Filistin: İşgalci Toplu Cezalandırmayı Filistin Halkını Sindirmek İçin Kullanıyor

İşgal ordusu bu sabah Kudüs eski şehirde İssaviye köyünden 19 yaşındaki Fadi Samir Mustafa Allun'u öldürdü. pic.twitter.com/ToX0c56WCs

— İntifada Yayınları (@intifadayayin) October 4, 2015

*19 yaşındaki Fadi Samir Mustafa Allun ‘Araplara Ölüm’ diye haykıran ırkçılar tarafından kovalandığı sırada tehdit oluşturduğuna dair en ufak bir kanıt yok iken işgal güçleri tarafından infaz edildi.

4 Ekim 2015- Kudüs’te devam eden çatışmalarda yüzden fazla Filistinli yaralandı. Foto: Abed al Hashlamoun/EPA

***

İsrail’in adaleti şu şekilde işliyor: Irkçı yerleşimciler Filistinli bir ailenin evini ateşe verip, ailenin üç üyesini soğuk kanlılıkla katledip, dördüncüsünün de ciddi şekilde yanmasına sebep oluyor. Ancak yine de tekrar öldürmek üzere serbest kalabiliyorlar. Çünkü tutuklanmadılar, İsrail Savunma Bakanı Moshe Ya’alon’un suçluluların tespit edildiğini kabul etmesine rağmen.

Yerleşimciler Filistinlileri her gün terörize ediyor, şiddet ve vandalizm ile tehdit ediyor, Müslümanlar için en kutsal üçüncü mekan sayılan El Aksa camisine saygısızlık ediyor, ancak yine de azgın askerler ve polislerce desteklenirken daha fazla suç işlemek için özgür bırakılıyorlar.

İsrail işgal güçlerinin ve yerleşimcilerin şiddetine karşı öz savunma için taş atan Filistinli çocuklar 20 yıllık hapis cezalarıyla karşı karşıya bırakılırken aileleri ödemeye asla güçlerinin yetmeyeceği katı para cezalarına çarptırılıyor.

Perşembe günü (1 Ekim) gerçekleşen bir silahlı saldırıda iki yerleşimci, bir karı-koca arabalarında öldürüldü. Arabada çocukları da vardı ancak onlar yara almadılar. Onlar da artık hiç kimsenin umursamadığı, işgalci İsrail’in sakat bıraktığı sayısız Filistinli çocuk gibi öksüz ve yetimler.

Olayın saldırgan(ları) henüz tespit edilemezken ve henüz olayın arkasındaki motivasyon ve kanıtlar netlik kazanmamışken otomatik olarak bütün Filistinliler sorumlu tutuldu.

Bu sıradan bir suç muydu? Her iki kişi de hedef mi alınmıştı? Eğer öyleyse, neden? Ne zaman böyle bir olay gerçekleşse İsrail de bir isteri dalgası baş gösteriyor. İşgal güçleri Filistinlilerin evlerine dalıyor, gelişigüzel tutuklamalar yapıyor, sokağa çıkma yasağı ve sıkı yönetim uyguluyor, binlerce masum insana karşı terör estiriyor.

Netanyahu Filistinlilere yönelik bu ırkçı saldırılardaki sorumluluğunu reddediyor ve olanlar için Filistinlileri adres gösteriyor. Savunma Sekreteri Ya’alon’a Filistinlilere işkence edecek yüzlerce askeri görevlendirmesi yönünde emir verdi, daha önce de bir çok kereler örneğini görmüş olduğumuz üzere toplu cezalandırma süreci başladı.

Olayları takiben onlarca ırkçı yerleşimci Nablus’un güneyinde Filistinlilerin yaşadığı alanlara saldırdı. Bazıları ‘Araplara ölüm’ diye haykırıyordu.

İsrail askerleri Huwware, Beit Forik ve Beit Dajan’ı işgal etti, Filistinli gençlerle çatışmaya girdi. Nablus’un güney ve güneydoğusundaki yollar kapatıldı. Birçok Filistinlinin evlerine dönmesi engellendi.

Yerleşimciler Shilo ve Yitzhar yakınlarında ve Huwwara ile Zatara kontrol noktalarında Filistinlilerin araçlarına saldırdı.

Ya’alon ‘katilleri ve iş birlikçilerini yakalamak için gereksiz çaba sarf etmeyeceğiz’ diyerek Filistinlileri tehdit etti, bu da gösteriyor ki gerçek ne olursa olsun mutlaka bir ya da daha fazla Filistinli suçlanacaktı.

Böylelikle cadı avı başladı, masum olsun olmasın bu önemli değil, sonuna kadar sürecek. Ve bir kere birileri suçlandı mı artık herşey bitmiş demektir çünkü suçlanmak suçlu olmak için yeterlidir. İsrail adalet sistemi Filistinliler için bu şekilde çalışmaktadır.

Bu arada Araplar’dan nefret eden yerleşimciler ve askerler karşısında savunmasız olan Filistinliler mütemadiyen saldırıya maruz kalacak. Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmasında Oslo şartlarına uymayabileceğini ima eden Mahmud Abbas ise Filistinlilerin yaşadığı bu zulüm karşısında sessiz kalmaya devam ediyor.

Yoğun polis aramaları devam ediyor. Evler basılıyor, talan ediliyor, aile üyeleri sorgulanırken hırpalanıyor.

Avrupa Dış Politika Başkanı Federica Mogherini İsrailli aileye taziyelerini sundu, ancak şiddete uğrayan, işgal güçlerince öldürülen veya haksız yere hapsedilen Filistinliler için hiçbir duyarlılık göstermemişti.

Perşembe günkü olayın sorumlusu her kimse, asıl sorumlu ve suçlu İsrail’dir. Neden olduğu şiddetin sonucu budur.

Önümüzdeki günlerde onlarca tutuklama olacak, göz altına alınanlar asla sahip olmadıkları bilgiler için işkence görecek. Filistinlilere yönelik zulüm ve şiddet devam edecek.

Kaynak: http://www.globalresearch.ca/israel-terrorizes-palestinians-after-two-settlers-shot/5479550