Mel Gurr: Brezilya’da Toprak Adalet(siz)liği

Brezilya’da kırsal tarım işçileri ve toprak reformu destekçileri, Başkan Michel Temer’in kemer sıkma politikaları tarafından çok sert bir şekilde vurulabilirler.

Latin Amerika’nın en büyük kır eksenli toplumsal hareketi olarak bilinen Brezilya’nın Topraksız Kır İşçileri Hareketi (MST)’nin Brezilya’da 26 şehrin 24’ünde 1,5 milyon üyeye sahip olduğu söyleniyor. 1984’te yasallaşan hareket, dünyanın en eşitsiz toplumlarından birinde toprakların yeniden dağıtılması ve toplumsal dönüşüm için gecekonducuların, yarıcıların ve topraksız yoksulların mücadelelerinden oluşan üyeleriyle neo-liberalizme karşı taban direnişinin uluslararası bir simgesi haline geldi. Doğrudan toprak işgal taktiğini uygulayan MST, toprağın yaklaşık 300.000 aileye yeniden dağıtılmasına ön ayak oldu. MST toplulukları, soya, şeker kamışı ve okaliptüs gibi ihracata yönelik mekanize üretimle Brezilya’nın ağırlıklı tarımsal modeline karşıt olarak, kır yoksullarına kentlere göç etmemeleri için sürdürülebilir bir alternatif sağladı. Bu da istihdam sağlamakta, gıda güvenliği için katkıda bulunmakta ve kültürel ve biyolojik çeşitliliği korumaktadır. MST, eğitim, sağlık, kültür, ekolojik tarım ve kooperatif üretimi ile ilgili faaliyetleriyle bilinir oldu. Bir dizi hükümet idaresinin desteğiyle, sürdürülebilir kırsal kalkınmaya bütüncül yaklaşımı, Brezilya kırsalındaki geleneksel olarak ihmal edilen topluluklara ve topraklara somut faydalar sağlanmasına yardımcı olmuştur. Hükümet raporlarına göre, bazı topluluklarda, yerleşimciler yaşam kalitelerinde ve geleceğe dair umutlarında çok belirgin bir iyileşme olduğunu bildirdiler.

Vegetable gardens in the Copavi/Assentamento (Settlement) Santa Maria in Paraná (Photo by Mel Gurr)
Bununla birlikte, son yıllarda, Brezilya’da, MST’li küçük çiftçiler dışında toprağın kamulaştırılması, yatırım oranlarının azalması, altyapı sorunları ve kırsal toplumlarda artan şiddet oranları gibi birçok zorlukla karşılaşıldı.
Bu baharda, sadece iki ay boyunca, 18 kırsal işçi, Amazon’un kuzeyindeki Pará şehrinde polis ve silahlı kişiler tarafından öldürüldü. Bu arada MST’ye bağlı küçük ölçekli arazi sahipleri çıkan mevcut kredileri reddetti ve Brezilya Kongresi, toprak reformu ve revizyonu ile ilgili düzenlemeyi içeren Brezilya anayasasındaki 18 kanunu değiştirdi. Brezilya’da dinamiklerin değişmesinde rol oynayan rahatsız edici ve daha da şaşırtıcı bir örnek ise, kırsalda kölelik koşullarını tekrar uygulamaya koymayı içeren  işçilere ücret yerine yiyecek ve konut verilmesine izin verilmesi önergesidir.

Bu gelişmeler, ciddi bir siyasi kriz ve ekonomik durgunlukla belirginleşen Brezilya’nın daha geniş politik ve ekonomik konjonktürüyle birlikte düşünülmelidir. Michel Temer, İşçi Partisi (PT)’li Dilma Rouseff’in görevden alınmasından beri, 241 numaralıdan (pacote de morte ya da “ölüm paketi” lakaplı) başlayarak yirmi yıllık bir sosyal harcama programını kapsayan kemer sıkma önlemi önermişti. Bu gerici önlemler, açlık ve yoksullukla mücadele konusunda önceki yönetimlerin kaydettiği önemli ilerlemeyi tehdit etmekte ve katılımcı demokrasiyi temel alan önceki yönetişim stratejileri ile bir kopuş oluşturmaktadır. MST ülke genelinde kitlesel protesto gösterileri başlattı.

Sosyoekonomik spektrumu aşan Brezilyalılar, gelir sözleşmelerinin ve iş beklentilerinin düştüğünü görürken, kırsal kesimdeki işçiler ve küçük aile çiftçileri, Başkan Temer’in politikalarından en çok zarar görenler arasında yer alıyor. Bir endişe kaynağı da, küçük ölçekli arazi sahiplerini orantısız biçimde etkileyecek olan PAA (Gıda Satın Alma Programı) ve PNAE (Ulusal Okul Yiyecek Programı) ‘nin tasfiye edilmesidir. Bu girişimler, belediye yönetimlerini küçük çiftçilerden, cezaevleri, okullar ve diğer kamu kurumları için satın aldığı tüm gıda kaynaklarının bir kısmını azaltmasını gerektiriyor. Bu önlemler küçük üreticilerin riskini düşürmekte ve gelirini artırmakta idi. Bu programlara bağlı olumlu sonuçlara rağmen, PAA ve PNAE bütçeleri Temmuz 2016 ile Temmuz 2017 arasında % 67 oranında kesildi. Ulusal Kırsal İşçiler ve Aile Çiftçileri Konfederasyonu’ndan (CONTAG) Antônio Rovaris, “Hükümet sosyal yükümlülüklerinden çekiliyor ve çiftçiyi pazarın merhametine bırakıyor” dedi.

In the mango orchards in the Assentamento (Settlement) Safra in Pernambuco. (Photo by Mel Gurr)

Küçük üreticilerin bu programdan ayrılmalarına ek olarak, krediye erişim imkanları daha da azaldı. Mali sınırlamalar nedeniyle, küçük ölçekli çiftçiler genellikle üretimlerini korumak için ihtiyacı olan sermayeyi borçlanarak karşılamaya çalışmaktadır. 1994 yılında, Aile Çiftçiliğinin Güçlendirilmesi Ulusal Programı (PRONAF), toprak reformundan faydalananlara indirimli faizli krediler sağlamaya başladı. Ancak ekonomik durum kötüleştikçe Brezilya bankaları borç vermeye daha isteksiz hale geldikleri ve sübvansiyonlu kredi ödemelerinin ertelendiğini belirtti. Toprak reform programını denetleyen hükümet bakanlıkları tasfiye edildi ve birçok birim kapatıldı.

MST yerleşimlerindeki küçük ölçekli çiftçilerin birçoğu, 2000’li yılların sonunda kendilerine vaat edilen ve sağlanacağı söylenen devletin teknik yardım teşvikine yıllarca erişemedi. Bunun bazı topluluklara etkisi, örneğin São Paulo eyaletinin iç kesiminde, toprak reformundan yararlananların kabaca %50’sinin önceden tarımsal tecrübeye sahip olmadığından dolayı felaket olmuştur. Geçen Haziran ayında bir çiftçi bana “Bu çok ciddi. Teknik yardım almayan insanlar, ürün yetiştirmeyi veya üretim kredilerine nasıl yatırım yapacaklarını bilmiyor, insanlar borca ​​girip topraktan çıkıyorlar. Bu büyük bir sorundur, çünkü birçok insan için MST son seçenek ve merdivenin son basamağıydı, başka bir şeyleri yoktu! Altyapı ile ilgili sorunlarımız göz önüne alındığında bu daha da kötü” dedi. Nitekim, bu toplulukta, 242 yerleşmiş aileden kabaca yarısının güvenilir su erişiminden yoksun olduklarını ve on yıllardır şeker kamışı monokültüründen ciddi derecede bozulmuş topraklarda yaşama ve çalışma hakkına sahip olduklarını gözlemledim. Teknik yardıma ihtiyaç duyulması, ciddi sorunlara yol açarak, aileleri başka yerde yaşamak için teşvik eden yoksullaşma ve borç döngüsüne katkıda bulunmuştur.

Neighborly visits at the Copavi/Assentamento (Setlement) Santa Maria in Paraná (Photo by Mel Gurr)

Mevcut durumun merkezinde, bu Mayıs ayında Medida Provisionala 759 (Geçici Tedbir 759/2016) yasasının geçişi yer alıyor. Bu mevzuat, kırsal ve kentsel alanlarda toprak düzenine yön veren bir dizi kanunda derin dönüşümler yapmaktadır. Medida Provisionia, Cumhurbaşkanı Temer’in Aralık 2016 tarihli, yabancı yatırımcıların tarım ticareti için Brezilya’da arazi satın almalarına izin verme planlarının arkasından geldi. Bu planlar, ailelere münferit ünvanlar sağlayarak toprak reformu tesislerinin özelleştirilmesine ve böylece özel isteklilere arazi satışının kolaylaştırılmasına ve Amazon’da toprak gaspının yeni bir dalgasına yol açacak. Öneride bu toprakların %10’unun tarım reformundan geçmesi öngörülürken, dağıtım ve yararlanacaklarla ilgili kararlar belediye yönetimlerine de uygulanacaktı. Bu, büyük toprak sahiplerinin yerel politika üzerindeki ağır etkisini göz önüne almakla ilgilidir. Paraná’da bilimsel tarım uzmanı olan Alan Rodrigues: “Hükümet MST’yi ve işgalleri sona erdirmek için 1988’de Anayasaya konan toprak reformu için geliştirilen mekanizmaları sistematik bir şekilde parçalıyor” dedi. Fakat yoksul şehir sakinleri için gerekli olan kullanım haklarının tüm yapısını tehdit ettiği için bunun sonuçları kırsal bölgeyle sınırlı değildir.

Brasília Üniversitesi’nden Çevre ve Kırsal Kalkınma profesörü Sérgio Sauer’e göre, tedbirler “daha fazla toprağın yoğunlaştırılmasına, nüfusun dışlanmasına ve toprağın kamulaştırılmasına neden olacaktır.”

Kamulaştırılan toprakların % 90’ını yabancı şirketlere, % 10’nunu belediye yönetimlerine bırakmak, daha önce toplumsal hareketlerin devletle birlikte çalışarak gerçekleştirdiği toprak reformunun tam tersi bir yaklaşımın olduğunu gösteriyor. Bu durum, doğrudan toprak işgalinin meşruluğunun ortadan kaldırılmasıyla, sosyal açıdan verimsiz arazilerin devlet tarafından tanınması ve kamulaştırılması için bir mekanizma olarak sonuçlanabilir. Brezilya’nın 1988 Anayasasına dayanan bu taktik, MST gibi toplumsal hareketlerin, yetkililerin kendilerine göre verimsiz olan tarım alanlarını işgaller yoluyla açmaya zorlamasına izin vermişti. 1990’lı yıllarda ve 2000’lerin başında, toprak işgalleri organize edildi ve potansiyel toprak sahiplerinin seçim yapmalarına yardımcı oldu. Şu anda, tahmini 150.000 işgalci, işsizliğin giderek büyüyeceğinin tahmin edildiği Brezilya’da devlet tarafından yasal olarak tanınmayı beklemektedir. Bu arazi işgalcileri istikrarsız koşullarda yaşıyor ve şiddet içeren olaylara maruz kalıyorlar. Önerilen reform, toplumsal hareketlerin ve sivil toplum gruplarının yeniden politik sürecine katılımını etkili bir şekilde dışlayacaktır.

João Vitor climbs tree in vegetable gardens in the Assentamento (Settlement) Safra, Pernambuco (Photo by Mel Gurr)
Rodrigues’e göre, gelecekte küçük çiftçiler için umut verici durum bulunmamaktadır. “Yerleşimlerdeki ailelerin hayatta kalması konusunda çok endişeliyim” diyor ve ekliyor “Çalışmalarımı beğeniyorum. Belediyemde üretilen yiyecekleri ve sütleri satıyorum. Bu çok faydalı işi ve bu yerleşimde yaşamayı çok seviyorum, fakat etrafıma bakıyorum ve gelecek görmüyorum.” Yerleşimciler, küçük çiftçiler, evleri dedikleri alanlarda hükümet desteği olmadan burada yaşayamazlar. Bilgisayar bilimi okumak için üniversiteye geri dönmeyi düşünen Rodrigues’in, bilimsel bir tarım uzmanı olarak eğitim ve kariyerinin gelişimi, doğrudan ailesinin MST’ye katılmasından kaynaklanmaktadır. Son otuz yılda, MST (PT’nin desteğiyle) kırsal üreticilerin yeni nesil liderlerine öncelik vermiştir. Yerleşim alanlarındaki gençleri, tarımsal eğitim, üniversite bursları ve diğer alternatif yetişkin eğitimi programlarıyla, uygun tarımsal işletmeleri çalıştırmak için gerekli eğitimi almalarını sağlamıştır. MST’nin iyi bilinen siyah plastik gecekondu bölgelerinde yetişen, toprak reformundan yararlananların oğlu olan Rodrigues, bu nesilin dinamiklerinin örneklerinden biridir. MST’nin başarılı mücadelesinin kazanımlarından dolayı, üniversiteyi bitirip ardından da bilimsel tarım bölümü yüksek lisansını bitirdi. Rodrigues kırsal alana döndükten sonra, topluluğunda kooperatif süt ürünlerinin geliştirilmesinde anahtar rol oynamıştır. “Ailem kırsal kesimden geldi. Çalışma fırsatı bulamamışlardı. toprak, teknik yardım, kredi ve destek dahil hiçbir şeyleri yoktu. Bu yüzden 1990’larda MST’ye katıldılar. Toprak reformu aileme her şeyi verdi. ”

Dahası, MST militanlarının belirttiği gibi, küçük çaplı toprak sahipleri, tarım işletmelerinin %75’ini ve kırsal istihdamın yaklaşık % 80’ini oluşturuyorlar. Brezilyalılar tarafından tüketilen gıdanın yaklaşık % 70’ini üretiyorlar. Kırsal Brezilya, gençlerin topraklarında kalmasını ve yiyecek üretmesini sağlamalı, böylece toplulukları hayatta kalabilirler. Gençlik kırsaldan kentlere göç ettiğinde, toplulukları için umutlar çöker. Tarımsal Kalkınma Bakanlığı’nın (MDA) bir raporunda “Gençliğin kırsal kesimden şehre gitmeleri ulus, kırsal bölgeler veya kentler için iyi değildir ve muhtemelen gençler içinde iyi değildir. Kendi toplumlarını geride bırakmak zorunda kaldılar. Aile çiftçiliğinin geleceği için olduğu kadar Brezilya ulusunda da gençlerin kendi toplumlarında kalabilmesi, çalışmaya devam etmeleri ve evlenmesi için şartlar uygun olsaydı daha iyi olurdu. Aileleri olmalı ve itibarlı yaşamalılar. Bu nedenle kırsal gençlik, hükümet için önemli bir sorun haline gelmiştir.” Alan gibi sürdürülebilir tarımsal kalkınmadaki kırılgan alternatifler, Alan gibi genç yetişkinler buradan kaçarlarsa nasıl yaşayabilir?

Brezilya kırsalında kemer sıkma önlemlerinin uygulanması, gelecek nesillere sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için tarım ve toprak reformu potansiyeli üzerine büyük bir gölge düşürüyor. Bu gelişmeler toprak adaleti savaşçılarının onlarca yıldan beri kaydettiği ilerlemeleri  tehdit ediyor.

Kaynak: http://nacla.org/news/2017/08/15/land-injustice-brazil

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.