Son günlerde eski başkan Alvaro Uribe Velez ‘sivil direniş’ kavramını hükümet ve asiler arasında süregelen barış görüşmelerine karşı bir mekanizma olarak tanımlıyor. Her zaman olduğu gibi onun bu açıklamaları medya ve Demokratik Merkez üyeleri tarafından destekleniyor.
Senatör Uribe’nin bu açıklamasının kendisi barış sürecine yönelik bir savaş ilanıdır. Ancak savaş çığırtkanı gibi gözükmemek için sinsice ‘sivil direniş’ kavramını kullanmaktadır çünkü aslında ‘sivil direniş’ kavramı sömürgeci güçlere, faşist diktatörlüklere ve etnik azınlık hükümetleri ile halk hareketlerine baskı uygulayan politikalara karşı kullanılagelmiştir. Uribe’nin bu açıklaması bütün mücadeleleri hedef almaktadır çünkü gerçekte onlar Kolombiya’da savaşın devam etmesi için paramiliter şiddeti sürdürme hedefindeler.
Bazı akademisyenlerin ve uluslararası örgütlerin çalışmaları Uribe’nin paramiliter güçlerin lağvedilmesi olarak sunduğu şeyin aslında bir aldatmacadan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Sözüm ona paramiliter güçler etkisizleştirilirken aslında sosyal ve politik hareketlere saldıran devletin kontrgerilla yapılanması hala aktiftir ve ulusötesi şirketlerin, toprak ağalarının ve tekellerin ekonomik çıkarlarını korumak uğruna seçim mekanizmaları kullanılmakta ve devlet eliyle çeşitli bölgelerdeki hakimiyet sürdürülmektedir.
Kolombiya hala sendikacıların ve insan hakları savunucularının suikast oranlarının en yüksek olduğu ülkedir ve yılda 300 bin kişi göçe zorlanmaktadır. 6.5 milyon hektar zorla boşaltılmıştır ve bu insanlar hala yurtlarına dönememektedir. Protesto gösterileri ve muhalefet kriminalize edilmektedir. Resmi rakamlar bu sürecin 8 milyon kurbanı olduğunu gösterse de aslında gerçek rakam çok daha yüksektir. Kirli savaş hala sürmektedir ve asıl suçlu devlet ve onun paramiliter çeteleridir.
Varlığını koruyan paramilitarizm devlet terörünün bir aracıdır ve hükümet sadece bunun adını değiştirmiştir. Barış görüşmeleri salt bir hükümet ile sürdürülemez, devletin tüm yapıları sorumludur ancak oligarşinin kontrol ettiği devlet de kendi içinde bölünmüştür. Oligarşi kendisini zengin eden savaşın devam etmesini arzulamaktadır çünkü bu çok karlı bir iştir.
Eğer Başkan Santos gerçekten barış istiyorsa ve kendini selefi Uribe’den ayırıyorsa o zaman paramilitarizmi yok etmek için harekete geçmeli ve paramiliter güçlerin tasfiyesini, Kolombiya’da silahlar olmadan ve muhalefeti sindirmeden politika yapmanın ön koşulu olarak görmelidir. Eğer Santos hükümeti barış istiyorsa ELN ile müzakere için ortaya konulmuş olan şartlara saygı göstermeli ve bu anlaşmalardan kar elde etmeye çalışmamalıdır. Santos müzakerelerden ELN’in ortaklaşmadığı hiçbir şeyi elde edemez. Bu beyhude bir çabadır ve görüşmelerin halka açılacağı bir dönemde verilmiş sözleri inkar etmek demektir.
Eğer barış isteniyorsa hükümet saldırılara son vermeli, Kolombiya’nın ihtiyaç duyduğu dönüşümün inşası için demokratik iklimi tesis edecek iki taraflı ateşkesi güvence altına almalıdır.