28.07.2020

Pakistan: Beluci Ve Sindi Örgütleri Birleşti

Beluci ve Sindi silahlı devrimci örgütleri topraklarının Pakistan tarafından işgal edilmesine karşı verdikleri mücadelede güçlerini birleştirerek birleşik cephe oluşturduklarını basına gönderdikleri bildiri ile kamuoyuna açıkladılar.

Beluci Kurtuluş Cephesi, Beluci Kurtuluş Ordusu, Beluci Cumhuriyetçi Ordusu, Beluci Cumhuriyet Muhafızları gibi 4 farklı, Belucistan’da bağımsızlık mücadelesi veren örgüt tarafından oluşturulan Baloch Raji Ajoi Sangar (BRAS) ile Sindi Devrimci Ordusu arasında yapılan gizli görüşmeler sonucu ortak düşman Pakistan’a karşı elele verilmesi kararı alındı.

BRAS sözcüsü Beluci Han, “Gizli bir yerde yapılan toplantıda işgal altında olan Belucistan ve Sindi’nin kurtuluş mücadelesinin ortak bir direniş stratejisi ve cephesi altında biçimlendirilmesine, bölgedeki son stratejik ve jeopolitik gelişmelerin ayrıntılı olarak değerlendirilerek ortak tutum alınmasına karar verildi” dedi.

Pakistan ve Çin; Belucistan ve Sindi topraklarını Çin Pakistan Ekonomik Koridoru(CPEC) ile politik, ekonomik ve askeri olarak kontrol altına almak istiyorlar. Bunun nedeni Gwadar ve Badin’deki doğal kaynakları çalmak ve deniz kıyısını kalıcı olarak işgal etmektir.

Belucistan ve Sindi sahilleri sadece Hint Okyanusu ile olan bağlantısı değil, ayrıca Hürmüz Boğazı dahil olmak üzere uluslararası su yollarını da kontrol edebildiği için önemli olmaktadır. Çin ve Pakistan Belucistan sahil şeridini kullanarak Hint Okyanusu ve Pers Körfezinde stratejik ve askeri güçlerini artırmak istiyorlar.

Beluci ve Sindiler sahil şeridini kontrol altına alarak Çin-Pakistan yayılmacılığını engellemeye çalışıyorlar. Çin ve Pakistan’ın bu hamlesi Hindistan’ında içinde olduğu diğer bölgesel ve küresel güçleri de harekete geçirerek bölgedeki emperyalist paylaşım savaşını hızlandırdı. Pakistan’ın Hindistan ve ABD’ye yönelik silahlı muhalif örgütleri desteklediklerine dair açıklamaları sürüyor.

Emperyalist Kapitalist devletler sistemi içinde herhangi bir temsiliyet biçimi bulunmayan kendi kaderlerini tayin etme mücadelesi veren halklar/ezilen uluslar çelişkilerin derinleşip çatışmaların askeri biçim almasının arttığı koşullarda giderek emperyalist blokların daha fazla ilgisini çekmeye başladı.