Dünyanın en büyük dördüncü çelik üreticisi olan Güney Koreli POSCO, Odisha’daki yıllık 12 milyon ton çelik üreten tesisten çıkma kararı aldı. Hükümetin yabancı sermayeyi çekme ve ülke kaynaklarını peşkeş çekme konusunda istekli olduğu böyle bir dönemde çelik devinin tesisten çıkma kararının ardında; bölge sakinlerinin, proje sahasında 8 yüzbinden fazla ağacın kesilmesiyle çevreye ağır darbe indirildiğini belirtmesi ve bu büyük çevre yıkımı nedeniyle çelik devinin hesap vermesini ve tazminat ödemesini talep etmelerini örtbas etme çabası mı var?
POSCO, eyalet hükümetinin yanısıra merkezden sürekli destek almasına karşın neden bırakma kararı aldı?
Odisha eyaleti tarafından şirkete 1700 dönümlük arazi verilmesinin yanı sıra hükümetinde 1000 dönümlük araziyi proje için rezerve ettiğini unutmayalım. Ayrıca Odisha hükümeti, POSCO’nun projeyle ilgili ÇED raporu alamamasına rağmen, köylülerin topraklarına el koyarak çelik fabrikasına arazi kazandırmayı sürdürdü. Ayrıca 31 Ocak 2011’de Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ÇED raporu, 30 Mart 2012’de Ulusal Çevre Mahkemesi tarafından askıya alındı. Ulusal Çevre Bakanlığı ağaçların kesilmesine izin vermese de yerel idareler, yasal boşluklar ve düzen mekanizmaları bunun önüne geçti.
Şirketin yerel halk tarafından dile getirilen endişelerle ilgili ‘hislerinde değişiklik’ meydana geldi veya halkın hayatında ortaya çıkardığı tahribatla ilgili şirket ‘yeşil’ olmaya karar verdi ve projeyi durdurdu denilebilir mi?
Kesinlikle hayır! Sermaye veya kapitalistler böyle insani kaygılarla asla vazgeçmezler. Bu tipten kaygılar bizim gibi insanlar tarafından sergilenir. Onlar sadece kâra bakar ve karar vermesi için gerekli tek kriter kârdır. Sermaye veya kapitalist gerçekten de insani refkleslerle hareket etmiş olsaydı, ne ölüm silahları üreten devasa silahlanma fabrikaları olurdu ne de insan ticareti kârlı bir işletme olarak görülmezdi. Hatta on milyon çocuğun zoraki çocuk işçi haline getirilmesini görmezdik bile.
Eyalet hükümeti, Haziran 2005’te, 540 milyar rupilik yatırım yaparak Kujang’da 4000 dönüm arazi üzerinde bir çelik tesisi kurmak üzere POSCO ile bir anlaşma imzaladı. Daha sonra projenin “ülkedeki herhangi bir çokuluslu şirket tarafından yapılan en büyük yatırım” olduğu iddia edildi. Önerilen proje en başından beri, spontan olarak ortaya çıkan kitle direnişiyle – PoscoPratirodhSangramSamity çevre hareketi- karşılaştı.
Şirketin projesini tamamen hurdaya çıkaran kitlesel hareket – yoksul halka cesaret, kararlılık ve yaratıcılık aşılayan HKP militanlarının ve diğer demokratik kitle örgütlerinin önderlik ettiği- devlet tarafından vahşice bastırılmaya çalışıldı. Direniş sırasında dört kişi öldürüldü, çıkan çatışmalarda pek çok kişi yaralandı, harekete önderlik eden birkaç eylemci birden fazla ceza aldı, 2000’den fazla kişi hakkında tutuklama emri çıkarıldı ve 400’den fazla düzmece dava nedeniyle 2005 yılından beri kadın ve erkekler Kujang karakolunda fişlendiler.
POSCO karşıtı eylemcilerin öldürülmesine ve zorla topraklarının gaspedilmesine karşı Delhi’de bir protesto düzenleyen örgütlerin ve eylemcilerin verdiği bilgiler, bölgedeki kurumsal polis-çete güruhunun uyguladığı şiddetin halkın sesini bastırmaya yönelik yoğunlaştığını ortaya koyuyor.
2 Mart’ta, Odisha polisinin tam suç ortaklığıyla POSCO’nun kiralık haydutları, Patana köyündeki POSCO karşıtı eylemcilere bombalı saldırı düzenledi; burada 4 eylemci öldürüldü ve birçoğu ağır yaralandı. Polisin bombalamadan sonra 15 saat boyunca olay yerine gitmemesinin veya yaralıları bir hastaneye götürecek ambulans gönderilmemesinin doğrudan sonucu olarak 4 kişiden 3’ü öldürüldü.
Hareket tarafından bölge dışından toplanan desteğin, insanlara ulaşmada ve elverişli bir kamuoyu yaratmada sağladığı faydalar da gözardı edilemez.
Köylülerin, balıkçıların ve ormancıların topraklarını, geçimlerini ve temiz nefes aldıkları çevrelerini korumak için çıkar gözetmeksizin ve din istismarcılığı yapmaksızın bir araya gelerek, dünyanın bu bölgesinde savaşmaları ve birleşik mücadeleyle zafer elde etmeleri son derece önemli.
Ancak bu zaferi kutlarken, Posco’nun projeyi bırakmasına rağmen Posco’ya devredilen arazilerin hala varlığını devam ettirdiğini unutmamalıyız. Odisha Sanayi Bakanı meclise, arazinin bir arazi bankasında tutulacağını ve araziyi çitle çevirmek için planlar yapmakta olduklarını söyledi. PoscoPratirodhSangramSamity hareketi ise haklı olarak bu uygulamanın “yasadışı, antidemokratik, köylü düşmanı ve haksız” olduğunu belirtiyor ve eyalet hükümetinin, Batı Bengal’deki tekelci Tata şirketinin Nano tesisi tarafından satın alınan toprakların çiftçilere geri iade edildiği Singur örneğine ilişkin Yüksek Mahkeme kararını takip etmesi gerektiğini söylüyorlar.
Bir diğer önemli konu ise, proje alanında ve bitişik köylerde binlerce mangrov, fıstık, üzüm gibi meyve ağaçlarının kesilmesi ile ilgili. Yaygın yeşil örtü ve kum tepeleri nedeniyle bu ağaçlar 1999 yılındaki kasırgada önemli bir rol oynamıştı. Yakındaki köylerde binlerce insan hayatını kaybederken bu alandaki insanlar kasırgadan etkilenmemişti. Şimdi ağaçların kesilmesi ile birlikte bu köyler kasırga ve fırtınalara karşı da savunmasız hale geldi. Doğal ormanın yerini alması imkansız görünüyor olsa da, hükümetin yapabileceği bu ağaçlara ihtiyaç duyan köylülere tazminat ödenmesini sağlamak ve bölgede çevre dostu bir ağaç dikme kampanyası başlatmak. Jagatsinghpur’daki ve komşu bölgelerdeki halkın verdiği mücadele ile hükümetin talepleri kabul etmeye zorlanması mümkün.
Efsanevi devrimci Che Guevara’nın söylediği gibi, örgütlü halk asla yenilmez!