ABD emperyalizminin zorunlu yardakçılığı eşliğinde gerçekleştiğine inanmak için birçok sebep mevcut.

Eski bir katolik rahip olan ve Özgürlük Teolojisi’nin öncülerinden Lugo yolsuzlukla savaş ve “sosyal sorumlu kapitalizm”i geliştirme vaatleriyle 2008 yılında seçildi.

Özel mülkiyeti savunmaya adanmışlık ve gücün gerçek kollarının Liberallerin ve ülkeyi 2008 seçimlerinden önce 60 yıl boyunca yönetmiş olan Stroessner’ın Colorado’sunun elinde olması itibariyle Lugo kendisini sürekli olarak Paraguay reaksiyonuna adapte ederken, reformları gerçekleştirebilmek anlamında küçük bir manevra alanına sahipti.

Yine de hakim oligarşi ulusötesi tarım lobisiyle beraber başkanlığı müsamaha gösterilemez buldu ve Paraguaylı işçi kitleler arasında yanlış beklentiler oluşturduğu gerekçesiyle bastırdı. Özellikle gerçek bir tarım reformu anlamında hükümetten hiçbir şey alamayan topraksız köylülerin konuyu kendilerinin ele alması hususunda endişeler vardı.

Meclis soruşturmasının temel bahanesi Stroessner dönemi zengin bir Colorado politikacısının arazisini işgal eden 100 köylü çiftçiyi tahliye etmeye çalışan Paraguay güvenlik güçlerinin yol açtığı katliamdı.  Yedi köylü ve altı polis öldü, daha fazlası yaralandı ve tutuklandı. Paraguay meclisindeki sağ partiler Lugo’yu köylüleri silahsızlandırmadığı için suçlamadılar, aslında köylülere geniş kapsamlı bir saldırı gerçekleştiremediği için suçladılar.

Asuncion’da “Centro de Documentacion y Estudios” (CDE) isimli yerde sosyal araştırmacı olan bayan Clyde Soto benimle 2012 yılında yaşanan ve  Curuguaty’daki katliamla başlayan olaylar hakkında konuştu.

“15 Haziran 2012’deki katliam çok iyi planlanmıştı. Toprak reformu talebiyle arazileri işgal etmeye karar veren çiftçileri ortadan kaldırmak için gerçekleştirilmişti. Çiftçiler bu arazilerin Blas N. Riquelme ve onun şirketi Campos Morombi davanın arkasındaki uzun ve karışık yasal süreçlerle ve çiftçilere ve yerli halka ait olan bölgelerin ve toprakların sistematik bir ele geçirme stratejisiyle haksız bir şekilde elde edildiğini biliyorlardı. Bu plan özünde sömürge sonrası Paraguay (“sömürge sonrası” teriminin hayli sorgulanabilir olduğu bir yer) devletinin tarih boyunca izlediği yolun aynısıydı. Katliamın ikinci amacı Fernando Lugo’yu kuralsızlıklarla dolu politik bir duruşmayla iktidardan düşürecek “yumuşak bir darbe” için “boşluk” yaratmaktı. Curuguaty’de olanlar hem yasal hem de illegal olarak apaçık güç sahiplerinin ve iş dünyasının çıkarlarına hizmet ediyordu.”

Şunu da ekledi:

“27 Haziran Cuma günü, sabahın erken saatlerinde, Curuguaty’den bir grup çiftçi 2012 yılındaki katliamın gerçekleştiği Marina Kue’nin arazilerini bir kez daha işgal etti. Hem arazi haklarını hem de üç yıl önce yaşananların açığa çıkarılmasını talep ediyorlardı.

Görünen o ki Paraguay bir kez daha kaynama noktasına erişen bir ülke oluyor. Halk şimdi savaşa, hayatını riske atmaya hazır. Politik ve ekonomik elitler itibarlarını tamamen kaybettiler. Bunun sonucunda birkaç yerde arazi çiftçiler tarafından ele geçirildi.

Bir akşam bay Fernando Rojas beni arabasına aldı. O ve Decidamos’tan (vatandaşların “kendimiz karar vereceğiz” kampanyası) yoldaşları kuzeye, çiftçilerin öz kararlarıyla harekete geçtikleri ve daha önce kendilerinin olan araziyi işgal etmeye kalkıştıkları yere gidiyorlardı.

“Curuguaty’de yaşananların bir daha asla yaşanmayacağından emin olmak için vilayetlerde neler olduğunu izlemememiz lazım” diye açıkladı Fernando.

Aynı gece, Asuncion’daki Museo de Barro’da Curuguaty’deki katliam hakkında bir film gösterildi. Filmin adı “Fuera de campo”ydu, ekranda boy gösteren Hugo Gimenez yönetmen koltuğundaydı aynı zamanda.

Fuera de campo minimalist, samimi, deneysel bir sanat eseriydi. Ekranda insanlar kesin ve yavaş konuşuyorlardı. Çiftçiler hala protesto ediyor, daha iyi bir memleket düşü kuruyorlardı… bir anne oğlunu ve onun toprak sevgisini anıyor: “Direnmek zorundayız… öldürürlerse öldürsünler!” Yaralı polis görüntüleri var, ambulanslar tarafından götürülüyorlar… bir yandan yaralı çiftçiler infaz ediliyor, apaçık.

***

“İki hafta önce, Paraguay Harp Akademisi’nin kuruluş yıldönümünde ordu buraya ilerliyordu. Ülkede faaliyet gösteren ABD ordusunun mensuplarıyla omuz omuza yürüyorlardı.” diye anlatıyor bayan Rosa M. Palau.

Birleşik Devletler’in Bolivya, Brezilya ve Arjantin gibi ilerletici komşuları düşmanlaştırarak bölgedeki askeri ve ekonomik varlığını sağlamlaştırmaya çalıştığına hiç şüphe yok.

Paraguay’daki ABD varlığı orduyu ve hava üslerini ve de bölgedeki ülkeleri gözetleyen istihbarat üslerini kapsıyor.

“Terör arşivleri”nde açıkça görüldüğü üzere, ABD’nin tarihsel olarak, hem Paraguay elitleriyle hem de Paraguay ordusuyla on binlerce Güney Amerikalı vatansevere işkence etmekte, suikast düzenlemekte ve onları hapse tıkmakta kullandığı muazzam bağları var.

ABD özellikle Bolivya sınırına yakın bölgelerde ve Paraguay, Brezilya ve Arjantin’in kesiştiği alanda düzenli olarak gizli operasyonlar gerçekleştiriyor.

Bolivya sınırının 200 kilometre ötesinde ABD ordusu tarafından Bolivya’daki Evo Morales sosyalist hükümetine karşı ABD destekli bir darbede kullanılabilecek Paraguay Mariscal Estigarribia’da halihazırda bir Amerikan askeri üssü bulunuyor. Bu üs 16.000 askere konaklama sağlayabilecek bir kapasiteye sahip. Mariscal Estigarribia yakınlarında Bolivya’ya ait Latin Amerika’nın ikinci en büyük doğal gaz rezervleri bulunuyor. Bölge aynı zamanda dünyanın en büyük su yataklarından biri olan Guarani Aquifer’den dolayı da büyük bir öneme sahip.

İki yıl önce Nikolas Kozloff Al-Jazeera için yazdı:

“Son zamanlarda, Latin Amerika boyunca birçok kişinin ve organizasyonun dikkati demokratik yollarla seçilmiş Başkan Fernando Lugo’nun ülkenin meclisi tarafından şüpheli şartlar altında soruşturmaya tabi olduğu Paraguay’daki gürültülü politik ortama çekilmiş durumda. Daha sonraki bir protestoda imzacılar daha tahrik edici bir teoriyi ortaya attılar. Örneğin ABD Güney Komutanlığı’nın Lugo’yu Paraguaylı lider ülkesindeki ABD askeri faaliyetlerine karşı çıktığı için devirmek istediğini iddia ettiler.

“Biz zaten Fernando Lugo’yu kimin neden devirdiğini biliyoruz” diye eklediler. “El Chaco… (Paraguay’a) yar edilmez… Paraguay halkına da yar edilmez; (bölge) işgalle sarılmış durumda ve çokuluslu şirketlerin mega projeleriyle sömürülmekte ve terör kamu kaynaklarıyla finanse ediliyor. Paraguay’daki darbe Latin Amerika’daki diğer darbelere benzer şekilde çokuluslu şirketler ve bölgedeki elitler arasındaki partnerleri tarafından ve onların çıkarına uygun olarak yapıldı.”

Fernando Lugo gerçek anlamda bir sosyalist değildi. Chavez, Morales ya da Correa ile asla aynı gemide olmadı. Özgürlük teolojisinin rahibi, eski bir papazdı. Yerinden edildikten sonra ülkeyi terk etmedi, nihayetinde senatör oldu. Ancak onun merkez-sol hükümeti bile Amerikan çıkarları ve Paraguaylı ‘elitler’ tarafından tahammül edilemez hale geldi.

Önde gelen Paraguaylı sosyalist politikacılardan ve eski başkan adayı feminist bayan Lilian Soto ülkesindeki istikrarsız politik durumu bana anlattı.

“Bugünlerde Paraguay’da politik liderler büyük şirketlerin ve onların sahiplerinin çıkarlarını savunuyor; sonuç olarak, ülkemizi bu çıkarlara hizmet edecek şekilde ve Paraguay halkının çıkarlarının aleyhine yönetiyorlar. Bu yöneticiler aşırı tüketiciliği tetikliyor, büyük çokuluslu şirketlerin çıkarlarına hizmet eden anlaşmalar imzalıyorlar, ulusal egemenliğimizi riske atıyor, yabancı askeri müdahalelere izin veriyorlar, Paraguay’daki Amerikan askeri güçlerinin varlığına bahane oluşturan ‘uyuşturucuyla mücadele’ adı verilen şeyler ortaya atılıyor. Bu durum ABD ve Latin Amerika arasındaki ilişkileri radikal bir şekilde Paraguay’ın ABD’nin bölgedeki saldırganlığının destekçisi olduğu 70’lerdeki Soğuk Savaş’ta Paraguay’da yaşananlara benzer şeylere, doğrudan askeri müdahaleler noktasına götürüyor.

***

1990’larda, genç bir gazeteci olarak, Paraguay Ordusu ve Amerikan Uyuşturucuyla Mücadele Ajansı (DEA) ajanları tarafından gerçekleştirilen birtakım ortak operasyonlara şahit oldum. İki kere Brezilya sınırındaki birkaç marihuana tarlasının biz yabancı muhabirlerin objektifleri için yakıldığı yere giden komisyonun askeri helikopterlerine bindim.

Bu tamamen maskaralıktı ama iyi ayarlanmıştı. “Uyuşturucuyla mücadele” her zaman temel ‘meşrulaştırma’lardan biriydi ve Paraguay’daki ABD askeri varlığının üzerini örttü.

Şimdilerde listeye “terörle mücadele” eklendi. Üç-sınırlı bölgede (Paraguay, Arjantin ve Brezilya) Ciudad del Este civarında, Suriye ve Lübnan kökenli birkaç bin vatandaş Lübnan’da sevilen ancak Batı’da nefret edilen ve sonucunda ABD terör listesinde yer alan Lübnan’daki Hizbullah için para toplamakla suçlanıyor. ABD kendisini durumu izlemek için ‘sorumlu hissediyor’.

Gerçekte, kazığa oturtulan Latin Amerika’nın güçlü bağımsızlığı ve devrimleri. ABD; Venezuela, Bolivya, Ekvador, Brezilya ve Arjantin gibi ülkeleri hem yerel ‘elitler’le işbirliği yaparak; hem de Kolombiya, Guyana ve Paraguay’daki askeri üsler yoluyla dizginlemeye çalışıyor.

Bu süreçte, milyonlarca yoksul, genellikle yerli halk feda edildi.

Bayan Rosa M. Palau acıyla haykırıyor:

“Yine yoksul insanlar en fazla da yerliler mağdur oluyor, savunmasız kalıyor. Hepimiz biliyoruz ki sorumlusu ABD. Bu hızla değişen kıta da, Paraguay izole edilmiş bir ülke haline geliyor.”

Andre Vltchek roman yazarı, film yapımcısı ve araştırmacı gazeteci. Onlarca ülkede savaşları ve çatışmaları ele aldı. Sonucunda son kitabı ortaya çıktı: İmparatorluğun Kirli Çamaşırları, “Batı Emperyalizmine Karşı Savaşmak.” ‘Pluto’ Noam Chomsky’yle tartışmalarını yayınladı: Batı Terörizmi Hakkında. Eleştirel bir şekilde takdir edilen kitabı Geri Dönülmez Nokta düzenlendi ve sunuldu. Okyanusya, Güney Pasifik’teki Batı emperyalizmini anlattığı kitabı. Suharto-sonrası Endonezya ve Pazar-temelli model hakkındaki provokatif kitabı “Endonezya- Korkunun Takımadaları” isminde. Öne çıkan belgeseli “Ruanda Satrancı” Ruanda tarihi ve Demoktarik Kongo Cumhuriyeti’nin yağmalanması hakkında. Uzun yıllar Latin Amerika ve Okyanusya’da yaşadıktan sonra, Vltchek an itibariyle Doğu Asya ve Afrika’da bulunuyor ve çalışıyor. Kendisine web sayfası üzerinden ya da twitter yoluya veya andre-wcn@usa.net üzerinden ulaşılabilir.

yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz…
Yazar: Andre Vltchek
Kaynak:http://www.countercurrents.org/vltchek260715.htm
Etiketler: , ,

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.