Barış görüşmelerine dair iyimserliğimizi koruduğumuzu daha önce de ifade etmiştik. Barış görüşmelerinin başarılı bir şekilde devam edeceğine ve nihai bir anlaşmaya varılabileceği ihtimaline hala inanıyoruz. Ancak bu inanç bizim barış ve sosyal adaletin olduğu bir Kolombiya’ya geçiş sürecini zorlaştıran gerçeklikleri görmemizi engellemiyor.
Sadece üç gün önce, ERON Picota hapishanesinde mahkum olan paramliterler FARC’ın tutsaklar kolektifine saldırdı. Yoldaşlarımız hemen kendini savundu ve hayatlarını kurtarmayı başardılar.
Bu hafta boyunca, Antioquia ve Chocó’daki gerilla birliklerimiz kırsal alanda ve köylerde çok sayıda yeni paramiliter hareketliliği rapor etti. Paramiliter güçler FARC’ın tek taraflı ateşkesini Kolombiya Silahlı Kuvvetleri ile açıktan işbirliği yaparak istismar etmektedir. Dabeiba bölgesinde, ordu La Llorona Kanyonu’nda yer alan Tascón birliğini boşaltarak bütün bu alanları paramiliter güçlere bıraktı.
Bununla birlikte, sol ve muhalif hareketlere karşı kirli bir savaş kampanyası sürdürülüyor. Bunun örneklerinden birisi de, Vatansever Birlik’ten (Patriotic Union) Los Palmitos, Sucre belediye başkanlığına aday olan Hugo Sánchez’e karşı, devlet takibine hiç takılmadan rahat bir şekilde dolaşan paramiliterler tarafından gerçekleştirilmiş olan saldırıdır.
Bu toplum ayrıca hala fişlemenin hakikate üstün geldiği politik tutuklamalarla sarsılmaktadır. Barrancabermeja konseyi adayı Juan Lopez Bautista ile Guapi belediye başkan adayı Marino Grueso işte bu sebeple şu anda parmaklıklar arkasındadır.
Şimdiden yüzden fazla militanı öldürülmüş ve altı yüz üyesi hapsedilmiş olan Vatansever Yürüyüş (Patriotic March) ve Halkın Kongresi (People’s Congress) gibi yeni kurulmuş politik hareketler de dahil olmak üzere bütün halk hareketleri suçlamalara maruz kalmaktadır.
Benzer şekilde, insan hakları eylemcileri ile sendika liderleri de tehdit edilmektedir. 2015 senesinde şimdiye kadar tam 69 insan hakları savunucusu katledilmiştir. Ve daha dün, Envigado yakınlarında, Kolombiya Banka Çalışanları Ulusal Sendikasının (UNEB) lideri Hildebrando’nun kızının cesedi bulundu.
Bu gerçeklere karşın ana akım medyanın ve hükümetin rahatsız edici bir sessizliğe gömüldüğünü görüyoruz. Bu şartlar altında, paramiliter şiddet ve kirli savaş devam ettiği sürece, kalıcı ve istikrarlı bir barışın sağlanamayacağı konusunda ısrar ediyoruz.
Yukarıda sıralanmış gerçekler sosyal adalet ve insan haklarını savunan örgütlere, politik muhalefete ve alternatif hareketlere karşı kirli savaş stratejisinin devam ettirildiğini gözler önüne sermektedir. Barış ancak ve ancak paramiliter şiddeti ortadan kaldırmak için etkili stratejiler geliştirildiği ve insan haklarını gözeten politikalar hayata geçirildiği takdirde inşa edilebilecektir.