Dünyadan Göçmen Hareketi

Ortadoğu ve tabi ki Suriye başta olmak üzere tüm coğrafyalardaki emperyalist çatışmalar dünya nüfusunun büyük bir kısmını  mültecileştirdi. Ancak #RefugeeCrisis başlığı ile dünya gündeminde tırmanan bu kriz hergün bombalanan Afganistan topraklarından, sömürülen Afrika ve latin Amerika ülkelerinden ve tabi ki işgal altındaki Filistinden gelen ve uzun yıllardır süren akınların sadece ırkçılık ile birlikte keskinleşen yüzü.

Türkiye’de ucuz emek deposu ve pazarlık malzemesi haline getirilen mülteciler Avrupa kapılarını zorlarken belli ülkeler krizin ve dolayısıyla göçmen ve göçmen karşıtı hareketlerin öne çıktığı yerler olarak öne çıktı. Yunanistan, işgal evleri  ile sığınmacıların kaldığı dayanışma ağlarını ören antifaşist hareketin sivrildiği bir coğrafya. Troyka’nın baskısına boyun eğen Syriza hükümetinin verdiği boşaltma emrine karşı antifaşistler işgal evlerini korumak için günlerce süren eylemler yaptılar.

Göçmen haklarını savunan hareketlerin yanı sıra ırkçı faşist hareketler de dünya genelinde eş zamanlı tırmandı. Bu da Avrupa’nın yanı sıra Amerika ve Avustralya gibi emperyalist odaklarda antifaşist hareketlerin örgütlenmesine ivme kattı.  Avustralya ülkeye kayıt dışı olarak giriş yapan sığınmacıları Nauru, Manus ve Christmas adalarındaki yasadışı gözaltı merkezlerinde tutuyor. Bu işkence kampları göçmen intiharları, açlık grevleri ile destek için antifaşistlerin yaptığı parlemento işgali başta olmak üzere bir çok eylemsellik nedeniyle özellikle geçen sene çokça gündeme gelmişti.

Ama en çok Trump’ın göçmen karşıtı yasalarına karşı birleşen toplumsal hareketler konuşuldu. Amerika’daki Arap Amerikan Eylem Ağı (Filistinli mültecilerin örgütlendiği), BlackLivesMatter hareketi ve yerel antifaşist ağlar birleşik bir cephe oluşturdular ve havaalanlarında destek eylemleri düzenlediler.

Göçmen hareketine dair genel bir bakış sunuyor olsak da göçmen işçi hareketi için ayrı bir başlık açmak gerekir. OECD’nin 50 yıllık strateji raporlarında mültecileşen nüfusun ucuz emek olarak kapitalist sistem krizini kırmada kullanılabileceğinden bahsedilmektedir. Göçmen işçilerin yaşadığı hak ilhallerini, kitlesel işçi ölümlerinin yaşandığı Katar Dünya Kupası inşaatları dünya gündemine taşıdı. Kefala sistemi ile pasaportlarına el konularak rehin alınan işçiler insanlık dışı koşullarda çalışmaya mecbur bırakıldılar. Uluslararası İşçi Sendikaları Konfedasyonu’nun (ITUC) 2015 yılında yayınlamış olduğu raporda, 2022 Dünya Kupası inşaatlarında en az 1000 işçinin hayatını kaybetmiş olabileceği açıklanmıştır. İnsalık dışı güvencesiz yaşam koşullarına karşı Tayvan’da, Çin’de, Suudi Arabistan’da, Güney Kore’de, ABD’de, Lübnan’da ve daha bir çok ülkede göçmen işçi sendikalarının kurulmaya başlandığını ve sınırdışı edilme, tutuklanma tehditlerine karşı göçmen işçilerin örgütlendiğini biliyoruz. Tabi ki burada ABD’deki göçmen gözaltı merkezlerinde köle statüsünde çalıştırılan göçmenlerin direnişini de zikretmek gerekir. Trump’ın göçmen karşıtı politikalarının hedefi kendisinin iddia ettiği gibi ABD vatandaşlarının işini ellerinden alan göçmenleri sınırdışı etmek değildir. Tam aksine göçmenleri gözaltı merkezlerinde toplayarak ücretsiz kölelelik koşullarında çalıştırmaktır. Bu nedenledir ki 2016’daki ABD hapishane grevleri göçmen gözaltı merkezlerine de sıçramıştır.

Son olarak dünya mülteci nüfusunun büyük bir kısmını oluşturan ve kendi topraklarında dahi mültecileştirilen Filistin halkının büyük “geri dönüş yürüyüşü”nden bahsetmek gerekir. Bu yıl Nakba’nın yani İsrail devletinin kurulduğu Filistinlilerin büyük felaketinin yıldönümünden bir gün önce Trump ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması merasimine katıldı. Filistin halkı ise Toprak ve Nakba günleri arasındaki her Cuma (30 Mart-15 Mayıs) Gazze hattında Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönüş hakkını temsilen büyük dönüş yürüyüşü düzenledi. Tam bir katliam yaşandı, onlarca Filistinli hayatını kaybetti, binler yaralandı. Ancak dünyanın gözü önünde yaşanan bu katliam Ortadoğu halklarının emperyalist düşmanları İsrail ile ABD’nin orantısız gücünden çok Filistin halkının bitmeyen intifidasını bir kez daha hafızalarımıza kazıdı.

Haber: isyandan.org

 

 

 

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.