Güney Afrika Metal İşçileri Ulusal Sendikası (NUMSA) ağır koşullar altındaki ülke Zimbabve’de gerçekleşen askeri darbeyi kınadı. Zimbabve’de ordu bir askeri darbeyle iktidara geldi. Bu gerçeği gizlemeye çalışmak hiçbir zaman, Zimbabve’de anayasaya aykırı bir şekilde askeri güç ile iktidarın devrilmiş olduğu gerçeğini değiştiremez.
Genelde Zimbabve halkı, Zimbabve işçi sınıfı ve kır yoksulları, Zimbabve’de İngiliz ve Batı Avrupa ekonomik hâkimiyeti yüzünden, özellikle 1990 sonrasında bağımsız Zimbabve’nin başarısız olduğu açık bir şekilde ortaya çıktıktan sonra çok uzun süre acı çekti.
Bütün yazarlar ve tarihçiler, Zimbabve başkanı Robert Mugabe’nin Zimbabve’deki toprak adaleti talebini nasıl uyguladığını, ayrıca anti-sömürgeci ve anti-emperyalist söylemi kullanarak kendisini, arkadaşlarını, ailesini ve çevresini nüfus ve koltuk sahibi yapmanın ve korumanın bir yolu olarak spekülasyon malzemesi olarak bu söylemi kullandığını biliyor. Bu hafta Zimbabve ordusu onu askeri darbeyle iktidardan indirmeye çalışıyor. Ordu, başkent Harare’yi işgal etti ve devlet televizyonunu ele geçirdi. Askerleri, sokaklarda devriye gezerken ve rastgele kimlik kontrolü ve arama faaliyeti yürütürken görebilirsiniz. Kuşkusuz, günler haftalara, haftalar aylara, aylar da yıllara uzadığında hâlâ ordu “Mugabe’nin çevresindeki suçluları bulmaya çalışıyor olacak.” Bu askeri darbe ile ilgili zaman içinde ZANU-PF’de, ve ülkede ordu tarafından başlatılan soruşturma hakkında daha fazla bilgi edinmeye başlayacağız.
Askeri darbeye, Mugabe’ye küfreden ve ölümünü uzun süredir dileyen Batılı Güçlerin neredeyse tamamının sessiz ve kayıtsız kaldıklarını belirttik. Bunlar içinde anayasal kural ve istikrara düzgün bir şekilde geri dönülmesi, insan haklarının ve insan hayatının korunması için verilen önemsiz birkaç çağrı bulunmaktadır. Afrika Birliği başkanı, Zimbabve’de olup bitenlerden emin olmadığını ve darbenin sürmekte olduğunu söylüyor. Orduya eylemlerini durdurmasını ve ülkeyi anayasal düzene geri döndürmesi çağrısında bulundu. Burada Afrika Birliği’nin artık eskimiş bir örgüt olduğunu ve darbelere karşı nasıl tepki verdiğini hatırlatmak istiyoruz.
Hiç şüphemiz yok ki milyonlarca Zimbabveli işçi ve kır yoksulu, askeri darbenin ülkeyi nereye götüreceğinden emin değilken, Mugabe ve ailesinin Zimbabve’deki siyasi sahneden gitmesinden dolayı çok rahatlamış durumdalar. Afrika bağımsızlık mücadelesi tarihinden ve deneyimlerinden biliyoruz ki, askeri darbeler, ilerici bireylerin yol göstericisi olduğu ve Burkina Faso’daki Thomas Sankara gibi devrimci grupların öncülük ettiği durumlarda bile belirli bir süre sonra nüfusun çoğunluğu olan işçi sınıfı ve yoksul köylülerin daima kan, ter ve gözyaşı dökmesine sebep olmuştur. Bu arada, tarih çoğu zaman askeri darbelerin sivil yönetimlerden daha kötü olduğunu kanıtlamıştır.
NUMSA’nın bu konudaki tutumu ilkeseldir. Bu, popüler olmayan bir duruş sergilediğimiz ilk olay değildir. ANC liderliğindeki İttifak içinde 2013’te başkan Jacob Zuma’yı geri çağırma çağrısı yapan ilk örgütüz ve bunun için biz sendika federasyonu COSATU tarafından ihraç edildik. Şimdi aynı şarkıyı söylüyorlar. Zimbabve’deki işçi sınıfı uyanık olmalıdır. Politik karışıklığın olduğu bu zamanlarda kendilerine sormaları gereken soru, bu askeri darbenin hangi sınıfın çıkarına olduğudur. Zimbabve ordu genel sekreteri Sibusiso Moyo, bu darbenin sebebi hakkında şimdiden bir ipucu verdi. Ordu, ZANU-PF’yi ‘suç unsuru’ olarak adlandırmak istediğini açıkladı. Açıkçası, ordu ZANU-PF’nin bir hizibinin çıkarı için hareket ediyor, işçi sınıfı çoğunluğu ve yoksulların çıkarı adına hareket etmiyor.
Ayrıca, darbenin arkasındaki itici güç olduğuna inanılan kilit liderlerden birisi, kısa süre önce Mugabe tarafından görevinden uzaklaştırılan Crocodile (Ngwenya) olarak da bilinen eski genel başkan yardımcısı Emmerson Mnangagwa’dır. 1980’lerde Matabeleland ve Midlands bölgelerinde yapılan askeri operasyonlarda muhaliflerin bastırılıp yaklaşık 20 bin Zimbabvelinin toplu olarak katledilmesinde ki rolü ile ünlüdür. O sırada Gizli Polisin başı idi ve cinayetlerle doğrudan ilgisi olduğu söyleniyor. Bu işçi sınıfı için iyi bir haber değil. Yetkili bir liderin veya potansiyel olarak acımasız bir askeri diktanın liderliğiyle yüz yüze geldiğini gösteriyor.
Zimbabve’de ve kıtanın geri kalanında yarım asırdan uzun süren bir post-sömürgecilik döneminden edindiğimiz güçlü ders; kapitalizmi ve emperyalizmi gerçekten devirerek sosyalizmi inşa etmediğimiz sürece, Afrika işçi sınıfı ve kır yoksulları için her zaman daha derin ve daha uzun süreli sefalet ile karşılaşacağız. Emperyalizm ve yerel temsilcileri ülkeye geri döndükten sonra, işçi sınıfının ve kır yoksullarının acısına karşı daha kibirli, kısır ve tamamen duyarsız davranıyorlardı. NUMSA’nın Mugabe’yi desteklemediğini çok açık bir şekilde belirtmek isteriz. Geçmişte desteklediğimiz Zuma’dan ayrılması gereken bir konu ve onun yerini kimin alacağı bizim için ayrı bir tartışmadır. Zimbabve işçi sınıfı, en kötü kasaplarını desteklemeye devam edemez. Zimbabve’deki tüm ilerici kitle örgütlerini genel olarak, işçi sınıfı ve kır yoksullarını, kapitalizmin ve emperyalizmin kötülüklerine karşı örgütlenmeye, harekete geçmeye, kendilerini eğitmeye, umutlarını kaybetmemeye, kendilerini birleşik ve sosyalist bir Afrika için savaşmaya çağırıyoruz. Mugabe’den sonra işçi sınıfı ve kır yoksulları için askeri maceralardan iyi bir şey gelmez. Zimbabve’deki krizlerin tek gerçek ve kalıcı çözümü, Zimbabve işçi sınıfının önderliğindeki gerçek sosyalizmdir.
Bütün dünyadaki ilerici ve sosyalist oluşumları zorlu zamanlarda dayanışmaya ihtiyaç duyan Zimbabve işçi sınıfı ve kır yoksuları ile dayanışmaya çağırıyoruz. Özellikle Güney Afrika işçi sınıfının Zimbabve’ye büyük borcu vardır. Zimbabve’deki ekonomik krizin bir nedeni de Güney Afrika kurtuluş savaşını desteklediği için emperyalizm tarafından uygulanan ambargolardan kaynaklanmaktadır. Zimbabve işçileri ve kır yoksulları ile ilgilendiğimizi göstermenin zamanı geldi. NUMSA Güney Afrika’daki diğer sosyalist ve ilerici oluşumlarla birlikte, Zimbabve’deki işçi sınıfının örgütlenerek gücünü ortaya çıkarmak ve sosyalist bir Zimbabve mücadelesini nasıl hızlandırılacağını belirlemek için Zimbabve’deki gelişmeleri dikkatlice izleyecektir.
Bir zamanlar Kübalı büyük devrimci ve eski devlet başkanı olan yoldaş Fidel Castro’nun “İşçilerin ve köylülerin sosyalist ve demokratik devrimi emekçilerle birlikte ve emekçilerin çıkarı için yapılan bir devrimdir. Ve emekçi halkın bu devrimi için emekçilerle birlikte ve emekçiler için hayatlarımızı vermeye hazırız,” demesi bize esin kaynağı oldu. Zimbabveliler ve özellikle Zimbabve işçi sınıfına sesleniyoruz. Marksist-Leninist devrimci bir sendika olan NUMSA onlarla birlikte acı çekiyor, bu korkunç zamanda Zimbabveli işçilerin ihtiyaçları olan desteği göstermek için onlarla birlikte siperlere atlamaya hazırız, Yoldaşlar!
Aluta continua!
Mücadele devam ediyor!
Irvin Jim, NUMSA Genel Sekreteri,
Güney Afrika