2015 Mart-Mayıs ayları arasında, dünyanın farklı yerlerinden farklı sorun alanlarında örgütlenme çalışmaları yapan, yaklaşık 30 ülkeden 60 civarı aktivist ve militan olarak, Topraksız Kır İşçileri Hareketi’nin (MST-Brezilya) düzenlediği 1. İngilizce Uluslararası Politik Eğitimcilerin Eğitimi Kursu’na katıldık. Kurs, Brezilya’nın farklı eyaletlerinde MST militanları tarafından inşa edilen okulların en büyüğü olan Florestan Fernandes Ulusal Okulu’nda (ENFF) gerçekleşti. 6 hafta süren kurs boyunca politik teori ve felsefe, ekonomi-politik, gıda politikaları ve militan çalışma yöntemleri üzerine, gönüllü eğitimcilerin verdiği çeşitli derslere katıldık. Ayrıca, farklı gruplar halinde Brezilya’nın çeşitli eyaletlerinde var olan çeşitli toplumsal hareketleri ziyaret ettik: Baraj karşıtı çiftçi mücadelesi, maden karşıtı çiftçi mücadelesi, kentte konut işgali mücadelesi, işçi sendikaları, öğrenci örgütlenmeleri, MST kampları, agro-ekoloji okulları ve yerli toplulukların var olma mücadeleleri, gibi…
Florestan Fernandes Ulusal Okulu
Brezilyalı solcu bir sosyolog ve politikacı olan Florestan Fernandes’in ismini alan okul, Sao Paulo eyaletinin Guararema şehrinde küçük bir kasaba içinde bulunuyor. Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Sebastião Salgado’nun fotoğraflarının bağışları ve José Saramago’nun metnini yazdığı, Chico Buarque’nin müzikleri ve Sebastião Salgado’nun fotoğraflarından oluşan “Toprak” isimli kitabın satışından gelen gelirlerle yapım bütçesi oluşan okul, tamamen gönüllü bir ekip tarafından inşa edilmiş ve 2005 yılında uluslararası bir etkinlikle çalışmalarına başlamıştır. Ekim yapılan toprakları, çamaşırhanesi, yurtları, çalışma salonları, kütüphanesi ve derslikleriyle küçük bir üniversite kampüsünü andıran bu okul bir çok üniversiteden çok daha verimli ve sistematik bir eğitim programıyla başta Brezilya olmak üzere Latin Amerika ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen genç çiftçilere, lise ve üniversite öğrencilerine, eğitmenlere ve çiftçi mücadelesi içinde yer alan militanlara eğitim veriyor. Burada verilen eğitim, gıda egemenliği mücadelesinde farklı kademelerde çalışma yapacak kadroların “formasyonu” üzerine kurulu. Başka bir deyişle, ENFF’nin politik bir çiftçi okulu olduğunu, sınıf mücadeleleri tarihinden ülkelerin toplumsal yapısına, politik teoriden ekonomi politiğe kadar bütün alanlarda çiftçilerin toplumsal hareketler içinde birer kadro olarak yetişmesine vesile olduğunu söyleyebiliriz.
Başta MST katılımcıları ve militanları olmak üzere Brezilya’daki ve Latin Amerika’daki farklı toplumsal hareketlerin katılımcıları gruplar halinde ENFF’ye geliyor, farklı periyodlarda formasyon alıyor (örneğin formasyon çalışmaları 6 veya 8 hafta olabiliyor) ve çalışma alanlarına geri dönüyorlar. ENFF aynı zamanda MST’nin ve diğer toplumsal hareketlerin farklı çalışma birimlerinin ulusal, bölgesel veya uluslararası toplantılar yapmasına ev sahipliği yapıyor. MST kadroları ENFF’yi anlatırken “işçi sınıfının okulu” ifadesini kullanıyorlar. Başka bir ifadeyle ENFF yalnızca MST’nin değil, bütün işçi sınıfı bileşenlerinin okulu olarak anlamlandırılıyor ve kullanılıyor.
Formasyon
Portekizce’de Formação terimi ile ifade edilen “kadro formasyonu” ENFF’deki eğitimin temelini oluşturuyor. Türkçe’de daha çok “eğitim” olarak ifade ettiğimiz süreci “formasyon” olarak tanımlamalarının temel sebebi, politik kadronun kadro olarak donanımlı hale gelmesinin teorik ve pratik beraberlik içinde mümkün olabileceği perspektifine dayanıyor. Farklı bölgelerde ve alanlarda çalışma yapan militanlar ENFF’de aldıkları formasyon sonrasında tekrar çalışma alanlarına dönüyorlar ve bu formasyonu hayata geçirmeye çalışıyorlar. Ancak, alanda yapılan çalışma sık sık farklı birimlerde değerlendiriliyor, “sistematize ediliyor”, arşivleniyor. Yapılan çalışmanın değerlendirilmesi sonrası kadro adayları tekrar ENFF’ye geliyor ve sistematikleştirdikleri çalışmalarını yeniden değerlendirme ve eksik noktalar üzerine çalışma imkanı buluyorlar. Başka bir ifadeyle, ENFF’nin eğitim anlayışı “hap bilgilerin” ezberlenmesi ve yaşama dayatılması şeklinde değil, sürekli olarak pratikte sınanması, yaygınlaştırılması, sistematize edilmesi ve tekrar pratikte sınanması şeklinde, hiç bir zaman sonu olmayan, sürekli öğrenmeye dayanan bir süreci ifade ediyor. Formasyon terimi de, kadro eğitiminin sürekli devam eden bir “süreç” olması düşüncesine dayanıyor. Başka bir ifadeyle, ENFF, kadrolaşma sürecindeki militanın uğrak yerlerinden biri; ancak kadrolaşma, sürekli pratik bir deneyim olduğu için bir gün “tamam” denilebilecek bir bilgi birikimini ifade etmiyor; aksine, sürekli pratikte deneyimlenen, sürekli oluşan, bozulan, yeniden kurulan bir pratiği ifade ediyor.
ENFF’de yaşam
ENFF’de pedagojik programdan kampüste bulunan tarımsal üretime kadar yapılan bütün çalışmalar, spesifik görevi bu çalışmaları düzenlemek ve icra etmekten oluşan bir tugay tarafından üstlenilmektedir. Farklı MST kamplarından ve birimlerinden gelen militanlardan oluşan bu inisiyatif, bir yandan ENFF kampüs yaşamının yeniden üretiminin organizasyonunu yapıyor, bir yandan da ENFF’de çalışma yapacak kişi veya grupların pedagojik takvimini organize ediyor. Ayrıca ENFF’de yapılacak yerel, ulusal ve uluslararası toplantılar da yine bu inisiyatifin organizasyonel faaliyeti sayesinde gerçekleşebiliyor.
Kendisine “işçi sınıfının okulu” diyen bir okulda, dünyanın farklı yerlerinden gelen işçiler, çiftçiler, öğrenciler ve akademisyenlerle; başka bir deyişle mülksüz ve topraksızlarla beraber nasıl bir deneyim mümkün oluyor? Kapitalist toplumsal formasyon içinde devrimle yaşamak nasıl bir duygu? Devrimle beraber olmak; oluşmak, kendini kurmak… Hayatın kendisini bir devrimci pratik olarak inşa etmek…Topraksız işçilerin mücadelesiyle inşa edilmiş bir devrimin kalbinin içine bakarken bu sorular aklıma geliyor. MST’nin Brezilya’nın geneline yayılmış kamplarında, yerleşimlerinde ve okullarında devrime bakmak için her şeyin bir kurulma süreci olduğunu, “süreç” olduğunu, ezilenlerin pedagojisi olduğunu, aşk ve emek olduğunu, mücadele ve bedel ödemek olduğunu, umut, özlem ve devrimci arzu olduğunu, çokça karşılıksız sevgi olduğunu, sahip olmadan, mülkiyetsiz yaşamak olduğunu, hissetmek olduğunu, bedenle barışmak olduğunu, saygı olduğunu hatırlamak gerekiyor belki de. MST’nin bir çok kalbi var, ve bu kalplerin en yoğunlaşmışlarından biri olan ENFF’de bu sorularla dolu formasyon süreci, yaşamın her alanında hakikate dair ciddi sorular sormayı mümkün kılıyor.
Her şeyden önce, burada militanlar arasında ilk anda bir eşitlik kuruluyor. Kim olduğunuz veya nereden geldiğiniz önemli değil; militan çalışma prensipleri içinde eşitleniyorsunuz. Bu eşitlik bir anda farklı sömürü ve tahakküm sistemleri tarafından zihnimizde kurulan toplumsal yargılardan özgürleşmenin kapısını aralıyor. Bir örgütlenme içinde “apoletsiz” olarak eşitlenmenin kendisinin bir örgütlenme biçimi olduğunu keşfediyorsunuz. Bu da hem kişisel hem de toplumsal karakterinizin oluşmasında önemli bir formasyon süreci olarak işlev görüyor. MST’nin kendisini inşası, binlerce topraksız işçinin eğitimine dayanıyor. İdeolojik eğitim, cinsiyet eşitliği, militan çalışma prensiplerinde eşitlenme, kadrolaşma, mystica pratiklerinde kendini büyük bir mücadelenin parçası hissetme, mücadelenin değerlerini, prensiplerini, umudunu, inancını yeniden örgütleme…
Mystica
MST’nin kökleri kendisinden önce gelen topraksız işçilerin hareketine, Marksizme ve Hristiyanlık içindeki devrimci bir eğilim olan Kurtuluş Teolojisi’ne dayanmaktadır. MST’de ve Brezilya’daki çeşitli toplumsal hareketlerde kullanılan mystica pratiği, bu üçünün sentezinin en kristalleşmiş biçimidir. MST militanları bu terimin bir çevirisi olmadığını, bu pratiğin kendisinin kendi bağlamı içinde anlaşılabileceğini düşünüyorlar.
Farklı toplumsal hareketler için değişebilmekle birlikte, MST kamplarında ve yerleşimlerinde önemli günler ve haftalarda veya önemli olay ve etkinliklerde, ENFF’de ise haftanın altı günü yapılan bu pratik, bir çeşit anma ritüeli, kolektif duygulanım pratiği, performans ve formasyon süreci olarak ifade edilebilir. ENFF’de mystica pratiği şu şekildedir: ENFF’ye gelmiş eğitim devreleri kişi sayılarına göre belirli hücre birimlere (nucleus basis- NB) bölünürler. Her NB eğitim süresi boyunca mystica hazırlar. Mystica, ENFF’de kahvaltı sonrası dersler başlamadan önce herkesin toplanması ve izlemesi üzerine kuruludur. Bir açıdan her sabah yapılması ve herkesi bir araya toplaması itibariyle içtimaya veya törene benzer. Ancak burada askeri veya militer bir düzen yoktur. Mysticayı düzenleyen NB, mysticada bir hikaye anlatır. Bu hikaye sınıf mücadelesi, din, dil, ulus ve cinsiyet kimliklerine göre uyglunan polis ve devlet şiddeti ve kurtuluş olanaklarının anlatıldığı hikayeler olarak sergilenir. Bu ritüel gibi görünen pratik, bir çok açıdan öğreticidir. Çünkü, mysticayı düzenleyen NB’lerin bir mystica üretmesi gerekmektedir, bunun için de tartışmaları, araştırma yapmaları gerekmektedir. İkincisi, mystica’lar kolektif tartışma ve üretim pratiğinin sonucu olarak her NB’nin özgün bakışını ortaya koyar. Üçüncüsü, bu özgün bakış, araştırma ve üretim pratiği mystica’yı izleyen ve katılan kişilere yeni bir bakış açısı, yeni bir deneyim ve birikim sunmaktadır. Hepsinden önemlisi, kampüsteki herkesin katıldığı bu pratik, güne hep beraber başlamaya dair bir ritüel inşa ederken, bir yandan kolektif toplumsal üretimi, bir yandan da dünya çapındaki kolektif mücadelelerin bir parçası olduğunuzu hissettirir.
Mystica üzerine yaptığımız atölyede iki şey çok öne çıktı: Mystica aşktır; bizi her gün topraktan, emekten ve aşktan koparan kapitalist yeniden-üretim rejiminin yerine sıradan olmayanın, büyüleyici olanın yaratılmasıdır. Atölyeyi yürüten MST militanı yoldaş Agusto bunun üzerine Che’den alıntı yaparak şöyle söyledi: “sıradan olmayan sıradanlaşınca, yani her gün sıra dışı haline gelince, o devrimdir.”
ENFF’de sıradan olmayan sıradanlaşmıyor; sıra dışı her gün “yine, yeni ve yeniden” yaratılıyor. Kendi sıradanlığı içindeki büyü deneyimleniyor, başka bir ifadeyle, büyü, sıradanlığın içindeki hakikat olarak üretiliyor… Her devrimde böyle olmuştur herhalde; belirli bir zaman ve mekan içinde, ne zaman sona ereceğini düşünmeden, devrimin parçası olmak… Bu açıdan ENFF’nin varlığı, bir “eğitim” kurumu olmasının çok ötesinde anlamlar taşımaktadır. Burada yüzbinlerce topraksız işçinin, dünyanın farklı yerlerinden gelen çiftçilerin ve öğrencilerin, kendisini işçi sınıfı mücadelesine adamış akademisyenlerin, toplumsal adalet mücadelesi militanlarının her gün yeniden ürettikleri şey, “başka” bir dünyanın tam da bugün emeğimiz tarafından üretildiği ve emeğimizi örgütleyecek mekanizmaları bugün inşa etmemiz gerektiği düşüncesidir.
Sömürüden özgürleşmeye giden yol, mücadelenin kendi zamanı açısından, aslında sanıldığından çok daha kısadır:
“Çünkü beklemek bilgelik değildir
Bilge zamanı yapar, gelmesini beklemez”
(1) Tugay: MST’de farklı görevleri yerine getirmek üzere her biri tarihi bir öneme sahip yer, kişi, olay vb. ifade eden isimlere sahip tugaylar (brigade) bulunmaktadır. Örneğin, ENFF’nin bütün işlerini örgütleyen tugayın ismi Apolônio de Carvalho’dur. Bu isim Brezilya İşçi Partisi’nde yer almış bir komünistin ismidir. Türkçe’de tugay kelimesi askeri bir terim olarak kullanıldığından, terimin ifade ettiği şeyi daha iyi anlamak için inisiyatif, ekip, birlik gibi terimler de düşünülebilir.
(2) NB, MST’nin temel örgütlenme birimidir. Hücre-birim olarak ifade edilecek bu örgütlenme, MST kamplarında ve yerleşimlerinde aileler temelinde oluşturulmaktadır. Temel örgütlenme birimleri olarak NB’ler hem ekonomik hem de siyasi birimdir. MST’nin güncel politikası ve geleceğine dair alınacak kararlar yüzbinlerce NB’de yapılan tartışmalarda başlayarak farklı NB’lerin (biri kadın diğeri erkek olmak üzere) iki sözcüsünün yan yana geldiği koordinasyon toplantılarına iletilir. Bu koordinasyon toplantıları da tartışma sonuçlarını ve kararlarını yerel, bölgesel ve ulusal koordinasyonlara iletir. Böylece aşağıdan-aşağıya, hiyerarşik olmayan bir örgütlenme biçimi NB’lerden başlayarak işletilmektedir.