Aşağıdaki bildiri Lakas ng Masa Partisi (PLM) (Emekçi Toplum Partisi -Filipinler’de sosyalist bir parti, çeşitli grupların şemsiye örgütü, ç.n.) tarafından 7 Eylul’de yayınlanmıştır:
Ülkenin karşılaştığı ve binlerce insanın anlamsız bir şekilde ölümüne neden olan, cinayetler, bombalamalarla kendini gösteren ve tehlikeli bir şekilde kötüleşen durum Rodrigo Duterte rejimi tarafından uygulanan savaş stratejisinin bir sonucudur. “Uyuşturucuya karşı savaş” diye başlayan savaş stratejisi şimdi Mindanao’da “Teröre karşı savaş” olarak genişlemiş ve yoğunlaşmıştır.
“Uyuşturucuya karşı savaş” en çok kırsal yoksul kesimlerde yaygın cinayetlere neden olmuştur. Ölen şüpheli satıcıların, kullanıcıların ve masum sivillerin sayısı üç aydan daha kısa süredir devam eden Duterte yönetiminde 2000’i aşmıştır.
Küçük bir eşkıya grubu olan Ebu Sayyaf’a yönelik savaş Mindanao köylerinin bombalanmasına ve yıkımına yol açmıştır. 18 yaşındaki bir rehinenin başının kesilmesinden sonra Başkan Duterte tarafından yoğunlaştırılmış saldırı adı altında yürütülen askeri operasyonlar güneydeki Sulu eyaletinde Ebu Sayyaf gruplarına karşı devam etmektedir. Filipinler Silahlı Kuvvetlerinin verdiği bilgiye göre bir hafta süren saldırılarda Ebu Sayyaf grubundan 30 silahlı kişi öldürülmüştür.
Gelen haberlere göre Sulu ve Basilan’daki Ebu Sayyaf bölgelerinde gerçekleştirilen saldırı Davao Şehri’ndeki kan banyosunu tetiklemiş ve burada en az 14 sivil öldürülmüştür. Ebu Sayyaf ilk önce Davao’daki bombalamayı üstlenmiş, fakat daha sonra katliamı gerçekleştirenlerin onlara sempati duyan bir başka gruptan olduğunu açıklamıştır.
Partido Lakas ng Masa (PLM) yoksul kırsal bölgelerde uyuşturucu kullandığından ve sattığından şüphe edilenlerin kitlesel şekilde öldürülmelerinin durdurulması çağrısında bulunmuştur. Uyuşturucuya karşı savaş basit bir biçimde büyük uyuşturucu baronlarını ve koruyucularını hedef alan yoğunlaştırılmış polisiye operasyonlarla gerçekleştirilebilir.
Ebu Sayyaf eşkıyaları bütün köyleri bombalamak yerine hedeflenmiş askeri operasyonlarla engellenebilir. Bombalamalar kitlesel ölümlere ve çaresizlikten gittikçe gözü dönen toplulukların hükümet operasyonlarını desteklediklerini düşündükleri güçlere karşı intikam saldırılarına yol açmaktadır.
Bu savaş stratejisinin –sözde tali zararlar denilen- insani kayıpları çok yüksektir. Bu durum, eski konuşmalarında Başkan Duterte tarafından haklı bir şekilde kınanan ABD’nin “terörle savaş” politikasının ekmeğine yağ sürmektedir. Bu aynı zamanda “savaş taraftarı” generaller dahil sağcı güçlerin ekmeğine de yağ sürmektedir.
Savaş stratejisinin kolaylıkla kontrol altına alınmayan kendi dinamikleri bulunmaktadır. Savaşın kendisi bir hukuksuzluk durumunun, saldırganlık halinin ilanıdır; zorunlu olarak savaşa katılan muharip güçlerin imhasına yol açar. Savaş devam ederse hükümet tarafından ilan edilen mevcut “hukuksuzluk hali”nden sıkıyönetime giden bir süreç gelişecektir.
Bu savaş stratejisi açıkça kitlelerin en iyi çıkarını temsil etmemektedir.
PLM bunun yerine Mindanao’da barış stratejisi çağrısında bulunmaktadır; Sadece Moro İslami Özgürlük Cephesi ve Moro Ulusal Özgürlük Cephesi’nin değil bütün Bangsamoro güçlerinin yer aldığı geniş kapsamlı bir süreç. Bangsamoro halkının kendi kaderini tayin hakkına dayanan ve çatışmanın temelini hedef alan bir strateji.
“Barış stratejisi” çağrımızı Filipinler Komünist Partisi/Ulusal Demokratik Cephe/Yeni Halk Ordusu ile birlikte tekrarlıyoruz. Böylesi bir strateji kitlelerin yoksulluğunu, gerçek bir tarım reformunu ve işçi haklarını hedef alan acil tedbirler dahil kargaşalığın kökündeki nedenlere yönelmelidir.
Son olarak yoksul kırsal bölgelerde uyuşturucuya karşı savaş ile tohumu atılan terörün bitirilmesi çağrısında bulunuyoruz. Biz bu bölgelerdeki cinayetleri durduracak ve büyük uyuşturucu baronları ile onların koruyucularını yakalayıp soruşturacak “barış stratejisi” çağrısında bulunuyoruz.