FOSSA GARRAFONİ
Real Valladolid kulübünün tribün grubu Fossa Garrafoni, 1991-1992 sezonunda Ultras Violetas’ın bir parçası olarak başladı. Bu grubun içerisindeki kişiler genellikle ilerici, punk, heavy, kastillanist (Kastilya milliyetçisi) ve komünist gençlerdi.
Zorrilla stadının kuzey tarafının en yüksek kesimine yerleşmiş, Pucela ve Kastilya bayrakları taşıyan Fossa Garafoni’yi gerici ideoloji sahipleri ve Nazi bayrakları taşıyan ultras gruplardan ayırmak hiç de zor değildi.
Düzen karşıtı bu gençler, İtalyan takımı Genoa’nın taraftar grubu Fossa dei Grifoni isminden esinlenerek gruba Fossa Garrafoni ismini verdiler ve bugüne kadar isim hiç değişmedi. Garrafoni tribünde istikrarı sağlamasıyla birlikte, Ultras Violetas içinde önemli bir unsur haline gelmiş, sağcı ve gerici grup üyelerini gün geçtikçe rahatsız etmeye başlamıştı. Öyle ki, 1994-1995 sezonunda neonaziler, Fossa Garrafoni’ye saldırmaya başladı. Durumu değerlendirmek ve çözüm bulmak amacıyla toplanan Ultras Violetas ve Fossa Garrafoni bir adım atmaya karar verdi. Bu önemli karar iki grubun ayrılması kararıydı. Fossa Garrafoni 1995-1996 sezonunda Jose Zorilla stadının güneyinde bağımsız bir grup olarak yer aldı.
Grup kurulduğu andan itibaren, faşist grupların Valladolid gibi bir şehirde yaşattıkları tüm zorluklara karşın, her zaman faşizm ve ırkçılık karşıtı olmuştur. Materyallerinde Che Guevara, ve Zapatista görselli kullanan grup, sık sık Filistin için pankart açıyor. Fossa Garrafoni 150 üyesi ve 300’den fazla kişinin var olduğu birliği ile güney tribünlerine renk katmaya devam ediyor.
BRIGADAS AMARİLLAS
Brigadas Amarillas, Cadiz kulübünün tribün grubudur. Brigadas’ın hikayesi ‘70’li yılların sonuna doğru San Felipe Neri okulunda kadist (Cadiz milliyetçisi) gençlerin tanışmasıyla başlıyor. Bu gençler, İngiliz holiganları ve İtalyan ultralarından etkilenerek, Cadiz’de benzer bir grup kurmaya karar veriyorlar ve 1980 yılında Brigadas Amarillas’ın tohumları atılmış oluyor. Bu küçük grup, ilk olarak Frente Cadiz adıyla Carranza Stadı’nın altındaki olimpiyat kulesine dizildi ve bayraklarla, tezahüratlarla takıma daha önce Cadiz’de görülmemiş bir destek verdi.
1982 sezonunda stadyumun güney tarafına ‘’Brigadas Amarillas’’ adında bir pankart asıldı. Grup, tıpkı İtalyan ultralarında olduğu gibi boş bira şişelerini toplayarak grubu finanse ediyor, pankartları yapıyordu. Brigadas Amarillas ismini İtalyan ultras gruplarından birisi olan ‘’Brigate Gialoblu’’dan aldı. Ayrıca kurulduğu günden beri, üyelerinin sol, sosyalist ideolojiyi benimsemesinden dolayı Brigadas Amarillas bayraklarında Che Guevara figürleri yer alıyor.
1990 yılında yeni gençlerin katılmasıyla üyeleri artıran grup, Cadiz CF’nin 1. Ligde yer alması ile festival tadında maçlar geçirmiştir. Brigadas Amarillas, Cadiz CF’nin çok geçmeden 2. Lige daha sonra 2B’ye düşmesiyle hayal kırıklığı yaşasa da bugüne kadar takımdan desteklerini eksik etmeyip, bu sarı geminin su yüzünde kalması için savaşmaya devam etmektedir.
BİRİS NORTE 1975
Biris Norte, Sevilla FC kulübünün taraftar grubudur. İsmini Biri-Biri lakaplı Gambiyalı oyuncu Alhaji Momodo Nije’den almıştır. Kendini ideolojik olarak ırkçılık karşıtı olarak tanımlayan Biris Norte, 1975 yılında kurulmuş İspanya’nın en eski ultra grubudur. Sempatizan sayısının fazla olmasıyla dünyanın en çok üyesine sahip grupları arasındadır. Yaklaşık 7.000 sempatizanı bulunmaktadır. Sevilla’nın stadı Ramon Sanchez Pizjuan’ın kuzey tribününde bulunuyorlar. Norte kuzey anlamına geliyor.
1974-75 sezonundaki Sevilla – Cádiz karşılaşmasında bir grup genç ‘’Biri-Biri grubu’’ yazan bir pankart açmıştı ve Sevilla o gece Biri-Biri’nin golüyle maçı kazandı. Biris Norte’nin temellerini atan gençler sahaya inerek trompet eşliğinde Biri-Biri tezahüratlarıyla şarkılar söyledi. Biri-Biri çoğunluğun omuzlarında Gran Plaza’daki evine taşındı. 1995’te faşist grupların, ultra-sol ideolojiye sahip Biris Norte’ye saldırmalarıyla yaşanan kavga ve çatışmalar grubun dağılmasına neden olsa da ‘Stukas Sur’ adıyla başka bir ultra grup oluşturuldu. Bu grup içinde de bağımsız ideolojiyle Al-Andalus adında başka bir grup oluştu. Devamındaki gelişmelerde Biris Norte ismi tekrar kullanılmaya başlandı. Biris Norte, anti-faşist kimliğiyle göze çarpsa da takımı ve tribünleri de politik duruş kadar önemsiyor. Tribün kültürünün zayıfladığı İspanya’nın en güçlü tribün grubu konumunda bulunan Biris Norte, Avrupa’daki anti-faşist birçok tribün grubuyla da dostluk ilişkisi kurmuş durumda. Bu dostluğun en güzel örneği Marsilya tribün grubu. Sevilla maçlarında sık sık Marsilya tribün gruplarının pankartlarını görebilirsiniz.
Biris Norte’nin ülkedeki en büyük düşmanı ise Real Betis tribünleridir. İki Endülüs takımının tribünleri birbirlerinden ölesiye nefret ederken Betis tribünleri sağcı kimliğiyle biliniyor. Biris Norte Sevilla’nın tek tribün grubu değil. Biris Norte’nin yanında Sevilla’nın Gate22 adında başka bir tribün grubu daha mevcut. Gate22 grubu da antifaşist duruşlarıyla tanınıyorlar ve her maç antifaşist pankartlar açıyorlar. Sevilla ultra grubu Biris Norte’nin bazı şiddet olaylarına karıştığı da tartışma konusu. Geçtiğimiz haftalarda bazı Sevilla ultraları, maç öncesi Atletico Madrid taraftarını dövdükleri gerekçesiyle suçlanmışlardı. Sol ideolojiye sahip bu grubun bazı ultraları Rota ve Gijon’da çıkan olaylarda çok defa gözaltına alındı. Ayrıca çıkan olaylardan sonra Sevilla başkanı, Biris Norte’nin çeşitli zamanlarda stadyuma girişini engellemeye çalışmıştır.
INDAR GORRI 1987
İndar Gorri, Osasuna kulübünün taraftar grubudur. İndar Gorri 1987 senesinde kurulmuştur. Osasuna kulübünün taraftarları, bir Zaragoza – Osasuna maçında kötü davranışlara maruz kalınca bu grubun kurulmasına karar verirler. Antifaşist karakteri, sosyalist ve vatansever ideolojisiyle grup diğer antifaşist tribün gruplarıyla da iyi ilişkiler içindedir.
Osasuna, Bask bölgesi şehirlerinden Pamplona’yı temsil eden futbol kulübüdür. Takımın tribünleri de BASK ülkesinin simgelerini tribünlere taşımıştır. Güncel olarak Pamplona şehrinde 300’den fazla üyesi bulunan grubun Valladolid, Valencia, Sevilla, Asturies, Ribera gibi şehirlerin yanı sıra Arjantin ve İtalya‘da da grupları bulunmaktadır. Özyönetim sahibi bir organizasyon olmasıyla birlikte grup misyonunu, ‘Osasuna kulübünü mümkün olduğu kadar desteklemek ve faşistlerin futbol statlarına sızmasını engellemek’ olarak açıklıyor.
Ayrıca İndar Gorri, kolektif birçok aktivite düzenliyor. Örneğin, Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele gününde göçmenler için futbol maçları ve kardeşlik yemekleri düzenleyen grup, birçok göçmeni Osasuna maçına davet etmektedir. Grubun üyeleri Bask milliyetçiliğinin yanında sosyalist ideolojiye de sahiptir. Osasuna kuzey kale arkasında toplanan grup, maçlarda BASK bayraklarının yanında Sovyet bayrakları açıyor. Ayırca İndar Gorri, Real Madrid ve Atletico Madrid tribünlerinden de nefret ederken, bu maçlara özel hazırlıklar yapmaktadır. Bask ülkesinin en bilinen tribün gruplarından İndar Gorri, web sitesinden hapishanelerde yatan E.T.A mahkumlarına destek bildirileri de yayımlamaktadır. Grup, cezaevindeki ETA üyeleriyle dayanışma çağrıları yaparken, tribünlerde Bask ülkesinin bağımsızlığını isteyen pankartlar kullanıyorlar.
ABERTZALE SUR
Herri Norte Taldea’dan bir yıl sonra 1982 yılında Athletic Bilbao taraftarları, Abertzale Sur adıyla bir başka grup kurdu. Abertzale kelimesi Baskça ‘’yurtseverlik’’ anlamına gelmektedir. Herri Norte Taldea stadyumun kuzeyinde iyi bir atmosfer yaratırken, güney kısmında bu atmosferin eksikliğini kapamak isteyen bir grup genç durumu değiştirmeye karar vererek Abertzale Sur’u kurmaya karar verirler. Tribünlerde sayısız bayrak ve pankartla güzel bir atmosfer sağlayan taraftar grubu, sosyal ve politik olarak çok etkin hale gelmiş, futbol anlamında da kulüp lig ve kupa şampiyonlukları elde etmiştir. 1986 yılında Athletic Bilbao – FC Barcelona arasında yapılan kupa yarı finalinde hakemin Barcelona’nın faul olması gereken golünü geçerli sayması üzerine öfkeli taraftarların sahaya yabancı madde atmasıyla başlayan kavga, daha sonra taraftarların sahaya inmesiyle iyice kızışmış, polis ve taraftarlar arasındaki olaylar sonucu stadyum cehenneme dönmüştür. Barcelona’nın 2-1’lik galibiyetiyle sona eren maçta Abertzale Sur’un birçok üyesi gözaltına alınmış ve takım federasyon kararıyla bir final maçı cezası almıştır.
Grup birçok politik ve medyatik baskı yaşamıştır. Abertzale Sur’un büyümesinde katkısı olan üyelerden birkaçı politik nedenlerden tutuklanmıştır ve çoğu hala tutsak bulunmaktadır. Grubun amblemini yapan Jose Ignacio Txapas ise ETA ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle Paris’te tutuklu bulunuyor. Abertzale Sur’un birçok üyesi ETA üyesi oldukları gerekçesiyle öldürülmüştür. Topluluk ‘’hiçbir zaman yaşamamız gereken gerçeğe uzak durmadık, bu ülkede politika toplumun her alanında’’demiş ve BASK toplumunun yaşadığı zorluklara kayıtsız kalmamıştır. 30 yıllık kocaman bir tarihten sonra, 19 Ağustos 2012 tarihli Genel Kurul’da verilen teklifle grubun kapatılması kararı alınmıştır. Grup, vedasında bundan sonra topluluk olarak olmasa da kişisel olarak kulübe olan desteklerinin devam edeceğini, Abertzale Sur’un bir tarih olduğunu ve San Mames’e veda ile bu gerçeğin değişmeyeceğini belirtmiştir.
HERRI NORTE TALDEA
Herri Norte Taldea (HNT) Athletic Bilbao takımının tribün grubudur. Bilbao taraftarları tarafından 1981’de Bask bölgesinde kurulmuştur ve 500’den fazla üyeye sahiptir. Grup kendini antifaşist, ve komünist olarak tanımlamaktadır. HNT, San Mames tribünlerinin kuzey bölümünü doldurmuştur. 80’li yılların sonuna doğru, Athletic Club için kötü bir dönemde HNT grubun ‘kırmızılar’ ve ‘ultralar’ olarak ikiye bölündüğü bir iç kriz yaşadı. Grubun siyasi idealini ortadan kaldırmak ve sadece takımı desteklemeye odaklanmış ultralar çok geçmeden gruptan kovuldular. 90’lı yılların başında HNT önemli bir ölçüde büyüme kaydetti. Euskal Herria (Bask Bölgesi) dışında saygı duyulan bir tribün grubuna dönüştü. O zamandan beri grup antifaşist karakterli çeşitli eylemler gerçekleştirdi. Bunlardan biri de yakın tarihte gerçekleşti. HNT, Göçmen Gününde Afro-Bask kuruluşundan 100’den fazla kişiyi maçlara davet etmiştir.
Takım iyi oynasa da kötü oynasa da grup desteğini hiç esirgememiş, bunun dışında siyasi ve sosyal konularda hak arama ve dayanışmayı unutmamışlardır. Örneğin; tutuklu BASK siyasi tutsaklarla dayanışma, Euskal Herria’nın kendi kaderini tayin hakkı, daha birkaç yıl önce Gaztetxes adı verilen gençlik evindeki birçok kişinin Bilbao’da yaşanan kundaklama, kamu malına zarar ve terörist gruplarla ilişkili oldukları iddiasıyla tutuklanması ve hala çoğunun tutukluluk halinin devam etmesi gibi yaşanan olumsuzluklara grup hiç kayıtsız kalmamıştır. Herri Norte bugün Bilbao tribünlerindeki varlığını sürdürmektedir. Grup, her maç Bask ülkesinin bağımsızlığını simgeleyen pankartlar ve bayraklar açmaktan da geri durmamaktadır.
RİAZOR BLUES
Deportivo La Coruña kulübüne bağlı Galiçya’nın La Coruña kentinde 1987 yılında kurulmuş ve ismini şehirdeki Riazor Stadı’ndan alan ultra taraftar grubudur. 1.000’den fazla sempatizanı bulunan grubun görüşü antifaşizm. Sağcı ultra grupları ve Celta Vigo tribünleriyle sayısız çatışma yaşamıştır. Taraftar grubu içinde farklı gruplar da beliriyor, bunlardan en öne çıkanları: Beer Firm, Galiza, USA, Los Suaves, Blues Madrid ve Arsenio. Riazor Blues, Sevilla takımının antifaşist ultra grubu Biris Norte ile dostukluk ilişkileri içerisindedir.
Riazor Blues adı şiddetle sıkça anılır. Deportivo La Coruña – SD Compostela arasında yapılan maç sonrasında deportivist taraftar Manuel Rios, San Lazaro stadı çevresinde ölü bulunmuştur ve ölümünden Riazor Blues sorumlu kabul edilmiştir. Ancak Manuel Rios ölümüyle ilgili tutuklanan tek kişi de daha sonra serbest bırakılmış, olay hala çözüme kavuşmamıştır.
Barcelona Üniversitesi’nde Modern Tarih alanında doktora yapan ve uzun yıllar gençlik stilleri ile radikal gruplar hakkında araştırmalar yapan Carles Viñas, Riazor Blues’in kurulduğu tarihten beri ideolojik bir evrim geçirdiğini aşırı sağa bağlı bir kuruluşken sol bir gruba dönüştüğünü yazdığı bir çalışmada belirtmiş ve tartışmalara neden olmuştur. Tribünde de etkili şovlar sergileyen Riazor Blues, son olarak bir üyesini Atletico Madrid maçı öncesi kaybetmesiyle ülkenin gündemine oturmuştu.
CELTARRAS
1987 yılında Galiçya’nın Vigo kentinde kurulmuş, Celta de Vigo kulübüne bağlı tribün grubudur. Holigan ve radikal olan bu grup Herri Norte (Athletic) ve Fende Testas (Compostela) antifa grupları ile iyi ilişkiler içerisindedir. Frente Atletico (Atletico Madrid), Indar Gorri (Osasuna), Ultras Sur (Real Madrid) ve Riazor Blues (Deportivo de La Coruña) ile ise anlaşamadıklarını söyleyebiliriz. Atletico Madrid ve Real Madrid taraftarlarıyla aralarındaki anlaşmazlık daha çok siyasidir. Celtarras Galiçya’nın bağımsızlığını savunuyor ve bölgenin İspanya’dan tamamen ayrılması gerektiğini savunuyor.
O dönemlerde İngiltere ve İtalya’da yıllardır var olan tribün grupları İspanya’daki taraftarları da etkilemişti. Bunun üzerine 1980’li yılların ortasında İspanya’da tribün gruplarının oluşumunda büyük bir artış yaşandı. Vigo da bu gelişmeye uzak kalmadı, 80’li yılların başında Comando Celta Vigo ile birlikte Juventudes Celestes (Celtalı Gençlik) doğmuştu. Celtarras üyelerinin çoğu da bu gruptan gelmektedir. Ayrıca stadyumda lokal sahibi tek grup olan Juventudes Celestes, Balaidos stadını çeşitli renkte flamalar ve takım renkleri içeren büyük uzunluklarda dev resimli bayraklarla donatarak güzel bir atmosfer yaşattı.
Celtarras doğduğu günden beri düşünceleri, politik ve sosyal duruşuyla tutarlı bir çizgide durmak için çabalamıştır. Çeşitli organizasyon ve kolektifler ile sosyal, politik, doğasal ve eğitimsel birçok eyleme katılmış, futbol sahasında da devamlılığı hep sağlamıştır. Celtarras kurulduğundan beri başka radikal isyancı gruplar olsun güvenlik ve polis güçleri ile sayısız çatışma yaşamıştır, fakat tribünlerden tezahürat, marş ve şarkılar hiç susmamış Galiçya başta olmak üzere başka diğer ülkelerdeki siyasi mahkumlar için ve Küba, Filistin, Timor hakları ile hep dayanışma içerisinde olmuştur. olmuştur.
PEÑA MUJİKA
Peña Mujika yada Baskça Mujika Taldea olarak bilinen grup Real Sociedad takımına bağlı taraftar grubudur. Abertzale (yurtseverlik) ideolojisine sahip grup 200’den fazla üyeye sahiptir. 1979-80 yıllarında Donestia’da doğmuş 1981’de Real Sociedad ilk başarısını alana kadar kendini pek göstermemiştir. İsmini, Atotxa’nın güney kısmında yer almadan önce, var olan Mujika Kardeşler kereste fabrikasından almış olan Peña’yı ilk başlarda Real’i destekleyen küçük arkadaş grupları oluştursa da, daha sonra bu topluluk büyümüştür. Her başlangıçta olduğu gibi grup içinde çok organizasyon sağlanamıyordu fakat insanların coşkusu ve hevesi ile her şey başarılıyordu. Kurulmasıyla Real’in aldığı 2 lig başarısı ile Peña, Atotxa’nın güney tarafından güç sahibi oldu ve stadyumda büyük bir atmosfer oluşturdu.
Peña’nın yaptığı seyahatler kuşkusuz en problemli konuydu. Madrid Bernabeu’ya giden Mujika otobüsü varmak üzereyken Madridliler ve İspanyol polisi tarafından durdurulmuş, aralarında çatışmalar yaşanmış hatta otobüs insanlar tarafından yakılmaya çalışılmıştır. Yine bir başka Madrid maçı seyahatinde ise kupa finali için 1.200 kişinin içinde bulunduğu trenle tedbirli bir organizasyon yaptığını inanan Peña için durum pek de öyle gelişmemişti. İspanyol polisi stadyum içerisinde ve çevresine iyi konumlanmış, grup stada girer girmez üyelerini gözaltına almış, aynı gün gözaltına alınanlar serbest kalsa da bu durum karşısında çoğunluk gruptan ayrılma kararı almıştır. 1 yıl boyunca Peña içinde hiçbir organizasyon, gezi düzenlenmemiş adeta yok olmanın eşiğine gelmiştir. Son gibi gözüktüğü anda, bir grup Peña’yı ayağa kaldırdı. Büyük bir heves ve heyecanla her geçen gün daha fazla kişinin Peña’da toplanmasıyla grup büyümeye devam ederken, yarım kalan deplasman yolculukları daha kalabalık şekilde devam ediyor.
BUKANEROS
Bukaneros, Madrid şehrinin Rayo Vallecano kulübüne bağlı taraftar kulübüdür. 1992’de bir grup arkadaş tarafından oluşturulan bu taraftar grubunun kuruluş amacı antifaşist ve sol görüşlü insanları stadyum dışında da bir araya getirebilmek. Bukaneros ismini Batalla Carmen geleneğine bağlı kentte her yıl kutlanan Carmen festivalinden, Vallecas şehrinin aziz ruhundan alır. Bunun yanında Bukaneros’un kurulduğu dönemde tribünde apolitik bir tavır alan Brigadas Franjimojas adıyla bir taraftar grubu daha kurulur. Bukaneros da ilk başta bu grubun yanında yer alır fakat çok geçmeden bu birliktelik bozulur.Real Madrid’in faşist taraftar grubu Ultra Sur yeni kurulan bu grubun dizginlerini ele almaya çalışır.Bukaneros’un Rayo Vallecano’yu destekleyeceğini öğrenen Ultra Sur grubu sağ politikalara yönlendirmeye çalışınca, Bukaneros bu durumdan rahatsız olarak kale arkasına geçme kararı alır. Birkaç sezon söylemlerden uzak durarak tribün ile ilgilenmeye başlar.
Grup çeşitli şekillerle pankart, bayrak ve büyük davullar hazırlayarak 96-97 sezonunda yaptıkları tribün şovlarıyla bünyesine 60 üye daha kazandırır. Sonraki yıllarda daha da gelişerek büyüyen Bukaneros bu süreçte politik söylemlerini dile getirmeye başlar. Üye sayısını her geçen gün büyüterek tribünde sayısal üstünlük sağlayan grup Franjimojas’ı tribünlerden uzaklaştırma kararı alır fakat zaten sezon sonunda Rayo Vallecano’nun ligden düşmesiyle bütün gruplar tribünlerden çekilir ve hakimiyet Bukaneros’a geçer. Daha sonra politik görüşlerini daha açık şekilde dile getirerek siyasi ve demokratik kitle örgütleriyle bağ kurarak eylemlere katılmaya başlar. 97’de Osasuna maçında ırkçılığa karşı bildiri dağıtarak, maça birçok göçmeni davet etmeleri, tribünlerde ırkçılığa karşı mücadelenin başlanmasına katkı sunar. Kulüp yönetimine etkisi bir yana stadyum dışında etkisini sürdürmüş ve sürdürmekte olan Bukaneros, çizgisinden hiç sapmayarak İspanya’da işçi sınıfını savunan tribün grubu olmaya devam etmektedir.
Bukaneros, kulüp yönetimi üzerinde olan bir tribün grubudur. 2010 Eylül’ünde ülke genelinde gerçekleşen işçi grevleri boyunca grup, takımın tüm antrenmanlarını greve destek amaçlı iptal ettirir. Bukaneros’un çabasıyla öğrencilere, kadınlara ve işçilere maç biletlerin de ciddi indirimler olur. (Bu indirimler hala devam etmektedir) Grubun, yönetim üzerinde etkisini gösterdiği bir diğer konu da yeni stadyum projesi olmuştur. Yönetimin yeni ve lüks stadyum projesini mevcut stadyumun antifaşist hareket tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek yıktırtmayacaklarını açıklayan grup yeni stat projesini böylelikle iptal ettirmeyi başarmıştır.
Kulüp sahibinin, İspanya milli takımının maçlarını Vallecano stadyumunda da oynanması için federasyona başvurmasına da tepki gösteren grup İspanya milli takımının statlarında futbol oynamasına izin verdirtmemiştir ve kulüp sahibi “Federasyon stadyumumuzda milli maç oynatmak isterse taraftarımıza sormadan bunu kabul edemeyiz” açıklamasını yapmak zorunda kalarak, başvuruyu geri çekmiştir. Kulüp sahibinin bu başvuruyu, ekonomik gelir için yaptığını açıklaması üzerine yine boş durmayan Bukaneros, stadyum etrafında düzenledikleri etkinlikte binlerce kişiden insan zinciri oluşturmuş ve yaptıkları ürünleri satarak kulübe yardım etmiştir. Bukaneros stat dışında bu kadar etkiliyken, stadyum içinde de ateşli bir taraftar grubu olarak üzerine düşeni yapmaya devam ediyor.
Bugün aktif üye sayısı 500’ü geçmiştir. St. Pauli, Cadiz gibi sol tribünler ile de dostluk ilişkileri bulunan Bukaneros’un medyaya yansıyan ve ses getiren son eylemi 29 Mart’ta ülke genelinde gerçekleşen genel greve hem alanlar da destek vermeleri, hem de takımın antrenmanlarını iptal ettirmeleri olmuştur. Takımın oyuncuları da yaptıkları açıklamayla greve destek amaçlı antrenmanlara çıkmayacaklarını resmi olarak duyurmuşlardı. İşçilerin ve emekçilerin futbol dünyasında hak ettiği değeri görmesi gerektiğini savunan bu grubun en büyük düşmanı ise tartışmasız Real Madrid taraftarları olmuştur. Artık Real Madrid tribünlerine girmekte zorlanan Ultra Sur grubuyla sıkça olay yaşayan Bukaneros, Madrid maçlarında Franco aleyhinde pankartlar açmaya devam ediyor.
1924 yılında İspanya’nın başkenti Madrid’in güney batısındaki Vallecas bölgesinde bir grup genç tarafından kurulan Rayo Vallecano’nun işçilerin ve sosyalistlerin desteğini almasındaki en büyük sebep kurulduğu bölge. İşçi sınıfının yoğun olarak yaşadığı ve Madrid’in diğer bölgelerine göre daha az gelişmiş Vallecas’ta halk, R. Vallecano’yu kısa sürede benimser. Vallecano’nun kuruluşundan 5 yıl sonra yani 1929’da İspanya Futbol Federasyonu ulusal ligleri kurduğunda Vallecano ulusal liglerde oynamayı reddeder ve 1931’de İspanyol İşçi Federasyonu’nu kurar. İç savaş arifesindeki İspanya’da bu federasyon sadece 5 yıl varlığını koruyabilir ve iç savaşın başlamasıyla da dağılır. Savaş sonrası yıllarca amatör kümede mücadele eden Vallecano, 1950’lere doğru profesyonel üçüncü lige katılır. Kuruluşundan itibaren amatör ruhla mücadele eden takım profesyonelliğe hemen ayak uyduramaz ve maddi yardım alabilmek için Real Madrid’in kapısını çalar ancak ret cevabı alır. Bunun üzerine farklı takımlardan çeşitli koşullarla yardım alan Vallecano, diktatör Franco’nun Madrid’i desteklemesinin ve taraftarı olmasının en önemli nedenlerinden birisi olmuştur. O dönemlerde işçilerin ve Franco karşıtlarının da ciddi anlamda sahiplendiği takım değişen ekonomik koşullara rağmen Madrid işçilerinin takımı olmaya devam eder ve zor şartlara rağmen ayakta kalmayı başarır. Vallecano’yu istediği çizgiye çekme çabaları boşa düşen Franco ise bunun verdiği hırsla takımın üzerine daha fazla gider ve kulübü zor durumda bırakabilmek için çeşitli eylemlerde bulunur. Bunların en bilineni Vallecas stadyumunun toplama kampı olarak kullanılmasıdır.
Alfon Libertad!*
14 Kasım 2012 günü İspanya’da yapılan genel greve giderken tutuklanan tek kişi olan Rayo Vallecano taraftarı, Bukaneros üyesi Alfon lakabıyla bilinen 23 yaşındaki Alfonso Fernandez Ortega’nın,tutuklandığı günden beri hakkındaki davalar sürüyor.
NASIL TUTUKLANDI?
14 Kasım günü, bütün işçiler hükümet politikalarına, eğitim sistemine, kesinti ve yolsuzluklara karşı tepkilerini göstermek amacıyla genel greve katılacaklardı. O gün sabah boyunca sürecek olan eylemler için grupların İspanya’nın Vallecas kentinde toplanması ve daha sonra Madrid merkezine yürümesi kararlaştırılmıştı. Sabah 07:00 sıralarında Alfon, evinin önünde polis kontrolüyle karşılaştı. Polisler çanta içinde yanıcı ve patlayıcı madde buldukları iddiasıyla Alfon ve yanındaki kız arkadaşını gözaltına aldı. Aynı gün içinde sevgilisi her ay iki kez savcılığa gelmesi şartıyla serbest kalırken, Alfon 56 gün boyunca tutuklu kaldı. Antifaşist sol ideolojisi ve parti ilişkileri yüzünden sorgusunda birçok soruyla karşılaştı, tutuklandığı hafta dışarıdan birçok dayanışma, destek mesaj ve mektupları alan Alfon’u daha sonra İspanya’da 1989 yılında ‘terörist’ gruplara mensup kişiler için kurulduğu belirtilen, hapis içinde hapis diye adlandırılan FIES rejimine bağlı Soto del Real cezaevine gönderdiler. Sistem büyük kontrol ve denetimi sağlıyor, Alfon’a gelen telefonları, ziyaretçileri ve mektupları kısıtlıyor dışarıyla iletişime geçmesine izin vermiyordu.
İçeride bulunduğu süre içinde annesi ve başta taraftarı olduğu Bukaneros’un yanı sıra birçok antifaşist tribün grubu Alfon’un özgürlüğü için çalıştı. Mecliste sol partiler özgürlüğüne kavuşması için önerge verirken, Bukaneros ve diğer tribün grupları düzenledikleri eylemler ve gösteriler ile serbest kalması taleplerini belirttiler. Yüzü ve ismiyle pankart, tişört, rozet ve çıkartmalar yapıldı, özgürlüğü için bir platform kuruldu. Bukaneros bugüne kadar yaptığı açıklamalarda Rayo Vallecano taraftarı antifaşist ve endüstriyel futbol karşıtı Alfon’un ve birçok taraftarın, polisin rahatsızlığı nedeniyle gözaltına alınmasından dolayı duydukları rahatsızlığı belirttiler.
Alfon 9 Ocak 2013 günü davasının devam etmesi şartıyla 56 gün sonra savcı tarafından serbest bırakıldı. Özgür kaldıktan sonra bir gazeteye verdiği röportajda olay günü yaşananları ve duygularını anlatan genç, polislerin o gün durdurup yanıcı ve patlayıcı dolu bir çanta çıkardıklarını ve suçu üzerine yıktıklarını dile getirdi. Cezaevinde de baskı ve işkence gördüğünü, o zor günleri ona desteklerini esirgemeyen herkes, ailesi ve arkadaşları sayesinde atlattığını ifade etti. Serbest kaldıktan 5 gün sonra hakkında başka bir dava daha açıldı. Sebep ise 2012 yılının Haziran ayında 3 arkadaşıyla arabada seyahat ederken kırmızı ışıkta geçmeleri sonucu trafik polisleri tarafından durdurulması ve üzerine yanındaki arkadaşlarının tehdit ve yumruklar ile polislere saldırıp trafik ihlali yapmaları. Bu gerekçeyle yargılanan Alfon ve diğer iki arkadaşı 1 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Savunmasında tam tersi polislerin durdurup saldırmaya başladığını ve hepsinin kafasına ve vücuduna darbeler aldığını belirtti. Yargılandığı grev davası 3 polisin katılmaması yüzünden ertelenirken, arkadaşıyla trafik polislerine saldırı ve trafik ihlali gerekçesiyle açılan dava 25 Kasım tarihinde görüldü. Savcı Alfon ve arkadaşlarını,yetkili mercilere direniş ve zarar verme suçundan 1 yıl ile trafik ihlali suçundan 6 ay ile cezalandırdı. Ayrıca polislere saldırma suçundan 3.500 avro da para cezası aldılar. Alfon’un grev davası için ise 5 yıl 6 ay isteniyor.
Onu destekleyen ve suçsuz olduğuna inanan insanlar, polis baskısına karşı bir ikon haline gelmiş Alfon’un özgürlüğünü dile getirmeye devam etmekte. Alfon’a Özgürlük adlı platform oluşturulan kampanyanın sadece Alfon ile kişiselleştirilmemesi gerektiğini, yıllarca devlet tarafından baskı ve şiddet görmüş gençleri bir araya getirip dayanışmayı güçlendirerek, bu kampanya ile Alfon’un özgürlüğüne kavuşması ve işçi sınıfı mücadelesini büyütmek için herkesi ses çıkarmaya çağırıyor.
*Alfon’a özgürlük