Güney Afrika: SAFTU’nun Önderlik Ettiği İşçilerin Tarihi Zaferi

Binlerce işçinin sefalet düzeyindeki asgari ücreti ve anayasal temel haklar arasında yer alan grev hakkını tehdit eden çalışma yasalarındaki değişikleri protesto etmek için meydanlara çıktığı 25 Nisan 2018 Çarşamba günü Güney Afrika işçi sendikaları hareketinin gelişiminde tarihi bir dönüş noktası olarak kayda geçecektir.

Güney Afrika İşçi Sendikaları Federasyonu (SAFTU) protesto gösterilerine katılan üye sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, politik partileri ve Johannesburg, Cape Town, Durban, PE, Bloemfontein ve Polokwane’de sokaklara dökülen halkın yanı sıra o gün çalışmayarak protestolara destek veren kır emekçilerini ve küçük şehirlerdeki binlerce emekçiyi kutlar ve  desteklerinden ötürü teşekkür eder.

Protestocular bu yürüyüşle saat başı asgari ücretin 20 Rand olması önerisiyle Güney Afrika halkının öfkesini çeken hükümete, işverenlere ve sarı sendika liderlerine güçlü bir uyarıda bulundular. Bu düzeydeki bir asgari ücret  yoksulluğu artırarak ırkçı rejim dönemindeki ücret farklılıklarını meşrulaştıracağı gibi binlerce işçiyi de ailelerinin gıda ve çocuklarının eğitim giderlerini karşılamak amacıyla her gün çırpınmak zorunda bırakacaktır.

Bu yeni yasa önergesiyle dünyanın en eşitsiz toplumunu çok daha eşitsiz hale geleceği gibi yaşamlarını sürdürmek için zaten yetersiz kaynaklara sahip milyonlarca yoksul, ekonomik hayatın dışına atılacaktır.

İşçilerin anayasal grev yapma hakkını kullanmalarını zorlaştırmak amacıyla çalışma yasalarında değişiklikler öngören bu yasa önergesi ciddi öfkeye de yol açtı.

Halen yürürlükte olan yasalara göre zaten işçilerin yasal bir grev kararı alabilmeleri için önce gizli bir oylama yapmaları gerekiyor. Çoğu sendika, üyelerinin demokratik olarak karar alması amacıyla bunu yerine getiriyor ancak hükümet şimdiye kadar bu oylamayı zorunlu tutmuyordu.

Yeni değişiklerle sendikalar gizli oylamanın nasıl yapılacağına dair yeni yasalar da dahil olmak üzere çok daha fazla usul engelleriyle karşılaşacak ve hatta bir grevin başlamasından önce daha uzun bir uzlaşma süresi olacağı gibi grev gözcülüğü kurallarının da belirlenmesi gerekecek.

Bu yeni yasa önergesinde yer alan  bir maddeye göre işverenler yasada öngörülen süre zarfında uzlaşmak için hiç bir girişimde bulunmadan Uzlaşma ve Hakem Heyeti’ne (CCMA) giderek grevin “çok uzun bir süredir” devam ettiğini ve “çok fazla zarara” yol açtığını ileri sürerek ihtilafın hakem yoluyla çözülmesini talep edebilecekler. Sendikalar üyelerinin görüşlerini almak zorunda oldukları bu kısa süre zarfında itiraz yoluna gitmezlerse, bu karar bağlayıcı olacaktır. Sendikalar itiraz süresini kaçırırsa hakem yoluyla çözüme gidilmesi zorunlu olabilir ve bu da işçilere yeniden işbaşı yaptırmak için başvurulan anayasayaya aykırı bir yol olacaktır.

Bu yasalar sınırlı kaynakları sahip küçük sendikalar ve hatta herhangi bir sendikaya üye olmayan işçi yığınları için bile yeni sorunlar doğuracaktır . İşçilerin yaklaşık % 76’sı hali hazırda bir sendikaya üye değil ama aynı anayasal grev yapma hakkına sahipler. Ancak değişiklerin ardından bütün bu usullerin üstesinden gelmeleri mümkün olmayacaktır.

Bu yasalar işverenlerin ve onları temsil eden avukatların gücünü daha da artıracaktır. Dahası sendikaları zayıflatmalarına ve hatta işçilerin temel insan haklarının bile gasbedilmesine imkan sunacaktır ve dolayısıyla işçilerin patronlarınca giderek daha yoğun sömürülmesine yol açacağı gibi güç dengesini de patronlar lehine değiştirecektir.

Eğer bu önerge yasalaşacak olursa yeni yasa KDV, yakıt vergisi ve trafik sigortasındaki artışlar nedeniyle her şeyin giderek pahalandığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yanı sıra diğer temel hizmetlerin de giderek kötüleştiği, her geçen gün daha fazla insanın işini kaybettiği ve geçici işlerde çalışmaya zorlandığı  koşullarda milyonlarca işçinin acınası durumlarını daha da kötüleştirecektir.

Meclis çalışma komisyonuna yapılan itirazları da göz önünde bulundurarak yeniden hazırlanması amacıyla yasa önergesi çalışma bakanlığına geri gönderildi. Bu itirazlardan birini de 17 Nisan 2018’de Güney Afrika İşçi Sendikaları Federasyonu yaptı.

Federasyon yeni tasarıları da inceleyecek ve daha çok tartışılması amacıyla federasyonunda katılımı şartıyla Ulusal Ekonomik Kalkınma ve Emek Konseyi’ne (NEDLAC) gönderilmesini talep edecek. Böylece COSATU (Güney Afrika Sendikalar Kongresi); FEDUSA (Güney Afrika Sendikalar Federasyonu) ve NACTU (Ulusal Sendikalar Konseyi) liderlerinin işçilerden habersiz uzlaşmaya vararak hükümet ve işverenlerle yaptığı skandal anlaşmayı ortaya çıkarıp muhalefet edebileceğiz.

Bu yasa önergesi daha sonra yeniden parlamentonun önüne gelecek ve Güney Afrika İşçi Sendikaları Federasyonu da talepleri için milletvekillerinin desteğini almak için çabalarını sürdürecek. Şimdiden görüş ve taleplerimize destek vermeleri konusunda üç partiyi –Ekonomik Özgürlük Savaşçıları, Birleşik Demokratik Hareket ve Afrika Halk Sözleşmesi- ikna etmiş durumdayız. Afrika Ulusal Kongresi milletvekilleri de dahil olmak üzere daha çok milletvekilinin görüşlerimize destek olmasını sağlayacağımızı  umut ediyoruz.

Ayrıca yasa önergesinin kimi maddeleri için mahkemeye başvurma yollarını da araştırıyoruz.

Ancak kampanyamız asla milletvekillerinin desteğine ya da mahkeme salonunda kazanmaya değil; asgari ücretin 125.000 Rand olması, işçilerin anayasal grev haklarını kullanmalarını zorlaştırmak için değil kolaylaştırmak için çalışma yasalarında değişiklikler yapılması gibi hedeflerimize ulaşıncaya kadar giderek daha da kitleselleşecek olan  dünkü yürüyüş gibi kitle eylemlerine dayanıyor.

Kaynak: http://saftu.org.za/saftu-led-march-an-historic-victory-for-the-workers/

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.