Dünya çapında yüzün üstünde üniversite bu seneki İsrail Apartheid Haftası etkinliklerinde yer alacak.
İlk kez 2005’te gerçekleştirilen İsrail Apartheid Haftasının amacı ‘İsrail’in devam eden işgalci-sömürgeci projesi ve Filistin halkına yönelik ırkçı, ayrımcı politikaları’ hakkında farkındalık yaratmak, öte yandan Uluslararası Boykot, Yaptırımlar ve Yatırımların Geri Çekilmesi (BDS) hareketine verilen desteği yükseltmek.
Bu yılki etkinlikler kapsamında bütün dünyadaki üniversitelerde paneller, söyleşiler, film gösterimleri ve sunumlar gerçekleştirilmesi planlanıyor. Londra SOAS Üniversitesi’ndeki Filistin Dayanışma örgütünden Razan Shamallakh, The New Arab için şu açıklamalarda bulundu:
Bu etkinlikler İsrail’in işlediği suçların boyutlarını henüz tam anlamıyla idrak edememiş uluslararası kamuoyuna önemli bir mesaj veriyor.
İsrail devletinin ırkçı, gerici politikalarının, uluslararası hukuk ihlallerinin ve işlediği insanlık suçlarının apartheid Güney Afrika’dan farkı yok, bu nedenle İsrail’i açıkça apartheid bir devlet olmakla itham ediyoruz.
Lonra’da bu yılki kampanya kapsamında İsrail’in savaş suçlarını ifşa eden 100 anti-İsrail posteri sokaklara, trenlere ve muhtelif noktalara asıldı. Ancak İsrailli yetkililerin Londra Belediye Başkanı Boris Johnson’ı araması üzerine metro hatlarındaki posterler kısa süre sonra toplatıldı.
Hükümetin kamu kurumlarının BDS kampanyalarında yer almasını Şubat ayında yasaklamasının ardından Britanya’daki Filistinli eylemciler büyük bir darbe almıştı. Ancak Shamallakh, İsrail Apartheid Haftasının en az hükümetin yaptırımları kadar önemli bir etkiye sahip olduğunu vurguluyor:
Cameron’nun boykot hareketini durdurmaya çalışması hareketin İsrail’i güç duruma soktuğunun bir göstergesi, aynı zamanda bizi İsrail Apartheid Haftasını daha etkili kılmamız için cesaretlendiriyor.
Cameron’un bu girişimi son yıllardaki etkili yerel boykot kampanyalarının İsrailli yetkilileri kızdırması üzerine gerçekleşti.
2014’te Leicester Kent Konseyi, işgal altındaki Batı Şeria’daki yerleşimlerde üretilmiş İsrail mallarının boykot edilmesini kararlaştırdı. İskoç hükümeti gayrimeşru yerleşimlerde yatırım ve ticaret yapılmasına karşı yerel konseylere bildirge gönderdi.
Avrupa Birliği geçen sene İsrail’in gayrimeşru yerleşimlerde ürettiği malların farklı şekilde etiketlendirilmesini desteklemişti. İsrail ise bu uygulamanın ayrımcı olduğunu savunarak ‘barış sürecinin’ zarar görebileceği tehdidinde bulunmuştu.