1969 yılında gerçekleşen Küba devriminin etkilerinin Latin Amerika’ya yayılmasından endişe duyan ABD, kıtanın güneyini Manichean Soğuk Savaş politikasının sınır tanımayan vahşetine mahkum etti.
Bill Clinton döneminde açığa çıkan belgeler Latin Amerika’yı dehşete boğan kanlı askeri darbelerdeki CIA bağlantılarını ifşa etmişti. Bu belgelerle Şili’nin sosyalist başkanı Salvador Allende’nin devrilmesinde ABD başkanı Richard Nixon ile Henry Kissinger’ın parmağı olduğu da açığa çıkmıştı.
‘Kızıl Tehlike’ propagandası ile yayılan ABD emperyalizmi, Latin Amerika ülkelerindeki askeri cuntalarla iş birliği yaptı ve 70’lerde yükselmekte olan Latin Amerika solunu bastırmak için Arjantin, Bolivya, Brezilya, Uruguay, Paraguay ve Şili’de gerçekleştirilen darbelere destek verdi. 70’li yıllarda Latin Amerika’da CIA ve askeri diktatörlüklerle birlikte yürütülen bu planın adı Condor Planı’ydı.
1970 yılında başkan olan Salvador Allende ülkedeki doğal kaynakların, bakır madenlerinin kamulaştırılmasında, sağlık ve eğitim sisteminin iyileştirilmesinde rol oynadı. Allende’nin ABD’nin yayılmacı, emperyalist politikalarına ve çıkarlarına uymayan sosyal reformları hedef alınmaya başlandı. 29 Haziran 1973’te hükümeti devirmek için ilk saldırı geldi, ancak geri püskürtüldü. Ne var ki 11 Eylül’de ABD destekli, Augusto Pinochet önderliğindeki ordu asıl darbeyi vurdu. Ordu başkentin kontrolünü ele geçirdi ve başkanlık sarayını bombaladı. Başkanlık sarayını terk etmeyen Allende’nin ölmeden önce radyoda yaptığı son konuşma ise şöyleydi:
Teslim olmayacağım. Bu tarihi dönemeçte, halkıma olan sadakat borcumu hayatımla ödeyeceğim. Ve halkıma binlerce Şililinin vicdanlarına serptiğimiz tohumların sökülemeyeceğine olan kesin inancımı haykıracağım. Siz güçlüsünüz, bizi yok edebilirsiniz ama devrim ne zorla ne de katliamla bastırılabilir. Tarih bizim ve tarihi halk yazacak.
Şili’deki darbe ile birlikte ABD destekli cunta dalgası tüm Latin Amerika’yı sardı ve Küba devriminin etkilerini kıtanın güneyinden silmek için kirli bir savaş başladı. 1990’a kadar ülkeyi 17 yıl boyunca demir yumrukla yöneten Pinochet döneminde 80 bin insan hapse atıldı, 30 bin insan işkence gördü, yaklaşık 3.200 insan öldürüldü, 1000’den fazla insan ise kaybedildi.
Askeri rejimin ardından son 25 yıldır halk hala cunta döneminde hayata geçirilen gerici programların, yasaların değiştirilmesi için mücadele veriyor. 1981 yılında getirilen paralı eğitim nedeniyle Şili dünyada üniversite eğitiminin en pahalı olduğu ülkelerden biri ve öğrenci hareketi 2015’te verdiği sözlere rağmen parasız eğitim planına hız vermeyen hükümete karşı protestolarını sürdürüyor. İşkenceci binlerce ordu mensubundan ise sadece 75’i insanlığa karşı işledikleri suçlardan dolayı hapis cezasına çarptırıldı.
#Chile: Milhares de pessoas marcham em #Santiago para homenagear as vítimas da ditadura militar. #43anosdelgolpe pic.twitter.com/IG2tnCtcxA
— #ForaCunha (@PersonalEscrito) September 11, 2016
ABD destekli askeri darbenin 43’üncü yıl dönümünde halk başkent Santiago’da sokaklara çıktı ve tüm kurbanlar için adalet talep etti. Eyleme dair fotoğraflar #43anosdelgolpe ve #11DeSeptiembre başlıkları ile sosyal medyada paylaşıldı.