Akademik eşitsizlik
Ev içi şiddet, zoraki evlilikler ve sömürü Tibetli kadınların kaderlerini değiştirmek için rahibe olmaya karar vermelerinde önemli etmenler. Sıfıra vurulmuş saçları, vücutlarını gizleyen kıyafetleriyle çoğu rahipler gibi gözüküyor. Ancak adanmışlıkları ve yetkinlikleri sorgulanıyor, ne erkeklerle aynı düzeyde eğitim alabiliyorlar ne de manastırda aynı statüye ulaşabiliyorlar.
Feminizm batılı mı doğulu mu?
Dünyanın en büyük Budist akademisi olan Larung Gar Budist Enstitüsününde 100’den fazla rahibe feminizm üzerinde çalışarak patriyarkal Tibet kültürüne meydan okuyor.
Rahibeler Budizm’in özünde eşitliği ve adaleti savunduğunu, dolayısıyla feminizmin Budist öğreti ile çelişmediğini savunuyorlar. Ancak özellikle yaşlı rahipler feminizmi ‘batılı’ olarak damgalamayı yeğliyor.
Tibetli rahibeler feminizmi harmanladıkları yeni hareket nedeniyle hedef haline gelmişler. Bu nedenle Tibet’in farklı yerlerinden gelen feminist rahibelerin katıldığı yıllık buluşma gizli olarak gerçekleştiriliyor.
Manastırlardan kırsala kadın dayanışması
Nüfusun neredeyse %90’ını oluşturan Tibetli kadınlar kırsaldaki işin büyük bir çoğunluğunu üstlenmiş durumda. Larung Gar Akademisindeki rahibeler teorik feminist tartışmaların yanı sıra kır işçisi olan kadınların sağlık sorunlarının ele alındığı bir program da geliştirmişler. Rahibelerden biri şöyle ifade ediyor:
Bütün dinler şefkat ve yardım salık verir. Biz de kadınlara yardım ediyoruz. Bu tartışmalı bir konu değil.
Kırsaldaki kadınlardan manastırlara değişim ve dönüşüm başlamış durumda. Evde, kırsalda, manastırda kadınlar öz savunmayı, dayanışmayı, eşitliği ve adaleti örgütlüyor, inşa ediyor.