Ülkedeki 350 yerel meclise 7.280 üyenin seçildiği ve geçen Pazar (29 Nisan 2018) gerçekleşen seçimde Tunuslu seçmenler sandıkları boş bırakmayı yeğledi. Oy kullanmayanların oranı yüzde 66,3’e ulaştı. Bu, ancak politik söylemle çoğunluğun yaşam koşulları arasındaki kopukluk, politik çevrelerde gittikçe kötüleşen yolsuzluk ve güvenilir bir politik alternatifin yokluğu ile açıklanabilir.
İlk gelen seçim sonuçlarına göre:
• Bağımsız listeler oyların %32’sini topladı.
• İslamcı pati Nahda (Yeniden Doğuş Partisi) oyların %28’sini alırken Nida Tunus (Tunus Çağrısı) %21’lerde kalmış görünüyor.
• Geri kalan partiler %19 pay alırken Halk Cephesi ise oyların sadece %5,9’unu toplayabildi.
Bağımsız listelerin zaferi
Seçimlerdeki büyük süpriz bağımsız listelerin zaferi oldu. Burada şunun da altını çizmek gerekir ki bazı listeler politik partilerden pek de bağımsız değildi: Elli kadarı Halk Cephesi üyeleri tarafından domine edilmişti ve diğer pek çoğu da Nahda Partisi’ne yakın sayılırdı. Ancak yine de bu listelerin çoğu yerel gerçekliklerin çıkarımıydı.
Bu seçimlerin diğer bir gerçeği de 2014 seçimlerinde lider parti pozisyonunu Nida Tunus’a kaptıran Nahda’nın tekrar birinci gelmesi, Nida Tunus’un ise 2014’e kıyasla ciddi bir düşüş kaydetmesi oldu.
Bu iki parti dışında, politik koşullar oldukça uygun olmasına rağmen seçmenleri ve mücadeleyi kendine çekmeyi başaramayan Halk Cephesi başta olmak üzere diğer partilerin hiçbiri öne çıkamadı.
Dahası, yerel seçim sonuçlarının, 2011 ve 2014 seçim sonuçlarına mukayeseli analizi aşağıdaki şu gerçekleri ortaya koymuş oldu:
• Nahda Partisi 2011’den beri süregelen düşüşünü engelleyemiyor. 2011’de 1,4 milyon, 2014’te ise 0,9 milyon oy almıştı. Geçen Pazar ise sadece 400 bin oy alabildi. Nida Tunus da benzer bir kaderi paylaştı: 2014 seçimlerinde 1,2 milyon oy almışken bu seçimlerde ise 350 bin oyda kaldı.
• Halk Cephesi ise 2014 parlamento seçimlerindeki oy oranını korudu: Toplamda 350 belediyeden ancak 120 listeye karşılık gelen 150 bin civarında oy.
İstikrarsız politik ortam
Krizdeki Tunus’u ekonomik durgunluktan çıkarmak için bir ekonomik ve sosyal program etrafında halk kitlelerini toparlayabilecek ve derin açmazı geçmek için adım atabilecek politik bir alternatifin yokluğunda devrim sonrası politik zemin belirsizliğini koruyor.
Halk Cephesi ise ancak, örgütsel alandaki yetersizliklerini aşıp, politik vizyonunu netleştirdiği, acil olan meseleler üzerine yoğunlaşan bir eylem planı geliştirip kararlılıkla ve yılmadan bunu hayata geçirdiği takdirde 2019’da yapılması planlanan genel seçimlerde kilit bir rol oynayabilir.
Fethi Chamkhi (Milletvekili, Halk Cephesi ve Tunus Sol İşçi Ligi lideri)