COP 21: La Via Campesina Etkinlikleri (www.karasaban.net)

campesina

Dünyanın farklı bölgelerindeki 30 ülkeden köylü/çiftçi örgütü  temsilcileri Avrupa La Via Campesina Koordinasyonu (ECVC) ve Confédération Paysanne’nın misafirliğinde Paris’te buluştu. La Via Campesina (LVC) üyesi örgüt temsilcileri COP21 kapsamında düzenlenen resmi oturumlara katıldıkları gibi La Via Campesina’nın ve toplumsal muhalefet hareketlerinin birlikte örgütledikleri toplantı, etkinlik ve eylemlerin de aktif katılımcısı oldular. La Via Campesina bileşenleri etkinliklerini “İklim Krizine Karşı Gerçek Çözümler” temel  başlığı altında yaptı. İklim Krizi ve köylülerin durumu, kadın köylülerin ve çiftçilerin örgütlenmesi, toprak ve su mücadelelerinin buluşması, göçmenlik ve iklim krizi, küresel iklim eylemi vb bu bakış açısından hareketle yapılan etkinliklerdi. LVC’nın uluslararası delagasyondan katılımcıları yaklaşık 2 hafta boyunca Paris’te bulunurken, Avrupa koordinasyonu üyeleri de yaklaşık bir hafta boyunca Paris’teydi. LVC ve ECVC’nin beraber düzenlediği etkinlik ve ziyaretlere katıldılar.

ÇİFTÇİ-SEN de, La Via Campesina’nın üyesi olduğu gibi ECVC’nin de kurucu üyesidir. Bu nedenle ÇİFTÇİ-SEN de bu organizasyonlar da bir delegeyle temsil edildi. ÇİFTÇİ-SEN’i toplantılarda ve örgütlenen eylemlerde ÇİFTÇİ-SEN Genel Örgütlenme Sekreteri, ve aynı zamanda da Üzüm-SEN Genel Başkanı olan Adnan Çobanoğlu temsil ederken ÇİFTÇİ-SEN gönüllüsü Umut Kocagöz de eşlik etti. La Via Campesina COP21 görüşmeleri sürecindeki bazı etkinliklerin de doğrudan örgütleyicileri arasındaydı.
DSC00409

COP21 resmi müzakerelerinin yapıldığı sivil toplum için ayrılmış alanda LVC ve ECVC tarafından düzenlenen bu panelde, La Via Campesina delagasyonundan ve Land Workers Alliance (Toprak İşçileri İttifakı – İngiltere) liderlerinden Adam Payne, Serikat Petani Indonesia’dan (Endonezya Köylü Birliği – Endonezya) Zainal Arifin ve Movimento dos Pequenos Agricultores’den (Küçük Üreticiler Hareketi – Brezilya) Maria Costa söz aldı. Toplantının moderasyonunu ise Confédération Paysanne’dan (Köylü Konfederasyonu – Fransa) Josie Riffaud yaptı.

LVC’nin resmi zirvede sivil topluma ayrılmış bölümde yaptığı bu toplantı, iklim değişikliğinin en önemli sebeplerinden birisinin şirket tarımı olduğunu, iklim krizine dönük gerçek çözümün “Gıda Egemenliği”nden geçtiğini; bu nedenle de köylü tarımının desteklenmesinin gerekliliğini resmi alanda ifade etmek açısından önemliydi. Toplantıda küçük aile tarımının dünyayı soğuttuğu, gıdanın  endüstrileştirilmesinden bahsedilmeden iklim değişikliğinde çözümden bahsetmenin tutarlı olmadığı ifade edilirken, iklim değişikliğinin esas çözümünün köylü tarımı ve gıda egemenliği perspektifiyle nasıl mümkün olabileceği tartışıldı. Panelistlerin sunumlarının ardından salondan katılımcıların da soru ve görüşlerine yer verildi. ÇİFÇİ-SEN olarak da, toprağın  karbonu emme, böylelikle de iklimi dengeleme özelliğinden  bahsedip, köylü tarımının toprağı koruduğunu, endüstriyel tarımın ise kimyasallarla toprağı kirletip toprağın bu özelliğini ortadan kaldırdığını, ayrıca da daha fazla enerji kullanımı ve tüketimine  sebep olduğunu belirterek, endüstriyel tarımın  iklim krizinin temel suçlularından birisi olduğunu örnekleriyle anlatmaya çalıştık.

dilekagaci

Fransa hükümeti, Paris’te yaşanan katliamı bahane ederek “olağanüstü hal ilan” etmiş ve Fransa’da olağanlaşmış demokratik hakların bir kısmını rafa kaldırmıştı. Protesto eylemlerini yasaklayıp,  hala protesto etmeye çalışanlara gaz, TOMA vb. araçlarla saldırdı, gözaltına aldı, ev hapsi uyguladı. Ancak LVC ve ittifak halinde bulunduğu diğer toplum örgütleri bu yasaklara direnmeye çalıştı. Kırmızı çizgiyi geçen yani kendi yaşam alanlarına saldıran şirketlere ve hükümet temsilcilerine karşı mücadele etmekde kararlı oldular.

Milyonlarca çiftçiyi topraklarından ettiği, su kaynaklarına el koyduğu, köylülerin gıda egemenliğine saldırdığı ve iklim değişikliğinin suçlularından olduğu  için uluslararası gıda tekellerinden biri olan  Danone’nin genel merkezi önünde La Via Campesina ve müttefiki örgütler eylem yapmayı kararlaştırdı. LVC delegasyonu her akşam toplanıp günün değerlendirmesini ve bir sonraki gün yapılacakları ayrıntılı tartışıyordu, bu eylemden önceki akşam da değerlendirme toplantısı için bir araya geldiler. LVC delegasyonuna, eylem komitesinden bir kişi bu eylemle ve aynı saatlerde farklı bir yerde yapılacak olan “İklim krizi mağduru göçmen çiftçilere destek” için yapılacak eylemle ilgili de riskleri, eylemin güvenlik önlemlerini, zamanlama ve organizasyon bilgilerini aktardıktan,hangi eylemin daha fazla risk taşıdığı da belirtildikten sonra tartışmaya geçildi.COP 21 Via campesina eylemi LVC delegasyonuna hangi eyleme katılmak istedikleri sorularak katılımcılar belirlendi. Ayrıca sınır dışı edilme, dönüşte kendi ülkelerinde yaşayabilecekleri problemler vb. nedenlerle bu yasal olmayan eylemlere katılmak istemeyenlere de eylemin olduğu gün yapılacak, izinli  toplantılara ilişkin de bilgiler sunularak  herkesin kendi tercihine göre karar vermesi sağlandı. Türkiye’de fazla alışık olmadığımız, herkesin kendi kararını vermesi ve kimseyi zorlamadan koyabileceği azami katkı ne ise onu koyabilmesinin önünü açan bir demokrasi anlayışı La Via Campesina ‘da işletildi. Bağımsız gruplar halinde genel merkez önüne gidilerek diğer gruplarla buluşuldu ve tam saatinde Danone genel merkezinin önünde  protesto gerçekleştirildi. Şirketlerin ve hükümetlerin uyguladıkları politikaların “kırmızı çizgiyi” geçtiğini ve mağdurların kendi kırmızı çizgilerini yani mücadele hatlarını  ifade eden eylem biçimlerinden biri olan “kırmızı çizgi” eylemi yapıldı. Danone’nin kapısı içeriye girmek için zorlandı.Danone’nin önüne kırmızı boya ile kalın çizgi çizildi. Bu çizgi sembolik olarak “Endüstriyel Tarımla aramızda kalın uzlaşmaz bir çizgi var ve biz Gıda Egemenliğimizi kaybetmek istemiyoruz, bunun için mücadele edeceğiz” anlamı taşıyordu. Gıda Egemenliği mücadelemizi ifade eden dövizler ve sloganlarla bu eylem gerçekleşti. Medyanın ilgisi büyüktü ve LVC delegasyonuyla röportajlar yapmaya çalıştılar. Bize Türkiye’deki  Danone’yi anlatmamızı istediler. Yaptığımız röportajda, kısaca Danone’nin Türkiye’de su ve su kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını, kendileriyle çalışan  süt üreticilerini ise şirketlerine bağımlı hayvan yetiştiricileri haline getirmeye çalıştıklarını, buna karşı ise mücadele etmek gerektiğini belirttik.

Videolar:

 

———–

20151212_130448

İklim Eylemleri Merkezi (ZAC) adıyla anılan mekan, sivil toplum örgütlerinin ve mücadele örgütlerinin ittifak halinde, iklim mağdurlarının görüş, düşünce ve önerilerini tartıştığı panel ve toplantıların, film gösterimlerinin, sergilerin, forumların yapıldığı büyük bir merkezdi. Bu Kültür Merkezi’nin ortasına  büyük bir “Dilek Ağacı” kurulmuştu. Masanın üzerinde rengarenk kurdeleler vardı ve isteyen herkes alıp COP21’e ilişkin görüş ve taleplerini yazıp ağaca bağlıyordu. Ağaca bağlanmış yüzlerce kurdele vardı.
Bu merkezde, LVC’nin moderasyonluğunda dünyanın farklı yerlerinden köylülerin ve çiftçilerin katıldığı bir forum düzenlendi. Forum, LVC’nin örgütlediği mystica ile başladı. Mystica, şirket tarımının insanlar üzerindeki öldürücü etkisine karşı ekolojik köylü tarımının insanlığı kurtaracak çözüm olduğunu ifade ediyordu. Daha sonra forum düzenine geçildi. Katılımcılar, yaşadıkları farklı ülkelerindeki  deneyimlerini aktardılar. Şirket tarımının sonuçlarını açıkça gösteren bu deneyimler aynı zamanda gıda egemenliği mücadelesinin de ne kadar önemli olduğunun altını çizdi.

Bu forum aynı zamanda LVC’nin iklim değişikliğine karşı mücadeledeki etkisini arttırması ve dünyanın değişik yerlerindeki köylülerin/çiftçilerin ortaklaşmış sözlerini toplumun farklı kesimlerine ulaştırması konusunda önemli bir işlev gördü. Gıda egemenliği mücadelesinin yalnızca LVC’nin, köylülerin/çiftçilerin mücadelesi ile kazanılamayacağı ve sadece onların sorunu olmadığı, endüstriyel gıda sisteminden, iklim krizinden ve genel olarak sistemden etkilenen bütün toplumsal kesimlerin sorunu olduğu ve bu nedenle de  gıda egemenliği mücadelesine dahil olmaları gerektiği düşüncesi değer kazandı.

Bu forum öncesinde  de Fransız Haber Ajansı (AFP) ve World (Hollanda) dergisi ÇİFTÇİ-SEN  delegesi ile de bir söyleşi yaptı.

Hands on the Land Alliance ve LVC tarafından 3 oturum halinde düzenlenen bu etkinlikte, farklı oturumlarda Latin Amerika, Afrika, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya bölgelerinden toprak ve su mücadeleleri temsilcileri kısa sunumlar yaptılar.
DSC00570
İlk oturumda, iklim krizi konusunda şirketlerin yanlış çözüm önerileri deşifre edildi. Madencilik, toprak ve su gaspı, okyanus gaspı, ormansızlaştırma gibi faaliyetlerin iklim değişikliğinde nasıl sonuçlar doğurduğu topluluk deneyimlerinden örneklerle aktarıldı.

İkinci oturumda gıda egemenliği, ekolojik köylü tarımı ve insan hakları ilke ve değerlerine dayanan gerçek çözümlerin nasıl mümkün olduğu, dünyanın farklı yerlerinde bu çözümlerin nasıl hayata geçirildiği ve savunulduğu ifade edildi.

Üçüncü oturumda ise, yerel, bölgesel ve küresel ölçekte bu tarz buluşmalara neden ihtiyaç duyulduğu, hangi araçların bu tarz buluşmalar için kullanılabileceği ve bu buluşmaların nasıl bir işlevi olacağı kısaca değerlendirildi.

Fransa’nın güneyinde, Paris’e yaklaşık 5 saat mesafede bulunan Notre Dame des Landes Savunma Bölgesi (ZAD) özerk alanını ziyaret ettik.

Bu bölge verimli tarım arazilerine sahip ve  hayvan yetiştiriciliğinin yoğun olduğu bir yer.   40 yıl önce burada  bir havaalanı projesi gündeme  getirilerek kamulaştırmalar başlamış, bazı köylüler arazilerinin satışını kabul ederken bazıları da satmayıp arazilerine ve üretimlerine sahip çıkmaya çalışmışlar. Şu an mücadeleleri, hükümetlerin kamulaştırma politikaları nedeniyle boşaltılan toprakları işgal ederek ve özerk bir tarımsal bölge örgütlemeye çalışarak  devam ediyor.

Bu ziyarette uluslararası delagasyon olarak mücadelenin destekçisi olduğumuzu, benzer mücadelelerin dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleştiğini ve dayanışmanın çok önemli olduğunu ifade ederek,toprakları işgal edip direnenlere  örgütlerimizi simgeleyen bayrakları hediye ettik. (ZAD bölgesi ziyaretini bir başka yazıda ayrıntılı olarak anlatacağız.)

Fransa’daki mevcut olağanüstü hal rejimi ile bir kaç haftadır yapılan görüşmeler ve sivil toplum örgütlerinin ve mücadele örgütlerinin kararlı duruşu sonrası yapılan anlaşmayla, İklim Zirvesi’nin kapanış etkinliği olarak Küresel bir eylem yapılması planlandı. “İklim Adaleti için en kitlesel eylem” üst başlığını taşıyan bu eylem Paris’in 2 bölgesinde, 2 farklı eylem olarak düzenleniyordu.

Birinci  eylemde, “kırmızı çizgi” eylemi yapılması planlanmaktaydı: kırmızı çizgi çekilerek küresel iklim krizinde kırmızı çizginin geçildiği ifade edilecekti. İkinci eylemde, farklı STK’lar ve mücadele örgütleri yan yana gelerek iklim adaleti ittifakının bileşenleri olarak kendilerini ifade edeceklerdi. Eyfel kulesinin çevresinde bir insan zinciri oluşturacaklardı. LVC temsilcisi Eyfel de kurulan kürsüde konuşmacıydı. Hükümet iki eylemi birbirinden ayırmaya çalışmış, değişik engeller oluşturarak iki kitlenin birbiriyle birleşmesini istememişti. La Via Campesina ise iki eylemin de bir tarzda birleştirilmesini düşünüyordu. İlk eyleme katılıp ittifak halinde olduğu örgütlerle beraber, mitingin bitmesine yakın alandan erken ayrılarak ve  fiili olarak araç yolunu trafiğe kapatarak yürüyüşe başladı. Binlerce kişi LVC kortejinin peşine takıldı ve LVC böylelikle yürüyüş yasağını delerek  iki eylem arasındaki engeli ortadan kaldırdı, eyleme katılan bütün gruplara yol açarak kitlenin Eyfel kulesine ulaşmasını sağladı. Böylece Küresel İklim Adaleti Eylemi, hak ettiği biçimde, büyük bir yürüyüşle yapılmış oldu.COP 21

[Asteazkena] La Via Campesina Parisen #Climate21 from soberaniaalimentaria onVimeo.

Eyfel Kulesi altında yapılan mitingde konuşan LVC temsilcisi Eberto Diaz (Kolombiya) şunları söyledi;

“Köylüler, gezegeni soğutmak için gerçek çözümler sunuyor. Köylülerin ekolojik tarımı dünyayı soğutuyor. Yanlış çözüm önerileri ise dünyayı yok ediyor. Bu nedenle, “iklime duyarlı tarım”a karşı çıkıyoruz. Bu insanlığa bir tehdit. Biz kendi ekolojik tarımımızı ortaya koyuyoruz, gerçek çözümler öneriyoruz. Yaşasın insanlık!

Çokuluslu ve ulusötesi şirketlerin suyu ele geçirmesine karşı çıkıyoruz. Biyoçeşitliliği, köylülerin topraklarını gasp ediyorlar. Onlara karşı çıkıyoruz: Sayılı günleriniz kaldı! Çünkü insanlık sizlere karşı, hırsızlığa karşı ayağa kalkıyor. Bu yüzden köylüler diyor ki, biz iklimi değil sistemi değiştirmek istiyoruz! Demokrasi, eşitlik ve kaynakların demokratikleşmesine dayanan bir sistem istiyoruz.”

Diaz, “Yaşasın La Via Campesina” diyerek sözlerini bitirdi.

Yazarlar: Adnan Çobanoğlu – Umut Kocagöz

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.